1. YAZARLAR

  2. Erdinç Gündüz

  3. Bir anı – Basın - Kara Bulutlar
Erdinç Gündüz

Erdinç Gündüz

Bir anı – Basın - Kara Bulutlar

A+A-

 

Bir anı

Daha önce de yazmıştım. Ama galiba hatırlamak, hatırlatmak gerekiyor gene.

Yıllar yıllar  önceydi. Tam tarih hatırlayamıyorum. Büyük gazetelerden üç-dört ünlü gazeteci (köşe yazarı) ile bir yerlerde birşeyler yudumluyorduk. Sohbet konumuz da Kıbrıs’tı. Açıkçası, atıp tutuyorlardı. Dayanamadım sonunda ve patladım.

“Darılmayın ama, Kıbrıs hakkında, Kıbrıs’da neler olup bittiği konusunda çok da bilgi sahibi değilsiniz gibi görünüyor. Yazdıklarınızdan da  öyle anlaşılıyor, bu sohbette söylediklerinizden de” dedim. Şaşırıp bakakaldılar. Ama ok yaydan çıkmıştı artık. İçimi dökmeliydim; devam ettim.

“Kusura bakmayın ama Kıbrıs konusunda köşelerinizde yazdıklarınızı okudukça, endişelere kapılıyorum.  Bildiklerinizle ilgili olarak... Hem Kıbrıs konusunda hem de diğer konularda... Eğer diğer konularda yazdıklarınız da Kıbrıs hakkında yazdıklarınız kadar doğruysa,  ‘eyvah hem de ne eyvah’...  Demek ki,  diğer konularda yazdıklarınıza da pek güvenmememiz lazım.....” diye düşünüyorum.

Biraz kabaca olmuştu. Sözcükler ağzımdan dükülürken farketmiştim ama başlamıştım bir kere. Önce, çok bozuldular.  sonra içlerinden biri atıldı ve “Doğru söylüyor... Birincisi, bize ne anlatılıyorsa onu doğru kabul ediyoruz...İkincisi, Kıbrıs konusunda yazarken, nedense mantığımızı kaybediyor duygularımıza yenik düşüyoruz hep...” deyiverdi.


Basın (!)

Aradan yıllar geçti. Hep izlemeye devam ettim. Değişen pek birşey olmadı. Aynı şekilde devam ediyor herşey. “Sokaktaki vatandaşın hiçbir şey bilmeden yorumlarına neden kızalım ki ?” derim  hep kendi kendime. “Medya yanlış yönlendiriyorsa neden kızalım ki ?” derim... “Kızmamız gereken gazeteciler...” derim...

Derim ama, daha sonra farkettim ki, sadece medya veya sokaktaki vatandaş değildi pek de birşey bilmeden konuşan.  Politikacıların çoğu da öyleydi malesef. ‘Kitap’ yazılmıştı bir kere. ‘1974’de çıktık... Türkleri kurtardık... Şehitler verdik... Kanla alınan masada verilmez...’ v.s. v.s. v.s....

“Filistin’de de şehitler vermiştin, Libya çöllerinde de..Dahası, Kore’de bile. Nasıl verdindi şehit verilen bu toprakları masada ?” diye sorasım geldi hep.


Kara bulutlar...

Şaşırmaya devam ediyor Kıbrıslı Türk. Şaşırmaya, bundan sonra da devam edeceğe benziyor. En son şaşırtan, gazeteci falan da değil.  Sokaktaki vatandaş, hiç değil.  Koskoca TC’nin,  koskoca  Cumhurbaşkanlığı’nın koskoca  Baş Danışmanı. Büyük bir heyecanla ne diyor adam ? “KKTC, Türkiye’nin deniz aşırı bir vilayeti olmalı....” diyor.  Der mi der ? İlk defası değil. Daha önce de KKTC ve halkı hakkındaki parlak mı parlak (!)  düşüncelerini duymuştuk Sayın Baş Danışman’ın.

Tepkiler sonrasında “Sözlerim çarpıtıldı...” gibi birşeyler söylemiş... Neymiş çarpıtılan anlayamadık. Bu kaçıncı ‘çarpıtma’ (!)...

Çok merak ediyorum, ne danışıyor bu beyefendiye Sayın Cumhurbaşkanı ?  Söylediklerine güveniyor, benimsiyor mu ?  Danıştığı diğer konulardaki görüşleri de KKTC ile ilgili olanlar kadar sağlıklı mı ?  Yoksa, Cumhurbaşkanı’nın kafasının hemen üzerinde kapkara bulutlar dolaşıyor da farkında değil mi ?


 

Sokak Ağzı

“CHP, mahkemeleri de mahkemeye vermiş...Duydunuz mu ?”

***

“Bakan Atun,  “Araşdırma için  Türkiyeye izin verdig” demiş... Gülme duddu beni duyunca... Sayın Atun, kimi inandırdın senden izin istediglerine. Yabma yahu... Bu gadar aptal zannedersiniz ama bizi ?”

***

“Bakan Atun ve ortakları, kara’da sondaj yapılması için de izin vereceklerini söyledi. İşte o zaman seyreyleyin cümbüşü. Kaçıp kafamızı dinlediğimiz bir Karpaz kaldıydı, o da gidecek elden. Biz eşekleri düşünmem de, oradaki ‘gerçek’ Kıbrıslılar olan eşeklerin durumunu düşünürüm...”

***

“Fakir fukaraya hasda olmag da yasag artıg. Genel Hastane falan mafiş... Parası olanlar özel hastanelere gidecegler. Olmayanlar ise mezarlara...”

***

“Ha Anavatandakiler ve bizim buralardaki bazıları... Politikacı dediğinin ağzından çıkanı kulaklarının duyması şart. Aksi takdirde birileri çıkar ve ‘Ne saçmalıyorsun be sen ?’ der.”

 

Bu yazı toplam 2111 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar