1. YAZARLAR

  2. Ünal Fındık

  3. Beşli konferans ve Rum siyasiler
Ünal Fındık

Ünal Fındık

Beşli konferans ve Rum siyasiler

A+A-

Kıbrıs sorununda sona yaklaşıyoruz. Garantiler konusu dışındaki bütün başlıklarda yeterli ilerleme sağlandığı taktirde “Çoklu” ya da “Beşli” konferans toplanacak.
Bu tez 2004 referandumundan sonra görüşmelerin yeniden başladığı Eylül 2008’de dönemin liderleri Talat-Hristofyas arasında varılan mutabakatta vardır. O günden bu yana da geçerliliğini koruyor.
Talat- Hristofyas Kıbrıs sorununun temel konularını 6 başlıkta toplamış ve bu 6 başlığın 5 tanesinde yeterli ilerleme olması halinde garantörlerin de katılımı ile yapılacak toplantıda garantiler konusunu ve açık bırakılan konuları sonuçlandırma kararı almışlardı.
Talat-Hristofyas çok hızlı ilerlemiş, Nisan 2010 öncesine kadar 3 başlığı, “Yönetim ve Güç Paylaşımı”, “Ekonomi” ve “AB ile İlişkiler” başlıklarını neredeyse son aşamaya getirmişlerdi.
Araya 5 yıllık Eroğlu dönemi girdi. Eroğlu dönemi Kıbrıs için maalesef kayıp dönem oldu. Kıbrıslılar Eroğlu ile tam 5 yıl kaybetti.
Nisan 2015 seçimlerini Akıncı’nın kazanması ile süreç yeniden başladı. 5 yılda yapılamayan “Tarama Süreci” bir ayda tamamlandı. Tarama süreci Eylül 2008’de başlayan yeni görüşme sürecinde o güne kadar sağlanan ilerlemelerin ve tarafların pozisyonlarının teyit edilmesi süreciydi.
Mayıs sonu bu işlem müzakere heyetleri tarafından bitirildi. Liderler de hazırlanan raporları onayladı. Böylece yeni konulara geçildi.
Dördüncü başlık “Mülkiyet” başlığı idi. Mülkiyette de yeterli ilerleme sağlandı. Ancak henüz sonuçlanmadı. Sorunun çözümü için eşit sayıda Türk ve Rum üye ile bir de yabancı üyeden oluşacak “Mülkiyet Komitesi” kurulması konusunda tarafların sağladığı mutabakat sanırım bu sorunun çözümünde en önemli adım oldu.
Özetle süreç şöyle olacak:
1- Mülk sahibi Komisyona müracaat edecek, bu müracaatta ne istediğini belirtecek. Takas mı, Tazminat mı, yoksa İade mi istediğini müracaatında belirtecek.
2- Komisyon bu müracaatı çözümlemek için terk etmek zorunda kaldığı mülkün bugünkü durumuna bakacak ve kimin kullanımında olduğunu, bugünkü kullanıcının güneyde/kuzeyde mal bırakıp bırakmadığı ve mülkte herhangi bir gelişme olup olmadığını inceleyecek.
3- Bu incelemeden sonra tarafların üzerinde uzlaşacağı “Kriterlere” bakarak kararını verecek. Bu karar sürecinde mülk sahibinin istemi önemli olacak ama belirleyici olmayacak. Belirleyici olacak olan yalnızca kriterler olacak.
Görüşme sürecinde şimdi geldiğimiz nokta kriterlerin belirlenmesidir. Benim basından takip edebildiğim kadarıyla bu konuda sona yaklaşıldı. Programa göre Kasım sonu bu konu bitirilmeliydi. Ancak henüz bitmedi. Muhtemelen bu yılın son görüşmesinin yapılacağı Pazar gün de bitirilemeyecek. Ama liderler önümüzdeki yılın ilk günlerinde bu konunun aşıldığını duyurabilir.
Bu aşamada artık “Toprak” başlığına geçilecek. Bu aynı zamanda “Al-Ver” aşaması olacak. Böylece geriye yalnızca “Güvenlik ve Garantiler” başlığı kalacak. Bu da 5’li, ya da çoklu konferansta ele alınacak.
Eide önceki gün ve dün liderlerle ayrı ayrı yaptığı görüşmelerden sonra yaptığı açıklamalarda beşli konferansın yapılacağına işaret etti.
Beşli konferans Kıbrıs Türk tarafı, Rum tarafı ile 3 garantör ülke olan Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin katılımı ile yapılacak konferanstır.
Rum tarafı bu isimden rahatsız oldu. Rum siyasi parti liderleri, ya da sözcüleri masada mutlaka “Kıbrıs Cumhuriyeti” nin de bulunmasını istiyorlar. Yani masada BM üyesi 3 garantör ülke ile BM ve AB üyesi Kıbrıs Cumhuriyeti ve Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk temsilciler olmasını talep ediyorlar.
Rum siyasiler elbette bunu talep edebilirler. Ama ondan önce böyle bir konferansın neyi çözeceğini de belirtmelidirler.
Mesele hala Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yasallığı ve bu yasallığın her koşulda sürdürülmesi ise kurmayı hedeflediğimiz “Birleşik, Federal Kıbrıs Devleti” ne olacak?
Bu konferansa 2 toplum temsilcisi ve ayrı Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti temsilcisi katılacaksa biz nasıl yeni bir ortaklık devleti kuracağız.
Rum siyasilerin bunu da düşünmeleri gerekir. Elbette biz üzüm yeme niyetindeyiz. Bağcı dövme gibi bir niyetimiz yoktur. Eğer “Beşli Konferans” denmesi kendilerini rahatsız ediyorsa, adına “Çoklu Konferans” deriz olur biter. Ama kimse bizden iki toplum temsilcisi ile Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti temsilcisinin de katılacağı bir konferansa katılmamızı beklemesin.
Bu talep şu anda BM şemsiyesi altında sürmekte olan görüşme prosedürüne de uymaz. Şu anda toplum liderleri olarak Akıncı ve Anastasiadis görüşüyor. Öyle bir konferansta doğal olarak Akıncı yine Türk toplumunu temsilen, Anastasiadis ise Kıbrıs Cumhuriyeti’ni temsilen oturacak. Anastasiadis’in tayin edeceği kişi de Rum toplumunu temsilen oturacak.
Bu BM prosedürüne uymaz. O nedenle Rum tarafındaki siyasi parti liderleri bu konuyu bir kere daha düşünmelidirler.
Evet sona yaklaşıyoruz. Artık böyle küçük hesaplar yapma zamanı değil. Bir çözüme ulaşma zamanı geldi de geçiyor. Küçük hesaplarla bu yeni süreci de heba etmeyelim.

Bu yazı toplam 2236 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar