1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. AKINCI BASIN AÇIKLAMASI
AKINCI BASIN AÇIKLAMASI

AKINCI BASIN AÇIKLAMASI

"Belirsizlik diye bir şey yok, tarih var, ucu açık bir süreçten bahsetmiyoruz. 18 Ocak var"

A+A-

Cumhurbaşkanı Mustafa , Cenevre'deki Kıbrıs Zirvesi'nin ardından basın toplantısı düzenledi.

Akıncı:

Yaşamakta olduğumuz sürecin son aşamasına geldiğimizi düşünüyorum.

1 Aralık'ta vardığımız mutabakat nedeniyle 9-11 Ocak tarihleri arasında ikit taraf olarak 4 başlık konusunda geriye kalan unsurların konuşulması ve ilerlemeyi sağlamak için, ardından kendi harita önerilerimizi sunacağımızı ve 5li konferansın toplanacağını karara bağlamıştık.

Buna ek olarak da gerektikçe ilgili tarafların konferansa davet edileceğini karara bağlamıştık. netekim AB gözlemci sıfatıyla bu toplantılarda yer aldı.

Bu çerçevede yürüttüğümüz çalışmalarda, ilk iki günde vardığımız mutabakatlar oldu ama hala konuşammamız gereken var.

Bu başlıkları yıllardır konuşuyoruz. Cenevre'de ilk kez gerçekleşen 2 olay oldu. Biri iki tarafın harita önerilerini sunması. Haritaların BM uzmanları tarafından yüzdelikleri tespit edildi ve kasaya kilitlendi.

Anastasidis bizim sunduğumuz öneriyi kabul edilmez bulduğunu BM'ye yazılı olarak iletti.

Aynı şekilde biz de Rum tarafının haritasını kabul edilmez bulduğumuzu BM genel sekreterine yazı ile ilettik.

Yine KIbrıs müzakere tarihinde uzun süre sonra bir ilk olan 5'li konferans toplandı.

Taraflar eşit olarak bu toplantıda yerini aldı ve olumlu bir atmosferde görüşmeler başladı.

Konferansın gün boyu devamı çerçevesinde yemekte bile konular konuşuldu.

İlk gün açık konuşmaların ardından akşam seansında bu sürcin nasıl ileriye taşıyabileceğimiz konusunda görüş alışveriinde bulunuldu.

Bizim bu arada temaslarımız oldu. İlgiliz Dışişleri bakanı ile ve AB yetkilileri ile görüştük.

Garantörlerin kendi aralarında da temasları oldu.

Akşam bundan sonraki süreci nasıl daha ileriye taşıyabileceğimiz konusunda bugünden itibaren sürdürme kararlığı gösterdik.

Hemen herkes bu konuda mutabıktı, ancak Yunanistan daha fazla çalışabilme arzusu ile önce 23 ocak tarihi gündeme getirildi.

Daha sonra bu tarih uzerinde mutabakat sağlanamadı ve yeni bir tarih konuşuldu ve Yunanistan'ın bu ricası kabul gördü ve 18 ocak kararı verildi.

Bu çalışmalara bizim adımıza Özdil Nami katılacak.

Bu konferans tamamlanmış değil. Konferans yeni bir şekil değişikliğine uğrayarak teknik seviyeye dönerek tekrardan bir üst seviyeye döndürmek için bir alt yapı hazırlığı yapılacak.

Tüm taraflar KIbrıs'ta çözümü desteklemektedirler. Garantörler de desteğini teyit etmişlerdir.

20 aydan beridir yürüttüğümüz çalışmalar son aşamasına geldi.

Bazı konular en sonunda en son ortaya çıkacak konulardır.

Günün sonunda çözüm olacaksa tüm bu konular birlikte bir son noktaya ulaşılacaktır.

Önce bu konferans bitti, sonuçsuz kaldı denemez, öyle bir şey yok. Belirsizlik diye bir şey yok, tarih var, ucu açık bir süreçten bahsetmiyoruz. 18 Ocak var.

Ortak anlayış yeniden üst seviyede bu konferansın toplanmasıdır. 

Toprak ve geriye kalan konuların tamamlanması konusu vardır. Bu olanak vardır, mevcuttur. Buraya kadar getirilen bir sürecin yitirilmesi çok büyük bir hata olur.

Böylesi bir fırsat bir daha ele geçmez düşüncesindeyim.

Eğer süreç 18'ine bırakılmayıp bugünden devam etseydi daha iyi olurdu. Bu çok açık ve net. Bu bizim tercihimiz değildi.

(Yunanistan dışındaki tarafların) tutumu bugünden itibaren konferansın devam etmesiydi. Bu konsensusu bozan Yunanistan'ın tavrı oldu. Buna anlayışlı davrandı tüm taraflar, biraz fazla süre ara istendiği gözlemlendi ve konsensusa en uygun olan tarihin 18'i olduğuna karar veridli.

Soru: Bu bir başarısızlık mı? Süreci yavaşlatmak mı?

Sürecin bitti demek yanlış. Evet Mont Pelerin'de de böyle ama durum sürecin yıkılmasını getirmedi.

Sonrasında ne oldu? 1 Aralık anlaşması gündeme geldi. Mont Pelerin'de ne oldu gibi bir bulanıklık yaşandı evet, çok eleştiriler de yapıldı. Ama tüm bu eleştirilerin yanlış olduğu ortaya çıktı.

Burada da daha ne olacağını görmeden peşin yargılara varılmamasını öneriyorum.

Farklı duygularla farklı yaklaşımlar varsa, daha başka niyetler vfarsa, bunu şimdiden peşin bir hükümle yargılayamayız. Yaşayarak görelim. Burada asıl olan bu 50 yıllık soruna her iki toplumu da mutlu edecek bir çözüm bulmaktır. Ve bu çözümün çerçevesi de bellidir.

Bu çözümün bulunmasında ve daha sonra Türkiye ve Yunanistan'ın rolu önemlidir. Birleşik Kralllık da önemli. Peşin hükümle 18'ini beklemeden süreç çöküyor mu acaba demeden halkımız beklesinler ve görsünler.

Soru: Kıbrıs'a dönünce neler görüşülecek?

Müzakereler Kıbrıs'ta nasıl yürütülebilecek, ciddi bir sıkıntıdır. Çok kısa bir süreden bahsediyoruz.

Anastasiadis'le sadece iki lider sosyal olarak bir araya gelebiliriz.

Bazı konularda siyasi irade önemli bir hale geldi. Ama yine de teknik anlamda yapılması gerekenler var.

Bu konuda bir çalışma yapmadık.

Dönüşümlü başkanlık bir çözüm metninde mutlaka yerini alması gerekir.

Anlaşma metninde yoksa referanduma götürmem ve bu metnin altına imzamı atmam.

Biraz sabır diyorum.

Bunun dışında başka konuların da bağlanarak referanduma gitmemiz lazım.

Bu konuyu iki taraf arasında bir demeç yarısşına dönüştürmeden gündemden çıkaralım.

Bunun anlaşma metninde yer alacağına inanıyorum ve biliyorum. Bunun dışında kimse bir şey beklemesin.

Soru: Yapıcı biir müzakere süreci oldu mu, Erdoğan'ın asker konusundaki açıklamasına katılıyor musunuz?

Tüm bu konuları konuşmak için buradayız. İki taraf 3 garantörle dün bunun için bir araya geldi. Zaman tanıyalım. Kıbrıslı Türkler güvende hissetmek ister ancak bir tarafın güvenliği diğer taraf için tehdit olmamalı, burada önemli olan bu dengeyi bulmaktır. Kıbrıslı Türkler garantörlüğü devamlılığından yanadır, anketler de bunu gösteriyor. Ortak kabul edilebilir bir çözüm arıyoruz. biraz sabırlı olup 18 Ocak'ta teknik komitelerin çalışmaları beklemek lazım, bu çalışmaya fırsat verelim.

Soru: Teknik çalışmaların kaç gün sürmesini bekliyorsunuz?

Ben bunun bir iki günlük bir çalışma olacağını düşünüyorum. 2 gün, 3 gün. Bunlardan bir sonuç çıkması değildir hedef bu çalışmalar yol gösterici olacak.

Soru: Bu çalışmalarda bir sonuç çıkmazsa ne olacak?

50 yıldır. Kıbrıs sorununun çözümünü bekliyoruz. 5 gün dayanamadık! 

Hele bir bu 5 günü bir görelim. Varsayımlar üzerinden görüş üreteceğimize sonucu görelim diyorum.

Eğer konferans yeniden olmayacaksa bunları değerlendirelim ancak olmaması için bir neden görmüyorum.

Toprak konusu artık belli bir aşamaya geldi, haritalar kasaya kilitlendi. haritalar üzerinden benden bir yorum beklemeyin. Vardığımız mutabakatlara sadık kalmamız gerekiyor.

Gereksiz yorumlara girmeyeceğim. Bunlar müzakerekerin konusudur. Açıktan bir tartışma, şu yer bu yer üzerinden bir tartışma benim yapmamam gereken bir şeydir. Her şeyin günü ve zamanı gelince ortraya konacağını biliniz

Ben buradan şunu söylüyorum; müsterih olsunlar. Kıbrıs'ın uluslararası hukuk içinde yer alması ve gelecek kuşakların daha iyi koşullarda yaşaması için çok büyük uğraş içindeyiz. Hiçkimsenin mağdur olmaması için tüm tedbirlerin alınacağının vurgusunu yapmak istiyorum.

Sınırlı sayıda yerleştirmeler olabilir mi? En alt seviyede olması için çaba harcıyoruz. Bir kısım insanların yeni yerleşim yerlerine uygun çerçevede iş olanaklarıyle birlikte daha iyi bir yaşama adım atması için koşulları yaratarak olacağının altını çizmek istiyorum.

Sayın Anastasiadis haritalarımızı görmeden mektubu (itiraz mektubun) da beraber getirdi. Biz haritayı gördükten sonra mektubumuzu ertesi sabah BM genel sekreterine ilettik.İtiraz değil, benimsememedir, kabul etmemedir. Haritalar karşılıklı birbirimize vermedik. Liderler tarafından görüldü ve Sayın Eide'ye verildi.

Soru: Kıbrıs Türk tarafının garantiler için formülü nedir?

Az önce belirttiğim gibi bir tarafın güvenliği diğer tarafın tehditi olmamalı. Birleşik krallık garantöer olarak devam etme arzusunda değil. Yunanistan'a baktığınızda adanın çoğunu elinde tutan tarafın ve Cumhuriyeti tek başına temsil eden taraf var. Biz sayı olarak daha az ve izolasyon altındayız, bugüne kadar bize tek destek Türkiye'den gelmiştir. Bu sistem 1960'a ait, bu sistemi günümüzde nasıl adapte ederiz, onu bulmaya çalışıyoruz. belli fikirlerimiz oldu ve bunları paylaştık ama şu an burada söylemek istemiyorum. 2017 çözümü 1960'taki çözümden farklı olacak çünkü iki bölgeli federasyondan söz ediyoruz.

Geçiş dönemi ne kadar olur?

Daha önce 15 yıl olarak söz ettim. Yeni ortam bölgedeki tüm ilgili taraflara enerji koridoru oluşturmaları için fırsat verecek. Çatışma yerine işbirliği olan bölge olduğunu düşünün. Türkiye'den halihazırda Kıbrıs'ın kuzeyine gelen su, tüm adaya dağıtıldığını düşünün. Elektriğin de aynı şekilde geldiğini düşünün. Ve dönüşümlü başkanlıktan bahsediyoruz, toplumlarımıza Birleşik Kıbrıs'ta Kıbrıslı Türk Cumhurbaşkanı olabileceğini göstermeye çalışıyoruz. Olası ihtimalleri anlatmaya çalışıyorum, tüm bunlar toplumlar tarafından hazmedilmesi lazım.

Ekonomilerimiz arasında denge yoktur, Avrupa Birliği'ne bu konuda önemli rol düşüyor. 12 yıl önce Kıbrıslı Türkler "evet"lerine rağmen Avrupa Birliği'ne giremedi, ekonominin dengelenmesi için AB!ye önemli görev düşüyor. Bize zaman verin, bunu yaşayalım görelim. tüm bu konular konferansta tartışılacaktır.

Soru: Kıbrıs Türk tarafının haritası zemin kabul edilemez deniyor?

Bu tartışmaya girmek istemiyorum. Rum tarafının hazırladığı harita kesinlile kabul edilmezdir.

Bu haber toplam 9623 defa okunmuştur