1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. ‘PATATES’TE HEDEF BÜYÜDÜ
‘PATATES’TE HEDEF BÜYÜDÜ

‘PATATES’TE HEDEF BÜYÜDÜ

YENİDÜZEN, patates üretimini mercek altına aldı, üretimden donmuş patatese kadar tarladan sofraya patatesin durumunu masaya yatırdı.

A+A-

 

RAKAMLARLA PATATES:

• Senede iki defa patates üretiliyor, ilkbaharda ve sonbaharda.
• Her dönemde yaklaşık 10-12 bin ton, yani yılda 20-24 bin ton patates üretiyoruz.
• Türkiye’ye son 3-5 yıldır ihracat yapıyoruz, ihracatımız 10 bin tona kadar çıktı.
• ‘Sanayi patatesi’nin ilk dönemi başladı, kotaya göre buradan alınanın 1.5 katı ithal izni veriliyor, bu da %60 ithal, %40 yerli üretim anlamına geliyor.


• TÜRKİYE'YE İHRACAT ARTIYOR… Patates Üreticileri Birliği Başkanı Ahmet Yeşilada ve donmuş parmak patates üreticileri, parmak patates ithaline konan kotanın doğru bir karar olduğunu belirterek, üretimin önemine vurgu yaptı ve ekledi: Türkiye’ye son 3-5 yıldır ihracat yapıyoruz, ihracatımız 10 bin tona kadar çıktı.

• TOPRAĞA SAHİP ÇIKIYORUZ… Reşat Günhan İşletmeleri Ltd. (Kıbrıs Evi) Direktörü Reşat Günhan :“Ticaret Odası’na üye olan arkadaşlar ithal ettikleri, ister parmak patates, isterse başka bir üründe, bir kar oranı belirleyerek tüketiciye satıyorlar. Herhangi bir üretim yapmıyorlar, Ali’nin malını Veli’ye satıyorlar... Biz bu ülkenin toprağından çıkan ürünü işleyip satıyoruz”

• ÜRETİME SARILDIK… Cypro Chips Trading Ltd Direktörü Günel Yücener:  “Benim bu ülkede varolduğumu ispatlamam için üretmem lazımdır.  Kıbrıs Türkü başına gelen felaketten 20 yıl sonra uyandı ve üretime sarıldı. Bu ülkede varolmanın tek yolu üretim yapmaktır”

Ödül AŞIK ÜLKER
  
Patates Üreticileri Birliği Başkanı Ahmet Yeşilada ve donmuş parmak patates üreticileri, parmak patates ithaline konan kotanın doğru bir karar olduğunu belirtti.
  
Patates Üreticileri Birliği Başkanı Ahmet Yeşilada, patates üreticisinin ülkedeki tüm ihtiyacı karşılayacak kapasitede ve beceride olduğunu belirterek, söz konusu kota kararıyla iki firmaya menfaat sağlandığı konusundaki açıklamalarla ilgili, “Bu iki firma üreticidir, onlar ithalatçıdır, fark budur, memleketin ürününü işliyorlar” dedi.

   Yeşilada, bazı ithalatçıların son kullanım tarihleri yaklaşan donmuş parmak patatesi ucuza alıp, ithal ettiklerini ve yeniden paketleyip tarihlendirdiklerini iddia etti.

   Reşat Günhan İşletmeleri Ltd. (Kıbrıs Evi) Direktörü Reşat Günhan da kazananın iki firma olduğunu düşünmenin “üretime kötülük” anlamına geldiğini kaydederek, “Çiftçimiz olmazsa biz patatesi nereden bulacağız. Çiftçimiz daha çok çalışacak, daha çok üretecek. Ürettiğini biz imkanlarımızla daha çok işleyeceğiz, bizim işlediğimiz ürünleri tüketicimiz beğenip, sağlıklı bir şekilde daha çok tüketecek. Bu bir zincir, topraktan soframıza kadar gelen bir zincir” diye konuştu. Günhan, ürettikleri donmuş parmak patatesin ithal edilenden daha ucuza tüketiciye ulaştığını da vurguladı.

  “Varolmanın tek yolu üretim yapmaktır” diyen Yücener Cypro Chips Trading Ltd Direktörü Günel Yücener de, ithal edilen donmuş parmak patateslerde işlem sırasında kimyasal ilaçlar kullanıldığını iddia ederek, yerli üretim donmuş parmak patateslerde katkı maddesi olmadığını söyledi.

Yılda 20-24 bin ton patates...

• Soru: Ülkemizde patates üretimi ne durumdadır?
• Yeşilada:
Ülkemizde senede iki defa patates üretiliyor, ilkbaharda ve sonbaharda. Her dönemde yaklaşık 10-12 bin ton, yani yılda 20-24 bin ton patates üretiyoruz. Tabi ki ürünün bol olmasına bağlı olarak bu miktar artadabilir, azaladabilir. Türkiye’ye son 3-5 yıldır ihracat yapıyoruz, ihracatımız 10 bin tona kadar çıktı.

   Bazı yıllarda Rum tarafına da patates satabildik ama biz bunun hiçbir zaman faydalı olacağına inanmadık. Çünkü Rumlar eksildiği zaman, fiyatlar çok yüksek olduğu zaman bizden patates alır, diğer zamanlarda almaz.

   ABAD kararları, yani 1994 öncesinde yılda 40-50 bin ton patates üretirdik. Patates İngiltere’ye ihraç edilirdi. İngiltere’ye genelde ilkbahar ürünü ihraç edilirdi ve bir dönemde 30 bin ton ihracatımız olurdu, ayrıca iç piyasanın da tümünü biz karşılardık.

Sonbahar ürününü de Araplara ihraç ettiğimiz oldu. Patateste belirsizlik olmaz, ekmek için pazarın belli olması gerekir. O dönemde ne kadar ekersek, hepsini İngiltere’ye satabilirdik. Şu anda ülkemizde 420 patates üreticisi vardı, 1994 öncesinde 1000’den fazlaydı.

%60 ithal, %40 yerli üretim...

• Soru: Donmuş patatesi ne zamandan beri ülkemizde üretebiliyoruz?
• Yücener:
Cypro Chips Ltd.’i 2008 yılında kurduk. Yaklaşık 1,5 yıl faaliyet gösterdikten sonra kapatmak zorunda kaldık. 2014’ün sonlarına doğru hükümetle görüştükten sonra fabrikayı yeniden açma ihtiyacı hissedildi. “Yine eskisi gibi tökezlemek istemeyiz, üretimde korumacılık olması lazım” dedik, yetkililer de kotanın olacağını söyledi. Biz de tekrar sanayi patatesi ektirip, son 2-3 aydır üretime geçtik. Patates hemen olmaz, sanayi tipi patatesin önceden ekilmesi gerekir. Bu 6 aylık bir program gerektirir. Sanayi patatesinin ilk dönemi başlamıştır. Kotaya göre buradan alınanın 1.5 katı ithal izni veriliyor, bu da %60 ithal, %40 yerli üretim anlamına geliyor.

• Günhan: Biz, Reşat Günhan İşletmeleri Ltd. (Kıbrıs Evi) olarak sanayi patatesi çalışmıyoruz, Kıbrıs halkının ürettiği sponda dediğimiz patatesi işleyip donmuş hale sokuyoruz. Donmuş gıda şirketimizi 2013 yılında kurduk. 2013’den beri dondurulmuş pek çok ürün çalıştık. Patatese 2014 yılının sonuna doğru girmeye karar verdik. İlk yıl hedefimiz 750-800 ton patates işlemekti ve bunu başardık. 2016 için iç piyasa hedefimiz de 1500 tondur, bunu da başaracağımıza inanıyoruz.Biz patates bulmakta sıkıntı yaşamıyoruz çünkü tüm ada bu patatesi üretmektedir.

• Soru: Kıbrıs patatesinin kızartmaya uygun olmadığı da söyleniyor. Donmuş sponda patatesle ilgili bu tür bir şikayet aldınız mı?
• Günhan:
Benim 27 yıllık restorancı geçmişim var. Halihazırda değişik menülerle çalışan üç restoranım var. Donmuş gıdada kendi dağıtım ağımız da var, yaklaşık 960 noktaya mal veriyoruz ve bunların yaklaşık 400’ü bizden patates alıyor. Patates alanların içinde oteller, reatoranlar, kafeteryalar, marketler ve evler de var. KTTO’nun ticaretleri kısıtlanmasın diye böyle bir açıklama yaptığını düşünüyorum. Çünkü Kıbrıs’ta yerli üreticiyi desteklememek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bugün patates içindir, yarın elma için, nar için olur. Herkes artık Kıbrıs Türkü’nün birşeyler yapabileceğine inanmak zorundadır. Kıbrıs Türkü’nün yapabildiğini görüyorlar, görünce önlerinde eğilmeleri lazım. Bunlar eğilmek yerine baş kaldırıyorlar. Kıbrıs’ta AB tarafından niş ürün olarak ilan edilen iki ürünümüz vardır, patates ve enginar. Fırsat olduğu sürece, Kıbrıslı yatırımcılar yatırım yapıyor. Önceleri milyarlık yatırımlarla başlamıyorlar çünkü önlerini görmek istiyorlar ama önlerini biraz gördükten sonra işlerini büyütüyorlar. Bizim Girne bölgesindeki mevcut alanımız küçük geldiği için şimdi Haspolat bölgesinde 1200 metrekare bir fabrika yapıyoruz. Ekim 2015’te tamamlanmasını hedefliyoruz. Şimdi günde 2500-3000 kilo üretebiliyoruz. Tonajımız artsın diye yeni makineler sipariş verdik, günlük kapasitemizi 12-15 tona çıkaracağız. Bu da iç piyasanın %50-60’ına yeterlidir.

Ocak’ta Türkiye’ye ihracat

• Soru: İşlediğiniz donmuş patatesleri ihraç ediyor musunuz?
• Günhan:
Aralık ayından itibaren donmuş parmak sponda patatesle Türkiye’ye ihracatımız gerçekleşecektir. Türkiye’deki büyük bir firma ile görüştük, denemeler yaptık. Muhtemelen Aralık –Ocak’ta ihracata başlayacağız. Başarıp ihracat yapabilirsek devrim niteliğinde birşey olacak.

• Yücener: Bizim ihracatımız yoktur. Biz iç piyasa için günlük 2500 kilo patates işlemekteyiz. Bu yıl hedefimiz sadece iç piyasadır. İhracat etme durumunda ürünümüz Arap ülkelerinde fiyat anlamında rekabet edebilir. Yurtdışına yöneleceksek, ekimi artırmak gerekir. Hedefimiz Aralık’tan sonraki ekimde 800 ton patates alımıdır. Bu miktar iç piyasaya yöneliktir.

Günhan: “Daha ucuz”

• Soru: KTTO, kota kararının iki  firmaya menfaat sağladığını ve ithalatçıları mağdur ettiğini söyledi...
• Günhan:
Kazananın iki firma olduğunu düşünmek genel olarak üretime kötülük demektir. Çiftçimiz olmazsa biz patatesi nereden bulacağız. Çiftçimiz daha çok çalışacak, daha çok üretecek. Ürettiğini biz imkanlarımızla daha çok işleyeceğiz, bizim işlediğimiz ürünleri tüketicimiz beğenip, sağlıklı bir şekilde daha çok tüketecek. Bu bir zincir, topraktan soframıza kadar gelen bir zincir. Bunu iki firma kazanıyor diye adalandırmak çok yanlış. Eğer iki firma tüm iç piyasaya ürün sağlayabiliyorsa ve adanın patatesini ihracat yaparak tanıtıyorsa, bu firmalar yola devam etsin ve bizim yanımıza iki firma daha girsin. Bizim başardıklarımızı gören yeni girişimciler veya yatırım yapmak isteyenler de bu sektöre yöneleceklerdir. Belki o zaman, 94 öncesindeki 60 bin ton üretime yeniden çıkacağız çünkü patates üreticisi ürettiğini satabilecek. Şu anda patates üreticisinin ürettiğini satamama korkusu var. Bu her sektör için geçerlidir. KTTO patates için kota konmasına karşı çıkıyor ama salam-sosis-sucukta da, tavukta da, sebzede de kota var. Pek çok üründe kota var, patates ilk değildir. Kıbrıs’ta şarküteri üretiliyor, ben aynı zamanda şarküteri ithalatçısıyım, KTTO üyesiyim. Ben her kilo için belli bir miktar fon ödüyorum. Tüketici ürettiğimiz patatesi ithal edilenden daha ucuza alıyor. Bizim patates satış fiyatımız şu anda 2.85 TL kilosu, 0,90 cent.  KTTO paranın Güney’e kaçacağını söylüyor, biz tam tersini savunuyoruz. Zaten KTTO üyeleri parayı Avrupa’ya, Türkiye’ye kendi elleriyle, kendi banka hesaplarıyla gönderiyorlar.

• Yeşilada: İki firma diyorlar da parmak patates ithalatçıları kaç kişidir, 5-6 kişidir. Bu iki firma üreticidir, onlar ithalatçıdır, fark budur, memleketin ürününü işliyorlar. O ülkelerdeki ürünleri bize nasıl satıyorlar? Üretildikleri ülkedeki devletin yaptığı muazzam destekler, sübvansiyonlarla o ürün bu fiyattan buraya geliyor. Bizde de o imkanlar sağlansa çok daha fazla üretim yapılır, hem iç piyasanın ihtiyacı karşılanabilir hem de ihracat yapılabilir.

• Günhan: Ticaret Odası’na üye olan arkadaşlar ithal ettikleri, ister parmak patates, isterse başka bir üründe, bir kar oranı belirleyerek tüketiciye satıyorlar. Herhangi br üretim yapmıyorlar, Ali’nin malını Veli’ye satıyorlar. 2014 yılında yaklaşık 2400 ton parmak patates ithal edilmiştir. Biz bu ülkenin toprağından çıkan ürünü işleyip satıyoruz. Bunun herhangi bir ülkede yanlış değerlendirilebilmesi için çok farklı düşüncelere sahip olmak lazım.

• Yeşilada: İthal edilen parmak patates kadar yerli şirketlerimizin üretmesi, iç piyasanın ihtiyacını karşılaması büyük başarı olur. Bu iki firma başarılı olursa başkaları da bu işe girecek, cesaretlenecek. Kıbrıs patatesi bir markadır. Patates Üreticiler Birliği olarak biz ülkemize başka ülkeden patates gelmesini ayıp adlediyoruz, utanç duyuyoruz.

• Yücener: Hatırlamamız gerekir ki, 74 öncesinde biz herşeyi üretirdik. Sobamızdan, ütümüzden, televizyonumuza, konfeksiyona kadar bu ülkede herşey üretilirdi. Türkiye’de Özal hükümeti geldikten sonra “siz üretmeyiniz, bizde herşey ucuzdur, biz size getirelim” dendi ve Kıbrıs Türkü “tembel”, “beceriksiz” oldu. Ondan sonra da bazı tüccarlar türedi. Onların yarattığı tüccarlar şimdi üretimi asla istemiyorlar. Benim bu ülkede varolduğumu ispatlamam için üretmem lazımdır.  Kıbrıs Türkü başına gelen felaketten 20 yıl sonra uyandı ve üretime sarıldı. Bu ülkede varolmanın tek yolu üretim yapmaktır.

 

Yücener: “Katkı maddesi yok”

• Soru: Ürünlerinizin kalitesi nasıl? Sağlık sertifikası var mı? Bu konuda da bazı iddiaları ortaya atılmıştı...
• Günhan:
Şirketimizin ürettiği tüm ürünlerle alakalı sağlık sertifikaları vardır.
• Yücener: Bizim de ürünümüzün sağlık sertifikası vardır. Avrupa’da üretilenle bizim ürettiğimiz patatesi yediğinizde farkını görürsünüz. Çünkü Avrupa’da üretilende işlem sırasında kimyasal ilaçlar kullanılır. Bizim üretimlerimizde kesinlikle katkı maddesi yoktur. Benim bir endişem de, ithal edilen malların denetlenmiyor olmasındandır. Sadece arada bir numune alınıp bakılmaktadır.

 

Yeşilada: “Bazı ithal patatesler yeniden tarihleniyor”

• Soru: Alınan kota kararını nasıl değerlendiriyorsunuz, yeterli midir? Atılması gereken başka adımlar var mı?
Günhan: Bence alınan karar yeterlidir, bu kararı koruyalım. İleriki dönemlerde bu kararın doğru bir karar olduğunu herkes görecektir. Devlet üreticiyi korumak için tedbir aldığında neden gocunuyorlar?

• Yücener: Bence de yeterlidir. İthalatçılar bu malı almaya başladıktan sonra bizimle artık kavga etmeyi değil, kardeş gibi geçinmeyi yeğleyecekler. Yaptığımız işin ülke ekonomisine çok ciddi katkısı vardır. Tüccar arkadaşlar buyursunlar gelsinler, bizlere ortak olsunlar, daha büyük tesisler kuralım, ülkemizin patatesini iç piyasada tüketelim, artarsa ihraç ederim. Ortada bir pasta varsa, onlarla paylaşmaya hazırız. Birlikte üretelim, paylaşalım.

• Yeşilada: Biz hükümetin kota kararını destekliyoruz. Patates üretici ülkedeki tüm ihtiyacı karşılayacak kapasitede ve beceridedir. En iyi şekilde, en sağlıklı, tüketicinin güvenerek tüketebileceği ürünü üretiyoruz. Daha çok üretebiliriz, yeter ki önümüzde pazar olsun satabilelim, yeter ki ülkemize yabancı ürün gelmesin, biz üretelim. Halk bizim ürettiğimizi tüketsin.
   Kararı verilen mevcut tepkinin sebebi şudur, bazı ithalatçılar son kullanım tarihleri yaklaşan donmuş parmak patatesi ucuza alıp, ithal ediyorlar ve burada yeniden paketliyorlar. Köyden işçiler gitti, paketleri açıp siyahlaşan patatesleri temizletip, yeniden paketlendiğini ve tarih atıldığını gördüler.

• Günhan: Üretmeyen toplum tükenmeye mahkumdur. Eskiden ülkemizde bulunan fabrikalarda üretilen ürünlerin muadillerine kota getirirlerse o fabrikaların hepsi yeniden açılacak.

• Yeşilada: Biz üretmemeye devam edersek, bizi başkası idare edecek çünkü bu ‘biz kendi kendimizi yönetmekten yoksunuz’ anlamına gelir. Üreteceğiz, başka yolu yoktur. Devlet üretimi özendirmeli. Herkes kolay para kazanma yolunu seçti. Kimse ter dökmeden birşey kazanamaz. Ter dökülecek, başka yolu yoktur.

Yücener: Varolmanın yolu üretimden geçer.

 

Yeşilada: “1 milyon TL ürün bedelini hala alamadık”

• Yeşilada: Son olarak birşey eklemek isterim. TÜK patatesi üreticiden Mayıs’ta aldı. Eylül ayındayız, 4 aydır paralarını alamadılar. Patates üreticisi yeni ekime giriyor ama elinde para yok. Bu işin mazereti olmaz. Para olmadan üretici nasıl üretime devam edecek. Alacağımız ürün bedeli 1 milyon TL’dir. Bunu hala alamadık.

Bu haber toplam 9920 defa okunmuştur