2010 yılının Nisan ayında Cumhurbaşkanlığı seçimini, yüzde 0,38’lik bir farkla UBP adayı  Dr. Derviş Eroğlu ilk turdan kazandı. Eroğlu'nun Cumhurbaşkanı seçilmesiyle siyaset sahnesinde hareketlilik arttı. Saray'daki ilk günlerinde UBP toplantılarını Cumhurbaşkanlığı'na taşıyan Eroğlu aslında ileriki döneme ilişkin ipuçları veriyordu. Öyle de oldu… UBP kurultayına Saray’dan dahil oldu, İrsen Küçük’e destek verdi. Kıbrıs sorununda ise “Talat'ın bıraktığı yerden devam edeceğim” açıklamaları çok konuşuldu. Hristofyas’la ilk görüşmesinde “zemin” krizi çıktı, görüşme başlamadan bitti… 

Mert ÖZDAĞ

İşte 2010 yılının Nisan, Mayıs Haziran aylarında Saray'da yaşananlar:

Saray’da “UBP” toplantısı ve  ‘ilk müzakere’ başlamadan bitti

• 18 NİSAN 2010… EROĞLU 0.38 FARKLA KAZANDI…  Cumhurbaşkanlığı seçimini, yüzde 0,38’lik bir farkla UBP adayı Dr. Derviş Eroğlu ilk turdan kazandı. Eroğlu,  % 50.38 oy oranına ulaşırken, Bağımsız Aday Mehmet Ali Talat, % 42.85 oy oranında kaldı. Seçimlerde çok konuşulan bir diğer adayı Tahsin Ertuğruloğlu, % 3.81 oranında oy aldı. Bu sonuçlarla KKTC’nin yeni Cumhurbaşkanı 72 yaşındaki Dr. Derviş Eroğlu oldu. Tahsin Ertuğruloğlu seçim sonucuyla ilgili olarak  “Cumhurbaşkanlığını en son yapacak kişi Cumhurbaşkanı olmuştur” dedi.

• 23 NİSAN 2010… TALAT KAMYONETLE AYRILDI… Cumhurbaşkanlığı görevini ‘resmen’ Derviş Eroğlu aldı. Mehmet Ali Talat hem konuklardan hem de halktan özür diledi, ‘Tüm suçlamalara yanıt vermek zorundayım’ dedi ve konuştu ve zehir zemberek açıklamalar yaptı. Talat  “Bu tarihi günde,  hayatım boyunca karşılaştığım en ağır hakarete cevap vermeden geçemeyeceğim. Beni ve arkadaşlarımı hırsızlıkla suçlayarak Cumhurbaşkanlığının giderayak yağmalandı iddia edilmiştir. Bu utanç verici iddiaya vereceğim en kesin cevap şudur: Cumhurbaşkanlığından şahsi eşyalarımız dışında bir tek iğne dahi alınmamıştır. Az sonra girip dolaşabilirsiniz. Ne benim ne de ailemin boğazından haram lokma geçmiştir. Benim ailemin adına ne bir mal tahsisi vardır ne de mücahit puanı kullanılmıştır…  Altı yıl önce  Başbakanlığa Isuzu çift kabin kamyonetimle  gelmiştim. Bugün yine onunla dönüyorum…” Talat dediği gibi yaptı ve Isuzu çift kabin kamyonetiyle Saray’dan ayrıldı.

• 26 NİSAN 2010… EROĞLU “YES BE ANNEM” DEDİ (!)… Meclis’in oturumuna yeni Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun BM Genel Sekreteri Ban’a gönderdiği mektup damgasını vurdu. “BM kapsamlı çözüm planına benim halkım güçlü bir evet demiş olmasına rağmen…” “BM sürecinin esas çerçevesinin tarafımızdan tam olarak desteklendiğini açıkça ifade etmek istiyorum”
Soyer: Eroğlu mektubunda Kıbrıs Türk halkının Annan Planı’na güçlü evetinden söz ediyor!.. Seçilmeden önce “24 Nisan 2004 iradesi artık yoktur” diyordu. Bugün bunu kabul ediyor... Kusura bakmayın beyler, siyasetiniz yoktur, tükenmiştir. Bizi Yes be annem sözüyle eleştiren UBP ve Eroğlu bugün Yes be annem demiştir. / S.Denktaş: Mektubun içeriği tartışılır.

• 30 NİSAN 2010…UBP MESELESİNİ SARAY’A TAŞIDI…  Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun başkanlık ettiği “Saray’da UBP Zirvesi” sonrası, “tek aday”la İrsen Küçük’ün kasıma kadar Parti Başkanı ve Başbakan olması yönündeki tavsiyeye uyuldu. UBP’de ‘yarış’ kasım ayındaki Olağan Kurultay’a ertelendi.
“Bağımsız olacağını, tüm halkı kucaklayacağını” söyleyen Derviş Eroğlu’nun Saray’daki ilk mesaisinin UBP kurultayını konu alması “Saray mı, parti binası mı” sorusunu gündeme getirdi.

• 3 MAYIS 2010…  EROĞLU: TALAT'IN BIRAKTIĞI YERDEN… Derviş Eroğlu ile “müzakereleri” görüşen BM Genel Sekreteri’nin Özel Danışmanı Downer, Eroğlu’nun Kıbrıs müzakerelerine “Talat’ın görüşmeleri bıraktığı yerden devam etmeyi açıkça ifade ettiğini” açıkladı. Eroğlu da “Downer’le hemfikiriz” dedi

• 9 MAYIS 2010… KÜÇÜK: EROĞLU'NUN NASİHATLERİNİ DİNLEYECEĞİM…  UBP’nin 8. olağanüstü kurultayında partinin genel başkanlığına İrsen Küçük getirildi. Kurultayda tek aday İrsen Küçük olduğu için seçim yapılmadı.
Küçük, Eroğlu’nun deneyimlerinden yararlanacaklarını ve nasihatlerini hep dinleyeceklerini ve UBP’yi zaferden zafere götüreceklerini söyledi.

• 14 MAYIS 2010… EROĞLU YEREL SEÇİM İÇİN DEVREDE… Bir süredir yaşanan “UBP-DP krizi”nin ardından uzlaşı çıktı. Akşam saatlerinde bir araya gelen UBP ve DP kurmaylarının toplantısından “azınlık  hükümetine destek ve yerel seçimde işbirliği” kararı alındı. Karşılıklı suçlamalar yapıldı, sonra bu açıklamalar unutuldu, UBP-DP barıştı.
Uzlaşıya göre yerel seçimlerde UBP ve DP işbirliğine gidecek. 20 belediyede UBP, 8 belediyede DP aday gösterecek. Adaylar karşılıklı olarak desteklenecek.
Serdar Denktaş’ın “Ben aday olacağım” dediği Lefkoşa Belediyesi’nde ise “UBP adayı Cemal Bulutoğluları”na  DP’den destek verilecek. Buna karşılık Kasım’a kadar koalisyon kurulmayacak, UBP’nin azınlık hükümetine DP dışarıdan destek verecek. Kasım’da koalisyon için yeniden masaya oturulacak

• 26 MAYIS  2010… HRİSTOFYAS'LA İLK GÖRÜŞME…  Eroğlu-Hristofyas görüştü, “Yıl sonuna kadar çözüm” dendi, Talat-Hristofyas dönemi teyit edildi.
EROĞLU ESKİ AÇIKLAMALARINDA NE DEMİŞTİ?.. “Talat'ın, bıraktığı pek fazla bir şey yoktur. Cumhurbaşkanı Talat, ‘tek egemenlik ve tek kimlik' konusuna ilk oturumda kabul etmekle, bize göre büyük bir hata yapmıştır. Ben egemenlik konusunu mutlaka müzakere masasında tartıştıracağım. Masada KKTC  olacak” 
[14 Nisan 2010]

“Talat müzakere masasında Rum lideri Hristofyas’a birçok konuda taviz verildi. Kıbrıs sorununu Rum’a taviz vererek çözmek istiyor. Egemenlikten vazgeçilmesi bunlardan biridir. Müzakerelerde egemenliğimizi teslim etmeyeceğiz.”
[11 Nisan 2010]

Eroğlu’nun görüşmede müzakereler için “zemin” kabul ettiği ve Talat ile Hristofyas arasında varılan 23 Mayıs ve 1 Temmuz anlaşmaları “Tek uluslararası kimliğe sahip federal devlet”  ve  “tek egemenlik ve tek yurttaşlık” prensibine dayanıyor. Derviş Eroğlu’nun seçimden önce şiddetle karşı çıktığı bu prensipleri birinci görüşmeden kabul etmesi “tezat” olarak yorumlanmıştı.

• 28 MAYIS 2010… S.Denktaş: “BM kararları zemininden rahatsızız”

• 29 MAYIS 2010…  2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın korumaları ve konutunun önündeki polisler apar topar alındı. Saray’dan sivil aracıyla ayrılan Talat’a ikinci saygısızlık tepki topladı.

• 3 HAZİRAN 2010… İLK GÖRÜŞMEDE “ZEMİN” KRİZİ…  Kıbrıs sorununa kalıcı çözüm bulunması amacıyla  2. Cumhurbaşkanı Talat döneminde başlayan “çözüm müzakereleri”nde kriz çıktı. Müzakerelerin seyrini ilgilendiren “görüşmelerin hangi zeminde yapılacağı” tartışması liderler düzeyindeki  görüşmenin başlamadan bitmesine  yol açtı.
HRİSTOFYAS: Müzakerelerin zemini netleştirilmezse çok ciddi kriz olacak.
EROĞLU: Elbette inandığımız ve savunduğumuz görüşler vardır. Bu görüşler de masada olacak.

[YARIN DEVAM EDECEK]