1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Belediyeler artık yerel reforma girmelidir”
“Belediyeler artık yerel reforma girmelidir”

“Belediyeler artık yerel reforma girmelidir”

YENİDÜZEN'e konuşan Güzelyurt Belediyesi Başkanı Mahmut Özçınar, hem belediye olarak yapılan çalışmaları hem de ülke genelindeki yerel yönetim sorununa dikkat çekti:

A+A-

Didem MENTEŞ

Güzelyurt Belediyesi Başkanı Mahmut Özçınar, ülkede belediyelerin yerel reforma girmesi gerektiğine dikkat çekerek, yerel yönetim özerklik şartının hayat bulmasına yönelik çalışmalar yapılması gerektiğini dile getirdi. Özçınar, her belediyenin yapısal reformları bu sayede sağlaması ve yeterliliği olması, kendi kendini idare edebilecek mali ve idari özerklikle beraber geliştirmesi gerektiğini vurguladı.

Özçınar, belediyelerin daha fazla halkın katılımıyla, denetlemesiyle ve sivil toplum örgütleriyle ilişkiyi daha süratli kurabilecek bir yapıya yavaş yavaş girilmesi gerektiğini belirterek, bu sürece geçene kadar da belediyelerin kurumsallığa taşınması gerektiğini aktardı.

Ülkedeki yerel yönetim sorununa değinen Mahmut Özçınar, Güzelyurt Belediyesi olarak hayata geçirilecek olan projeleri YENİDÜZEN’e anlattı.

“Bu yapı sürdürülemez”

Ülkedeki yerel yönetimlerin sorunlarına değinen Mahmut Özçınar, belediyelerin dünyada uygulanmakta olan değişim ve gelişimi ayak uyduracak reformlu hareketlere dönmek zorunluluğu olduğunu söyledi. Bu yapının sürdürülemez olduğunu söyleyen Özçınar, bireysel ve bölgesel avantajlara dayalı olarak belli bölgelerde bir değişim ve gelişim sağlandığını ancak ülke geneline bunun yayılmadığı sürece başarılı yerel yönetim anlayışının yerine konamayacağına işaret etti. Bu gelişime Lefkoşa’nın ayak uydurmamasını örnek veren Mahmut Özçınar, bu durumun ülke için büyük bir problem olup diğer belediyelere de yansıması olduğunu ifade etti. Başkentten kırsal kesime doğru gelişimin incelendiği zaman bunu bölgelerine özgü avantajlarına dayalı olarak gelişim sağlandığının görüldüğünü aktaran Özçınar, belediyeciliğin halkın öncelikle yerinden yönetim felsefesini o ülkeye yaymaktan geçtiğini dile getirdi.

“Yerel yönetimler Meclisiyle, kaynaklarıyla özgür olmalı”

Anayasa’nın yerel yönetim ve merkezi hükümet sorumluluk sahalarındaki yetkiyi, daha özgür daha demokratik bir şekilde yürütmek zorunda olunduğuna dikkat çeken Özçınar, ülkenin yerel yönetiminde ve merkezi yönetimindeki iletişiminde yetki ve sorumluklarıyla birlikte, Anayasa’nın 95/51’in koyduğu ilkelerinden uzaklaştığının görüldüğünü aktardı. Merkeziyetçi bir otoritenin, devlet yönetimi baskısı altında bir yerel yönetim anlayışın olduğunu söyleyen Özçınar, yerel yönetimin kendi meclisiyle, yerel yönetim kaynaklarını daha özgürce kullanılmasının sağlanmasına dikkat çekti. Belediyenin daha hızlı bir iş yapmasına, vatandaşın yerelde sorunlarını çözebilecek bir anlayışın bu ülkede göremediğine işaret eden Özçınar, “bu da tehlikeli bir durumdur” dedi.      

Özçınar, mali denetimde, ihale usulünde sıkıntılar yaşandığını ve devletin hantal yapısına belediyelerin de sokularak, yerel yönetimin hantallaşmaya doğru gittiğini söyledi. Belediyelerin meclisi, kendi idari ve mali özerklikleri olduğunu, mali özerkliklerin de Sayıştay denetimine tabi olan bir denetimi olduğunu anımsatan Özçınar, “Eğer biz kalkarsak da meclislerden oynadığımız bütçeye merkezi hükümette onaylaması gerekeni tıkarsak olmuyor. Çünkü edindiğimiz tecrübeye bu terstir. İleri gitmiyor” dedi.

“Yerel reform yapmamız gerekir”

Biran evvel belediyelerin yerel reformuna girmesi gerektiğinin altını çizen Mahmut Özçınar, “yerel reformu yapabilmemiz için, belediye başkanlarının görev sürelerinden özlük haklarına kadar, yetki ve sorumluluklarına kadar verdiğiniz her bütçenin yetkisini de aynı şekilde çoğaltarak, dünyada olduğu gibi yerel yönetim ağına girmemiz gerekir. Geç kalıyoruz” şeklinde konuştu. Hiçbir ülkede belediye başkanlarının görev süresinin milletvekillerinin görev süresinden az olmadığına değinen Özçınar, şunları söyledi: “Türkiye’de ve Güneyde belediye başkanlarının görev süresi 5 iken bizde 4’tür. Avrupa’da bazı ülkelerde 6 ve 7 yıl bölgeler var. Bu bile bir belediye başkanın göreve geldiğinde proje akışını engelleyen bir süredir. Seçim sayısını da azaltan bir süredir. Bizim ülkemizde belediyeler 4, Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği süresi 5’tir. Farklı farklı süreler ve biz bunu ikiye de düşürme şansımız olmalıdır. Bir seçimi bu sistemle azaltabiliriz. Niye yapmıyoruz? Öncelikliyi yerel yönetime hedef koymadığımız için çünkü biz görüyoruz güncelimizi, tamamen belli bir noktaya gelelim”

“Yerel yönetim özerklik şartı hayat bulmalı”

Belediyelerin ana sorununu artık tartışılması ve biran evvel yerel yönetim özerklik şartına uyum çalışmalarına girilmesi gerektiğine işaret eden Mahmut Özçınar, belediyelerin daha fazla halkın katılımıyla, denetlemesiyle ve sivil toplum örgütleriyle ilişkiyi daha süratli kurabilecek bir yapıya yavaş yavaş girilmesi gerektiğinin altını çizdi. Buna gelene kadar da bunu kurumsallığa taşınması gerektiğini vurguladı. Ülkede yerel yönetim özerklik şartının hayat bulmasına yönelik çalışmalar yapılması gerektiğini belirterek, “Her belediyenin yapısal reformları bu sayede sağlaması ve yeterliliği olması, kendi kendini idare edebilecek mali ve idari özerklikle beraber geliştirmesi gerekiyor. Ancak bu ölçekle bunu başarma şansımız yoktur. Biz kendi yasamızda 2000 sayısının altında belediye kurulamaz deriz. Ama bizim nüfusu 2000 altında olan belediyemiz var. Yenisini kurman der ama onu da azaltmaz” dedi.

“Ulusal bir çalışma yapılmalı”

Yerel yönetimle ilgili ulusal bir çalışma yapılması gerektiğini vurgulayan Özçınar, “belediye sayıları ne kadar olmalı, yüz ölçümleri ne olmalı gibi sorunları ele almalı. Örneğin Güzelyurt ve Lefke iki tane ilçenin teke belediyesiyiz. Hem idari yönden daha kolaydır ama yetkileri de aynı şekilde çoğaltarak, daha da sorumluluk alarak, bu bölgede insanların sorunları merkeze taşınmadan çözülmesi gereken bir yapıya dönüşmemiz gerekir” şeklinde konuştu.

Projeler

Güzelyurt Belediyesi olarak yatırım hamlesinde, kendi yatırımlarını yapabilme esneklikleri olduğunu söyleyen Mahmut Özçınar, kendi öz kaynakları yanında sunulan projeler karşılığında TC Büyükelçiliği Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği Ofisi’nin desteğiyle yatırımların devam ettiğini söyledi.

Bütünlüklü bir turist ağırlama alanı

Şuanda Kent Park rojesinin sürdüğünü, bunun yanında Osmanlı’dan kalan Sibyan Medresesi binasının yeniden restore edildiğini ve Kitap-Cafe olarak hizmet vereceğini aktaran Özçınar, Kent Park Projesi içerisinde yer alan Açık Pazar Projesi’nin devam ettiğini ve Kent Müzesi için de ihaleye çıkıldığını ve sonuçlarının beklendiğini söyledi. En büyük hedeflerden birinin büyük bir Kent Park projeleri olduğunu ifade eden Özçınar, Güzelyurt körfezinde bir deniz düzenlemesi çalışmaları olduğunu aktardı. Gerek teknik gerek idari gerekse mülkiyet açısından sorunların çözülemediğini ancak bu hedeften vazgeçmediklerini aktaran Özçınar, Güzelyurt’un geleceği açısından bu yönde bir hamle yapmak zorunda olduklarını kaydetti.  Özçınar, yeni bir belediye binası da yapmayı hedeflediklerini söyledi.  Özçınar, Kent Müzesi, Kitap-Cafe, Kültür Evi ile birlikte bütünlüklü bir turist ağırlama alternatif kalma şansı olan bir konsept yaratmayı hedefler arasında koyduklarını belirtti. ODTÜ’deki en iyi mimarlar ile birlikte çalıştıklarını söyleyen Özçınar, bu projelerle daha çok öğrencinin merkeze akmasını sağlamaya çalıştıklarını aktardı.

Alt yapı

Kent merkezinde kanalizasyon, şehir şebekesi çalışmalarının tamamlandığını söyleyen Özçınar, asfaltlama çalışmalarının da tamamlamak üzere olduğunu anlattı. Yağmur suyu şebekesi çalışmalarının da birkaç mahalle dışında tamamlandığını aktaran Özçınar, selle gelebilecek suların tedbirini almak için verilen öneriyle ilgili projenin ise yetkilerinde olmadığı için hayata geçirilemediğini belirtti.

Güzelyurt’un öğrenci kenti olması nedeniyle bölgeye talebin daha da artacağına değinen Özçınar, 5 yıl içinde 22 bin olan nüfusun öğrencilerle birlikte 35 bine ulaşacağını düşündüklerini söyledi.

Güzelyurt’ta şuanda bir inşaat patlaması olduğunu ve gelecek öğrenci nüfusun konaklama yapısına hazırlanmaları gerektiğini söyleyen Özçınar, 2025’e göre hesapladıkları arıtma tesisi kapasitesinin bu yıl itibariyle dolduğunu kaydetti. 2025’de ulaşması beklenen nüfusa 2017 yılında ulaştıkları için arıtma tesisinin büyütülmesi gerektiğini belirten Özçınar, Avrupa Birliği’ne başvuru yapıldığını aktardı.

Avrupa Birliği Projeleri içerisinde yeşil artıkları bertaraf eden bir çalışma yanı sıra inşaat atıklarını ayrıştırarak, çıkan taş ve kayalıkların kırılarak alt yapı çalışmalarında kullanıldığını dile getirdi.

 

“Toplu konut arazisi verilmeli”

Özçınar, Devletin belediyelere kırsal kesim arsaları yerine, toplu konut yapabilmesi içi n fırsat vermesi gerektiğini söyleyerek, Güzelyurt Belediyesi olarak bunun araştırmasını ve projesini yaptıklarını belirtti. Özçınar, “Arazi verilmesi halinde ve bizim üzerimizden bir sistem kurarsak, GüzleyurT2ta her gence ev yapabilecek pozisyona gelebileceğiz. Hiç kaynak harcamadan, vatandaş şuanda vermiş olduğu vergi oranlarını da bu kaynağa atarak, sistemi döndürebiliriz. Bizim sorunumuz mülkiyet ve kaynaktır. Belediyelere bu amaçla bir fon oluşturarak kaynak verirseler biz bu işi yaparız. En azından kırsaldaki insanı bu şekilde tutabiliriz” dedi.  

Dünyada şehirlerin yönetimini planlamanın şehirlere ait olduğunu, halkıyla beraber kuralları koyarak, bir planlama yaptığını söyleyen Özçınar, Türkiye’de olduğu gibi imara açık bölgeleri de belediyelerin belirlemesi gerektiğini belirtti.

 

Bu haber toplam 2873 defa okunmuştur