1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Ortak zemin, ortak mücadele”
“Ortak zemin, ortak mücadele”

“Ortak zemin, ortak mücadele”

CMC şirketinde çalışan iki bin Kıbrıslı Türk ve Rum madencinin ortaya koyduğu bir dayanışma örneği “1948 Büyük Madenci Depremi” yarın bir panelde ele alınacak

A+A-

 

 

• Etnik köken veya din değil, sınıf mücadelesinin önemli olduğu, Kıbrıs işçi tarihinde dönüm noktası olarak kabul edilen ‘1948 Büyük Madenci Depremi’ 18 Nisan Pazartesi (yarın) akşam ‘Sol ve Kıbrıs Sorunu Grubu’ tarafından düzenlenen panelde ele alınacak. Panel saat 19:00’da Dayanışma Evi’nde yapılacak

• Tsimilli-Michael: “1948 grevi önemliydi çünkü, uzun sürdü, katılım büyüktü, dayanışma ifadesiydi, o şartlarda cesur bir hareketti ama belki de en önemlisi sınıfın, etnik kökenden veya dinden daha önemli olduğu bir örnekti. Korkarım ki bu, toplumun, tüm toplumun unuttuğu birşeydir”

• Charalambides: “Grubumuzun amacı solu bir araya getirmek, sendikaları, partileri, Kıbrıslı Rumları ve Kıbrıslı Türkleri ortak bir zemin bulmak için bir araya getirmek. Ortak zemini bulup, daha iyi bir Kıbrıs için çalışmak...”

Ödül AŞIK ÜLKER  
  
CMC şirketinde çalışan iki bin Kıbrıslı Türk ve Rum madencinin ortaya koyduğu bir dayanışma... Etnik köken veya din değil, sınıf mücadelesinin önemli olduğu, Kıbrıs işçi tarihinde dönüm noktası olarak kabul edilen “1948 Büyük Madenci Depremi” 18 Nisan Pazartesi (yarın) akşam “Sol ve Kıbrıs Sorunu Grubu” tarafından düzenlenen panelde ele alınacak.

   Saat 19:00’da Dayanışma Evi’nde yapılacak etkinlikte Sotiris Fellas, Ahmet An ve Anthula Papadopulou konuşma yapacak. Konuşmalardan sonra Pashalis Papapetros’un yönetmenliğini yaptığı “Madencilerin Anıları” isimli " belgesel  gösterilecek.

   “Sol ve Kıbrıs Sorunu Grubu” Üyesi Aktivist Merope Tsimilli-Michael ve Dinos Charalambides, ortak mücadele için ortak zemin inşa edilmesinin önemine vurgu yaparak, ortak zemini bulup, daha iyi bir Kıbrıs için çalışmak gerektiğini söyledi.

   Yenidüzen’e etkinlik hakkında bilgi veren Tsimilli-Michael ve Charalambides, solun sadece çözüm değil aynı zamanda gelecek için de önemli rolü olduğunu söyledi ve müzakerelerde bir anlaşmaya varılacağını ama çözümü insanların inşa edeceğini vurguladı.

“Müzakerelerde varılacak olan anlaşmadır, çözüm değildir”

• Soru: Sol ve Kıbrıs Sorunu Grubu hakkında kısaca bilgi verir misiniz? Ne zaman, nasıl bir araya geldiniz? Neler yapıyorsunuz?
• Tsimilli-Michael:
Zaten bazılarımızın birbiriyle her zaman teması vardı. Toplumun çözümdeki rolünün çok önemli olduğunu düşünüyoruz ve esas konu sadece referadumda kabul etmek veya etmemek değil, toplumun çözümü nasıl inşa edeceğidir. Çok net olan şey müzakerelerde varılacak olan anlaşmadır, çözüm değildir. Çözüm anlaşma olunca insanlar tarafından inşa edilecek. Grupta hepimiz sol olduğu için, daha çok solun sorumluluklarını ve rolünü düşünüyoruz. Ocak ayında iki toplumdan katılımcıların olduğu “Sol ve Kıbrıs Sorunu” başlıklı bir konferans organize ettik ve sonrasında da bu ismi grubumuzun ismi olarak koruduk.

“Sınıf, etnik kökenden veya dinden daha önemli”

• Soru: 1948 Madenci Greviyle ilgili bir organizasyon yapıyorsunuz. Neden şimdi? Bu etkinlikle insanların ortak mücadele ruhunu mu uyandırmayı amaçlıyorsunuz?
• Tsimilli-Michael:
Her zaman mücadeleyi uyandırma zamanıdır. 1948 mücadelesini hatırlamanın ve dersler çıkarmanın çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu grev tarihte en büyük madenci mücadelesi olarak yerini aldı. Önemliydi çünkü, uzun sürdü, katılım büyüktü, dayanışma ifadesiydi, o şartlarda cesur bir hareketti ama belki de en önemlisi sınıfın, etnik kökenden veya dinden daha önemli olduğu bir örnekti. Korkarım ki bu, toplumun, tüm toplumun unuttuğu bir şeydir. Sanırım bu en önemli şeydi. Yıllar geçti, Kıbrıs sorunu ortaya çıktı, sosyal talepler ve sınıf mücadeleleri bir kenara bırakıldı. Ekonomik krizden sadece Kıbrıslılar olarak değil, ama insanlık olarak almamız gereken ders uzun mücadeleler sonucunda kazandığımız haklarımızı yeniden kazanmak için mücadele etmek gerektiğini hatırlamaktır. Etkinliğimizde olay tarihi açıdan, İngilizlerin o dönemdeki “böl ve yönet” şeklindeki rolü, kilisenin kötü rolü anlatılacak. Özellikle gençlerin bilgi alması açısından önemli bir etkinlik olduğunu düşünüyoruz. Grev olduğunda ben bir yaşındaydım ve büyürken annemle babamın zaman zaman grev hakkında konuştuklarını çok iyi hatırlıyorum. O grev o dönemde insanlara ilham veren bir olaydı.

“Görüşmeler insanları kucaklamıyor”

• Soru: İnsanların çözümdeki rolünün önemine vurgu yaptınız. İnsanlar sizce müzakerelerle ilgileniyorlar mı?
• Tsimilli-Michael:
Korkarım ilgilenmiyorlar. Son birkaç yıldır öncelik ekonomik sorunlar. Kıbrıs sorunu daha çok daha ilerici insanlar için en önemli endişe olarak duruyor. Kıbrıs sorunu çok ertelendi, çok daha önce çözülmeliydi. Federasyona karşı olanlara, gericilere konuşmaları, yorum yapmaları için zaman aralığı verilmiş oldu. Onlar yorum yapıyor, biz yani çözüm isteyenler de onların yaptığı yorumlar üzerine yorum yapıyoruz. Bu görüşmelerin insanları kucaklamadığını da düşünüyorum. Bu endişe verici birşey. Bir anlaşma olursa, bir referanduma gidilecek ve insanların hazır olması lazım. Şimdi 2004’e göre daha fazla insanın kararını verdiğini düşünüyorum. Ama ekonomik kriz ilginin odağını değiştirdi.
   Şimdi Kıbrıslı Rumlar bir federasyonda kötü ekonomik kayıpları olacağını düşünmüyorlar. Kötü ekonomik olayları halihazırda yaşadılar. Bu konu 2004’te çözümün karşısında çok kullanılan bir konuydu. Artık kimsenin bunu tartıştığını düşünmüyorum. Bana göre bir sorun daha var. Çözüm yanlısı tartışmalarda bile her olaya ekonomik açıdan yaklaşıyor. “Maraş yeniden inşa edilecek” gibi, bildiğim kadarıyla iki tarafın inşaatçıları toplantılar yapıp gelecekteki işleri nasıl paylaşacaklarını konuşuyorlar. Bunlar solun rüyalarından ve bakış açısından çok farklı doğrultuda. Bu da bizim hareketimiz gibi oluşumların yapacağı değişimlere ne kadar ihtiyaç olduğunu gösteriyor.

“Bugün durum 2004’e göre daha iyi”

• Charalambides: Ben bugün durumun 2004’e göre daha iyi olduğunu düşünüyorum çünkü şimdi insanlar mali anlamda kaybedecek bir şeyleri olmadığını düşünüyor. Halihazırda çok kaybettiler. Çocukları Kıbrıs’a dönmüyor. Daha önceleri yüksek ekonomik koşullar nedeniyle çözüme karşı oy kullanmaları sağlanabildi artık bu iddia kullanılamaz. Şimdi insanları çözüme ikna etmek daha kolay olabilir ama bunu kimse yapmıyor, Kıbrıs sorununu kimse tartışmıyor. Bunu tartışan insanlar çözüm karşıtı olanlar. Sağ partiler televizyonlarda çok yer alıyor.

• Soru: Bu süreçte sol partilerin duruşunu nasıl buluyorsunuz?
• Tsimilli-Michael:
Deniyorlar. Güney’de kimler sol parti, sadece biri, AKEL. Kuzey’dekilerle ilgili yorum yapamam. AKEL çalışıyor, köylere gidip toplantılar yapıyorlar. Hristofyas başkanken federasyon hakkında bir broşür hazırlamak istediler ama herkes buna karşı başına üşüştü. O da ilerleyecek kadar cesur değildi.

“Süreç çok uzadı”

• Soru: Ya Anastasiades?
• Tsimilli-Michael:
2004’te Anastasiadis’in “evet” deme cesareti vardı. Ama aynı zamanda partisindeki değişik kesimlerin çemberinde kaldığını da düşünüyorum. Ayrıca bir makamda olduğunuzda karar vermek daha zordur. Ama Anastasiades görüşmelerde ilerlemeye istekli olduğunu gösteriyor. Ama her zaman bir şey oluyor. Kıbrıs Türk tarafında olası seçimler süreci erteleyebilir. Bizim seçimlerimiz de geliyor, o da etkileyebilir.
• Charalambides: Seçimleri unutup, çözüme doğru ilerlemeliler. Kıbrıs’ta sürekli seçimler var. Eğer bir sonraki seçimin görüşmeleri başlatmasını beklerseniz hiçbir zaman çözüme ulaşamazsınız. Ben de Meropi’ye katılıyorum, bu süreç çok uzadı. Anastasides’in sorunu çözmek istediğine ama kendi insanlarının onu geciktirmeye çalıştığına inanıyorum. Kesinlikle çözüm olasılığı var, tüm koşullar çözüme yardımcı ama kolay değil.
   AKEL şu anda çözüm yönünde önemli bir rol oynuyor. Çözüm referanduma sunulursa, AKEL ne yapacak? Çözüm yanlısı tutumunu mu takınacak? AKEL için bu defa çözüme karşı olmak çok daha zor olacak. İnanıyorum ki 2004’te hata yaptıklarını biliyorlar. Bunun şimdi farkına varıyorlar, bunu dillendirmeyecekler ama AKEL’deki pek çok ilerici onun hata olduğunu biliyor. Kıbrıslı Türkler açısından durum çok net görünmüyor. Ama birkaç aydır çözme doğru bir yönelim olduğuna inanıyorum. Uluslararası toplum çözümü her zaman kabul etmeye hazır. Yani her şey bize bağlı.
• Tsimilli-Michael: Anastasiadis’in AKEL’le konsensusa varmadan herhangi bir çözümü referanduma götüreceğini düşünmüyorum. Çünkü anlamı olmaz. En azından Kıbrıs sorunu söz konusu olduğunda kavga etmiyorlar. AKEL şimdi destek veriyor ama bu 2004’teki hatayı silmeyecek. Dinos’un dediği gibi uluslararası toplum her zaman çözümü arzu ediyor. Dünyada, Avrupa’da, bölgemizde çok problem var. Kıbrıs sorununun çözümü bir sorunun eksilmesi anlamına gelir.

“Sanki seçim yok gibi”

• Soru: Çözüm Güney’deki seçim propagandalarının ana konulardan mı?
• Charalambides:
Hayır.
• Tsimilli-Michael: Aslında gerçek anlamda bir seçim propagandası yok.
• Charalambides: Sanki seçim yok gibi...
• Tsimilli-Michael: 10 sene önceki seçimlerle kıyasladığımda, sanki insanlar şimdi seçim olduğunu bile unutmuş gibi. Sıradan insanlar seçimlerin tarihini soruyor.

“Çözümü buldular ama duyurmuyorlar”

• Soru:  Müzakerelerin gidişatını nasıl görüyorsunuz? Sizce çözüme gidecek mi?
• Charalambides:
Bence halihazırda çözümü buldular ama duyurmuyorlar.
• Tsimilli-Michael: Ben de aynı fikirdeyim. Henüz konuşulmadığı söylenen konular bence çok tartışıldı çünkü konular birbiriyle alakalı. Bir konuyu tartışırken diğer konuya da girersiniz. Bence bunları paylaşmada tereddüt var ama bu iyi çünkü Dinos’un dediği gibi çözüm karşıtları televizyonda çok yer alıyor ve onlar her adımı öldürmeye çalışacaklar. Belki iyi ama diğer yandan bu durum insanları gelişmelerden çok uzak tutuyor.
Charalambides: Detaylarda anlaştıklarını düşünüyorum, belki mülkiyet veya çözümün finansmanı konusunda bazı küçük konular kalmış olabilir. O noktada sorun olabilir ama ilerlemek istedikten sonra pek çok çözüm vardır. Bence esas sorun kendi insanlarını çözüm yapmaları gerektiğine ikna etmek. Meropi’nin dediği gibi, görüşmeleri erteleyerek gericilere insanlara manipülasyon yapabilmeleri için yer açıyorlar.

“En kötüsü hakim olan zihniyet”

• Soru: Müzakere sürecinde çok sayıda komite de var. Bunlardan biri de eğitim komitesi, siz (Tsimilli-Michael) eski bir öğretmensiniz. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
• Tsimilli-Michael:
Eğitimle ilgili bir komite olması gerektiğine inanıyorum. Ben üyesi değilim dolayısıyla onların çalışmaları hakkında konuşamam ama sonuçları biliyorum. Yaptıkları çalışmalara destek veriyorum ama sadece eğitimle bir şeyleri değiştiremezsiniz. Okullardaki basmakalıp şeyler devam ediyor. Torunlarım ilkokuldayken öğretilen korkunç şeylerden dehşete düştüm. İyi ki onlara duyduklarını, maruz kaldıklarını düzeltecek büyükanneleri vardı. Bu kafa yapısıdır. Olay insanların 40 yıldır evlerinde olmamaları veya başkalarının orada yaşaması değil, o olayın bir yönü. En kötüsü hakim olan zihniyet, bu yıllar içinde inşa edilen zihniyet. Gençler bugün kuzeyi kendi ülkeleri olarak hissetmiyorlar. Bazıları adanın neden yeniden birleşmesi gerektiğini anlayamıyor. Eğitim sistemi sadece şovenizmden zarar görmüyor, ayrıca sorgulayıcı düşünce olmamasından da zarar görüyor.
• Charalambides: Bence sol partilerin Güney’de oynayabileceği önemli bir rol var ki bunu yapmadılar. Kuzey’de olaylar daha farklı, daha ilerleyici. Güney’de eğitim çok milliyetçi. Maalesef eğitim çözüm yönünde ihtiyacımız olan rolü oynamadı.
• Tsimilli-Michael: Milliyetçiliğin nasıl korunduğu hatta geliştirildiğine dair bir örnek vermek isterim. Tarih müfredatına baktığımızda, tüm ilkokul ve orta okul boyunca öğretilen Yunanistan’ın tarihidir, o da saptırılmıştır ve sadece kahramanların tarihidir, hiç hata yoktur, hiç hain yoktur. Sadece Türkiye ve Kıbrıslı Türklere karşı eğitim değil, dünyada ne olduğu da anlatılmıyor.
   Tuhaf olan bir başka şey, dünyada savaşların bitişi kutlanırken, Kıbrıs’ta Kıbrıslı Rumlar ve Yunanistan’da savaşların başlangıçlarını kutluyoruz. Barışın, kurtuluşun veya bağımsızlığın tarihini kutlamıyoruz.

“Kilise eskisi kadar etkili değil”

• Soru: Kilisenin geçmişteki kötü rolünden bahsettiniz. Şimdi kilise ne kadar etkili?
• Tsimilli-Michael
: Eskisi kadar etkili olduğunu düşünmüyorum. “Başpiskopos dedi yapmalıyız” diyen çok insan bulamazsınız.
• Charalambides: Direkt olarak değil ama indirekt olarak başpiskopos önemli rol oynuyor. Örneğin o hem fikir olmadan kitaplar değişmez. Dolaylı anlamda önemli rol oynuyor. İnsanlar hala dindardır ama kiliseye veya özellikle başpiskoposa eskisi gibi inanmıyorlar.

“Solun oynayacağı çok önemli bir rol var”

• Soru: Son olarak ne eklemek istersiniz?
• Charalambides:
Solun oynayacağı çok önemli bir rol var, sadece çözüm için değil, gelecek için. Sol partilerin inisiyatif alması gerekir. Bizim grubumuzun amacı partilerin rolünü oynamak değil. Solu bir araya getirmek, sendikaları, partileri, Kıbrıslı Rumları ve Kıbrıslı Türkleri ortak bir zemin bulmak için bir araya getirmek. Ortak zemini bulup, daha iyi bir Kıbrıs için çalışmak...
• Tsimilli-Michael: Ortak mücadele için ortak zemin inşa etmeliyiz.

Bu haber toplam 2372 defa okunmuştur