1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Aşkın, Gücün, Değişimin, Kaderin Yaratıcısı DİL midir?
Aşkın, Gücün, Değişimin, Kaderin Yaratıcısı DİL midir?

Aşkın, Gücün, Değişimin, Kaderin Yaratıcısı DİL midir?

Etkili iletişimle kişi kendini tanır, başkalarını anlar, ikna eder, ikna olur, sorunlarını çözer, kalp kazanır, buzları eritir, hayata anlam katar, zekasını kullanır, geleceği şekillendirir...

A+A-

 

İpek Gözel Halim
İpek.Halim@emu.edu.tr

 

Balzac dilin bir kimlik olduğuna vurgu yapmış.  Wittgenstein ise dilin dışında bir şeyin olamayacağına, dilin kişinin dünyası olduğunu savunmuştur. Sözcüklerle düşünüp sözcüklerle dünyayı algıladığımızı şu cümlesinde özetlemiştir:  “Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarıdır” demiş. Birçok dil bilimci dilin gücüne vurgu yapmış, etkili iletişimi mutluluğun, başarının  ve gücün önemli bir parçası olarak göstermiştir.

Virgülün Gücü

Kraliçe hamile olmuş. Bebeğinin cinsiyetini merak ediyormuş.  Daha önceden duyduğu o meşhur bilge kahine gitmiş.  Hemen sormuş. “Ey bilge kişi, karnımdaki bebeğin cinsiyetini bilebilir misin?”  Kahin kalkmış, esnemiş, yavaş yavaş kraliçenin karnına dokunmuş. Aniden tok bir sesle. “evet”, demiş. “Söyle o zaman”, demiş kraliçe.  Kahin de başlamış konuşmaya;

“Karşıdaki, dağa çıkınız. Büyük çam ağacını geçiniz. Tam karşınızda bir mağara bulacaksınız, oraya giriniz. Mağaranın  en sonuna  geldiğinizde  kara bir taş göreceksiniz, işte onu  alınız, arkasına bakınız. Orda bebeğinizin cinsiyeti yazılıdır”, demiş.  

Kraliçe gerecekten de oraya gitmiş. Taşı bulmuş. Arkasına bakmış. Erkek diye sevinçli  bir sesle dans etmeye başlamış. Günler geçmiş kraliçe bebeğini doğurmuş. Bir kızı olmuş. Kraliçe soluğu hemen kahinde bulmuş. Nasıl oldu bu diye hesap sormuş. Kahin de “taşın arkasında ne yazıyordu sayın kraliçem” demiş . “Erkek” diye cevap vermiş kraliçe.  “Tam olarak ne yazıyordu ?” “ KIZ DEĞİL ERKEK” demiş kraliçe. “ Hayır”,  demiş kahin.  “Siz vurguyu yanlış yerde yapıyorsunuz. KIZ DEĞİL, ERKEK olarak okuyorsunuz oysa  KIZ, DEĞİL ERKEK, Olarak yapmanız gereklidir” demiş.

Tarihteki ilk büyücüler, falcılar ve kahinlerin esasında çok iyi birer iletişimci oldukları iddia edilir. Yukarıdaki öyküde olduğu gibi İyi iletişimciler etkileyicidirler.  Eğer iyi bir iletişimciyseniz, herkese her şeyi söyleyebilme özgürlüğünü  de kazanırsınız.

Her düşündüğünü söyleyebilmek: Ne muhteşem bir duygu

Ünlü oyun yazarı, vejeteryan , kadın hakları savunucusu, 1925’te Nobel Edebiyat ödülünü kazanan İrlandalı Bernard Shaw son yazdığı  oyunun galasına dönemin başbakanı Churchill’ı  de davet eder. Davetiyeye  iliştirdiği nota şunları yazmış:

“Davetiyeniz iki kişiliktir sayın başkan. Yanınızda bir arkadaşınızı da getirebilirsiniz, tabii eğer varsa”. Churchill de geri yolladığı notta,” bu geceki gösterinize ne yazık ki katılamayacağım , yarın akşamkine gelebilirim tabii eğer devam ederse”. Demiş.  Bu iletişim şekli, sanatçının politikacıya, politikacının da sanatçıya, sen bir işe yaramazsın demesinin en zekice, en çarpıcı bir  örneğidir  herhalde.

Etkili iletişimle kişi kendini tanır, başkalarını anlar, ikna eder, ikna olur, sorunlarını çözer, kalp kazanır, buzları eritir, hayata anlam katar, zekasını kullanır, geleceği şekillendirir...

Zihinlere kazınan, tarihin akışını değiştiren sözcükler

Çanakkale Savaşı sırasında,  “Size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyor”.  Atatürk tarafından söylenmiş. Belki de 1. Dünya Savaşının ve Osmanlı İmparatorluğunun tüm kaderini etkileyen cümle olmuştur.

Martin Luther King’in  28 Ağustos 1963’ te 200 bin kişiye yaptığı o muazzam konuşmada “I have a dream”, Bir hayalim var”  cümlesi kitleleri etkilemiş, hafızalara kazınmıştır.

1997 yılı yapımı, James Cameron’un yönettiği Titanik filminde Rose’un hayatını Jack’ın “you jump, I jump/sen atlarsan ben de atlarım”  sözleri değiştirmiştir. Bu sözlerden sonra Rose intihar etmekten vazgeçer ve aşkı tadar. Yaşamın sihiri ve sırrı olan sözcükler için birçok atasözü de mevcuttur. Örneğin,

1. Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır (sözcüklerin sıra dışı gücüne vurgu yapar).

2. Yiğidin sözü, demirin kertiği,

3. Baş dille tartılır (konuşma şeklimizin yüreğimizi, yaşam biçimimizi, zekamızı ortaya koyduğuna vurgu yapar)

4. Sözün bittiği yer (artık söyleyecek Bir şey yoksa, yapacak bir şey de yoktur)

5. Söz var gelir geçer, söz var deler geçer (sözün gücüne dikkat edilmelidir).

Mevlana da sözle ilgili şu cümleyi söylemiştir; “ İnsanda güzel olan yüzdür, yüzde güzel olan gözdür ama aslında insanı insan yapan ağzından çıkan sözdür” ( Mevlana).

Sözcükler ve Aşk

Sözcükler motivasyon sağlar,  güç verir, bağlar kurmaya yardımcı olur, bizi aşık ederler, hayata küstürürler. Sözcüklerin büyülü gücüne inanan bir iletişimci olarak sözcüklerin beni de yolumdan çıkardığını  söyleyebilirim.

Aşkım sözcüklerle başladı. Bir gün aradı, o istanbul’da yaşıyordu ben de Girne’de, “geleyim mi” diye sordu. Aynı soruyu 100 bin defa ima etmişti herhalde.  O gün “Tamam gel”, dedim. “Ah ah, Nuh da tufan gördüğünü zannediyor, sen gel dedin ya şimdi içimdeki  tufanı gör sen”  dedi. Bu sözcüklerle birlikte benim de içimde beklenmedik bir tufan oluştu!! Onu bi başka şekilde, çok daha güçlü duygularla  beklemeye başladım. Tufan da Aşkta içimize  sözcüklerin yardımıyla dolmuştu.

Ali Poyrazoğlu aşk için , “o 2 kişilik devrimci bir örgüttür” demişti. Aşkın gücünü hissetmiştim, izlemiştim ancak  Poyrazoğlu’nun  röportajında bu sözleri duyunca aşkın dönüştürücü yüksek doz gücünü çok daha derinden idrak ettim. Ne hissettiğini anlayabilmek için onun hakkında konuşmak gerekiyor olabilir mi, acaba?

Öldüren ve Uçuran Sihir: Sözcükler

Sözün dönüştürücü gücünden korkulmuştur da. Bu yüzden değil midir ki yazarların, akademisyenlerin, bilim insanlarının, gazetecilerin  tutuklanması, kazaya kurban gitmesi  alışıldıktır. Foucault’nun  geliştirdiği teorilerinden birinde  “Veba gücü” diye adlandırdığı bir kavram vardır. Düşüncesinde  ana söyleme karşı tavır alanların toplumdan dışlandığını, deli, ahlaksız, sapık… şeklinde damgalandığından söz eder. Düşüncelerini söze geçirmeden önce de sessizleştirildiklerini savunur, tarihten de Socrates ve Galileo’yu buna örnek olarak verir.

Her gün hepimizin sürekli pratik ettiği iletişim büyük bir güçtür. Liberman’ın da dediği gibi, esasında hepimizin insan olarak başka birine  görmediği  bir şeyleri göstermek ve hissettirmek yeteneği vardır. Bizi her mekana ve zamana taşıyabilen bu olağanüstü olaya iletişim diyoruz.

Son bir not: eğer sözcükler ve iletişim üzerine düşünmüyor ve çalışmıyorsanız hayatın sırrını ve sihrini kaçıyor olabilirsiniz!

Mahatma Gandi  sözcüklerimizin kaderimiz olduğunu söyler:

Sözlerinize dikkat edin;düşüncelerinize dönüşür; Düşüncülerinize dikkat edin; duygularınıza dönüşür… duygularınıza dikkat edin;davranışlarınıza dönüşür..davranışlarınıza dikkat edin alışkanlıklarınıza dönüşür…Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşür…değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür…Karakterinize dikkat edin;kaderinize dönüşür.

 

* İllustrasyon: Lidia Lukianova

 

Bu haber toplam 3008 defa okunmuştur
Gaile 425. Sayısı

Gaile 425. Sayısı