1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. 'ERKEN SEÇİM GÖRMÜYORUM'
ERKEN SEÇİM GÖRMÜYORUM

'ERKEN SEÇİM GÖRMÜYORUM'

Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, YENİDÜZEN’e konuştu mali konularda önemli açıklamalar yaptı

A+A-

Ödül ÂŞIK ÜLKER

   Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, UBP Milletvekili Ersin Tatar’ın
“13’üncü maaşlar ödenemeyecek” açıklamasını “talihsiz” olarak nitelendirerek, “Tıkır tıkır ödenecek, kimsenin kuşkusu olmasın” dedi.
   Denktaş, bütçe açığının öngörülenden fazla olmayacağını söyleyerek, ana hedefin devletin piyasaya geriye dönük borcu kalmaması, 2016’nın bütünüyle ödenmesi olduğunu belirtti.
 

  Denktaş, şunları söyledi:
   “Maliye eski bakanı arkadaşların gücenmesini istemem ama yaptıkları eleştiriler içeride yapılan çalışmaları bilmediklerinden kaynaklanabilir diye düşünüyorum. Şüpheleri olmasın ki hem bütçe açığını azaltıcı, gelirleri artırıcı, kayıp-kaçağı ortadan kaldırıcı önlemlerimiz devam ediyor, hem de bu ülkede insanlarımızın devletin kendisini koruduğu hissini yayacak yaklaşımlarımız var. Bu dönemi sorunsuz atlatacağız.”
  

Yenidüzen’in sorularını yanıtlayan Serdar Denktaş, “(5 milyar TL’lik iç borç) 1974’ten itibaren...Bu 5 milyarın içinde faiz de dahildir. Bunun faiz pazarlığı, ödeme planıyla ilgili çalışmalar yapılmıştır. Belli bir yöntem geliştirdik. Ben iki yılda bu borcun kapanacağını düşünüyorum ama hiç değilse yarısının kapanmış olacağını ümit ediyoruz” diye konuştu.
   Kamu kaynaklarının tam istediğimiz oranda olmasa da etkin ve verimli kullanıldığını söyleyen Denktaş, şöyle konuştu:
   “Kendi elimizde toparladığımız kaynağı şu anda verimli kullanıyor muyuz sorusunun cevabı, eski borçları ödeme açısından evet verimli kullanıyoruz. Geleceğe yönelik çalışmayı da teknik heyetler toplantısında ortaya koyup sonuçlandırmak durumundayız ki hakikaten ‘evet biz olabilecek en etkin şekilde kaynaklarımızı kullanıyoruz’ diyebilelim”.

“Maaş ödenir, ödenmez tartışması yoktur bitmiştir”

Soru: Son dönemlerde doğru bir bütçe politikası uygulanmadığına dair açıklamalar yapılıyor. Nasıl bir bütçe politikası uyguluyorsunuz, izlediğiniz yol nedir?
Denktaş: Bir kere şunu söyleyelim, devraldığımız günlerde, ki ayın 24’üydü ve 27’sinde de ödemeler başlayacaktı, o günkü gazetelerde “Türkiye ile protokol imzalanmaksızın maaşlar ödenemez” diye kesin açıklamalar yer alıyordu. Bir önceki ayda da maaşlarla ilgili taksitli ödeme yapılmıştı. Biz “üç gün içinde, bu ödemelerin mutlaka yapılması gerekir, böyle birşey olamaz. Bu, devletin asli görevidir” yaklaşımıyla gerekli tedbirlerimizi aldık. Kısa vadeli bir borçlanma yaptık. Sadece maaşları değil, örneğin Güzelyurt’ta ödeme bekleyen narenciyecileri ödedik ve sonra da çalışmalarımıza devam ettik. Üç ay daha dolmamış olmasına rağmen üçüncü ödeme dönemini geçmiş durumdayız. Şu anda artık “maaş ödenir, ödenmez” tartışması yoktur, kapanmıştır. Bitmiştir. İlk aldığımız 60 milyon TL’lik borçlanmayı gününde geri ödedik, arkasından 40 milyon TL’lik bir borçlanma daha yaptık, bu ayın 29’unda da hiçbir gecikmeye gerek kalmaksızın onu ödeyeceğiz. 2015’ten kalan piyasa borçlarının çok büyük bir bölümünü de kapatmış durumdayız. İstimlak bedellerini ödemeye başladık, %40 civarında ödendi ve ödemeler devam edecek. Gelirlerimizi artırma, kayıp-kaçağı nasıl önleriz konusunda çalışmalarımız devam ediyor. Yapılan eleştirilere baktığımda aslında hiçbiri gerçekle uyum içerisinde değil.

“5 milyar TL iç borcun yarısı kapanır”

Soru: 5 milyar TL’lik bir iç borçtan bahsediliyor. Bunu ödeme konusunda bir çalışmanız var mı?
Denktaş: 1974’ten itibaren...Bu 5 milyarın içinde faiz de dahildir. Bunun faiz pazarlığı, ödeme planıyla ilgili çalışmalar yapılmıştır. Belli bir yöntem geliştirdik. Ben iki yılda bu borcun kapanacağını düşünüyorum ama hiç değilse yarısının kapanmış olacağını ümit ediyoruz. Türkiye’nin her yıl için 100’er milyonluk koyduğu bir rakam var, o da tabi ki kullanılacak ama biz başka yöntemlerle de bu borcun kapanabileceğinin hesabını kağıt üstünde yaptık.

Soru: Bu konuda somut adımlara ne zaman başlayacaksınız?
Denktaş: Yakın bir zamanda başlayacağız. Önce bankayla prensipleri anlaşmamız lazım. Bu borçların dökümünü talep ettim. 3-4 hesaba toplanmış durumdadır. Nereden kaynaklandığını, ana paraların dökümünü istedim. Bütün bunlar önümüze geldikten sonra bu borcun azaltılması yönünde ayrı bir çalışma yapacağız.

Ek mesai...

Soru: Bütçeye büyük yük olan ek mesailer var. Ek mesailerle ilgili bir önlem almayı düşünüyor musunuz?
Denktaş: Çok yakında göreceksiniz. Şu anda sendikalarla bu konularda görüşmem var, bir çalışma başlattık. Sendikalarla birlikte bir açıklama yapmak istiyoruz. Söylediğiniz doğrudur, ek mesailer çok ağır bir yüktür. Ek mesainin büyük bölümü sağlık ve polis mesaileridir, sonra gümrük gelir ve geriye kalanlar da küçük küçük diğer bölümlere dağılır. Bu konulara bir takım önlemler geliştirdik. Üstünde biraz daha çalışma gerektirir.

Tarımda reform...

Soru: Tarıma bütçede öngörülen rakam 145 milyon TL’dir. Geçen seneden de bu konuda 70 milyon TL’lik bir açık var. Nasıl bir reform çalışması düşünüyorsunuz?
Denktaş: Protokolde bu konuda ortaya konmuş bir takım hedefler var. Tarım Bakanlığı’na geçen hafta yapılan toplantıda çok net olarak bu reformların hayata geçeceği yönünde adımları bize getirmesini, ihtiyaç duyulacak rakamın farklı kalemlerden karşılanabileceğini söyledim. Ancak reform yapılması şart. “Böyle geldi, böyle gitsin”, gitmiyor, mümkün değil. Bizim istediğimiz bir yıl sonra ödenen Doğrudan Gelir Desteği’nin, Mazot Desteği’nin ekim sezonu başlamadan o yıl içinde ödeneceği bir noktaya ulaştırmak, 145 milyon TL’lik rakamı çok fazla artırmaya gerek kalmaksızın, yıl içindeki ihtiyaçlara yeter bir noktaya çekebilmek. Bunun için ciddi düzenlemelere ihtiyaç var, teşvik unsurları dahil, Ekonomi Bakanlığı o konuda bir çalışma yapıyor. Tarım Bakanlığı kendi içerisinde bir çalışma yapıyor. Biz kendi çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bütün bunların birleşmesiyle yeni, farklı bir tarım sektörü ortaya çıkabilecek.

-----

“145 milyon TL ile 2015’ten kalanları ödüyoruz”

Soru: Tarıma ayrılan kaynakla borçların ödendiği ve 2016 ödemeleri için kaynak yaratmanın tek yolunun da reformlar olduğu ve harcamaların reform destek ödeneğiyle desteklenebileceği  söyleniyor...
Denktaş: Kesinlikle. Bu yıllardır öyle yapılıyor. 2015’te ayrılan bütçeyle 2014’ün borçları ödeniyor. 2016’da ayrılanla 2015’inki ödendi. Bu yıllardır böyle geliyor ama doğru bir yöntem değil. Doğrudan Gelir Desteği’ni eğer sezon başlamadan üreticiye vermezseniz, o para bakkala, diğer harcamalara gider, ek bir gelir olarak görülür ama maliyetleri düşürecek etkisi olmaz. Biz 145 milyon TL ile 2015’ten kalanları ödüyoruz. Geçen hafta Tarım Bakanı’na net olarak ortaya koyduk ki, “145 bittiğinde 1 kuruş verilmeyecek. Bunu bilin ve şimdiden yapılacak reform nedir, bunu bize getirin ki ek bir ödenek koyabilelim”. Ağustos ayı içinde süt ödemeleri dışında bir ödeme yapmayacağımı da kendilerine çok net söyledim. Zamanları var, bize atılacak reform adımlarını ortaya koysunlar. “Bu tamamdır” dediğimiz zaman da bu reform adımının atılmış olduğunu görelim çünkü başka türlü ödeme yapacak bir durum yok.

13. maaş...

Soru: Bütçenin açık vereceği, 13’üncü maaşların ödenemeyeceği söyleniyor. Bunu söyleyenlerden biri de maliye eski bakanlarından, şu anki hükümetin de milletvekillerinden Sayın Ersin Tatar. Bu açıklamalarla ilgili ne söylemek istersiniz, 13’üncü maaşlar ödenebilecek mi?
Denktaş: Bütçe açık verecek ama öngörülenden fazla değil. Yani bütçe açığı yine azalmış olacak. “13’üncü maaş artık tartışılır olmaktan çıksın” demiştik,yürüyüşümüz o doğrultudadır ve aslında çıkmıştır da. Ersin Bey’in “13’üncü maaşlar ödenemeyecek” açıklaması biraz talihsizdir. Tıkır tıkır ödenecek, kimsenin kuşkusu olmasın. Ana hedefimiz devletin piyasaya geriye dönük borcu kalmasın, 2017’ye taşmasın, 2016’nın bütünüyle ödensin.
  

Mahsuplaşma Yasası hazırlandı, artık Savcılık ve Merkezi Mevzuat Dairesi’nin görüşlerini bekliyoruz. Önümüzdeki birkaç hafta içinde sanırım meclise havale edecek duruma geleceğiz. Vatandaşın devlete borcu var, aynı zamanda devletten de alacağı var. Devlete olan borca faiz, ceza biniyor ama vatandaşın devletten alacağına yönelik birşey yok. Biz bu tür durumları ortadan kaldıracak bir mahsuplaşma yani vatandaştan alınacağa karşılık devletin vereceğinin sıfırlanması için bir yasa çalışması yaptık. Tatilden sonra ilk görüşülecek yasalardan biridir.
   Mali Yönetim Yasası hazırlanmaktadır ve onun da tatil döneminde meclise ulaştırılmasını hedefliyoruz. 

  Maliye eski bakanı arkadaşların gücenmesini istemem ama yaptıkları eleştiriler içeride yapılan çalışmaları bilmediklerinden kaynaklanabilir diye düşünüyorum. Şüpheleri olmasın ki hem bütçe açığını azaltıcı, gelirleri artırıcı, kayıp-kaçağı ortadan kaldırıcı önlemlerimiz devam ediyor, hem de bu ülkede insanlarımızın devletin kendisini koruduğu hissini yayacak yaklaşımlarımız var. Bu dönemi sorunsuz atlatacağız.

Vergi politikası...

Soru: Hükümet programında vergi politikalarının yeniden düzenlenmesi öngörülüyordu. Nasıl bir değişiklik düşünüyorsunuz? Vergi politikanız ne olacak?
Denktaş: Vergi sistemimizin hem daha basitleşmesi hem de daha adil olduğunu ortaya koymamız lazım. Yıllardan beridir gelirleri belirleme açısından sıkıntılar yaşanıyor. Yaşantıyla beyan edilen gelirden farklı olduğunu görüyoruz. Bu halk içinde de büyük bir hoşnutsuzluk yaratıyor. Vergi beyanlarının gazetelere veriliş şeklinde, özellikle işadamı kanadını mağdur eden bir takım yaklaşımlar da var. Onun üzerinde de bazı çalışmalar yaptık. İstediğim şu oldu, bir işadamının, bir kurumun ödediği KDV dahil, yanında çalıştırdığı işçiler için ödediği gelir vergisi, kendi gelir vergisi, kurumlar vergisi vs tümünü toplayıp, toplam üzerinden ortaya vergi sıralaması çıksın. Bu hem “listenin üstüne bu defa ben çıkayım” motivasyonunu sağlayacaktır, hem de halk gözünde algılanan “ben basit bir memurum şu kadar vergi veririm, filanca işadamı dünya kadar kazanır ama şu kadar öder” kıyaslamasının doğru olmadığının, bu ülkede toplanan iç gelirlerle yani kendi gelirlerimizle başka yerden toplanan gelirlerle değil bu ülkenin kamu sektörünün ödenmekte olduğunun ortaya çıkması lazım. Vergi kaybı, kaçaklar vardır ama bu kaçaklar bugüne kadar devletin yaptığı yayınlar nedeniyle bugüne kadar algılandığı şekliyle değildir. Bu kaçaklar, esas konunun üzerine gitme noktasında önemli bir gösterge olacak. Sonrası daha kolay...

“Kitaba göre gitmiyoruz”

Soru: Dolaylı vergileri ilgili bir adım atıldı. Bu konuda hükümetin tutumu nedir? Dolaylı vergileri artırma yönünde bir duruşunuz var mı?
Denktaş: Kitapta “dolaylı vergiler şu olur, dolaysız vergiler budur” yazar. Açıkçası kitaba göre gitmiyoruz. Bu memleketin kendi özelinde atılması gereken adım neyse, kayıp-kaçağı nasıl önleyeceksek, pratik yöntemini buluyoruz onun üzerine doğru adımlar atıyoruz. Seyrüsefer diye tartışılan konu aslında bu anlamdaki kayıp kaçağın ortadan kaldırılmasına yönelik bir adımdır. Bu 20 bin seyrüsefersiz aracın kontrol altına alınması meselesi değildir. Atılan adım, yakıt sektöründeki kaçağın ortadan kaldırılması içindir. Bu hedefi yakalayabileceğimizi artık görüyoruz. Her türlü çalışma sonlandırılmıştır.

Soru: Seyrüsefer konusunda ardarda açıklamalar geldi, sonra bir sessizlik oldu...
Denktaş: Aynen, çünkü eleştirileri görmek istedik. Yapılan eleştirilerle, kendi hazırlığımıza baktık ve karşılığı olmayan eleştirilere karşılık bulduk. Dolayısıyla bize çok faydalı bir dönem oldu. Son yaptığımız toplantıda nasıl bir hazırlık süreci geçireceğimiz konusunda mutabakata vardık ve Ulaştırma Bakanlığı’na “yeni kayıtların devam etmesi açısından bir geçiş formulü ortaya koymamız lazım” dedik. O da sanırım gelen hafta gündeme gelecek. Geçiş formülü muhtemelen bir kanun hükmünde kararname ile olacak. Ama o benzinle, mazotla ilgili değil sadece araç kayıtlarıyla ilgilidir. Meclis Ekim’de açıldığında da esas proje yine meclis tarafından incelenmiş, tartışılmış ve yürürlüğe girmiş olacak. Bizim hedefimiz projenin bütünüyle, tüm arabaların yakıt takip sistemi de oluşturulmak üzere, 2017’nin Şubat ayında %100 işler şekilde hayata geçmesidir.

Soru: “Dolaylı vergileri kitabına göre yapmıyoruz” dediniz...
Denktaş: Kitap, “Dolaylı vergileri azaltalım, direkt vergi sistemine geçelim, bu daha doğru yöntemdir” der. Ama biz bakıyoruz, çok büyük bir kamu sektörü var. Kamu sektörünün dışında bir özel sektör var. “Sermayedar” deriz ama tümü küçük-orta boy işletmelerdir. Esnaf dediğimiz kesim artık küçük işletmeler kısmında kalmıştır. Biz bunlara üzerine “beyannamenizi hazırlayın, muhasip tutun, belgelerinizi getirin” diye yürüdükçe kayıtdışına kaçmalar çoğaldı. Dolayısıyla başka nasıl formüller geliştirebileceğimiz üzerinde duruyoruz. Ayrıntılarını görmek istemiyorum ki yeni bir kaçak yaratmayalım. Farklı yöntemlerle ve aslında dolaylı vergileri de gündeme getirmek suretiyle devletin gelirlerini artırabileceğimize inanıyoruz. Öte yandan vergi sistemimizdeki basitleştirme, biraz oranları aşağı çekme, bürokrasi yaratan bir takım işlemleri ortadan kaldırmak da bizim gelirimizi artıracaktır.

Soru: Dolaylı vergilerin arkası gelecek yani...
Denktaş: Gelebilir.

Gecikmeler...

Soru: Türkiye ile imzalanan programda yapılacak işlerle ilgili bazı tarihler var. Orada Haziran 2016’da yapılması gereken 7 konu vardı. Bildiğim kadarıyla bunların hiçbiri yapılmadı. Bu konudaki tutumunuz nedir?
Denktaş: O tarihleri değiştirmedik. Geç imzalandığı için tarihler üzerinde kaydırma yapma yönüne gitmedik. Türkiye’deki bütçenin Kıbrıs ayağı daha geçen hafta açıldı. Tarihler yerinde kalsın, biz geciktiğimizi bilelim, “önümüzde zaman var demiyelim” dedik. Kıbrıslının huyudur, yumurta kapıya gelir, kırılır, sonra önlem almaya başlar. “Tarihler kalsın, biz geciktiğimizi bilelim, siz de bizi geciktiğimiz için bastırın, zaman doluyor diye değil. Biz bunları zaman içinde kapatacağız” noktasındayız. Amacımız en erken zamanda hayata geçirmek. Nitekim gelecek marta konmuş bir takım unsurları bu yıl dolmadan hayata geçirebilmiş olmayı ümit ediyoruz.

Soru: Bunlara örnek verir misiniz?
Denktaş: Mali Yönetim Yasası bunlardan biridir. Yasada bir takım tadilatlar yapmak durumunda kaldık. Özellikle belediyelerin bunu bir yıl içinde hazırlanıp, o yönteme uyması mümkün değil. Belediye seçimlerinden yani 2018’den sonraki süreçte uygulansın dedik ve belediyelere bir süre tanıdık. Bazı başka düzenlemeler de var. Savcılıktan ve Merkezi Mevzuat Dairesi’nin görüşünü bekliyoruz.
   Haziran 2016 tarihli olan Muhasebe Denetim Meslek Yasası da Mart’tan önce geçecek.
   Zamanından önce veya zamanında bir takım yasalarımızı geçireceğiz. En önemli, üstünde durduğumuz kısım yeni teşvik sistemidir. Bu konuda da Ekonomi Bakanlığı çalışmalarını yürütüyor. Belli bir noktaya geldikten sonra biz de işin içine dahil olacağız. Ama yürüteceğiz, başka yolu yok.

Soru: Haziran’a tarihlenmiş İstatistik Kurumu Yasası, burs harcamalarını azaltacak şekilde burs kriterlerinin değiştirilmesi, üniversitelerin yeterlilik şartlarının belirlenmesi ve denetlenmesi, sanayi strateji belgesi ve eylem planının yürürlüğe konması, istihdam stratejisi ve eylem planının yürürlüğe konması, Mesleki Yeterlilik Yasası’nın çıkarılması Haziran 2016 tarihli hedeflerdi. Bunlarla ilgili çalışmalar ne durumda?
Denktaş:  İstatistik Kurumu Yasası’yla ilgili çalışmalar başladı. Burs harcamalarını azaltacak şekilde burs kriterlerinin yeniden belirlenmesi Eğitim Bakanlığı’ndadır, henüz ona dokunmadık. Üniversiterle ilgili çalışma başladı. Sanayi strateji belgesi ve eylem planı hakkında Ekonomi Bakanlığı’ndan henüz bize birşey gelmedi, onlar çalışıyorlar. Mesleki Yeterlilik Yasası konusunda çalışma yapılıyor ama üstünde uzun çalışılacak bir yasadır.
   İstihdam stratejisi farklılaşmıştır ve ortaya da konmuştur. Geçmişte bölük pörçük, şu bakanlığa 3 kişi, bu bakanlığa 5 kişi, o bakanlığa 20 kişi gibi bir yöntem izlenmekteydi. Sağlık en önemli sektörlerden biri, önce sağlığın istihdam sıkıntısını çözmemiz lazım, ikinci de eğitim. Sağlık Bakanlığı’yla yaptığımız görüşmelerde gerek doktorlara yönelik, gerekse sağlık personeline yönelik eksikler belirlendi, o doğrultuda yetkilendirmeler yapıldı ve şu anda yürürlüktedir. Sağlıkta bu yıl sonuna kadar personel ihtiyacı ve diğer ihtiyaçları yönünden bir sıkıntı kalmayacak.
  

2016-2017 Eğitim Yılına yönelik olarak da Eğitim Bakanlığı’na aynı şeyi söyledik. Fazla tasarruf edeceğim demeksizin o ihtiyaçların da bu yıl karşılanması yönünde adım atacağız. Buna destek verecek en önemli unsur ek mesailerle ilgili alacağımız önlemdir. Dolayısıyla ikisini birlikte yürütüyoruz. Yıl sonuna kadar da bunun stratejisini ve nasıl uygulanacağına yönelik bir planlamayı net bir şekilde ortaya koyabilmiş olacağız.

-----

Emekli maaşlarından yapılan kesinti ne olacak?

Soru: Emekli maaşlarından yapılan bir kesinti vardı. Ödenmesi için ortada bir mahkeme kararı var. Bu konuda bir adım atacak mısınız?
Denktaş: Emekliler Cemiyeti bizi ilk günlerde ziyaret ettiler. Kendilerine de söyledim, “bu mahkeme kararıyla ortaya konmuş bir alacaktır, haklısınız. Ama izin verirseniz yeni nesillere yönelik ne yapabiliriz onu biraz düşünelim. Günü geldiğinde, gerekirse, bu ödemeyi yapamayacak durumdaysak, nedenleriyle ve hangi nesile, nasıl, ne yarayacağını da açıklayarak sizden bir özveri bekleyebilirim” demiştim.

Soru: Nasıl bir cevap aldınız?
Denktaş: Güven eksikliği olduğunu ortaya koymak lazım. Şimdi biz adımlarımızı atalım, mahkeme kararının verdiği emir sonuçta kılıçtan keskindir, uygulanır. Ama bakalım, çalışmalarımız biraz daha ilerlesin, o zaman söyleyeceklerimizi söyleyeceğiz.

Burslar...

Soru: Burslarla ilgili bu aylarda bir tedbir alınması gerekiyor. Bir hazırlık var mı?
Denktaş: Eğitim Bakanlığı’nın bir çalışması var, tam içeriği şu anda bizim de bilgimize gelmiş değil. Ödeme açısından bir sorun olmaz ama kriterleri ortaya koyduğumuzda bundan memnun olacak olanlar olduğu gibi, memnun olmayacak olanlar da olabilir. Sadece burslar değil, sosyal yardımlarla ilgili de durum aynıdır. Hak etmediği halde alanlar ve hak ettiği halde alamayanlar veya az alanlar da var. Bunu dengelemek şart.
KTHY çalışanları...

Soru: KTHY çalışanlarına verilmiş bir yasa değişikliği sözü var. Bu yasa mecliste komitedeydi. Son durumu nedir?
Denktaş: Sayın Başbakan’ın bu arkadaşlara verdiği bir söz var. Biz de “Sayın Başbakan böyle bir söz verdiyse biz bu sözün yerine getirilmesi için uğraş veririz” dedik. Çalışmalarımızı yaptık, her türlü denemeyi ortaya koyduk ve Başbakan’ın verdiği söz nedeniyle bir basamak daha ileriye götürebileceğimizi ama onun ötesini birşey yapmamızın mümkün olmadığını çünkü onun zincirleme başka reaksiyonlar doğuracağını net bir şekilde ifade ettik. Bu arkadaşlar  KTHY’ye giriş tarihlerinden itibaren kamu görevlisiymiş gibi adledilerek ve 2010 yasasına değil, daha önceki yasaya tabi olarak devam etmeyi talep ediyorlar. Bunu bütünüyle hayata geçirmemiz mümkün değil çünkü o dönemde kamu görevlisi değildiler. Kamu görevlisi olsaydılar 14’üncü maaşı almış olmazlardı, elde ettikleri bazı hakları elde etmemiş olurlardı. Ama kamuya alındıktan sonra çalıştıkları yıllar gözününde bulundurulmak suretiyle yasaya göre girdikleri baremin en üst basamağına yerleştirildiler. Bu insanların bir de mağduriyet dönemi var, Başbakanın da verilmiş bir sözü var, şu anda çektikleri basamağın bir üst baremindeki en yakın basamak hangisiyse oraya yerleştirelim, oradan itibaren de o baremin son basamağına kadar devam etsinler diyoruz. Başbakan, sendika ve bir çalışan temsilcisinin bulunduğu bir ortamda ne yapabileceğimizi anlattım. Oradaki çalışan temsilcisi “bunu yapacağınıza hiç birşey yapmayın” diye tavır koyunca, ben de “o zaman hiçbirşey yapmıyoruz” dedim ve o iş öyle kaldı. Birşeyi talep etmek elbette herkesin hakkıdır. Devlet bu talebi olabildiğince karşılar, birini memnun edecekken başka bir sürü kesimi ayağa kaldırmak ve onların da aynı talepte bulunması noktası ortaya çıktığında taleplerin hiçbirini karşılayamazsınız ve elde edilen bütün kazanımlar da ortadan kalkmış olur. Dolayısıyla biz yapabileceğimizin en iyisini kendilerine söyledik. Bunu kabul etmedikleri taktirde de birşey yapmaya gerek kalmadığı kendileri tarafından söylendi. Dolayısıyla mutabakat vardır, birşey yapılmıyor. “O çalışan bunu öfkeyle söyledi” diyorlarsa, o zaman gelirler biz de yapılacak olanı anlatırız ve bunun da ötesi olmaz.

-----

ATAMALAR...

“Üçlü kararname sistemi kalkmalı mı? 6 noktada UBP’nin bize sorusu var. Onlara ben henüz cevap veremedim”

Soru: Sürekli atamalar yapılıyor, bir türlü tamamlanamadı. Bunun hükümet ortakları ve bağımsız kanat arasında dengeyle alakalı olduğu da konuşuluyor. Neden atamalar tamamlanamadı?

Denktaş: Büyük çoğunluğu tamamlanmıştır. Dengeyle alakası yoktur, herkes kendi bünyesindeki atamaları yapar. Bazılarını da değiştirmedik çünkü devam eden bir iş vardı, o işin bitmesi gerekir. İşin yarısında bir atama yaparsanız, o güne kadar yapılanlar da biter. Dolayısıyla işler bittikçe değişiklikler yapıldı. Hiç değiştirilmeyen, teknik olarak o görevi yürüttüğüne güvenilen insanlar vardır. Bende Müsteşar ve Bütçe Dairesi Müdürü değişmeyenlerdendir, başından itibaren kendileriyle çalışmak istediğimi söyledim, çalışmaya devam ediyorlar. Benzeri başka daireler de var.
   Siz Yenizdüzen muhabirisiniz, her ne kadar da Yenidüzen CTP’nin basın yayın organı olmadığını ortaya koyuyorsa da, yayınlar da zaman zaman öyle, en azından doğuşunda CTP’nin basın organıdır. Bu tür eleştirtiler daha faza CTP kanadından geliyor. Dönüp kendi dönemlerine bakıyoruz, hiç farklı birşey yok. “Şunu yapın” dedikleri şeyler için “siz ne yapmadıydınız be bay” diye sorduğumuzda cevap yok. Üçlü kararname sistemi kalkmalı mı? Evet kalkmalıdır. Ne zaman, nasıl kalkmalıdır? Kamu Reformu Yasası’yla birlikte kalkmalıdır. O yasa üzerinde 6 noktada UBP’nin bize sorusu var. Onlara ben henüz cevap veremedim, zaten meclis kapalıdır. Bunun karşılığını verdiğimizde veya o 6 noktada bir uzlaşma sağladığımızda yasayı geçirebiliriz. Meclis Komitesi’nde bugüne kadar görünen tüm partilerin üçlü kararnameye karşı olduğudur. Dolayısıyla bir sorun çıkacağını zannetmiyorum.

Seçim...

Soru: Başbakan seçimden bahsediyor. Bu kadar kısa bir süre önce kurulmuş bir hükümette seçimin konuşulmasını ne kadar doğru buluyorsunuz?
Denktaş: Başbakan “2017’de seçimin ayak sesleri duyulmaya başlayacak” dedi. Seçim 2018’dedir, dolayısıyla bu doğrudur. Başbakan bunu kendi parti örgütlerinin bir toplantısında, biraz da motive etmek için söyledi belki de. Seçim gündemimizde değildir, meclisin de değil. Dolayısıyla biz önümüzde daha iki yıl var diye çalışmalarımızı yürütüyoruz. Şu anda bir erken seçim öngörmüyorum.

Basına destek...

Soru: Basına destek programı hazılandığını açıkladınız ancak detayları açıklanmadı. Bunu biraz açar mısınız?
Denktaş: Bakanlar Kurulu’nda önceki hafta bunu enine boyun konuştuk. Biliyorsunuz görsel basına verilen destek de Haziran ayında sona erdi. Dolayısıyla ona da yeni bir protokol yapmak lazım. Başbakan da yazılı ve görsel basına verilecek desteğin birlikte ele alınmasını istedi. Haklı bir eleşiri vardı, görsel basına verilen destek daha fazla o kuruluşun patronlarına gidiyordu, o desteğin yöntemi değişebilir. Basın destek programının bütününü hazırlayıp birkaç haftaya Bakanlar Kurulu’na götüreceğiz.

-----

KARAOĞLANOĞLU’NDAKİ OTEL İNŞAATI...
Şehir Planlama Dairesi’ne 7 kat, 4 kat meselesini sordum. Aldığım cevap, “neresinden baktığınıza bağlı”.

Soru: Son haftalarda basında Karaoğlanoğlu’nda Kaya Grup’a ait otel inşaatında fazladan çıkılan katlar var. Söz konusu bölgede hak artışına neden olacak bir renk değişikliği üzerinde hükümetin çalıştığı söylendi. Sizin bakanlığınız değil ama Başbakan Yardımcısı’sınız. Hükümetin öngördüğü böyle bir değişiklik var mı?
Denktaş: Gündemimizde iki konu var, Mağusa’da (DAÜ’de) yapılan AVM ve Kaya grubun inşaatı. Bizim yatırımlara ihtiyacımız var mıdır? Evet vardır. Bu yatırımların usulüne uygun yapılması önemlidir. Kaya grubunu çağırıp bu katları neden başlattıklarını sordum. Belediyenin kendilerine “siz başlayın, merak etmeyin” dediklerini söylediler. Bu insanlar yatırım yapan insanlar. Bafra’da kendilerine yer verdiğimizde, Artemis Bafra’da biten ilk oteldi. Hakikaten yatırımlarını yapan ve yürüten bir şirket. Şehir Planlama Dairesi’ne 7 kat, 4 kat meselesini sordum. Aldığım cevap, “neresinden baktığınıza bağlı”. Kot farkından dolayı farklı yorumlar yapılabileeği söylendi. Şu anda Girne İmar Planı hazırlanıyor, Zeytinlik’teki emirnameyi çıkarttıktan sonra ona öncelik verilmesini istedik. Zeytinlik bölgesi bozulmamış kaldığı için bozulmaması önemli. Dolayısıyla Kaya grubun binasıyla ilgili sorun bir şekilde giderilecek. Orada yapılan bir yatırım var, bölgeye fayda sağlayacak bir yatırımdır.

Soru: Rengin değişmesi yani kat sayısının, kullanım hakkının artırılması gündeminizde mi?
Denktaş: Bu zaten gündemdeydi, iki önceki dönemde de gündemdeydi. Bizim yine hükümette olduğumuz, şehir planlamanın bize bağlı olmadığı dönemde de o bölgede bir düzenleme yapmak, renkleri değiştirmek suretiyle hareket etmek gündemimizdeydi. Yine o dönemde de “İmar Planı’na bırakalım” dendi. Şimdi yaptığımız tek şey, Girne İmar Planı’nı öne aldık, diğerlerinden daha öncelikli kıldık. Öyle de olması gerekirdi. Dolayısıyla sorunuzun cevabı, orada bir renk değişikliği olabilir mi? Evet olabilir. Bunun Kaya grubun inşaatıyla bağlantısı yok. Ama orada da başlayan bir inşaat var. “Bunu gidin yıkın” emri çıkartır mıyız? Onu da yapmam. Çünkü karşımızdaki bu ülkede verilen bir yere hakkıyla yatırım yapan bir kuruluştur.

“Kamu kaynaklarını eski borçları ödeme açısından verimli kullanıyoruz”

Soru: Sonuç olarak kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılıyor olduğunu söyleyebilir misiniz?
Denktaş: Tam istediğimiz oranda olmasa da evet. Daha etkin kullanılabilir mi? Evet kullanılabilir onun da müzakerelerini zaten yürütüyoruz. Ekim ayında teknik komiteler bir araya geldiğinde bunu daha da derinlemesine konuşacağız. Ama kendi elimizde toparladığımız kaynağı şu anda verimli kullanıyor muyuz sorusunun cevabı, eski borçları ödeme açısından evet verimli kullanıyoruz. Geleceğe yönelik çalışmayı da teknik heyetler toplantısında ortaya koyup sonuçlandırmak durumundayız ki hakikaten “evet biz olabilecek en etkin şekilde kaynaklarımızı kullanıyoruz” diyebilelim.

Bu haber toplam 4561 defa okunmuştur