1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Araştırmacı Mete Hatay’dan 1974’te dağıtılan bir belge…
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Araştırmacı Mete Hatay’dan 1974’te dağıtılan bir belge…

A+A-

 

bb-040.jpg

Araştırmacı Mete Hatay, sosyal medyada 1974’te Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından dağıtılan bir belgeyi paylaştı…

Mete Hatay, bu belgeyle ilgili olarak şöyle yazdı:

 “1974 yılında, çıkartmadan hemen sonra bazı Kıbrıslıtürkler’in, sivil Rumlar’a intikam saldırılarında bulunduğu bilinmektedir. Birçok “kayıp” Kıbrıslırum’un faillerinin "yerli" hatta eski komşuları olduğu gerçektir. (Bknz Sevgül Uludağ'ın yüzlerce araştırması). O dönemde TSK öfkeli "yerliler" için ikaz broşürleri bile dağıtmak zorunda kalmıştı…”

Broşürde şöyle deniliyor:

“Kıbrıs Türkleri!

Senin düşmanın, yalnız sana silah çekendir!

Masumların, canının,  namusunun ve malının KORUYUCUSU SENSİN.

KADINLARA – ÇOCUKLARA – SİLAHSIZLARA – SANA SIĞINANLARA ASLA DOKUNMA.

KIBRIS TÜRK BARIŞ KUVVETLERİ KOMUTANI.”

 


Ulus Irkad, Kıbrıslırum ressam Ksantos Hacısotiriu’yu yazdı…

“Maraş’ta deniz kenarında, dillere destan evi bugün harabe halinde, eserleri heba olup gitmiş…”

Araştırmacı Ulus Irkad, Kıbrıslırum ressam Ksantos Hacısotiriu’yu yazdı. Irkad, sosyal medyada paylaştığı yazısında şöyle dedi:

“Ksantos Hacısotiriu, 1974 öncesi Kuzey Kıbrıs'ta bugün Kapalı Maraş olarak bilinen bölgede deniz kenarında Monastiri adını verdiği evinde kalmakta, varını ve yoğunu bu ev için harcadığı söylenmekteydi, Kırık Boyunlu kadın portreleri ile tanındığını da ekleyelim. 1974 yılına kadar Maraş'taki turistik otellere gelen turistler için de evindeki stüdyosuna özel turlar düzenlenir ve bu dünyaca meşhur sanatçıyı kırık boyunlu kadın resimlerini yaparken seyrederlermiş. 1974 olayları sonrası Maraş'ın Türklerin eline geçmesiyle evini ve resimlerini kaybetti. Bugün Maraş Kapalı Bölgedeki deniz kenarındaki dillere destan evi bir harabe halinde. 1950'li yıllarda Picasso yanında da öğrenim gören sanatçı, bu bakımdan da dünyaca önemliydi. 1974 sonrasında Limasol'da yapılan otellerin iç desenlerini süslemekle hayatını geçirdi. Artık hayatta olmayan sanatçının "Kırık Boyunlu Kadınlar" adlı eserleri bugün dünya sanat camiasında kapışılıyor. Bizim Bölgemizde de kimi zaman ekmeklik veya odun sobalarına atılmak için fazlalık ve değersiz şeyler olarak bir zamanlar kullanıldığını gördüğümüz eserleri, maalesef heba olup gitmiş, 2003 sonrasında da değerli ve pahalı olduğu öğrenilince alıcıya çıkmıştır. Tabii o eserleri koruyanlar olmuşsa. Yıldızlar hep ona yoldaş olsun…”

cc-043.jpg

 


FİLELEFTHEROS:

“Dikomo çöplüğüne gömüldüğü söylenen Aşşalılar’ın kayıp kemiklerine buldozerler dokanmamış olabilir…”

Lefkoşa, 9 Ocak 2019 (T.A.K): Aşşa (Paşaköy) “kayıplar”ı olarak bilinen ve 1974’te önce “Ornithi” (Ekmekçiler) bölgesine, daha sonra Dikomo (Dikmen) bölgesinde eski çöp alanı olarak bilinen alana taşındığı düşünülen Kıbrıslırum “kayıplar”ın kalıntılarının, Dikmen çöplüğünün rehabilitasyonundan etkilenmemiş olması ihtimali bulunduğu iddia edildi.

Fileleftheros gazetesi, “Aşşalıların Kemikleri ‘Kurtuldu’ – Dikmen Çöplüğünde Buldozer Kemiklere Dokunmamış Olabilir” başlıkları altında verdiği haberinde, kalıntıları, yeniden düzenlenerek, parka dönüştürülen Dikomo (Dikmen) çöp alına taşındığı iddia edilen 80’e yakın Kıbrıslı Rum kaybın kalıntılarının, çöplüğün rehabilite edilme çalışmalarından etkilenmemiş olma ihtimalinin bulunduğunu yazdı.

Gazeteye göre, çöp alanının düzenlenmesi işini üstlenen Polonya uyruklu kişinin Rum hükümetine, bölgede kayıp kemikleri bulunduğuna dair hiçbir bilgisinin bulunmadığını söyledi.

Polonyalı işveren ayrıca, kayıp kalıntıları varsa bile, gömülü oldukları alanın üzerine büyük miktarlarda çöp atıldığı, ardından buraların toprakla örtüldüğü, bu yüzden kemiklerin bölgenin yeniden düzenlenmesi çalışmalarından etkilenmemiş olma ihtimallerinin bulunduğundan söz etti.

Gazete, Kıbrıslırum Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Maria Mihail’in konu hakkında Kıbrıslırum Meclisi Göçmenler Komitesi’ni bilgilendirdiğini ve bakanlığın görüşünün, Dikmen bölgesinde kazıların gerçekleşmesi gerektiği yönünde olduğunu yazdı.

Mihail, AB Komisyonu ve Kayıp Şahıslar Komitesi’nin üçüncü üyesinin kendilerine, bölgede kazıların ne zaman başlayacağını sürekli sorduğu iddiasında bulunarak, söz konusu kayıpların kalıntılarının yol kenarına gömülmüş olmaları halinde çalışmaların çok daha kolay olacağını öne sürdü.

Çöp alanında kazı yapmanın, sıkışmış metan gazı bulunması ve bu gaz yüzünden patlama veya yangın meydana gelme ihtimalinin bulunması sebebiyle tehlike içerdiğini de ifade eden Mihali, Kıbrıslırum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis’in ise, “kayıplar” konusunda yaşanan durağanlıktan hiç memnun olmadığını ve ilgili tüm birimlere, öneriler hazırlamaları için belirli bir süre tanıdığını vurguladı.

(TAK Ajansı Rumca Haber Bülteni’nden – 9.1.2019)

Bu yazı toplam 3290 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar