1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Maliye Bakanlığı siyasetin bölüşüldüğü yer olmamalı”
“Maliye Bakanlığı siyasetin bölüşüldüğü yer olmamalı”

“Maliye Bakanlığı siyasetin bölüşüldüğü yer olmamalı”

Eski Maliye Bakanı, UBP Lefkoşa Milletvekili Ersin Tatar, Maliye Bakanlığı’na bağlı Hazine ve Bütçe Dairesi’nin ayrılmasına tepki gösterdi

A+A-

YENiDÜZEN Haber Merkezi

Daha önceki UBP hükümetinde Maliye Bakanı olarak görev yapan, son UBP Kurultayı’nda % 50’ye yakın oy alarak dikatleri üzerine çeken UBP Lefkoşa Milletvekili Ersin Tatar, “Maliye Bakanlığı’nın siyasetin bölüşüldüğü yer olmamalı” diyerek, Maliye Bakanlığı’na bağlı Hazine ve Bütçe Dairesi’nin ayrılmasına ve Hazine Dairesi’nin Ekonomi Bakanlığı’nın kontrolüne verilmesine tepki gösterdi.

Dün Kanal Sim’de Damla Dabiş Özel’in sorularını yanıtlayan Tatar, “bu iki dairede birbiriyle ilişkili dairedir. Aynı binada ve sürekli iletişim halinde olması gereken dairelerdir” dedi.

Tatar, “Bir kısmı Maliye’de bir kısmı Ekonomi Bakanlığı’nda olursa bunlar zafiyet içerisinde olabilir diye endişe etmekteyim” vurgusunda bulundu.

Yeni müşavirler yaratılacağı endişesi konusunda da Tatar, “Bu hükümette bayağı atamalar yapılacak. Her bakan kendi müsteşar ve özel kalemini atayacak. Her bakanlıkta çeşitli daireler vardır onların müdürleri de 3’lü kararnameyle atanabilecek öyle görülüyor ama doğru adamlar doğru yerlere atasın” açıklamasında bulundu.

“Maliye Bakanlığı siyasetin bu cilvelerine alet edilmeli”

Hazine ve Bütçe Dairesi’nin ayrılması ve Hazine Dairesi’nin Ekonomi Bakanlığı’na verilmesini yorumlayan Eski Maliye Bakanı, UBP Lefkoşa Milletvekili Ersin Tatar, “Maliye Bakanlığı köklü, kurumsallaşmış, gerçekten uzmanların yer aldığı hatta müdürlük atamalarında bile fevkalade dikkatli olunması gereken bir yerdir” dedi.

Tatar, “Yani işi yapabilecek insanlar müdür yapılmalı ne bölgesine bakılmalı ne de oradaki partisel durumuna. İşi yapabilecek insanları getireceksiniz. Asla ve asla siyasetin bölüşüldüğü yer olmamalıdır” vurgusunda bulundu.

“Maliye Bakanlığı devletin beynidir, devletin gelirlerini bütün malını mülkünü yöneten bir bakanlıktır” diyen Tatar, “İlk defa böyle bir şey yaşandı doğrusu bunu garipsedim” şeklinde konuştu.

“Maliye Bakanlığı’nda güvenilir bir isim olmalı işin özü bu” ifadesinde bulunan Tatar şunları dile getirdi:
“Şimdi bakıyorum Maliye Bakanlığını nasıl bölüşecekler tartışması var. Bu olmamalıdır. Bu Maliye Bakanlığı’nın içini de rahatsız etmektedir. Müsteşar Ahmet Havutçu istifasını verdi diye duydum. Birikim Özgür de kabul etti. Havutçu’nun Maliye’den ayrılması bir kayıptır. Diğer müdürlerinde rahatsız olduklarını düşünüyorum. Haliyle Maliye Bakanlığı’nı çok iyi korumak lazım.  Bakanlık, siyasetin bu cilvelerine alet edilmeli.

Bir kısmı Maliye’de bir kısmı Ekonomi Bakanlığı’nda olursa bunlar zafiyet içerisinde olabilir diye endişe etmekteyim.
Herhangi bir maliyeciye bile sorsanız size diyecektir ki; Hazine ve Bütçe dairesi birlikte yürür. Çünkü biri onaylar biri parayı öder ikisi de çok ilişkilidir.”

“Benimle kimse bir şey görüşmedi”

Parti içerisinde bu konuların hiç mi konuşulmadığı sorusu üzerine ise Ersin Tatar,  “Bu konuda benimle hiç kimse bir şey görüşmedi. Dolayısıyla sizler gibi bunları izliyorum” dedi.

Bakanlıkların nasıl kararlaştırıldığına ilişkin soruya ise Tatar, “Ben sorduğumda Serdar Denktaş gelmiş ve demiş ki ya Maliye’yi ya İçişleri’ni isterim. Bu şekilde içini biraz oyarak  DP’ye Maliye Bakanlığı verildi” diyerek şöyle devam etti:
“Eğitim Bakanlığı da DP’ye verildi. Kemal Dürüst onu gönüllü olarak verdi. Turizm ve Çevre Bakanlığı da… Ben bunları eleştirebilirim doğruları söylemek adına. Mesela Faiz Sucuoğlu bu işi başarılı şekilde götürüyordu Turizm UBP’de kalabilirdi. Sucuoğlu bu işi götürebilirdi. Şimdi bakan değişti haliyle müdür ve müsteşarlar… Örneğin Kemal Dürüst Eğitim Bakanlığı’na çok meraklı, müdür ve müsteşarlarını da atadı siz şimdi bunu karşı tarafa veriyorsunuz.  Dürüst şimdi Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı oluyor ekibiyle birlikte ta o işi öğrensin, alışsın… bu benim mantığıma biraz ters geliyor.  Koalisyon olabilir ama günün sonunda bu bir hükümettir. Dolayısıyla bu ifade ettiğim noktalara da dikkat etmek lazım. İki ayrı milletin insanları değil ya koalisyonu yapacak olan.  UBP zaten hükümetteydi, o bakanlıklar yine kalsaydı hizmet bakımından daha verimli olurdu.”

“Maliye Bakanlığı görevi verilseydi kabul edecektim”

“Bu memlekette bakanlık olayı çok abartılmaktadır ben birazda gülümsüyorum bu işe” diyen Tatar, “Maliye Bakanlığı’nı çok iyi bildiğim, iddialı olduğum için ve emeğim geçtiği için görev verilseydi kabul edecektim. Ama DP’ye verildikten sonra bir bakanlık alayım diye Özgürgün ile bir şeyim olmadı” dedi.

Tatar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ama etrafta bakanlık meselesi çok abartıldı. Bugün bu sayıdaki bu hükümetteki her vekil bakan kadar kıymetlidir. Bunu vurgulamak istiyorum. Birileri biz becerdik bakan olduk birileri de  milletvekilleri mecliste ne halleri varsa görsün noktasında asla olmamalıdır. Bu mesaj gittiğinde zaten herkes neyin ne olduğunu anlar. Biliyorsunuz bakan olanlar hemen ekibiyle, bakanlığın imkanlarıyla hemen güçlenmeye çalışır bir sonraki seçimde seçimi kazanabilmek için başka düşünceler içerisine girebilir. Bunlar fevkalade yanlıştır.”

“Protokolde bizimde hassasiyetlerimiz dikkate alınmalı”

Cuma günü hükümet için güvenoyu yapılacağının hatırlatılması üzerine de Tatar, “Güvenoyu krizi yaşanmayacak diye düşünüyorum” dedi.

“Ancak Türkiye ile yapılacak protokolde bizim de hassasiyetlerimiz dikkate alınmalı” şeklinde konuşan Tatar, “Siyasi ve ideolojik görüşler farklı olabilir ama günün sonunda Kıbrıs Türk halkının refah ve zenginliğinin artırılması için bir takım reformlara ihtiyaç var”  şeklinde konuştu.

Tatar şunları dile getirdi:
“Reform denildiğinde insanlar hemen bunun meyvelerinin görüleceğini zanneder ama sigortalara baktığınızda sigortalar gerçekten çok büyük açık vermektedir. Dolayısıyla tedbir alacaksınız. Onu yapacaksınız bunu yapacaksınız, emeklilik yaşı gündeme gelecek. O zaman onları karşınızda bulacaksınız.  Adam emekli olacakken ansızın 13 yıl sonra emekli olacaksınız diyeceksiniz. Ama bu reformu yapmasan bu fonun geleceği parlak olmaz gün gelir maaşları ödeyemez. Böyle ülkelerde hükümet etmek çok zor…  Reform demek tedbir demektir tedbir de insanların maaşlarına da haklarına da dokunabilirsiniz. Aksi takdirde düzen ve yapı devam etmez.”

“Bayağı atama yapılacak”

Müdür müsteşar atamaları konusunda da Tatar, “Bu hükümette bayağı atamalar yapılacak. Her bakan kendi müsteşar ve özel kalemini atayacak. Her bakanlıkta çeşitli daireler vardır onların müdürleri de 3’lü kararnameyle atanabilecek öyle görülüyor ama doğru adamlar doğru yerlere atasın. Yakından takip edeceğiz” açıklamasında bulundu.

“Türkiye eksik bakiyeyi gönderebilir”

Ekonomik Protokol konusunu Meclis’te gündeme getireceğini belirten Tatar, şunları dedi:
“Türkiye ile yapılacak Ekonomik Protokolün boyutları her halde Meclis’te gündeme getirilecek en azından ben getireceğim.  Çünkü mutlaka hükümet programı protokolle bağlantılıdır. Bu ay sonuna yetişir mi bilmiyoruz zaten hallolsa bile Türkiye karşılıklı imza için Tuğrul Türkeş’e yetki verecek belki Tuğrul bey ay sonundan evvel buraya gelip imzalanabilir. Eğer öyle bir anlayış gelişirse ki prensipte tamamdır o zaman Türkiye o eksik bakiyeyi gönderebilir.”

“Denktaş tek söz sahibi”

Hükümet görüşmelerinin nasıl olduğuna ilişkin soruya da Tatar şu cevabı verdi:
“Serdar Denktaş’ın partisinde tek söz sahibi gibi bir durumu var. Ama bizde Sayın Özgürgün iki bakan ve Merkez Yönetim Kurulu’ndan bir kişi ile görüşmelere gittiğini takip ettim. Dolayısıyla partide bu işler enine boyuna konuşulmaz. Çünkü yetkili organlar genel başkana yetki verir, genel başkan onları dilediği gibi yönlendirir.

Yapılacak icraatlar parti içerisinde konuşulması gerekiyor. Çünkü günün sonunda partililer bizim icraatlarımızı savunmak zorundadır.  Önemli meselelerde parti organlarının bilgi alması, tartışılması lazımdır orada onay aldıktan sonra Türkiye’ye gidip imza atılmalıdır. Ama imzaladıktan sonra Parti Meclisi’ne bilgi vermek doğru olmaz daha önce konuşmak gerek ve orada çoğunluğu sağlarsanız gidip imzalamakta fayda var. Çünkü zaman kaybediyoruz zaman kaybedince de buradaki ekonomik kurum kuruluşlar herkes bunun zararını görüyor. Çünkü durum iyi değil. Gelirlerimizle giderlerimiz örtüşmüyor.”
“Türkiye’den mutlak ve mutlak paraya ihtiyaç var” vurgusunda bulunan Tatar, “Bazıları ‘almayalım’  diyor. Ama almadığımız gün hem maaş artışlarını veremeyiz hem de devletin başka başka mükellefiyetleri var  onlar sıkıntıya girer. Hatta benim talebim enflasyon ve devülasyona bağlı olarak  verilecek olan katkıların artırılmasıdır” dedi.

Bu haber toplam 2575 defa okunmuştur