1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “İkinci iş çözülmeden, sistem düzelmez”
“İkinci iş çözülmeden, sistem düzelmez”

“İkinci iş çözülmeden, sistem düzelmez”

Serbest Çalışan Hekimler Birliği Başkanı Dr. Remzi Gardiyanoğlu, kamudaki doktorların ikinci iş konusu çözülmeden sağlık sisteminin düzelmeyeceğini savundu

A+A-

“Siz mesai saatine bile uymazsanız, 15:30’a kadar halka hizmet vermeniz gereken saatlerde halktan saatlerini çalar, dışarıda özel hasta bakarsanız, kamuoyuna ‘istifa ederiz, kamu hastaneleri çöker’ deme hakkınız yoktur. Bu samimiyetten uzaktır”

“Siyasi irade kapalı kapılar ardında pazarlık yapıyor, bu kabul edilebilir değildir. Sonuçta hepimiz aynı gemideyiz. Anayasa Mahkemesi’nin ikinci iş konusundaki kararı ortada, anayasayı değiştirebilirlerse değiştirsinler. Biz buna birşey söyleyemeyiz zaten”

“Serbest hekimler iyi bir sistem olsun istiyor, başka hiçbir talebi yok. Yasa değişecekse itirazımız yoktur ama yasal zeminde. Önce anayasayı değiştirsinler, ‘bütün kamu çalışanlar ikinci iş yapabilir’ diye madde koysunlar, sonra halka onaylatsınlar. O durumda bize söz düşmez zaten. Halkımız olan biten tüm süreci gören en objektif değerlendiricidir”

“Bu saatten sonra bu ülkede ikinci iş bitti. Sağlık Bakanlığı dava bitmeden, geçici bir süre ikinci işi serbest bırakmak için, yasal olmadığını bilmesine rağmen, çocuklara elma şekeri dağıtır gibi, alelacele bir yasa çıkarmaya çalışıyor. Biz de eğer böyle bir hukuksuzluğa gidilirse, aldığımız kararları uygulayacağımızı söylüyoruz. Farklı bir hukuk mücadelesi ile çok sert bir adım atacağız ve o zaman Sağlık Bakanı ülkede kaosun ne olduğunu görecek”

Ödül AŞIK ÜLKER

Kıbrıs Türk Serbest Çalışan Hekimler Birliği Başkanı Dr. Remzi Gardiyanoğlu, kamudaki doktorların ikinci iş konusu çözülmeden sağlık sisteminin düzelmeyeceğini savundu.


   “İkinci iş sorunu çözülmeden sistem düzelmez” diyen Dr. Remzi Gardiyanoğlu, “Eğer güçlü zincir bir yerde kırılırsa, ki bunun en önemli noktası da ikinci iştir, sistem yoluna girer. İkinci işte zincir kırılırsa, mesaide de kırılır, randevuda da kırılır” diye konuştu.


   Tıp-İş’in tek istediğinin ikinci işin serbest kalması olduğunu iddia eden Dr. Gardiyanoğlu, Anayasa Mahkemesi’nin ikinci iş konusundaki kararının net olduğunu belirtti.


   Dr. Gardiyanoğlu, “Anayasa Mahkemesi’nin ikinci iş konusundaki kararı ortada, anayasayı değiştirebilirlerse değiştirsinler. Biz buna birşey söyleyemeyiz zaten” dedi.


   Devlet hastanelerinde mesai saatlerinin uygulanması gerektiğine vurgu yapan Dr. Remzi Gardiyanoğlu, 2011 yılında Anayasa Mahkemesi’nin ikinci iş konusunda vermiş olduğu kararı uygulatmak için açtıkları dava sürecinin devam ettiğini de hatırlattı.
   Dr. Gardiyanoğlu, “Bu saatten sonra bu ülkede ikinci iş bitti. Sağlık Bakanlığı dava bitmeden, geçici bir süre ikinci işi serbest bırakmak için, yasal olmadığını bilmesine rağmen, çocuklara elma şekeri dağıtır gibi, alelacele bir yasa çıkarmaya çalışıyor. Biz de eğer böyle bir hukuksuzluğa gidilirse, aldığımız kararları uygulayacağımızı söylüyoruz. Farklı bir hukuk mücadelesi ile çok sert bir adım atacağız ve o zaman Sağlık Bakanı ülkede kaosun ne olduğunu görecek” diye konuştu.

“İstifalara çözüm bulması gereken Sağlık Bakanı’dır”

Soru: Sağlıkta bir kaos yaşanıyor. Grevler, istifalar... Birlik olarak açtığınız mahkeme süreci de devam ediyor. Sağlığın içinde bulunduğu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Siz daha çok ikinci iş üzerinde duruyorsunuz. Size göre sebep ikinci iş midir?


Dr. Gardiyanoğlu: Kasım 2014 tarihinde göreve gelen ve benim de başkanı olduğum Kıbrıs Türk Serbest Çalışan Hekimler Birliği yönetim kurulu, 2011 yılında Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu ve 4 yıldır hukuk devletinin sağlık bakanları tarafından uygulanmayan, uygulanamayan yada uygulatılmayan kararı uygulatmak adına bir mahkeme süreci başlattı, bu girişimden sonra sağlıktaki sorunlar su yüzüne çıktı ve tartışılmaya başlandı. İlk başta mahkeme sürecini önemseyen yoktu. Bizlere “Kıbrıs sorunu kadar eski olan sorunu siz mi düzelteceksiniz, böyle gelmiş, böyle gider” deniyordu. Bu süreçte sorunları masaya yatırıp muhatapları ile çözmeyi çok  denedik. “Gelin oturalım. Halk adına ne yapacaksak konuşalım. Siz sürekli ‘reform’ diyorsunuz, ‘sistem kötü’ diyorsunuz, oturalım hep birlikte el birliği ile adım atalım” dedik. Hem Sağlık Bakanlığı’yla hem de Tıp-İş’le denedik ama başaramadık. Bizi o dönemde ciddiye almadılar, sürecin bu noktaya gelebileceğini düşünemediler.


   Bugünlerde “kaos” derken kastedilen nedir bilmiyorum, ama kaos dedikleri herhalde “istifa ederiz, dışarıya gideriz, halk da doktorsuz kalır” söylemleridir. Ama bu söylem bize son derece samimiyetsiz ve gerçekten uzak geliyor. Bu yapılan halkı bir nevi tehdit etmek gibi geliyor bizlere. Siz mesai saatine bile uymazsanız, 15:30’a kadar halka hizmet vermeniz gereken saatlerde halktan saatlerini çalar, dışarıda özel hasta bakarsanız, kamuoyuna “istifa ederiz, kamu hastaneleri çöker” deme hakkınız yoktur. Bu samimiyetten uzaktır. 11:00’de, 12:00’de özelde hasta bakanlar var. Bu adaletli değil, 15:30’a kadar mesai var. Zaten istifalara çözüm bulması gereken de ne Serbest Çalışan Hekimler Birliği, ne de halktır. Sağlık Bakanı’nın ta kendisidir. Bunu yapamıyorsa da istifa eder ve gider.

“Serbest çalışan hekim, 2. sınıf  hekim değildir”

Soru: Şu anda bir karmaşa var...


Dr. Gardiyanoğlu: Yok aslında. Ne oldu da şimdi ortalık duruldu? Sağlık Bakanı yanına Başbakanı da alarak, haddini aşar bir şekilde, “sizin dışarıda yaptığınız iş yasadışıdır, ben de hukuk devletinin bakanıyım, yasadışı çalışmaya devam edin, soruşturma açmayacağım” dedi. Grevler bitti. Halk için yapıldığı iddia edilen grevler nerede? “Hastanenin şartları kötüdür, bu şartlarda hasta bakılmaz” diye yapılan grevler, bizlerin de Serbest Çalışan Hekimler Birliği olarak destek beyan ettiğimiz eylemler nerede? Aslında Tıp-İş kanadının istediği tek birşey var, ikinci iş serbest kalsın. Bütün oyunlar bunun üzerinden oynanıyor. Çünkü açıkça söylenmese de “ikinci iş konusunda baskı altına alırsanız, istifa ederiz” diyorlar. “Tamam, edebilirsiniz” diyoruz, bundan daha doğal birşey olamaz. Herkes devlette işe girerken hangi şartlarda girdiğini bilerek girdi.


   İkinci iş konuşulmaya başlanınca sistem aniden patladı. Sağlıkta sistemsizlik var, ama sistemsizliğin ana sebebi kamu hekimlerinin ikinci iş yapmasıdır. Hekim nerede hasta bakacağını bilmelidir. Biz “hastanede çalışan tüm hekimler aynıdır” diye genelleme de yapmıyoruz.


   Grev yapıldı, istifalar oldu, kapalı kapılar ardında Sağlık Bakanı’yla protokol imzaladılar, ikinci iş konusunda kimseye dokunulmayacağı konusunda taahhüt aldılar. Halk için verilen mücadeleye ne oldu?
   Bunları konuşmaya da gerek yok. Ortada bir Anayasa Mahkemkesi kararı var, bizim  başlattığımız bir mahkeme süreci var. Elimizde Sağlık Bakanı’nın aldırmış olduğu emsal bir karar var. Sağlık Bakanı’yla yaptığımız görüşmede, bizlere 10-15 kişinin istifasını kendisinin geri aldırdığını söyledi. Hangi taahhüdü vererek bunu yaptı? Bize “bir pasta var, onun için kavga ediyorsunuz” diyorlar. Biz yıllardır mevcut sistemde varolduk. Kamu hekimleri “halka hizmet için buradayız” diyor. Onlar halka kamu hastanelerinde hizmet ederler, karşılığında devletten maaş alırlar. Biz de özel kliniklerimizde ve özel hastanelerde halka sağlık hizmeti veriyoruz. Onun için hekim her yerde hekimdir. Herkes halkın hizmetindedir. Ancak ülkedeki hiçbir serbest çalışan hekim de 2. sınıf  hekim değildir. Eşit şartlarda hekimlik hizmeti vereceğiz bundan sonra. Kimsenin reçetesi bizlerden üstün olamaz, kimsenin tetkik istek formu bizden üstün olamaz, kimsenin hastalık rapor kağıtları bizlerden üstün olamaz, kimse kamu hastanelerinin imkanlarını kendi özel kliniğinde, çalıştığı özel hastanede çar çur edemez, bunu artık herkes böyle bilsin.

“Mevcut sistem, hastanın hekim seçme hakkını elinden aldı”

Soru:Mevcut sigorta sistemi nedeniyle herkesin özele gitme şansı yok. Devlet hastaneleri vazgeçilmezdir aslında.
Dr. Gardiyanoğlu: Kesinlikle. Ama sisteme farklı açılardan da bakmak gerekir. Devlet hastaneleri sosyal devlet anlayışında vazgeçilmezdir, bunda herkes hemfikirdir. Ancak, devlet hastanelerini, hastaları dolaylı dışarı yönlendirme merkezi haline getirmeyi de hukuk ve vicdan kabul edemez.
   Mevcut sigorta sistemi ile herkesin özele gitme şansı yok ama Sosyal Sigortalar Müdürlüğü, dilediği zaman alacağı yönetim kurulu kararı ile hastalarının özelden de hizmet almasını sağlayabilir. Dolayısıyla, mevcut sistem, hastanın hekim seçme hakkını çoktan elinden almış durumdadır. Özelde çalışan bir hekim, diyabet, MS gibi kronik rahatsızlığı olan bir hastasını devlette ilaç kuruluna çıkarabiliyor. Ama ilacı temine gelince, hastalar ilaçlarını sadece kamu doktorunun yazdığı reçete ile alabiliyor. Oysa ki, ilacın kullanılması gerektiğini belirten hekim serbest çalışan hekim, yazma yetkisi verilen kamudaki hekim. Dolayısıyla hasta mecburen kamudaki hekime yönlendirilmiş oluyor. Size soruyorum, o zaman kronik rahatsızlığı olan kaç kişi, istese de özele gidebilir? Ondan sonra kamu hastanelerinde tabii ki reçete kuyrukları oluşur. Peki kamu hekimi sizce tüm kronik hastaların takibini devlet hastanesinde mi yapıyor? Bu sorunun cevabını da halkımız versin.
  
“Hepimiz aynı gemideyiz”

Soru: Son olarak Kardiyolog Dr. Gülgün Vaiz de istifa etti... Daha önce bir açıklamanızda istifaların bir sorun olamayacağını söylemiş, “onlar istifa eder, başkaları gelir” demiştiniz. Sağlık Bakanı da yeni doktor bulmakta da sıkıntı yaşadıklarını söylüyor. Toplu istifa olması durumunda kamuda sağlık hizmetleri aksamaz mı?
Dr. Gardiyanoğlu: Tabi  ki aksamayacak, aksayamaz da. Evet aynı görüşümüz halen devam ediyor. Dönem dönem istifalar veya emeklilikler olabilir. Yasada var, hastanedeki doktor açığını çözmek için bakanlık dışarıdaki doktordan hizmet satın alacak, gerekirse istifa edip ayrılan hekimden, ki bunu kendisi işine gelen branşlarda sessiz sedasız yapıyor. Sistemi oturtmak için gerekli güçlü siyasi irade bu sorunları da bir ayda ortadan kaldırılır. Siyasi irade kapalı kapılar ardında pazarlık yapıyor, bu kabul edilebilir değildir. Sonuçta hepimiz aynı gemideyiz. Anayasa Mahkemesi’nin ikinci iş konusundaki kararı ortada, anayasayı değiştirebilirlerse değiştirsinler. Biz buna birşey söyleyemeyiz zaten.

“Elimizi taşın altına koymaya hazırız”

Soru: Bir ay sağlık için çok uzun bir süre değil mi?


Dr. Gardiyanoğlu: “Bir krizden geçiyoruz, bunu fırsata döndürelim, sistem oturacak ama bu süreçte hastaları mağdur etmeyelim, biz size küçük bir katkı ödeyelim” dense özel hastaneler ve özel hekimler buna hazırdır. Bize “bir ay halka ücretsiz bakacaksınız ama bir ay sonra sistem tıkır tıkır işleyecek” deseler bizlerden kimse buna itiraz etmez. Artık birşeyler yoluna konacaksa, kararlar halk için alınmalıdır. Biz elimizi taşın altına koymaya hazırız. Ülkedeki Sağlık Bakanları sadece kamu hekimlerinin Sağlık Bakanı’dır, ne serbest hekimlerin, ne de halkın. “Mesaiye uyun” demek için birilerine rüşvet vermek mi lazım? Hala daha bakan “ben onlarla konuşacağım, bazı talepleri var, onları yerine getireceğim de mesaiye uysunlar” diyor. Bu ne demek?

“Bu saatten sonra ikinci iş bitti”

Soru: Genel Sağlık Sigortası geçirildikten sonra, mesai sonrasında doktorların hastanede ekstra hasta bakmalarına ve ek gelir elde etmeleri konusuna yaklaşımınız nedir?


Dr. Gardiyanoğlu: İkinci iş konusundan sonra Genel Sağlik Sigortası gündeme geldi. Tıp-İş Genel Sağlık Sigortası’na da karşı bir tutum sergiliyor. Kamu Sağlık Çalışanları Yasası’nın 40. maddesine göre, kamu sağlık çalışanının, isterse, mesaisi bittikten sonra hastanede özel hasta bakma hakkı vardır. Eğer siz hastanedeki hastayı özele getirirseniz, özeldeki hastayı hastaneye götürürseniz, hastanenin tahlillerini özelde yazarsanız, hastanenin ilaçlarını özelde yazarsanız, nasıl toparlanır bu sistem?


   Bu saatten sonra bu ülkede ikinci iş bitti. Sağlık Bakanlığı dava bitmeden, geçici bir süre ikinci işi serbest bırakmak için, yasal olmadığını bilmesine rağmen, çocuklara elma şekeri dağıtır gibi, alelacele bir yasa çıkarmaya çalışıyor. Biz de eğer böyle bir hukuksuzluğa gidilirse, aldığımız kararları uygulayacağımızı söylüyoruz. Farklı bir hukuk mücadelesi ile çok sert bir adım atacağız ve o zaman Sağlık Bakanı ülkede kaosun ne olduğunu görecek.


   Bize göre Sağlık Bakanı’nın orada oturmaması lazım.Yaptığı daha büyük kaoslara neden olacak. Ortada bir yasa var ve sen bunu kabul etmek ve bunun çerçevesinde çözüm üretmek zorundasın. 5 temel yasadan bahsediliyor. Tıp-İş kanadı ve Sağlık Bakanı eğer bu 5 yasada samimiyse, “gelin bir protokol yapalım, 5 yasanın altına altıncı madde olarak da ‘bu 5 yasa geçtiği takdirde kamu hekimleri artık yasal olmayan şartlarda çalışmaktan vazgeçecek ve 2. iş yapmayacaktır’  yazalım. Yönetimdeki arkadaşlarımla beraber biz davayı yarın sabah geri çekelim” dedik. Bu kadar netiz. Kimse gelmedi.

Soru: Size göre tek neden para mıdır?
Dr. Gardiyanoğlu: Sizce nedir? Onkoloji Hastanesi yapıldı. Doktor yok. Onkolog olmamasına rağmem Dahiliye Uzmanı bir doktor arkadaşımız yıllardır perişan oluyor. Nefrolojide tek doktor yıllardır kendinden ödün vererek canla başla çalışıyor. Her iki meslektaşımızın da bireysel olarak yaptıkları haykırışları çok kısa süre önce yazılı ve görsel basında yer almıştır. Neden Tıp-İş yıllardır kanser hastaları için eylem yapmadı? Zor muydu sokaklara dökülüp bu hastalar için 4 tane onkolog getirtmek? Ne zaman ikinci iş konusu tehlikeye girdi, ne zaman bir meslektaşımız kamudan atıldı, sistemi, hastaları tartışmaya başladık. Eğer kamudaki hekimler mesai saatine uymazlarsa, hastanede yapmaları gerekenleri hastanede değil özelde yaparlarsa, sistem nasıl düzelir? Düzelmez, olmaz.

Soru: Siz ikinci iş yapılmazsa sistemin düzeleceğini mi söylüyorsunuz?
Dr. Gardiyanoğlu: Eğer güçlü zincir bir yerde kırılırsa, ki bunun en önemli noktası da ikinci iştir, sistem yoluna girer. İkinci işte zincir kırılırsa, mesaide de kırılır, randevuda da kırılır. Bir süre önce Sağlık Bakanı “MR’lar okunamıyor” dedi ve Türkiye’den hizmet alındığını söyledi. Neden okunamıyor? Hastanedeki radyoloji uzmanı neden 11:30’da hastaneden çıkıp özelde MR okuyor da hastane MR’larını okuyamıyor? İkinci iş çözüldüğü an, diğerlerini çözmek çok kolaydır. İkinci iş sorunu çözülmeden sistem düzelmez.

Mahkeme süreci...

Soru: Mahkeme süreci devam ediyor. 3 Aralık’ta duruşma var. Bundan sonra nasıl bir süreç olacak?
Dr. Gardiyanoğlu: Biz mahkeme sürecinde değişiklik yapıp hem bakanı, hem de bakanlıktaki üst düzey bürokratları da davaya dahil ediyoruz. Bu arada Tıp-İş Başkanı Sıla Hanım davaya girmek, kendini savunmak istiyor. Ama neyi savunacak? Bir tezatlık ve art niyet var. Bizim dava ettiğimiz taraf Sağlık Bakanlığı’dır ancak Tıp-İş davayı uzatmak adına, süreci baltalamak adına davaya girmek istiyor.
   Biz tüm taraflara “artık gayrı yasal yollara sapmayalım, bu işi yasal zemine taşıyalım, yasal zeminde çözelim aksi çok daha kötü yerlere gidecek” dedik. Sayın Sağlık Bakanı kesinlikle mahkeme sürecini takmayan, Anayasa Mahkemesi kararlarını takmayan bir tavır takınıp, gayrı yasal bir açıklama yaptı. “Ben şu yasayı yaparım, ikinci işi de serbest hale getiririm. Serbest çalışan hekimler mahkemeye başvurup, yasa oradan dönene kadar bu iş devam eder” gibi bir algıya kapılınmasın, çünkü bundan sonra atacağımız adımlar kesinlikle bazı kitleleri doğrudan hedef alacak. Bugüne kadar hedefte Sağlık Bakanı vardı, eğer biri bizimle ve Kıbrıs halkı ile oynamaya devam ederse, yasal zeminde bazı şeyleri tartışmak yerine, günü birlik politikalarla halkı ezmeye devam ederse, tepkimiz çok sert olacaktır. Kimse bize “pasta kavgası yapıyorsunuz” diyemez. Yarın sabah sokaktaki 10 kişiye soralım, 6’sı “hastanedeki sağlık hizmetinden mennunum. Size ne oluyor? Kamu hekimleri ne isterse yapabilir” derse biz davayı ertesi gün geri çekeriz.

“Genel Sağlık Sigortası’na kayıtsız destek”

   Kimse “devlette iyi hizmet verildiğinde, serbest çalışan hekimler daha fazla hasta bakacak” diyemez. Biz diğer meslektaşlarımızla eşit şartlarda çalışmak istiyoruz. Herkes yerini bilsin istiyoruz. Genel Sağlık Sigortası’na kayıtsız destek veriyoruz. “Genel Sağlık Sigortası önce devlet, sonra özele açılacak” dendi, bunu da kabul ediyoruz. Bizim için önemli olan iyi bir sistem kurulmasıdır.

Soru: Soru: Eğer yeni bir hukuk süreci başlatırsanız, o zaman kamu ve özel doktorları tam karşı karşıya gelecek...


Dr. Gardiyanoğlu: Onlar zaten bizi karşılarında görüyor. Çünkü, kamuda çalışıp, 3 bin-3 bin 500 TL alan hekimler için mücadele ettiklerini söylüyorlar. Özelde 3 bin 500 TL’ye, sermeyenin korkusuyla çalışan genç hekimler var. Üstelik her ay patron ‘bu ay hastaneye kaç para kazandırdın’ diyor. Onlar ne olacak ?

Soru: 289 milyon TL Sağlık Bakanlığı bütçesi onaylandı. Bu bütçeyi nasıl buluyorsunuz?


Dr. Gardiyanoğlu: Bu bütçe eğer şu anda ülkemiz şartları için olabilecek en iyi bütçe ise, zannedersem yapacak bir şey yok. Yıllardır sağlığın bütçedeki payı %6-6.5 arasındadır. Bizlerin bütçe konusundaki endişesi, eğer Genel Sağlık Sigortası’na geçilirse, bunun sistemin düzenli çalışması için yetmeyeceğidir. Ama bu noktada Türkiye Cumhuriyeti’nin belli bir süre buna katkı koymayı taahüt ettiği yönünde bilgi edindik. Eğer siyasi irade bütçeyi çar çur etmez, gereksiz, torpile dayalı yurt dışı sevkler yapmaz, kamu hastanelerindeki gereksiz malzeme kullanımının önüne geçer, ilaç israfını önlerse, bazı branşlarda nöbet sistemini kaldırır, vardiyalı sistemle çalışmaya geçerse, eminiz ki bu bütçe ile sağlıkta çok şey başarılabilir. Yeter ki niyetiniz koltuk,  seçim yatırımı değil, halka hizmet olsun.

“Araba hurdaya çıktı”

Soru: 2011 sonrası işe girenlerin durumu nasıl düzeltilmeli?
Dr. Gardiyanoğlu: Mücadele ederken dürüst olursak hedefe gideriz. Çıkıp “bizim maaşlarımız tamamdır, biz birşey istemiyoruz, bu mücadeleyi genç arkadaşlarımız için veriyoruz” dersek problemi daha rahat çözeriz. Eğer hem 10 bin, hem 3 bin alanı yükseltmeye çalışırsak sistem tıkanır. Mücadele ortak olmalı. Hepimiz herşey istersek hiçbirşey mümkün olmaz.


   Eğer Genel Sağlık Sigortası’nda samimiysek, performans sistemi uygulanırsa, sorun çözülecek. Herkes aynı çatı altında hizmet verecek. Sağlık Bakanı reformları bir kenara attı, kendinden önceki, kendi partisinin bakanının yaptıklarını bir kenara attı, şimdi ufak tefek pazarlıklarla işi götürmeye çalışıyor. “Frene bastık” dedi, ertesi gün frene basmasına rağmen “duvara tosladık” dedi, şimdi de ne yaptığını bilmiyor. Bence araba hurdaya çıktı ve hala daha kafalar değişmiyor.

“Serbest hekimlerin talebi, iyi bir sistem”

Soru: Son olarak ne söylemek istersiniz?
Dr. Gardiyanoğlu: Serbest hekimler iyi bir sistem olsun istiyor, başka hiçbir talebi yok. Yasa değişecekse itirazımız yoktur ama yasal zeminde. Önce anayasayı değiştirsinler, “bütün kamu çalışanları ikinci iş yapabilir” diye madde koysunlar, sonra halka onaylatsınlar. O durumda bize söz düşmez zaten. Halkımız olan biten tüm süreci gören en objektif değerlendiricidir. Halkımızdan beklentimiz, sağlık sistemi ile ilgili taleplerini daha yüksek sesle ve organize söylemeleridir. Evrensel Hasta Hakları Derneği ile iletişim kurabilirler, Tabipler Birliği, Tabipler Odası, Kıbrıs Türk Serbest Çalışan Hekimler Birliği ile kolaylıkla iletişim kurabilirler. Bilgi Edinme Yasası’ndan yararlanarak, istedikleri kurumdan sorularına yazılı cevap talep edebilirler.
   Unutmayalım ki, hangi ülkede ve ne şekilde olursa olsun, sağlık sisteminin merkezinde halk vardır. Halkımıza hekim seçme hakkı verilmelidir. Ülkemizde ise bu, Genel Sağlık Sigortası'nın ülkemiz şartlarına uygun bir şekilde uyarlanması ile mümkün olabilecektir. Başta Sağlık Bakanı olmak üzere, hiç kimsenin bu değişimi ertelemeye veya engellemeye hakkı yoktur.

Bu haber toplam 3873 defa okunmuştur