Bireylerin yaşamında olduğu gibi, toplumların yaşamında da büyük karar anları vardır. Böylesi anlarda büyük şair Kavafis’in dediği gibi, ya güçlü bir “evet” deriz, ya da güçlü bir “hayır”. Kıbrıs Türk toplumu önümüzdeki Pazar günü yakın tarihinin en önemli kararlarından birini alacak. Vereceği kararın sonuçları hem gelecek kuşakların kaderini, hem de dünyanın en belalı ülkelerinden biri olan adamızın gidişatını etkileyecek. Ya barış ve demokrasiye doğru büyük bir hamle yapacağız, ya da köhnemiş zihniyetlerin toplumu arkaik bir patronaj sistemine mahkum etmesini ve barış arayışlarını esir almasını onaylayacağız.

Bu hafta yapılacak tercih, daha şimdiden tarihi bir karar olarak anılmaya başlandı. Kıbrıslı Türkler, ya 2000’li yılların başında gösterdikleri büyük kalkışmayı tamamlayıp mutlu sona erecekler, ya da umutsuzluğun ve çıkışsızlığın girdabına daha beter gömülecekler. Meseleye bu açıdan baktığımızda, CTP-BG’nin aldığı Akıncı’yı aktif olarak destekleme kararı son derece önemli bir karardır. Bu kararla Kıbrıs Türk toplumunda Barış İttifakı yeniden kuruldu ve barışa bir adım daha yaklaştık.

Barışa daha yakın bir noktaya geldik.

Mustafa Akıncı’nın etrafında Barış İttifakı’nın kurulması Kıbrıs Rum toplumunda da büyük heyecan yarattı. Annan Planı sürecinde sokakları dolduran Kıbrıslı Türklerin haykırışlarına ilgisiz kalan Kıbrıslı Rumlar, şimdi umut ışığı görmek için Kıbrıslı Türklere bakıyor. Kıbrıslı Rumların bakışları Kıbrıslı Türklerin üstünde bu biçim ilk defa sabitlendi. Büyük ekonomik sorunlarla boğuşan, kurumlarının çöktüğünü gören ve yolsuzluk haberleriyle sarsılan Kıbrıs Rum toplumunda çözüm umutları yeşermeye başladı. Bu umutların yeşerip dal budak salması ve Kıbrıslı Türklerin beklenti ve özlemleriyle buluşması, önümüzdeki Pazar günü yapılacak tercihe bağlıdır.

Evet, önümüzdeki Pazar günü Kıbrıslı Türk seçmenlerin tarihle sınavı var. Ve biliyoruz ki, tarihsel anlar her gün, her saat tekrarlanmazlar. Yitirdiğiniz anı bir daha ne zaman yakalayabileceğinizi asla kestiremezsiniz. Ve şurası bir gerçektir ki, Kıbrıs Türk toplumunun boşa harcayacak zamanı kalmadı. Demokrasi ve barış içinde bir yaşama hasret olan Kıbrıslı Türkler bu tarihsel anı heba etmemelidir. Mustafa Akıncı’nın seçimi kazanması bizi özlenen hedefe bir adım daha yaklaştıracak. Hiç kimsenin küçük hesaplarla ve karşılıklı suçlama oyunlarıyla zaman öldürmesine imkan tanımayacak bir ortam oluşacak ve bütün tarafların çözüm iradesi sınanacak. Uluslararası Topluluğun da aktif katılımıyla oluşacak dinamik süreç, başarıyla sonuçlanmaya adaydır. Bunu sezen Ret Cephesi şimdiden paniklemeye başladı. Fakat Kıbrıs Rum toplumunda artık heykeller bile başka yöne bakıyor. Hiç kimsenin Ret Cephesine aldırdığı yok. Herkesin gözü, Kıbrıslı Türklerin Pazar günü Mustafa Akıncı ile başlatacakları yeni dönemi arıyor.

Evet, tarihin bu anında hem adamızın, hem de Doğu Akdeniz’in bir istikrar havzasına dönüşmesi Kıbrıslı Türklerin elindedir. Bu imkan yitirilmemelidir...