1. HABERLER

  2. SİYASET

  3. Ana Vatan Erdoğan
Ana Vatan Erdoğan

Ana Vatan Erdoğan

“Kıbrıs Türklerinin geleceği kendi ellerinde olmalı. Yoksa Türkiye, Kıbrıslı Türkleri kırk sene evvel bir katliamdan sadece bunu başlarına kakmak için mi kurtardı?"

A+A-

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Özgür Mumcu, bugünkü "Ana Vatan Erdoğan" başlıklı köşe yazısında Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında yaşanan 'yavru-ana' gerginliğine değindi.

“Kıbrıs Türklerinin geleceği kendi ellerinde olmalı. Yoksa Türkiye, Kıbrıslı Türkleri kırk sene evvel bir katliamdan sadece bunu başlarına kakmak için mi kurtardı?" sorusunu yönelten Mumcu'nun yazısı şöyle:

 

KKTC’nin yeni cumhurbaşkanı solun adayı Mustafa Akıncı oldu. Belli ki iktidar Akıncı’nın seçilmesinden memnun değil. Akıncı’nın yavru değil kardeş olmak istiyoruz demesine Erdoğan’ın “Ağzından çıkanı kulağının duyması lazım” diye cevap vermesinin başka bir izahı olamaz.

Erdoğan, Kuzey Kıbrıs’ı neden kardeşi olarak kabul etmiyor? Sebeplerini şöyle açıkladı:
Şehit vermişiz, uluslararası camiada arkasında durmuşuz, eh bir de her sene bir milyar dolar para veriyormuşuz. “Kardeşlikle bu işler olmaz” diyor Erdoğan ve Kıbrıs yavru vatandır, yavru vatan kalacaktır diye de ekliyor.

Akıncı belli ki efendi biri. Bu “paranı ben veriyorum”dan ibaret Cumhurbaşkanlığı bildirisine, “Hep yavru mu kalalım, hiç büyümeyelim mi” diye cevap vermekle yetindi.

Erdoğan bir de üzerine Akıncı’yla telefonda konuşmuş. Diplomasi ve siyaset tarihine altın harflerle kazınacak şu sözleri sarf etmiş: “Ana, hiçbir zaman analığını bırakmak istemez.”

Erdoğan bu annelik rolünü belli ki benimsemiş. Akıncı’ya ve dolayısıyla Kıbrıs Türk toplumuna da cebine harçlığını koyduğu evlat gözüyle bakıyor. Aslında Türkiye’nin KKTC’ye bakışı genel olarak bu. Erdoğan’ın genelde pek aşağılarda seyreden hitabet üslubu bunun daha görünür olmasına yol açtı.

Türkiye öyle bir ana ki yavrusuna kıyamıyor. Açta açıkta kalmasın diye harçlığını eksik etmiyor. Bir de herhalde çocuk gençtir, eğlensin diye kendisinde yasakladığı kumarhaneleri Kıbrıs’a açtırıyor.

Kıbrıs Türk toplumuna Türkiye’nin uluslararası desteği elbette önemlidir. Bir o kadar önemli olan da Kıbrıs Türk toplumunun uluslararası saygınlığıdır. Bu saygınlık, kardeş olarak görmeyerek, kendine ana, Kıbrıslılara yavru muamelesi yaparak sağlanamaz.

Emin olunsun ki Erdoğan’ın bu sözleri en çok adada çözüme karşı olan Rumları gülümsetmiştir.

Milli iradeyse milli irade. Erdoğan, halkın yüzde 60’ının oyunu almış biriyle muhatap. Daha seçildiği için tebrik etmeden “kardeşlik” teklifini reddederek işine gelmeyen milli iradeye nasıl davrandığını da göstermiş oldu. Kıbrıs’ta seçim sonuçları gösterdi ki “kardeşlik” Kıbrıs Türk seçmeninin de iradesi ve arzusu.

Erdoğan’ın sağ kolu Yalçın Akdoğan, Cumhurbaşkanı sinirlendiği zaman nasıl davrandıklarını “Bazen arkadaş gibi bazen de çocuğu gibi, kardeşi gibi yaklaşmanız gerekir. Duruma göre değişir” diye anlatmıştı.

Erdoğan’ın herkese kendi danışmanı ya da çalışanıymış gibi davranmamayı öğrenmesi gerek.

Bu saatten sonra bunu öğrenmesi güç. Ancak kimse Erdoğan’ın sinirine göre durumunu ayarlamak mecburiyetinde değil.

Kıbrıs Türklerinin geleceği kendi ellerinde olmalı. Yoksa Türkiye, Kıbrıslı Türkleri kırk sene evvel bir katliamdan sadece bunu başlarına kakmak için mi kurtardı?

Ayrıca insan AKP’nin yöneticilerine üzülmeden edemiyor. KKTC’nin seçilmiş başkanına böyle davranan AKP’lilere nasıl davranıyordur.

Umalım ki onlar da en az Akıncı kadar onur sahibidir ve erişkinliği çocuk kalmaya tercih ediyorlardır.

 

Bu haber toplam 7808 defa okunmuştur