1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. ‘Hedef bütünleşik bir Mağusa’
‘Hedef bütünleşik bir Mağusa’

‘Hedef bütünleşik bir Mağusa’

Kıbrıslı Türk ve Rum mimar, planlamacı ve şehir tasarımcısından oluşan “Hayalimizdeki Mağusa/Imaginary Famagusta (IF)” grubundan “Hands-on Famagusta” projesinin detaylarını dinlemeleri için liderlere açık çağrı: “Mağusa’yı şimdiden, bir bütün olarak planl

A+A-

Ödül Aşık ÜLKER


  Kıbrıslı Türk ve Rum mimar, planlamacı ve şehir tasarımcısından oluşan “Hayalimizdeki Mağusa/Imaginary Famagusta (IF)” grubunun, “Hands-on Famagusta” projesi için son 2 yıldır geliştirmekte oldukları kentsel tasarım araçları aktif olarak işlev kazandı.

   Geliştirdikleri araçlar yardımıyla Mağusa’nın geleceğinin şeffaf bilgi ve katılımcı süreçlerle şekillenebileceği planlama yöntemlerinin desteklenmesini amaçlayan grup, şehirleri düzgün şekilde planlamak için Kıbrıs konusundaki görüşmelerin tamamlanması beklenirse çok geç olabileceği uyarısında bulundu. Esra Can-Akbil, Socrates Stratis, Emre Akbil, Chrysanthe Constantinou, Münevver Özgür ve Nektarios Christodolou’dan oluşan ekip, iki toplumun liderlerine, Hands-on Famagusta projesinin detaylarını ve Mağusa’nın geleceği hakkındaki olasılıkları dinlemeleri için açık davet yaptı.

   USAID, Mahalle Platformu ve UNDP-ACT desteği ile gerçekleştirilen proje kapsamında
özellikle toplumlara ve kentsel politika üreten konumdaki kurumlara ulaşabilmek ve onların projede üretilen araç ve stratejileri kullanabilmelerine olanak sağlamak hedefleniyor. Proje söz konusu ekibin AA&U (Mimarlık, Sanat ve Şehircilik) Ofisi’nin 2012 yılında ALA Planlama ve Kıbrıs Üniversitesi Şehircilik Laboratuvarı’nın işbirliğiyle başlattıkları Mağusa Projesi’nin devamı niteliğinde.

   AA&U Mimarlık ve Şehircilik Ofisi’nden Proje Lideri Socrates Stratis ve Hayalimdeki Mağusa Grubu’ndan Mimar Esra Can-Akbil, Hands-on Famagusta projesiyle ilgili Face to Face’in sorularını yanıtladı.

Stratis: “Kıbrıslıların hayallerini şekillendirmek istedik”

• Soru: Bu projeyi yapma fikri nasıl ortaya çıktı ve amaç nedir?
• Stratis:
Aslında Hands-on Famagusta projesi 2012 yılındaki bir projeden dolayı gündeme geldi. Maraş’ın Kıbrıslı Rumlara geri verilmesi durumunda Mağusa’nın geleceğinin nasıl olabileceğini kurgulamak üzere yola çıkan bir projeydi ve ekibimiz proje sonucunda aslında varılacak uzlaşı sonrası Kıbrıs’ta yeni bir bölünmüş şehre, bölünmüş bir Mağusa’ya doğru gidilmekte olduğu gerçeğini ortaya çıkardı. ABD Başkan Yrd. Biden’ın ziyareti ile Maraş’ın  yeniden gündeme geldiği dönemde, özellikle bu sürecin katılımcı olması gerektiğine vurgu yaparak USAID, UNDP’nin hibelerinden yararlandık ve Mağusa’nın geleceği hakkında “Hands-on Famagusta” projesine başladık. Hands-on Famagusta projesine ilk başladığımızda esas amaç Mağusa’nın geleceğine dair bir tartışma başlatmak ve geliştirdiğimiz araçlarla insanların kendi şehirlerinin geleceğini düşleyebilmelerine imkan tanımaktı. Kıbrıslıların şehrin geleceğine dair hayallerini şekillendirmek istedik. İnsanlara “eğer birşeyleri tartışmazsak, Mağusa için neredeyse en iyi senaryo, Kıbrıs’ta bir sonraki bölünmüş şehir olacağıdır” dediğimizde insanlar şaşırıp, bizi dinlemeye başladı. Karar alma mekanizması olmadığımızı ve karar alma konusunda hiçbir gücümüz olmadığını bilerek çalışmaya başladık. Çözümlenmesinin en zor olacağını düşündüğümüz tartışmalı konuları ele aldık. 5 metreye, 1.8 metrelik Mağusa’daki durumu ortaya koyan bir maket hazırladık. Atölye çalışmalarıyla, halka açık sunumlarla ve web sayfasıyla insanlara pek çok bilgi verdik. Bir doktora öğrencisi de Kıbrıslıların Mağusa’yı paylaşma konusundaki toleranslarıyla ilgili önemli bir anket çalışması yaptı, heyecanla onun sonuçlarını bekliyoruz.

Can-Akbil: “Ürettiğiniz sorgulamalar ortaklıkların inşasına izin verir”  

• Soru: İki toplumlu bir ekipte çalışırken yaşanan en büyük sorun neydi?
• Can-Akbil:
Tabi ki hepimizin kendi görüşleri vardı. Birbirimizi dinlemenin, anlamaya çalışmanın, güven ilişkisi yaratmanın ve ortak bir dil oluşturmanın aslında hepimiz için öğretici bir süreç olduğunu söyleyebilirim. Öncelikle çok şanslıydık çünkü herkes çok açık görüşlüydü. Kıbrıs için çok hassas olan böylesi bir konuda insanların katılımını ve desteğini sağlayabilecek bir proje yürütebilmek için bu ortak dili oluşturmamız çok önemliydi. Mağusa konusunda pek çok yanlış anlamalar vardı, Maraş bir nevi tabuydu, yürünecek çok hassas bir zemindi. Birbirimizin hassasiyetlerini anlamaya çalışmak ortak bir farkındalık yarattı diyebilirim. Mağusa bir göçmen kenti aslında. Bir tarafta evlerini terk etmek zorunda kalmış ve bütün yaşamlarını geri dönecekleri günün özlemiyle geçiren insanlar, diğer yanda ise yine evlerini terk etmek zorunda bırakılmış ve son kırk yıldır bu kentte kalıcı bir yaşam inşa etmeye çalışmış insanlar var. Her ikisi de zor ve aslında travma durumudur. Bu hassas zeminde bizi bir araya getiren ve herşeyi başlatan, değerli, ortak uzmanlığımız vardı ki onun üzerine ortak duruşumuzu inşa edebildik. Çünkü kent ve mekan üzerinden ürettiğiniz sorgulamalar, aslında etnik-toplumsal ihtilafın çok ötesinde, ortaklıkların inşasına izin verir.  

Stratis: “Kıbrıslı Rumlar Mağusa suriçinde din ile ilgisi olmayan etkinliği ilk defa destekledi”

• Soru: Uzun bir süreç sonunda hayaliniz olan, Mağusa’daki durumu ortaya koyan maketi hazırladınız. Bunu bir etkinlikle kamuoyuna sundunuz. Etkinlik nasıldı? Modeli gören Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların tepkileri ne oldu?
• Can-Akbil: Bu etkinlik hem Mağusa’nın bütüncül maketinin ilk kez sunumu, hem de geçen Nisan ayından beridir İngilizce olarak ulaşılabilen web platformunun Famagusta Renewal’ın desteği ile artık Türkçe ve Yunanca olarak da yayınlanmasının duyurusuydu. Bu anlamda etkinliğin Mağusa’da düzenlenmesi bizim için çok anlamlıydı. Maket ve web platformu Mağusa’da Buğday Camii’nin büyülü mekanında yine Renewal-UNDP-ACT desteği ile 4 gün boyunca sergilendi. Açılış etkinliğine katılım oldukça iyi bir düzeydeydi. Özellikle sınırın her iki tarafından sivil toplumun desteği ve katılımı bizim için önemliydi. Sonuç olarak orada sunulan tüm araçlar bu grubu desteklemek, toplumların görüşlerinin ve vizyonlarının gelişmesini sağlamak üzere tasarlandı.
 

• Stratis: Bence öncelikle en başarılı şey, Kıbrıslı Rumlar’ın ilk defa, Mağusa suriçinde, din ile ilgisi olmayan bir etkinliği desteklemeleriydi. Bu bizim için gerçekten başarıydı. Kıbrıs Rum Mağusa Belediyesi de etkinliğe tam destek verdi. Etkinlik sonrasında destekleri arttı çünkü birşeyler yaptığımızı gördüler. Aslında Kıbrıslılar inisiyatiflerden yorulmuş durumda çünkü genelde projeler büyük hevesle başlatılıp, içinde bulunduğumuz koşullarda gerisi gelemeden kayboluyor. En başta projemize karşı da şüpheciydiler, sonra proje üzerinde uzun süre ne kadar istikrarlı ve çok çalıştığımızı görünce, tam olarak ne yaptığımızı anlamasalar da, birşeyler yaptığımız konusunda ikna oldular.
 

  Maketi arkelojik olarak önemli bir alan olan St. Peter and Paul Kilisesi’nin ortasına koyup, üzerine görüntüleri yansıttığımızda, insanlar önce makete baktı, üzerinde hareket eden görüntüleri takip etti ve sonrasında başlarını kaldırıp görüntülerin nereden geldiğine baktıklarında, tapınağın mistik alanını gördüler. Şimdiki sorunumuz maketi yeniden sergileyebileceğimiz, orası kadar iyi bir yer bulmak.

   Bir diğer ilginç nokta da, Kıbrıslı Rumlarla Kıbrıslı Türkler’in maket etrafında toplandıkları andı. Kıbrıslı Rumlar önce Maraş etrafında toplandı, sonra Mağusa’nın diğer bölgelerini incelemeye başladı. İnsanların Mağusa’da bildikleri yerden maketi incelemeye başlamaları da ilginçti.

Can-Akbil: Maketin ana amaçlarından biri insanların bu konudaki algılarını değiştirmekti. Bizim başladığımız noktada, iki toplum farklı Mağusalar hakkında konuşuyordu

Can-Akbil: “Mağusalılar için Mağusa’yı bir bütün olarak görmek çok etkileyiciydi”

• Soru: Bir önceki röportajda “Kıbrıslı Rumlar Maraş, Türkler Mağusa’nın diğer bölgeleriyle ilgileniyor” demiştiniz...
• Can-Akbil:
Aynen. Maraş, Mağusalı Rumlar’ın “Mağusa” denince anladıkları şey ve bu kadar yıldır da dönme özlemi ile hayatlarının odağında bulunmakta. Diğer yandan Maraş ne yazık ki şu anda Mağusa’da yaşayan insanların günlük yaşam alanına dahil olamayan hüzünlü bir perde olarak karşılarında. Mağusalı Kıbrıslı Rumların algıladıklarının ötesini ve Mağusalı Kıbrıslı Türklerin ise yaşam alanlarını sınırlayan duvarların ötesini görebilmeleri bu maket ile mümkün oldu. Maket insanların akıllarındaki kent algısını değiştirmek açısından çok başarılı oldu. Onlar için Mağusa’yı bir bütün olarak görmek çok etkileyiciydi. Önce maketin hangi bölgesinin Maraş, hangi bölgesinin Salamis olduğunu anlayamadılar. Sonra bildikleri yerlerden kenti keşfetmeye başladılar. Bu keşfetme süreci çok değerliydi çünkü örneğin Maraş’ın tüm kıyı şeridini oluşturmadığını, sadece küçük bir bölüm olduğunu gördüler. Mağusa’nın çok güzel ve uzun bir sahil şeridi olduğunu ama bunun ulaşılabilir olmadığını, duvarlar, teller, askeri bölgeler, coğrafik nedenlerle günlük hayatın dışında kaldığını gördüler. Mağusa’nın sahili olmayan bir sahil şehri olduğunu gördüler.

Stratis: “Gündemimiz ortak müşterekleri algılanabilir kılmak”

• Soru: Birleşik bir şehirde kıyı şeridine ulaşmanın mümkün olabileceğini de gördüler...
• Can-Akbil:
Aslında bu o makette gerçekten hissettikleri şey oldu. Makette ayrıca şehrin eko kültürel varlıklarının önemini de üzerine yansıtılan videolarla ortaya koyduk. Bunlar duvarları tanımayan etkenler, şehri birleştiren etkenler.

   Maket ayrıca sahil şeridinde pek çok boş yer olduğunu da insanlara gösterdi. O alanlar boş çünkü mevcut durumdan dolayı kapalı. Gülseren yolu sonunda denize ulaşan bir nokta var, orada da 8-10 katlı apartmanlar var. Bu da sahilin özelleştirilmesinin getireceği sonuçlar konusunda, aslında bizim web platformunda da bahsettiğimiz bir tartışma başlattı. Burada ortaya çıkan ihtilaflı konu şu: Bütünleşik bir Mağusa’nın sahil şeridi yatırımlara açık ama aynı zamanda kamusal bir alan olarak düşünülebilir mi? Mağusa için sahilden başlayarak kente doğru gelişen planlanmış bir gelecek düşünebilir miyiz? Dengeli bir planlama, yatırım olsun ama sahil şeridi tamemen özelleştirilmiş olmasın, kamusal alan da olsun, paylaşılmış bir sahil şeridi olsun. Bu mümkün mü? Sergi sırasında makete yansıtılan videolar ve Hands-on Famagusta web platformunda sahil şeridinin Mağusa’yı bir bütün olarak nasıl birleştirebileceğini ortaya koyduk.

• Stratis: Önemli olan bir diğer şey, kent maketi Mağusa’da hali hazırda ne olduğunu gösterirken, üstüne yansıtılan görüntüler ve kelimeler ile ekibimizin şehrin ortak unsurlarının nasıl inşa edileceğine dair görüşlerinin ortaya konmasıydı. Aslında bizim gündemimiz kentte nelerin paylaşılabileceğini ortaya koymak, ortak müşterekleri algılanabilir kılmak. Kent ile ilgili değişik olasılıklar var, insanlara neler olabileceği konusunda erişim sağlamayı, sonrasında ise taraf olmalarını istiyoruz. Bir şehri dönüştürmek aslında ittifaklar oluşturmak ve ortak çıkarlara hizmet etmeyen şeylere karşı durmakla başlar.

Can-Akbil: “Yeni bir bakış açısı kazanmalarını istiyoruz”

• Soru: Proje kapsamında yayınlanan web platformu https://www.handsonfamagusta.org artık üç dilli ve bu interaktif site aracılığıyla insanlar görüşlerini ortaya koyup, kendi Mağusalarını yaratabiliyorlar. Site hakkında da bilgi verir misiniz?
• Stratis:
Biz sitemizi bir tartışma platformu olarak görüyoruz. Platform çok farklı tartışmalara imkan sağlıyor. Farklı aktörlerin görüşlerini, bakış açılarını ortaya koymaya çalışıyoruz, şehrin geleceği hakkında vizyon ortaya çıkmasını sağlamak istiyoruz. Örneğin birine “Şehrinizin vizyonu nedir” diye sorsanız o güne kadar bunu düşünmediğini fark eder çünkü insanlar genelde komşuları, kapılarının önündeki yol gibi daha dar çevreleri, kısacası kendilerini ilk etapta ilgilendiren konularla ilgilenirler. İnsanların bunun ötesinde düşünmesini istiyoruz. Bizim gündemimiz müşterekleri inşa etmek, bunun değerinin ve aynı zamanda zorluklarının görülmesinin sağlamak.

Can-Akbil: Bunu şöyle örnekleyebiliriz; bir Mağusalı’ya “sahil şeridinde yaşamak ister misiniz, evinizin hemen denizin yanında olmasını ister misiniz” diye sorsanız, büyük ihtimalle pek çoğu “evet” diyecektir. Peki ya kentte yaşayan 20 bin insan bunu isterse ne olacak? Mağusa’nın sahil şeridi nasıl yapılaşacak? Biz insanların kendi bireysel tercihlerinin kentsel sonuçlarını görmelerini, bunun aracılığı ile de yeni bir bakış açısı kazanmalarını istiyoruz. Buna kent gelişimi ile ilgili verilen kararlar da örnek verilebilir. Mağusa göller ve doğal oluşumlar ile şekillenmiş bir kent. Bu alanların kente katkısını ve bütüncül planlanmasını sağlamak lazım. Aksi takdirde şu anda kentte yaşanan durum, yani göllerin atıl durumda kalması, hatta çöp alanlarına dönüşmesi, nehir deltasının içinde yapılaşmaya izin verilmesinin getirdiği sonuçlar gibi durumlar daha da vahim bir hal alabilir.

   Web sayfasında buna benzer tartışmalarla ilgili farklı görüşleri bulabilirsiniz. Görüşünüzü ifade edebilirsiniz. Siteye girip bir yatırımcı, çevreci ya da yerel halktan biri olup, öncelikleriniz hakkında görüşünüzü ortaya koyabilirsiniz. Sitede diğer insanların önceliklerini, görüşlerini görme ve onlardan birine oy verme imkanınız var.

Aslında web sayfası gelecekteki Mağusa’nın kentsel gelişimi konusunda bir tartışma ortamı sağlıyor. Ve en önemlisi de bunu müzakere sürecinin tamamlanmasını beklemeden, geleceğe yönelik olarak ama şimdi yapıyor. Çünkü ekibimiz Mağusa’nın en erken zamanda planlanması gerektiğini düşünüyor. Düzgün bir planlama yapmak için görüşmelerin tamamlanmasını beklersek, planlama için çok çok geç olabilir çünkü çok hızlı bir gelişim ve yapılaşma ile karşı karşıya kalma ihtimalimiz çok yüksek. Mağusa’yı şimdiden planlamalıyız, bir bütün olarak planlamalıyız. Bir bütün olarak planlamalıyız çünkü ancak bu şekilde kent tüm değerleriyle birlikte gelişebilir. Projede sağlanan araçları kullanarak planlamayla ilgili önerdiğimiz bütünleştirici vizyonları görebiliriz. Üç ana bütünleştirici vizyon ortaya koyuyoruz. Bunlar “Geniş Kamusal Sahil Şeridi”, “Ortak Altyapılar” ve “Eko-kültürel Ortak Zemin”. Tüm etkinliklerimizde katılan insanların ortaya koyduğu görüşler de bu vizyonları oluşturmak ve beslemek için çok değerli oldu.

• Stratis: Sitenin Türkçe ve Yunanca’ya çevrilmesi proje içinde proje şeklinde düşünülerek kurgulandı. Bunu “Hands-on Famagusta Found-in Translation” projesi olarak isimlendirdik. Fark ettik ki çeviri süreci aslında toplumların birbirlerini daha iyi anlayabilmesi için çok önemli. Kelimelere yüklediğimiz anlamlar ve onların diğer dildeki karşılığı rahatsızlık yaratabiliyor. Mesleki teknik terminolojinin halk diline çevrilmesi de burada önemli bir kriterdi. Konusunda uzman iki çevirmenin liderliğinde çok değerli bir gönüllüler ekibi ile web platformunun 25 bin kelimelik içeriği tartışılarak çevrildi. Buradan yeniden bu ekibe teşekkür ederiz. Bu süreç bize aslında uzlaşı sürecinde kullanacağımız yada kullandığımız dilin diğer dilde ne anlam ifade ettiğini de sorgulamamız gerektiğini gösterdi. 

• Soru: Bundan sonraki adım ne olacak? Ne yapmayı planlıyorsunuz?
• Can-Akbil:
Maket ve web sayfası Mağusa’da katılımcı bir süreç ile oluşturulacak planlamayı teşvik etmeyi ve beslemeyi amaçlayan araçlar olarak tasarlandı. Şimdi bu araçların kullanılmasını sağlama zamanı. Hem toplumlara hem de karar verici konumdaki insanlara bu araçları tanıtıp, etkin olarak faydalanmalarını amaçlıyoruz. Kıbrıs’ın farklı şehirlerini ziyaret etmeyi planlıyoruz, maketi yurtdışına götürmek istiyoruz. Maketi ve web sayfasını değişik düzeylerde müzakere aracı yapmak istiyoruz. Sivil topluma, politika oluşturanlara sunmak istiyoruz.

 

Can-Akbil: “Mağusa’nın geleceğiyle ilgili politikaları etkilemek istiyoruz”

• Soru: Siz kent vizyonları üretmeye başladınız, peki yetkililerden nasıl tepkiler var? Mağusa Rum Belediyesi’nin desteklediğini ifade ettiniz, Türk yetkililerin ilgisi nasıl, ne yaptığınızı duymak istediler mi? Ya da liderler veya görüşme masasından birileri ilgi duydu mu?
• Can-Akbil:
Projenin amaçlarından biri de karar verme süreçlerine etki yapacak veri sağlamak. Bir şekilde şehrin geleceğiyle ilgili politikaları etkilemek istiyoruz. Pek çok düzeyde farkındalık yaratmak çok önemli. Yerel yönetimlerin desteği de bu noktada çok değerli. Değişik dönemlerde iki tarafın belediyelerinden destek gördük. Örneğin maketi sergilediğimiz alan Mağusa Belediyesi tarafından Renewal projesi aracılığıyla bize sağlandı.

Güney’deki Mağusa Belediyesi yazılı destek verirken, Kuzey’den yazılı bir destek olmadı ama yeri, bazı olanakları sağlayarak destek verdiler. Hem yönetimler hem de insanlar ne yaptığımızı takip edebiliyor, olabildiğince şeffaf olmaya çalışıyoruz. Yetkilileri etkinliklerimize davet ediyoruz. Daha üst düzeyde, projemizi Kıbrıslı Rum müzakereci Mavroyannis’e sunma şansını yakaladık. Kıbrıslı Türk müzakereci Nami ile de temas ettik, o da projeye ilgi duydu ve bilgi almak istiyor. Çok değerli birşey daha oldu, müzakereler kapsamındaki Ekonomi Teknik Komitesi’yle topladığımız bilgileri paylaştık. Hem projeyi dinlediler hem de maketi gördüler ve bize projenin onlara Mağusa’ya ilk defa farklı bir açıdan bakma imkanı verdiğini ve projeden sonra daha önce akıllarına gelmeyen yeni olasılıklar, öncelikler olduğunu fark ettiklerini söylediler.

   Müzakereler kapsamındaki Mülkiyet Komitesi’nde de mülkiyet kriterleri, kimin ne alacağı, haritaların ötesinde kentsel planlamanın önemi tartışılmalı. Yer değiştirmesi olasılığı olan insanları yeniden yerleştirirken nasıl bir mekan kalitesi hedefliyoruz? Boş yerlerin nasıl değerlendirileceği de tartışılmalı. Örneğin birleşmeden sonra Mağusa’da kaç kişinin yer değiştireceğini ele alırsak, bu konuda pek çok senaryo var. Senaryolardan biri, bu insanları şehir dışında yeni inşa edilecek yerleşim yerlerine yerleştirmek. Mağusa’ya baktığımızda pek çok boş yer olduğunu görüyoruz. Neden şehir dışında bir yere gitsinler? Neden şehrin içinde olacakları şekilde şehri planlamıyoruz? Tartışılacak çok konu var. Planlama süreci çok değerlidir, proje kapsamında bu süreçleri destekleyecek araçlar geliştirdik.

“Konu sadece toprakla ilgili değil, insanla, hayatla ilgili”

• Soru: Liderlerden herhangi bir tepki geldi mi? Proje hakkında bilgi istediler mi?
• Can-Akbil:
Projeyi liderlere sunmayı çok isteriz. Özellikle iki lidere aynı anda sunum yapma şansını yakalarsak çok güzel olur. Konu sadece toprakla ilgili değil, insanla, hayatla, yaşam kalitesi ile ilgili.

   Mağusa kesinlikle şu anda planlı değil, kent gelişimi özel müteahhit firmaların faaliyetlerine göre şekillenmiş. Bazı mevzuatlar var, onlara uyarak yatırım yapıyorlar. Kısacası özel yatırım Mağusa’nın geleceğiyle ilgili karar veriyor, geleceğini kontrol ediyor. Halihazırda planlama konusunda geç kaldık. Bizim liderlere ana mesajımız bu, tüm adayı planlama konusunda halihazırda geç kaldık. Hadi Mağusa ile başlayalım, çünkü Mağusa’nın gelecekte Kıbrıs’ın diğer şehirlerine ilham kaynağı olma potansiyeli var. Mağusa sadece bir başlangıç, problemli çok bölge var. İki tarafta da kentsel gelişim problemli, bunu yapmanın alternatif metodları olmalı, bugüne kadarki şekli hiçbirimizi mutlu etmedi. Bunu nasıl değiştirebiliriz? Gelecekteki Mağusa diğer şehirler için örnek bir model olabilir mi? Neden olmasın?

 

Bu haber toplam 4278 defa okunmuştur