Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Dr. Fazıl Küçük Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Öğretmenliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ayşegül Ataman “Uluslararası Engelliler Günü” nedeni ile yaptığı açıklamada engelli çocukların sahip oldukları hakları açıkladı.

Birleşmiş Milletler’in 1992 yılından itibaren 3 Aralık gününü uluslarararası bir gün olarak kabul ettiğini ve bu günde dünya çapında organizasyonlar düzenlendiğini belirten Ataman,  “Bu günün tüm dünyada törenlerle kutlanan bir etkinliğe dönüşmesi sonucu, toplumda yetersizlikten etkilenmiş bireylere toplum tarafından konulan engellerle yaratılan kısıtlanmaları aşmak ve olumlu tutumlar geliştirmesini sağlamak hedeflenmektedir” dedi. Ataman, bu çabaların, öncelikle ABD’de başlayan toplum hareketleri ile bir anlam kazandığını, Avrupa’da 10 Haziran 1994 tarihinde İspanya'nın Salamanca şehrinde, 92 devleti ve 25 uluslararası kuruluşu temsil eden 300’den fazla kişinin biraraya gelerek Salamanca Bildirgesi’ni oluşturduklarını dile getirdi. Ataman, bildirgenin  amaçlarını, özellikle başta özel eğitim gerektiren çocuklar olmak üzere, okullu tüm çocuklara hizmet verecek şekilde güçlendirerek, "kapsayıcı eğitim" yani herkesi kapsayan eğitim yaklaşımını geliştirmek ve "herkes için eğitim" hedefini gerçekleştirmek olarak açıkladı.

“Bütün çocuklar normal okullara kayıt olmalı”
“Herkes için Eğitim” kapsamında her çocuğun eğitim görme temel hakkına, kendine özgü özelliklere, ilgi, yetenek ve öğrenme ihtiyaçlarına sahip olduğunu belirten Ataman, özel eğitim gereksinimi olan çocukların, normal okullara devam edebilmesi ve bu okulların onların ihtiyaçlarını karşılayabilecek, "çocuğu merkez alan" eğitim sistemi içinde yetiştirmesi, zorlayıcı başka sebepler olmadıkça, bütün çocukları normal okullara kayıt ederek, hukuki ve politik bir konu olarak kapsayıcı eğitim prensibini kabul etmeleri gerektiğini vurguladı. Ataman, ayrıca “Herkes için Eğitim”in kapsayıcı okullarla deneyimi olan ülkelerle deneyim ve bilgi alış-verişinde bulunmalarını, projeler geliştirmelerini, kapsayıcı eğitimin mesleki yönünde olduğu kadar, erken tanı ve müdahale yollarında da daha çok gayret harcamalarını ve daha pek çok konuda temenniler içerdiğini ifade etti.
 

Ataman, Birleşmiş Milletler Özürlü Kişilerin Hakları sözleşmesini kabul eden devletlerin bu hakkın yaşama geçirilmesi için sağlanması gerekenleri; özürlüler özürleri nedeniyle genel eğitim sisteminden dışlanmamalı ve özürlü çocuklar özürleri nedeniyle parasız ve zorunlu ilk ve orta-öğretim olanaklarının dışında tutulmamalı, yaşadıkları çevrede bütünleştirici, kaliteli ve parasız ilk ve orta öğretime diğer bireylerle eşit olarak erişebilmeli, bireylerin ihtiyaçlarına göre makul düzenlemeler yapılmalı, özürlülerin genel eğitimden etkin bir şekilde yararlanabilmeleri için genel eğitim sistemi içinde ihtiyaç duydukları desteği almaları, özürlülere yönelik bireyselleştirilmiş etkin destekleyici tedbirlerin, özürlülerin eğitime tam katılımı/bütünleştirme hedefine uygun olarak akademik ve sosyal gelişimi artırıcı ortamlarda sağlanması şeklinde sıraladı. 

ÖÇEM ile adadaki tüm özel gereksinimli çocuklara hizmet veriliyor
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki okullarda,  özel gereksinimi olan çocukların artık akranlarından ayrılmadan birlikte eğitim yaptıklarını belirten Ataman, LAÜ olarak 2013 yılından itibaren bu yaklaşıma uygun öğretmen yetiştirmeye başladıklarını ve bu öğretim yılında ilk mezunların verileceğini dile getirdi. Ataman,  ayrıca üniversite bünyesinde ÖÇEM (Özel Gereksinimli Çocuklar Araştırma-Uygulama ve Eğitim Merkezi) ile adadaki özel gereksinimli, farklı gelişen çocuklara yaz tatili dönemi de dahil olmak üzere, 2,5-15 yaş arası tanılamadan eğitim uygulamalarına kadar hizmet verdiklerini ifade etti.