1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Özel yayıncılığa destek lazım”
“Özel yayıncılığa destek lazım”

“Özel yayıncılığa destek lazım”

YYK Başkanı İlkay Diren, özel yayıncı kuruluşların yaşadığı en önemli sıkıntının ekonomik olduğunu belirterek, sektörün ayakta durabilmesi, yaşayabilmesi için destek gerektiğini söyledi

A+A-

Ödül AŞIK ÜLKER

   Yayın Yüksek Kurulu (YYK) Başkanı İlkay Diren, yayıncı kuruluşların yaşadığı en önemli sıkıntının ekonomik olduğunu belirterek, “Yaşanan haksız rekabetin ortadan kaldırılması için adımlar atılması önemlidir. Bu sektörün ayakta durabilmesi, yaşayabilmesi için destek lazım. Ülke şartları gereği tek başlarına bu çarkı döndürebilecek imkanları yoktur” diye konuştu.

   Özellikle özel televizyonların Türkiye’deki büyük yayıncı kuruluşlarla haksız rekabet yaşadığının altını çizen Diren, bu yüzden özel yayıncı kuruluşların gelişimlerinin çok yavaş olduğunu, çok ciddi ekonomik sıkıntılar yaşadıklarını kaydetti.

   Diren, hükümet programında yer alan “haksız rekabetin etkilerinin azaltılması amacıyla bir fon oluşturulması” konusuna YYK olarak katıldıklarını ve yayıncı kuruluşların gelişmesi, teknik altyapılarla ilgili devlete düşen görevin tamamlaması açısından bir fonun oluşmasına destek verdiklerini söyledi. Ancak Diren, bu konuda bugüne kadar bir gelişme ya da herhangi bir adım atılmadığını da ifade etti.

    Son günlerde RTÜK’ün Kuzey Kıbrıs’taki bazı TV kanallarını kapatmasıyla ilgili basına yansıyan konuya ilişkin de Diren, “Sıkıntının giderilmesi için RTÜK’te görüşme yapıldı ve konunun  çözülmesi yönünde adımlar atılıyor. Kapatma söz konusu olmayacak” dedi. 


“Özel yayıncı kuruluşlar çok ciddi ekonomik sıkıntılar yaşıyor”

• Soru: Radyo ve televizyon faaliyetlerini düzenleyen ve denetleyen bir kurul olarak, genel anlamda yayın kuruluşlarının maddi ve teknik durumunu nasıl buluyorsunuz?
• Diren:
Özel yayıncılığın ülkemizde geçmişi çok uzun değil. 1998’den sonra özel yayıncılık gelişmeye başladı. Önceleri kamu yayıncılığı yapan sadece BRT vardı. 1998’de yasamızın çıkmasıyla özel radyo, televizyonlar da yerlerini almaya başladılar. Tabi ki yayıncı kuruluşlar çok cılız bir şekilde başladı, ülkede büyük sermayelerle, büyük paralarla kurulan işletmeler değil, küçük sermayelerle işe başlandı. Yalnız ülkenin ekonomik koşulları, ada ülkesi olması nedeniyle televizyonların gelir elde edeceği reklam payları çok dardır, çok küçüktür. Bu reklam payı küçük olmasının ötesinde Türkiye ile aynı dili kullandığımız için, Türkiye’deki büyük yayıncı kuruluşların rekabetine dayanamıyor. Çünkü Türkiye’de üretilen malların pek çoğu ülkemizde de kullanılıyor. Haliyle Kıbrıs’taki Türkiye menşeli şirketler buradaki ulusal yayınlarımıza reklam vermeyi tercih etmiyor çünkü Türkiye’deki kanallar zaten izleniyor, oradaki reklamlar burada izleniyor. Yayıncı kuruluşlarımızın böyle bir dezavantajı var. Bu yüzden özel yayıncı kuruluşların gelişmeleri çok yavaş oluyor, bu nedenden dolayı çok ciddi ekonomik sıkıntılar yaşıyorlar. Özel yayıncı kuruluşların teknik donanımları da yeterli değil, arada iyi olanlar da var ama bu konu da sonunda maddi olanaklara bağlı.

• Soru: Haksız rekabete işaret ediyorsunuz, bu konuda hükümet programında bazı maddeler var, haksız rekabetin etkilerinin azaltılması amacıyla bir fon oluşturulmasından bahsediliyor. Bu iyi bir gelişme. Bu konudaki çalışmalar yapılıyor mu, ne aşamadadır? YYK bu çalışmaların neresindedir?
• Diren:
Hükümet programındaki bu tespit, bu ihtiyaç, bu görüş YYK’nın katkılarıyla da oluştu. Bunu destekliyoruz. Yayıncı kuruluşların gelişmesi, teknik altyapılarla ilgili devlete düşen görevini tamamlaması açısından böyle bir fonun oluşmasına destek veriyoruz, YYK olarak aynı görüşü paylaşıyoruz. Hükümet de bu görüşü programına taşıdı ama bildiğimiz kadarıyla bu konuda bugüne kadar bir gelişme ya da herhangi bir adım yok. Bu olursa yayıncı kuruluşlar adına çok iyi bir adım olacak. Bu konu da YYK’nın uhdesinde olan bir konu değil, hükümetin uhdesinde olan bir konudur.

• Soru: Hükümet programında konuyla ilgili bir başka madde de “BRT’nin ve özel radyo televizyon kuruluşlarının da katılımıyla düzenli toplantılar yapılması ve KKTC’de görsel yayıncılığın vizyonunun belirlenmesi ve bu alandaki sorunlar için çözüm önerileri üretecek bir kurul oluşturulması”ydı. Bu konuda herhangi bir çalışma yapıldı mı?
• Diren:
Özel olarak öyle bir kurul kurulmadı ama biz YYK olarak bu işlevi yapıyoruz zaten. BRT ve özel yayın kuruluşlarıyla sık sık temasımız var, ihtiyaçlarını tespit etme ve teknolojik olarak ne yapılması gerektiği konusunda konuşuyoruz.

“Ne yapılması gerektiğini biliyoruz, desteğe ihtiyacımız var”

• Soru: Yani bunu siz yapıyorsunuz ve başka bir kurula da ihtiyaç yok o zaman...
• Diren:
Tabi, bu zaten bizim görevimizdir, başka bir kurula ihtiyaç yok. Biz ne yapılması gerektiğini biliyoruz, bunun yapılması için desteğe ihtiyacımız var. Mesela ülkede uydu yayınlarında sıkıntı var. Kuruluşlar ekonomik olarak sıkıntıda olduğu için uydu yayınlarıyla ilgili ödemelere dayanamıyorlar. Biz de hükümetle ve BRT ile birlikte ülkede DVBT yanı sayısal karasal yayınların yaygınlaşması ve her haneden yayınların izlenir olabilmesini sağlamaya çalışıyoruz, ki bu da sağlandı. Bu iyi bir gelişme. Bundan sonraki adım teknolojiye uygun olarak IP yayıncılığın da devreye girmesidir. IP yayıncılıkla ilgili devletin üzerine düşen bir takım görevler var, bazı yatırımların yapılması lazım. O yatırımlar henüz yapılmadı. Ama alt yapı geliştikten sonra, IP yayıncılığa geçiş daha kolay olacak. Şu anda kaçak, izinsiz IP yayını yapanların kayıt altına alınması için de bir çabamız var.

• Soru: Bazı şeyleri yapmak için desteğe ihtiyaç olduğunu söylüyorsunuz ancak hükümet programında yer alan bazı şeylerin de henüz yapılmdığını söylüyorsunuz. Bu ne anlama gelir? Yayıncılıkla ilgili atacağınız adımları atma konusunda yeterli desteği görmüyor musunuz?
• Diren:
Maddi olanaksızlıktan sıra yayıncılığa gelemedi. Düşünce olarak bunun tespiti yapılmış, ortaya konmuş ama hayata geçmesinde gecikme var. Niyet olmasaydı hükümet programına koymazlardı. Ülkenin ekonomik şartları ortadadır.

“DVBT’nin duyurulmasına ihtiyaç var”

• Soru: Özel televizyonların hem maddi sıkıntıları var, hem de Türksat’a gelirlerinin ciddi bir kısmını veriyorlar. Devletin kendilerine bu konuda verdiği bir katkı var ancak TL cinsinden verilen bu katkı Türksat’a ödenen ücret olarak döviz bazında. Geçiş süreci için bütçeye DVBT’ye geçiş için 6 aylık bir kaynak kondu. Sizce bu süre DVBT’ye geçiş açısından gerçekçi midir, bu süre içinde mümkün olabilecek mi?
• Diren:
DVBT konusunda alt yapı tamamlandı, bunun halka duyurulmasına, tanıtılmasına ihtiyaç var, bu önemli. halkın uydudan izleme alışkanlığı var. bu alışkanlıkları bir günde değiştiremezsiniz, zamana ihtiyaç vardır. DVBT’nin çok avantajları var, analog yayınları terk edip DVBT’ye geçmek büyük bir adımdır. Mevcut kanalları daha rantable kullanma şansı ve daha iyi yayın yapma olanağı sağlıyor.

“6 ay yeterli olmayabilir”

• Soru: DVBT’ye geçmek için vatandaşın ne yapması gerekecek?
• Diren:
Gelişmiş televizyonlar DVBT’ye uyumludur, onlara birşey yapmaya ihtiyaç yoktur. Eski veya yeni ama DVBT’ye uyumlu olmayan televizyonlarda bir vericiye ihtiyaç olacak. Bu çok büyük meblağlar değildir ve bir defa yapılacak harcamadır. Önemli olan vatandaşın haberdar olması ve yapmasıdır. Bunun için de zamana ihtiyaç var. 6 aylık sürenin yeterli olup olmayacağını çok net söyleyemiyorum ama bir zamana ihtiyaç olduğu kesin, belki de bir yıla ihtiyaç olabilir. Geçiş bir anda olmuyor, bir süreye ihtiyaç var. 6 ay yeterli olmayabilir, bir yıllık bir süre daha makul olabilir.

• Soru: Bu durumda 6 ayın sonunda özel televizyonlar devletten katkı alamazsa sıkıntı yaşanabilir... 
• Diren:
Uydudan ayrılmak zorunda kalan kanallar olabilir.

• Soru: 6 ay sonra uyduyla alakalı bir kriz söz konusu olabilir bu durumda...
• Diren:
Mümkündür...


Yasa değişiklikleri...

• Soru: Çağın gerekliliklerini karşılayacak yeni bir yasa tasarısı hazırlandı. Yayın Yüksek Kurulu yasasında ne gibi değişiklikler var? Yasa ne durumda?
• Diren: 
  AB normlarına ve günün koşullarına uygun bir yasa hazırladık. Yasa medya kuruluşlarının yaşadığı zorlukları göz önünde tutarak, yayınların işleyişini kolaylaştırmak amacıyla, teknolojik gelişmelere paralel olarak hazırlandı. Bazı önemli değişikliklerden biri Medya Hizmet Sağlayıcı Şirket hisselerinin alım-satımı kurul onayı koşulu ile serbest bırakılmıştır, şirket kurulumunda hissedarlar arası akrabalık ilişkilerindeki sınırlar kaldırılmıştır. Önceki yasada 5 ortakla kurulabilen şirketin 2 ortakla kurulabilmesi sağlanmıştır, ayrıca yabancı sermaye oranı %20’den %50’ye yükseltilmiştir. Radyo-Televizyon şirketlerine ortak olan hissedarların gazetelerle ilişkilendirilen ortaklık oran sınırlaması kaldırılmıştır. Başvuru ve yıllık lisans ödemeleri gibi kurula ödemekle yükümlü miktarlar dolardan TL’ye döndürülmüştür. Yayın lisanslarının sadece yıllık bazda ödenmesi düzenlenirken, beş yılda bir alınan harçlar kaldırılmıştır. Medya Hizmet Sağlayıcı Kuruluşlar’ın yapacağı yıllık lisans ödemelerinde yılın iki ayrı döneminde yapılması kolaylığı getirilmiştir. Radyo-televizyon program isimlerinin tescil edilebilmesi imkanı yaratılmıştır. Radyo zenginliğini yeniden kazanabilmek için radyoya televizyon yayını aktarma konusunda da bazı düzenlemeler getirilmiştir. Yasadaki yayın ilkeleri her türlü hakkın daha çağdaş koşullarda korunabilmesini sağlayacak şekilde güncellenmiştir. Sayısal yayıncılık, IP TV ve IP Platform kurulması konusunda sektörün önünü açıcı düzenlemeler yapılmıştır. Yasal müeyyideler mahkeme yoluyla ekran kapatmayı zorlaştıracak şekle getirilmiştir.
 

 Yasa değişikliği yıllardır üzerinde çalıştığımız bir değişikliktir. Teknoloji daima önde gidiyor, yasalar arkadan geliyor. Mevcut teknolojilere göre yasalarımızı da düzenliyoruz. 10 yıllık süre içinde mevcut yasamızda hissettiğimiz eksiklikleri, ihtiyaçları da göz önüne alarak ciddi bir çalışma yaptık. Uzun süre çalıştık. Yasa değişikliklerini Başbakanlık’a ilettik, Savcılık’tan görüş alındığını biliyoruz. Bundan sonra meclise görev düşüyor. Yasa değişikliği meclis komitelerinden ne kadar  süratli çıkarsa, ne kadar erken çıkarsa bizim, toplumun leyhine olacak.

4G...

• Soru: 4G’ye geçiş konusunda da bazı çalışmalar var, bu konudaki son durum nedir?
• Diren:
Bazı frekansların artık yayıncılıkta kullanılmayacağı, GSM sektörüne verileceği ve bu nedenle boşaltılması için BTHK talepte bulundu. Bu normal bir talep ancak yayıncı kuruluşların yayınları etkilenmeden, altyapı yatırımlarının devlet tarafından yapılması gerekir, zaten mevcut koşullarda yayıncı kuruluşların bu yatırımları yapması mümkün değildir. Bahse konu bandlar UHF’dir. Bu bandlardan bir kişi bile televizyon izliyorsa, o son kişiye kadar devlet bunları almamalıdır. Biz vatandaşın mağdur olmasını istemiyoruz, ona başka imkanı sunmak durumundayız. DVBT’nin yaygınlaşması ve onun evlere girmesi için bir zamana ve maddi altyapıya ihtiyaç vardır.
  
İki toplum arasında dialog...

• Soru: Özellikle radyolarla ilgili frekanslar konusunda zaman zaman sıkıntılar yaşandığını biliyoruz. Bu konuda son durum nedir?
• Diren:
Sıkıntı olduğu bir gerçek. Gökyüzünü komşularımızla paylaştığımız için daha az, daha sınırlı bir frekans olanağına sahibiz. Gökyüzü paylaşımında ileride bir takım sahiplenmeler olduğunda Türk tarafının elinde yüksek sayıda frekans tutabilme düşüncesiyle bugüne kadar  koşulları yerine getiren her müracaata olumlu yanıt verdik. Amaç gökyüzündeki paylaşımda payımıza düşen yeri tutabilmekti. Öyle bir verdik ki şimdi hiç birşey kalmadı. Şu anda hiçbir müracaata olumlu cevap veremiyoruz.

Mevcut frekansların karışmasının birçok nedeni var. Bilgi Teknolojileri Haberleşme Kurulu (BTHK) bunu çözmek için Güney’deki komşularımızla temas halinde, karşılıklı olarak frekansları tespit ederek, iyi niyet göstergesi olarak her iki taraf da entegre olan frekanslarda çanaklarını ayarlayarak, güçlerini düşürerek düzenleme yapıyorlar. Bu dialog iki toplum arasında yerleşmiştir. Sıkıntı şu anda minimuma inmiştir. Türkiye’nin güney bölgesinden de karışan yayınlar var. onları da RTÜK ile karşılıklı iyi niyetle düzenlemeye çalışıyoruz.

• Soru: Kıbrıs sorununun çözümü için bir müzakere süreci var. Yayıncılıkla ilgili yürütülen iki toplumlu çalışmalarda YYK’nın rolü nedir?
• Diren:
Geçmişte iki toplumlu komitede biz de vardık, son düzenlemede YYK bu komitenin üyesi değil, BTHK aracılığıyla orada temsil ediliyoruz.

“TV kapatma söz konusu olmayacak”

• Soru: Son günlerde RTÜK’ün bazı TV kanallarını kapatması konusu gündemde, YYK olarak bu konuda  RTÜK’ten bilgi istediniz. Herhangi bir cevap geldi mi, son duırum nedir?
• Diren:
Sıkıntının giderilmesi için RTÜK’te görüşme yapıldı ve konunun  çözülmesi yönünde adımlar atılıyor. Kapatma söz konusu olmayacak.

• Soru: Son olarak ne söylemek istersiniz?
• Diren:
Yayıncı kuruluşların yaşadığı en önemli sıkıntı ekonomik sıkıntıdır. Yaşanan haksız rekabetin ortadan kaldırılması için adımlar atılması önemlidir. Bu sektörün ayakta durabilmesi, yaşayabilmesi için destek lazım. Ülke şartları gereği tek başlarına bu çarkı döndürebilecek imkanları yoktur.

Bu haber toplam 3306 defa okunmuştur