1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. ANKARA MASUM DEMEK
Sami Özuslu

Sami Özuslu

ANKARA MASUM DEMEK

A+A-

 

Mont Pelerin’in neden çöktüğünü dünkü yazımda yorumlamaya çalışmıştım. Sözcü Barış Burcu’nun ‘maksimalist’ açıklamalarının ortamı germekten, müzakere sürecini geri dönülmez akşamın ufkuna sürüklemekten, toplumlara umutsuzluk aşılamaktan, çözümsüzlük isteyenlerin değirmenine su taşımaktan başka ne işe yaradığını sormuştum.
Cumhurbaşkanı Akıncı da çok farklı konuşmadı. Sadece ‘kapıyı gındırık’ bıraktı. Müzakere sürecinin devam edebileceğinin sinyallerini verdi. Bununla birlikte çuvaldızı da, iğneyi de ‘karşı taraf’a batırmaktan geri durmadı.
Kıbrıs Türk tarafının iyi niyetinden, samimiyetinden, Kıbrıs Rum tarafının ve Yunanistan’ın oyun bozanlığından, yapıcı adım atmamasından bolca şikayet etti.
Peki ya Ankara?
Burcu da, Akıncı da Türkiye’yle ilgili tek söz bile etmedi!
Demek ki Ankara masum…

*  *  *

Oysa film öyle değil.
Dünkü yazıda, Barış Burcu’ya yöneltilen o enteresan sorunun, aslında TC Dışişleri’nin ‘son Mont Pelerin zirvesine gidilmemesi’ konusunda Kıbrıs Türk heyetine uyarı yaptığının bir sinyali olabileceğine dikkati çekmiştim.
Kriz sonrası TC Dışişleri süreçle ilgili ‘üzüntü’ belirtti, 5’li konferansın bir an önce toplanmasını ve bu arada müzakerelerin devam etmesini temenni etti.
Bu tavır ne demek acaba?
“Anastasiadis ve Akıncı çözemedi, Erdoğan ve Çipras çözecek, rantı da onlar yiyecek” diyenler var.
Mantıklı…
Ama acaba öyle mi?

*  *  *

Kıbrıs sorunu sadece Kıbrıs’la ilgili bir süreç değil ne yazık ki…
Resme daha geniş açıdan bakılmaksızın, toprak da, mülkiyet de, garantiler de, her ne varsa masada hepsi anlamsız kalıyor.
Geniş açıda neler mi var?
Türkiye’nin AB üyelik yolculuğunun devam edip etmeyeceğini oylayacak bugün Avrupa Parlamentosu mesela…
Ankara ‘Şangay Beşlisi’ne girmek istiyor mesela… Erdoğan Başkan olabilmek için Irak ve Suriye’de macera aramaya devam ediyor mesela…
Türkiye’de yüz binlerce insan işinden, aşından, geleceğinden mahrum bırakılmaya devam ediliyor mesela…
Bir de ‘gaz’ meselesi var değil mi mesela? İsrail ile Türkiye uzlaşırsa eğer, Kıbrıs’a ve Kıbrıslılara ihtiyaçları kalmayabilir hani…

*  *  *

Tüm bunların yanı sıra birkaç not daha eklenebilir.
Türkiye basınını dikkatle izleyin. Kıbrıs’la ilgili bir ‘çözüme gidiyoruz’ havası var mı?
Hayır.
New York zirvesinde de, her iki Mont Pelerin toplantısında da Türk medyası ‘oralı’ olmadı hiç!
Yarım asırlık bir sorunu, üstelik ‘milli’ bir davayı çözme arifesindeyseydi Ankara, bunun toplumsal psikolojik alt yapısını çoktan hazır ederdi.
Ama tık yok!
Siyasette de CHP’lilerin birkaç ‘normal’(!) şoven açıklaması dışında bir hareket yok.
Ve son bir gözlem.
Ankara eğer Mont Pelerin’e destek vermiş olsaydı, TC Dışişleri geçen gece yaptığı o açıklamayı zirvede ipler kopmadan yapıp durumu düzeltebilirdi.
Demek ki öyle bir niyet yoktu.
Yunanistan ile Türkiye Kıbrıs’ı ‘başka pazarlıklar’ için ellerinde ‘oyuncak’ gibi tutmaya devam ediyorlar.
Her ikisi de!..
Oysa Burcu ve Akıncı’ya göre Ankara masum…
Sahi, kaç adım öndeydi Türkiye?

Bu yazı toplam 3444 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar