1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Akansoy'dan 'DAÜ' Raporu hakkında açıklama
Akansoydan DAÜ Raporu hakkında açıklama

Akansoy'dan 'DAÜ' Raporu hakkında açıklama

"Komite çalışmalarını sürdürürken bir kez bile Sn. Öztoprak özel gündem olmamıştır."

A+A-

DAİ DAK ve Kreşin Devri ile ilgili dün akşam Meclis Genel Kurulunda görüşülen Rapor hakkında Komite Başkanı CTP Milletvekili Asım Akansoy basın açıklaması yaptı.

Akansoy’un açıklamasının tam metni şöyle:


DAÜ’ye bağlı DAİ, DAK ve Kreş’in devrini araştırmak üzere oluşturulmuş olan Araştırma Komitesinin raporu dün akşam Genel Kurulda görüşülerek sonuçlandırılmıştır. Dün akşam gerçekleşen ancak çok geç saate kadar süren ve bugün basına tam olarak yansımayan tartışmalar çerçevesinde, ifade etmiş olduğum görüşleri kısaca yeniden belirtmek isterim. Yapılan tartışmalara ayrıntısıyla cevap vermiş olmama rağmen, kamuoyunun da bilgilenmesi için yeniden ortaya koymakta yarar görüyorum.

1. Komitemiz çalışmalarına başlarken, hiçbir özel veya tüzel kişiyi doğrudan hedef almamayı amaç edinmiştir. Yapılacak olan çalışmanın oybirliği esasına göre sonuçlandırılması yanında, kurumlarımızda bu tür sosyal travmaya yol açan olayların yeniden tekrarlanmamasını hedeflemiştir. Ortaya çıkacak sonucun şu anda eğitim yapan tüzel kişiyi ne de yöneticileri etkilememesi için özel bir hassasiyet taşımıştır.

2. Raporun amacı devir işleminin hukuka aykırı olup olmadığının saptanması olup, Komite, hukuki sürece zemin yaratan ekonomik gerekçeleri ve devir süreci boyunca ve sonrasında yaşanan sosyal konuları da ele almak zorunda kalmıştır. Dolayısıyla dönemin yönetilmesinde, karar aşamasında ve sürece dair farklı öneriler taşımış hemen tüm tarafları dinlemiştir. Döneme dair tüm tutanaklar, raporlar, sözleşmeler, basın açıklamaları, sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerimizin görüşleri yanında dönemin hükümet açıklamaları dikkatlice okunmuş, değerlendirilmiştir.

3. Komite üyelerimiz tam bir uyum içerisinde çalışarak, devir işlemi ile ilgili süreci hukukçuların da ciddi katkısı, görüşleri ile sonlandırmıştır.

4. Raporumuz, Meclis Başkanlığı tarafından her Araştırma raporuna uygulanan usul gereği, Genel Kurul gündemine alınmadan önce, yani 4 Kasım tarihinde, tüm Milletvekillerimize, tüm basın yayın organlarına gönderilmiş ve Meclis web sitesine konmuştur. Raporun sızdırıldığı iddiası asılsızdır.

5. Raporun sonuçlandırma aşaması başta olmak üzere, her noktada komite üyelerimiz özellikle Sn Öztoprak tarafından baskı altına alınmaya çalışılmıştır. Dün akşam Genel Kurul’da da ifade edilip doğrulandığı üzere, pek çok milletvekilimize yapılan baskılara karşı üyelerimiz, Komitenin çizdiği yol çerçevesinde objektif bir sonuç için olağanüstü gayret sarf etmişlerdir.

6. Komitemiz, hiçbir şekilde herhangi bir siyasi partiyi ya da dönemi hedefe alarak hareket etmemiştir. Bu anlamda siyasi ahlaka uygun bir davranış sergileyerek, objektifliğini net bir şekilde ispatlamıştır.
Sonuçtan memnun kalmadığı, bugün yaptığı basın açıklamasından anlaşılan DAÜ eski rektörü Sn. Abdullah Öztoprak’ın görüşleri, dün akşam yaşanan tartışmada UBP milletvekilleri tarafından açıkça dile getirildi ve cevaplandırdım. Ne yazık ki, Sn. Abdullah Öztoprak, siyaset kurumunu aşağılayarak, halkın iradesinin yansıtıldığı Meclise ve Komitemize büyük bir saygısızlık yapmıştır.

Bilinmesini isterim ki, Komite çalışmalarını sürdürürken bir kez bile Sn. Öztoprak özel gündem olmamıştır. Ancak kontrolsüz bir hırs ve hınç içerisinde, Rapor’u kendisi için hazırladığımız vehmine kapılan Sn. Öztoprak, anlaşılan konuyu kendi kişisel davası, DAÜ’yü kendi mal varlığı, Meclis Komitesini ise kendi kişisel ikbaline karşı çalışan bir ekip olduğu sanrı ile halkın kurumu Meclise saygısızlığa yönelmiştir. Siyasetin en kaba, en sıradan halini kendi geleceği için, tüm kurumları çatıştırıp etki altına almaya çalışarak yapan ne yazık ki bizatihi kendisi olmuştur.

Bunu üzüntü ile karşıladığımızı, şaşkınlıkla izlediğimizi belirtmek isterim.

Çalışma süresi boyunca gösterdikleri üstün çabadan dolayı tüm Milletvekili arkadaşlarıma, Meclis personeline, hukukçularına ve davetimizi kabul edip görüşlerini paylaşan kişilere çok teşekkür ederim.
DAÜ, bizim gözbebeğimizdir. Ve DAÜ hiç kimsenin tekelinde değildir. Ben yaparım olur dönemi her yerde olduğu gibi DAÜ’de de bitecektir. Demokratik ve özerk bir üniversite hedefi için sonuna kadar yürüyeceğiz.

 

-----------------------------------------------------------------------

Prof. Dr. Abdullah Öztoprak’ın DAÜ Üniversite Öncesi Eğitim Kurumları (DAK­DAİ) Meclis Araştırma Komitesi Raporu ile ilgili Basın Açıklaması

Öztoprak: DAK­DAİ Raporu Siyasi Amaçlarla Hazırlanmıştır.

Dün mecliste okunan ve DAK­DAİ olarak bilinen DAÜ Üniversite Öncesi Eğitim Kurumları ile ilgili Meclis Araştırma Komitesi Raporu maalesef ismimle özdeşleştirilerek kamuoyuna sunulmaktadır. Komite raporu siyasi düşüncelerle hazırlamış ve Yüksek İdare Mahkemesi'nde devam eden Rektörlük ile ilgili davayı etkilemek amacıyla bugünlerde açıklanmıştır. Yine meclisin ciddiyetiyle bağdaşmayacak bir şekilde mecliste okunmazdan haftalarca önce basın ve sendikalara sızdırılarak bahsekonu davayı etkileme amacı güdülmüştür.

Halbuki herşeyden önce şu bilinmelidir ki DAK­DAİ’nin kapatılarak işletmesinin devredilmesi Abdullah Öztoprak’ın verdiği bir karar değildir. Bir Döner Sermaye birimi olarak kurulmuş olan DAK­DAİ’nin yönetimi 2009 yılı önceki VYK döneminde, yasaya aykırı olarak, Üniversite Yönetim Kurulu ve Rektörlükten alınarak doğrudan VYK’ya geçmişti. Ancak DAK­DAİ'nin zararları DAÜ bütçesinden karşılanmakta idi. Ben bu süreçte sadece danışman olarak görev yaptım; kararlar VYK tarafından alındı. Abdullah Öztoprak’ın hiç bir kararda imzası yoktur.

Durum böyle olmasına rağmen alınan kararların her zaman savunuculuğunu yaptım ve yapacağım. O dönemde DAK­DAİ’nin kapatılması da dahil “acı reçeteler” uygulanmamış olsaydı bugün ne DAÜ olacaktı ne de DAK­DAİ. Bilinmesi gerekir ki DAK­DAİ'nin kapatılmazdan önceki 8 yılın zararlarının DAÜ'ye yükü faizleriyle birlikte 40 Milyon TL civarında idi. Bu konuda hesap sorulması gereken varsa DAK­DAİ'yi ve DAÜ'yü batma noktasına getiren 2009 öncesi DAÜ yönetimi olmalıdır. DAÜ'lülerin yüksek oranda oyuyla seçilerek atanmış olan bana ve o dönemin yönetimine yüklenen en büyük misyon DAÜ’nün kurtarılması idi. En başta DAÜ camiası olmak üzere bütün kamuoyu biliyor ki DAÜ'nün kurtarılması misyonu başarı ile yerine getirilmiştir. Çalışanlarımız yaptıklarımızı, Temmuz 2014'te yapılan rektörlük seçiminde, bir önceki seçime göre daha çok katılımla ve daha yüksek bir oranla (%78.6) destek vererek takdir etmişlerdir. Bunun üzerine de çok saygın akademisyenlerden oluşan DAÜ Senatosu da çok büyük bir çoğunlukla(%96) beni rektör atanmak üzere Vakıf Yöneticiler Kurulu'na önermiştir. Bu benim için yeterlidir ve ömür boyu taşıyacağım bir gururdur. Rapor ile DAK­DAİ bilinçli olarak Abdullah Öztoprak ile özdeşleştirilerek şahsımın itibarsızlaştırılması, DAÜ'ye siyasi müdaheleler için kılıf olarak sunulması amaçlanmaktadır. Kaldı ki rapor kasti olarak yapıldığına inandığım hayati yanlış, eksik bilgi ve çelişkilerle doludur. Rapor siyasi hedefler doğrultusunda hazırlanmıştır; birçok gerçeği kasti olarak yansıtmamaktadır. Rapor örneğin sürekli düşen öğrenci sayısını hiç dikkate almamıştır; öğrenim harcına yapılacak zamlarla açığın kapanacağı savunulmaktadır; rekabet koşulları unutulmuştur.

Rapor hukuki dayanaktan yoksundur. Böyle önemli bir konuda ne Sayıştay'ın ne de Hukuk Dairesi'nin görüşü alınmamıştır. Söz konusu dönemde DAÜ­SEN, DAK Okul Aile BirliğiBaşkanı ve bir DAK çalışanının Yüksek İdare Makkemesi'nde açtığı davalarda "Vakıf Yöneticiler Kurulu'nun DAK­DAİ'nin kapatılması ve devredilmesi hususunda yetkisiz olduğunu ve kapatılma kararının kanunsuz olduğunu" iddia etmişlerdir. Bu konuda yaptıkları ara emri müracaatı mahkeme tarafından reddedilmiştir. Daha sonra da davaların kazanılamayacağı anlaşıldıktan sonra davalar kendileri tarafından geri çekilmiştir. Yani VYK'nın yetkili olduğu kabul edilmiştir. Raporda kasıtlı olarak bu davalara değinilmemiş ve mahkemede VYK'nın yetkili olduğu anlaşıldıktan sonra bile rapor ayni iddiları sürdürmüştür.

Sonuç olarak siyasi hedeflere ulaşmak için adımın kullanılıyor olmasından hicap duymaktayım. Tekrarlamak isterim ki rektörlüğüme mal olsa bile benim için önemli olan siyasilerin takdiri değil; çalışanlarımın, öğrencilerimin, Gazimagusa ve KKTC halkının takdiridir. DAÜ’ye ve diğer kurumlara sahip çıkan, onların siyasetten uzak tutulması gereğini hisseden ve dillendiren değerli siyasileri tenzih ederek birkaç siyasinin uydurma raporlarla beni kamuoyu nezdinde yıpratmaya çalışmasını onların sorunu ve ülkenin talihsizliği olarak
adderim.

Kamuoyuna saygı ile sunarım.
Prof.Dr. Abdullah Y. Öztoprak
Doğu Akdeniz Üniversitesi

Bu haber toplam 2242 defa okunmuştur