1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. ‘İMAR PLANI OLMADAN EMİRNAMELERİ KALDIRMAK FELAKETTİR’
‘İMAR PLANI OLMADAN EMİRNAMELERİ KALDIRMAK FELAKETTİR’

‘İMAR PLANI OLMADAN EMİRNAMELERİ KALDIRMAK FELAKETTİR’

Şehir Plancıları Odası Başkanı Merter Refikoğlu Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş’ın “emirnameleri kaldıracağım” sözüne sert çıktı

A+A-

Ödül AŞIK ÜLKER

  
Şehir Plancıları Odası Başkanı Merter Refikoğlu, Karaoğlanoğlu’ndaki Kaya Grubu’na ait inşaatın en üst üç katının yıkılmasının sorunu ortadan kaldırmayacağını, binanın alt katlarında da projeye uygun olmayan uygulamalar yapıldığını söyledi.

“İzin alınan projeyi incelediğimiz zaman, tüm katların izinlendirilmiş projeye uygun yapılmadığını görüyoruz” diyen Refikoğlu, “Sadece dikey değil, yatay olarak da izne uyulmamıştır... Sadece üstten bazı katları yıkmak yeterli değildir, yatayda da bazı yanlışlar vardır. Alt katlarda da yıkılması gereken, düzeltilmesi gereken yerler vardır. Binanın tamamında düzeltmeye ihtiyaç vardır” diye konuştu.

Emirnamelerin kalkması gerektiğini ancak önce imar planlarının hazırlanması gerektiğini kaydeden Refikoğlu, tüm bölgelerde imar planları hazırlanmasını istediklerini ifade etti.

Refikoğlu, Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş’ın “Mart, Nisan aylarına kadar planlama çalışmalarının tamamlanacağı” yönündeki açıklamasını “bilimsellikten uzak” diye nitelendirerek, “Serdar Bey eğer Mart’a kadar plan yapmayı becerirse, bu Guinness Rekorlar Kitabı’na girer, tüm dünyaya bu yeteneğimizi aktarmamız lazım” dedi.

Neler oldu?

Soru: Girne 2. Bölge Emirnamesinde yapılacak değişliklikle ilgili Şehir Plancıları Odası ve Yer Bilimleri Mühendisleri Odası olarak Yüksek İdare Mahkemesinde bir dava açmıştınız ve değişiklikler iptal edildi. Öncelikle yaşanan süreci kısaca anlatır mısınız?

Merter: Yapılmaya başlanan kaçak inşaatla ilgili tepkilerimiz artarken emirname değişikliği gündeme geldi. Bakanlık ve Belediyelerin yapmış olduğu bilgilendirme toplantılarında bu değişikliğin ülkeye ve Girne’ye verebileceği zararları anlatmaya çalıştık. Yapılan tüm bilimsel karşı duruşlara ve tepkilere rağmen karşımızdan aldığımız tepki “biz böyle istiyoruz o nedenle bu değişiklik olacak” şeklinde oldu. Bu konuda herhangi bir çalışma, araştırma yapılıp yapılmadığı sorularımıza da yine “hayır yapılmadı” cevabını aldık. Sözde bilgilendirme toplantıları yapıldıktan sonra yaptığımız hiç bir öneri dikkate alınmadan emirname değişikliği yapıldı. Bizler de yapılan değişikliklerdeki hukuksal hataları dikkate alarak mahkemeye başvurduk ve ara emri aldık. Duruşma süreci başlamadan da karşı taraf hatasını kabul edip emirname değişikliği yapılamayıp eski halinde kalmıştır.

“Emirnameler yürürlüktedir”

Soru: Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş gazetemize verdiği röportajda “mahkemeden koşullarını koyarak hüküm talep eden biz olduk” demişti. Bu açıklamayı nasıl değerlendirirsiniz?

Merter: Herhalde haklı olduklarını ve davayı kazanabileceklerini düşünselerdi bu talebi yapmazlardı. Tahminimce hükümeti savunan savcı avukatta bu davada savunulacak birşey olmadığını söylemiştir. Başbakan Yardımcısı’nın açıklamasını yorumlarsam, “biz haksızız, suçluyuz, bu dava uzamadan bitsin” denmiştir. Serdar Bey, biz bunu yaptık çünkü inşaatlar durma noktasına gelecekti dedi. Ben buna katılmıyorum çünkü biz ara emrini emirname değişikliği için aldık. Tüm emirnameyle ilgili almadık, Girne bölgesindeki emirnameler zaten yürürlüktedir. İnşaatlar mevcut emirnameye göre yapılabilmektedir. Serdar Bey ve hükümet yürürlükte olan emirname üstünde değişiklik yapmak istedi. Biz de değişikliğin yapılmaması için mahkemeye gittik. Serdar Bey, bence, hedef şaşırtıyor, emirname iptal edilmedi, emirname değişikliğine ara emri aldık. Emirnameler yürürlüktedir.

Soru: Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş’ın mahkeme öncesinde “Bütün emirnameleri iptal edeceğim, Fasıl 96’ya döneceğiz” şeklinde bir açıklaması da olmuştu...

Merter: Tahminim, kendilerini savunan arkadaşlar davada savunulacak birşey olmadığını söylediklerinde, Serdar Bey sinir anında boş bulunup tamamen bilimsellikten uzak bu açıklamayı yapmıştır. Yasa bize “bir emirnameyi nasıl getirdiyseniz, öyle kaldırırsınız” der. Yani “ben kaldırıyorum demekle kalkmaz”. Emirnameler imar planları çıkardığı zaman zaten yürürlükten kalkar. “ben kaldırdım” demekle olmaz. Emirnameleri tamamen kaldırmayı denerlerse, halkımız, sivil toplum örgütleri, meslek odaları bunun karşısında durur ve o mücadeleyi verir.

----------

“Müdahale edemeyecekleri için imar planlarını istemediler”

Soru: 1989’da İmar Yasası çıktı ancak orada öngörülen imar planları geçen zaman zarfında hazırlanmadı.  Sadece Lefkoşa İmar Planı var. Siz Denktaş’a o kadar zaman hükümette olup bu konuda ne yaptınız diye sormuştunuz. Kendisi de “bu soruyu bana değil, mahkemeye gelen bilirkişilere sorun” diyor. Neden bu imar planları hazırlanamadı?

Merter: Yasada iki yıl içinde Ülkesel Fiziki Plan’ın yapılacağı, sonrasında da her bölge için imar planlarının hazırlanması öngörülüyordu. Biz bunları devlet olarak yapamadık. Biz kendisine ne yaptığını sorduk. Ona sorduk çünkü mahkemede bilirkişi olarak çıkan kişi Şehir Planlama Dairesi’nin bir memurudur. Dairede belli bir süre müdür muavinliği de yapmış bir memur. Bazen söz konusu kişiyi atlayarak emirname değişiklikleri de yapıldı, onu atlayarak yasadışı işler de yaptırıldı. Bunu tabi ki onlara da sorarız ama öncelikle hükümetlerin başındaki insanlara sormamız lazım. Şimdiye kadar ne yapıldı da emirnamelerin önüne geçemedik, imar planları çıkarılamadı?

Bu ülkede Lefkoşa İmar Planı da yapıldı, yıllarca uygulanmadı, şimdi uygulanmaktadır. Ancak bazı bölgeler için imar planları hazırlandı ama uygulanmadı. Uygulanmama sebebi de bellidir. Çünkü imar planlarıyla emirnameler gibi oynamak, değiştirmek kolay değildir. Müdahale edemeyecekleri için imar planlarını istemediler. Emirnamelere bir bakan ve bir müdürün imzasıyla şimdiye kadar müdahale ettiler. Bu sefer artık İyi İdare Yasası olduğu için müdahale edemediler. Bunun üstüne Serdar Bey, bütün emirnameleri kaldırmaktan bahsetti. Emirname bir bölge için kısa süreli frenleme aracıdır. Normalde emirnameler kısa süre için yapılır, bu arada imar planı hazırlanır. Bizde ise emirnameler hazırlandı ve yıllardır yürürlüktedir. Emirnamelerin artık kalkması lazım ama önce imar planlarının hazırlanması gerekir. Şimdi emirnameleri kaldırırsanız, ülke inşaat açısından felaket olur. Her isteyen, istediği yere, istediği inşaatı yapar. Fasıl 96 bir plan değildir. Serdar Bey’in onu da öğrenmesi lazım. Fasıl 96 bir yasadır, yolları ve binaları düzenleme yasasıdır ve hala yürürlüktedir.

----------

“Serdar Bey için sorun makam arabası idi”

Soru: Başbakan Yardımcısı Denktaş, “Fasıl 96’nın uygulandığı bölgelere sıkıntı olmadığını da savunuyor. Sizin bu konudaki düşünceniz nedir?

Merter: Güzelyurt’ta dere yataklarına yapılan evler, Mağusa’da su basmaları, göletleri kurutmamız, denizlerin içine yapılan yapılaşmalar, yeşil alanların yok edilmesi, yeraltı kaynaklarının kurutulması, trafik, kanalizasyon sorunları, 50 kişilik sınıflarda verilen eğitimler, çocuk parksız bölgeler Serdar Bey için sorun değilse, o zaman sorun yoktur. Serdar Bey için sorun makam arabası idi onu da değişti sağolsun.

“Aşağılama”...

Soru: Başbakan Yardımcısı Denktaş, “bakan arkadaşımızı Türkiye Şehircilik Bakanlığı ile görüşmeye gönderdik, teknik katkı alacağız. Hizmet alımı da yapmak suretiyle planlama çalışmalarına hız vereceğiz” diyor. Şehir Planlama Dairesi’nin personel yapısı nedir, bu çalışmayı yapmaya yeterli değil midir? Ya da odanız bu konuda ne düşünüyor?

Merter: Serdar Bey’in yaptığı bu açıklama yine kendi vatandaşını, kendi ülkesinin meslek odalarını, kendi dairelerini aşağılamadan başka birşey değildir. Düşünün ki, bir ülkenin bakanı kendi dairesiyle, kendi meslek odalarıyla hiçbir istişarede bulunmadan, bir bakanı Türkiye’ye gönderiyor. Aynı şeyi suda, elektrikte yaptık, şimdi de planlamada yapacağız. Kıbrıs’la ilgili yeterli bilgisi olmayan insanlar plan yapacaklar. Trafikte de yapıldı bu, bizim yapımızı bilmeden çemberler, yollar yaptılar, her gün birileri ölüyor.

Yıllarca, tüm kurumlarda olduğu gibi, Şehir Planlama Dairesi de boşaltıldı. Şu anda dairede Şehir Plancısı açığı olmasına ve dışarıda boşta gezen, değişik meslekler yapan Şehir Plancısı olmasına rağmen daireye istihdam edilmiyorlar. Alınanlar da geçici alınıyor. Tabi ki ihtiyacımız varsa Türkiye’den, başka ülkelerden teknik destek alalım ancak bizdeki uzmanlarla istişare ederek hareket edilsin. Şu anda Şehir Planlama Dairesi’nin kalem alacak parası yoktur ve biz onlardan plan bekliyoruz. Şehir Plancıları yıllardır dairede kanserojen madde altında çalışır. Diğer taraftan Serdar Bey “kaynak sıkıntısı yoktur” diyor. Kaynak sıkıntısı yoksa şimdiye kadar neden daireye kaynak aktarmadılar. Daire hükümete taleplerini iletti ama verilmedi. Serdar Bey, “önce kendilerine baksınlar” gibi açıklamalar yapıyor. Hayır önce hükümet edenler kendilerine bakacak. Çalışan en son suçludur, ancak onlar suçluysa, Serdar Bey ve bugüne kadar hükümet edenler kat kat suçludur. Çalışanlar iş yapmazsa birinci sorumlu yöneticidir.

“Mart’a kadar plan yapılırsa, bu Guinness Rekorlar Kitabı’na girer”

Şehir Plancıları Odası Başkanı Merter Refikoğlu, Mart, Nisan aylarına kadar bütün imar planlarının bitmesinin mümkün olmadığını dile getirdi. Merter Refikoğlu’nun açıklaması şu şekilde:

“Serdar Bey’in bilimsellikten uzak bir açıklaması da Mart, Nisan aylarına kadar bütün imar planlarını bitirecek olduğudur. Böyle bir dünya yoktur. Dünyada bu işi bu hızda yapacak kimse yoktur. Zaten yasal olarak yapamazsınız. Halkı bilgilendirme, meslek odalarını bilgilendirme yani katılım süreci var ki zaten sadece katılım süreci Mart,Nisan aylarını geçer. Serdar Bey eğer Mart’a kadar plan yapmayı becerirse, bu Guinness Rekorlar Kitabı’na girer, tüm dünyaya bu yeteneğimizi aktarmamız lazım. O, olmayacak.”

Soru: Denktaş Bey, “bağcıyı dövmek istiyorlar. Bağcı dayağa alışkındır, ben hedeflediğim noktaya doğru yürürüm” diyor. Hedefiniz üzüm yemek mi, bağcıyı dövmek mi?
 

Merter: Biz bir meslek odasıyız, bu işin uzmanıyız. Son emirname değişikliğiyle ilgili konuşursak, şu anda Girne’de bir imar planı hazırlanmaktadır. Biz “imar planı yapılana kadar bekleyelim, kat yükseklikleri artacak, bununla ilgili yol, su, telefon, okul, kanalizasyon gibi altyapılar hazır mı” diye Şehir Planlama Dairesi müdürüne sorduk. Hazır olmadığını söylediler. Bilimsel çalışma yapıp, ona göre değişiklik yapılmasını önerdik ama kabul edilmedi. Neden? Zaten Burhanettin Kaya emirnamede renk değişikliği yapılacağına dair kendisine söz verildiğini açıkladı. Gerçekten bu yatırımcıya söz verildi. 4 kat izni alınıyor ama 8 kat yapmak için yola çıktılar, 7 kat yaptılar bile.

----------

“Binanın tamamında düzeltmeye ihtiyaç vardır”

Soru: Bu aşamada Kaya Grup’a ait binadaki durum nedir? Başbakan Yardımcısı kendilerine üstten kaçak olan katları yıkmaları yönünde de uyarıda bulunmuş. Üstten üç kat yıkılırsa, bina izne uyumlu hale gelir ve sorun ortadan kalkar mı?

Merter: Hayır kalkmaz. İzin alınan projeyi incelediğimiz zaman, tüm katların izinlendirilmiş projeye uygun yapılmadığını görüyoruz. Sadece dikey değil, yatay olarak da izne uyulmamıştır. Serdar Bey keşke bu tür açıklamalar yapacağı zaman bizi arasa, biz konunun uzmanları olarak, kendisine gönüllü danışmanlık vermeye hazırız çünkü halkı yanıltıcı bilgiler veriyor. Sadece üstten bazı katları yıkmak yeterli değildir, yatayda da bazı yanlışlar vardır. alt katlarda da yıkılması gereken, düzeltilmesi gereken yerler vardır. Binanın tamamında düzeltmeye ihtiyaç vardır.

Maalesef ülkemizde belediyeler de işini yapmıyor. Belediyeler yapılan binaları kontrol etmiyor. 17 Kasım’da Girne Belediyesi’nin açtığı dava var. Onu bekliyoruz. Bu bina bir örnektir. Kendisi bize bela okusa da, bizim Burhanettin Kaya ile bir sıkıntımız yoktur. Bu bina bir örnektir. Biz, bir meslek odası olarak, en azından ülkemizde imar açısıdan yapılan yasadışılıkları önlemek istiyoruz. Sağolsun hükümetimizin hergün bir vukuatı var. Birinci Derece Sit Alanı’nı Bakanlar Kurulu’nda oy birliğiyle karar alıp Suat Bey’e verdiler. Bu yerler kimsenin babasının malı değildir, dünya mirasıdır. Sonra “bilmiyorduk” diyorlar. Bakanlar Kurulu’na gelen her konuyu demek ki incelemeden imzalıyorlar. Bizim bütün Bakanlar Kurulu kararlarını incelememiz gerekiyor ki, bu “hatalar” olmasın. Bu konuda Anıtlar Yüksek Kurulu’ndan görüş alınması lazımdı, almadıklarını söylediler. Görüş aldıklarında da söz  konusu bölgenin sit alanı olduğunu öğrenmişler.

“Anıtlar Yüksek Kurulu’nda çok kötü şeyler oluyor”

Soru: Anıtlar Yüksek Kurulu’nda neler oluyor?

Merter: Anıtlar Yüksek Kurulu’nda çok kötü şeyler oluyor. Ben iki yıldır Anıtlar Yüksek Kurulu üyesiyim, Belediyeler Birliği’nin temsilcisiyim. İki yıl boyunca çok olaylar oldu. Esas sıkıntı orada yapılmak istenen yasadışı işlerdir. Eski Eserler Dairesi Müdürü, Anıtlar Yüksek Kurulu Başkanı Fuat Azimli tarafından yapılan keyfi, yasadışı işler var. Mağusa suriçinde, ortaçağdan kalan bir bina, müdürün yasadışı olarak, kendi inisiyatifiyle yıkıldı. Biz binayı incelemeye gittik, sözlü olarak müdüre binaya dokunulmayacağını söyledik, biz Lefkoşa’ya gelene kadar binayı yıktırdılar. Mağusa Belediyesi’nin de haberi yoktu. Bir başka örnek, Salamis Harabeleri’nin girişinde, Anıtlar Yüksek Kurulu’nun izin verdiği, bir kulübe vardı. Bu kulübe yavaş yavaş büyüdü, alkol satılan bir yer oldu. Anıtlar Yüksek Kurulu olarak müdahale ettik, alınan yıkım kararı Fuat Azimli tarafından Resmi Gazete’ye koydurulmadı.

Anıtlar Yüksek Kurulu Yasası’na göre toplantı yapılması ve karar alınması için üye tam sayısının salt çoğunluğu aranmaktadır. Bazı yasadışı kararlar almak için bazı üyelere haber vemeyip salt çoğunluk sınırı olan 6 kişi ile toplantı yapılıp 4 kişi ile yasadışı kararlar almışlardır. Bir karar almanız için yasaya göre 6 üyenin onayı gerekmektedir.

Ayrıca Anıtlar Yüksek Kurulu Yasası’na göre toplantıların üyelere belli bir süre önce bildirilmesi lazım. Fuat Azimli bu yasayı da deliyor, iki toplantıyı da bana bildirmedi. Devamsızlık durumunda üyelikten atılırsınız. Benim de gidemediğim birkaç toplantı vardı, beni kuruldan attı. Belediyeler Birliği beni yeniden görevlendirdi. Ben toplantıya gidince, Fuat Azimli toplantıyı terk etti, benim toplantıya katılmamın yasadışı olduğunu savundu. Ben öyle olmadığına dair hukukçu görüşü götürdüm, kurul üyeleri de beni haklı buldu ama buna rağmen toplantı yapılmadı. Şu anda Anıtlar Yüksek Kurulu’nda görüşülmeyi bekleyen 50’ye yakın konu vardır, ama görüşülmüyor, kurul Fuat Azimli beni istemediği için toplanamıyor.
  
“İstediğimiz tüm bölgelerde imar planları hazırlanmasıdır”

Soru: Bu aşamada Lefkoşa dışında imar planı yok, emirnameler yürürlükte. Hükümet teknik yardım alarak imar planı hazırlanması için çalışma başlattı. Bundan sonrası için beklentiniz nedir ve oda olarak bu aşamada ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Merter: Ülke büyüyor, sorunlar artıyor. Ne yaparsak yapalım trafikte ölen insan sayımız artıyor. Doğru çözümler üretmiyoruz, uzmanlardan yardım almıyoruz. Bizim istediğimiz ülkenin tüm bölgelerinde imar planları hazırlanmasıdır. Kolay değil ama imkansız da değildir. Önümüze bir hedef koyarsak, ekonomik olarak da destek olursak yapılabilir. Bir an önce Girne gibi imar planı çalışmalarının başlatılmasını istiyoruz. Bu işe büyük kaynak aktarılması gerekir. Bu önemli bir konudur. Bugüne kadar bir gecede, sırf bir yerleri, birilerine peşkeş çekmek için bazı değişiklikler yapıldı. Gelip “ben kat yüksekliğini artıracağım” diyecekler, şimdiye kadar oldu, artık buna izin vermeyeceğiz. Oda olarak bunu yalnız başımıza engellemedik, diğer meslek odaları, sivil toplum örgütleri, Girne İnisiyatifi, vatandaşlar hep birlikte engelledik. Bunun her bölgede böyle olması lazım.

(Fotoğraf: Ayşe GÜLER)

Bu haber toplam 4420 defa okunmuştur