1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Elçilik mensupları propaganda yapıyor”
“Elçilik mensupları propaganda yapıyor”

“Elçilik mensupları propaganda yapıyor”

“Yazıklar olsun UBP’ye diyorum. Bizi arkamızdan bıçakladılar, diyorum. UBP ülkeye 3 yıl kaybettirdi…”

A+A-

• “TC-KKTC Gençlik Koordinasyon Ofisi ile ilgili Elçilik Mensupları’nın resmen propaganda yapıyor. Bu demokrasiye müdahaledir.”


• “Türkiye bütçe disiplinine uyum için denetim anlamında bize yakın olabilir, hırsızlara geçit vermemek için bunu yapabilir. Ancak iç siyaset ve demokrasimize müdahaleden uzak durmalıdır.”


• “Projelere bile Ankara karar verecekse ve biz buna ‘Yardım Heyeti kaldırıldı’ diye sevineceksek, vay halimize… Hükümet Meclis’e bir yasa göndermişse, Türkiye yetkililerinin haddine değildir, muhtarlara kadar gezip propaganda yapmak…”


• “Yazıklar olsun UBP’ye diyorum. Bizi arkamızdan bıçakladılar, diyorum. UBP ülkeye 3 yıl kaybettirdi…”


• “Hükümet kimi dar kesimlere bir takım avantajlar sağlayacağına maaş eşitsizliklerini gidersin. Aynı işi yapanların maaşlarında %40’a yakın farklılık vardı, biz bunu %20-25’lere çekmeyi başardık”


• “Serdar Denktaş ve DP bugüne kadar Turizm’i hiç kimseye vermediler, niye? Çünkü orada 30-40 milyonluk bir kaynak var”


• “UBP hiçbir düşünce, fikir üretmeksizin Türkiye’nin ağzını içine bakan, Türkiye’den gelen yönlendirmelere göre hareket eden bir parti”
 

• “Bizim neye karşı olduğumuzu değil, ne yapacağımızı ortaya koymamız gerekiyor…”


Maliye eski Bakanı, Milletvekili Birikim Özgür TC-KKTC Gençlik Koordinasyon Ofisi ile ilgili Elçilik Mensupları’nın propaganda yaptığını belirtti, “Bu demokrasiye müdahaledir” dedi.

“UBP hiçbir düşünce, fikir üretmeksizin Türkiye’nin ağzını içine bakan, Türkiye’den gelen yönlendirmelere göre hareket eden bir parti” diyen Maliye Eski Bakanı Birikim Özgür, UBP’nin kendilerini arkadan bıçakladığını söyledi, “yazıklar olsun” dedi.
Maliye eski Bakanı Birikim Özgür, Kanal SİM’de Sami Özuslu’nun konuğu oldu.

“Elektrik bize uymaz, dedik”

Türkiye ile üç yılda bir Ekonomik ve Mali İşbirliği Protokolü imzalandığına işaret eden Birikim Özgür, bu üç yıllık anlaşmaların ekinde de muhakkak bir Ekonomik Program bulunduğunu belirtti.

Bir anlamda ekonomik ve mali işbirliğinin ‘koşulu’ olarak programın da anlaşmanın bir eki şeklinde yer aldığını ifade eden Özgür, Türkiye’nin yapacağı hibe ve mali yardımların da Mali Protokol ile kayıt altına alındığını söyledi.

Özgür, protokolün imzasını Türkiye Başbakanı’ndan öğrendiklerini söyleyerek, bu durumu eleştirdi.

Özgür şunları söyledi:
“Mali Protokolü görmemiş olmakla birlikte içeriğinde ne olduğunu tahmin edebiliyoruz. Ekte yer alan programla ilgili de bir muamma vardı, imzalandı mı, imzalanmadı mı şeklinde. Maalesef Türkiye Başbakan’ın adaya yaptığı ziyarette açıklaması ile resmen imzalandığını öğrenmiş olduk. Büyük oranda görevde olduğumuz dönemde hazırlanmış bir programdır. İsim babası da biziz, YAPISAL DÖNÜŞÜM… Tabii ki şerhlerimiz de var. Örneğin elektrik konusunda Türkiye ısrarla ‘bir önceki programda yer alan ifadeleri, hedefleri geriletmem, ısrarcıyız’ dedi. Bu da dağıtımın özelleştirilmesi başta olmak üzere, fonksiyonların ayrıştırılmasını öngörüsüydü. Biz dedik ki bu bize uymaz…”


“KIB-TEK’in mali yapısında ilerleme var”


Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (KIB-TEK)’in görev aldıkları dönemde mali yapısında ciddi ilerlemeler olduğunu belirten Özgür, “borçları yarı yarıya düşürüldü” dedi.

Siyasetçilerin uzun yıllar boyunca KIB-TEK’in zarar etmesi pahasına popülist politikalar uyguladığına değinen Özgür, bundan ötürü KIB-TEK’in ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kaldığına vurgu yaptı.

Özgür, “KIB-TEK elden çıkarılmasın ancak örneğin alternatif enerji yatırımı yapmak isteyecek olanlara müsait bir zemin yaratılabilsin” şeklinde konuştu.

“Kablo projesi”

Su için belirlenen 2,3 TL fiyatın % 65’inin elektrik maliyeti olduğuna işaret eden Birikim Özgür, 20 megavatlık bir alternatif enerji maliyetinin söz konusu olması durumunda, bu maliyetin çok ciddi şekilde, 1 TL’lere düşürüleceğine de vurgu yaptı.
Özgür, programda yer alan ‘kablo ile bağlanma’nın hem alternatif enerji yatırımlarının önünü açma, hem de uluslar arası boyutta İsrail ve Güney Kıbrıs’la işbirliği yapabilme açısından ele alınması gerektiğini söyledi.

“Kablo projesi KIB-TEK’in sonunu getirir mi kaygısı her zaman için vardır” diyen Özgür, bu nedenle tedbir almanın şart olduğunu vurguladı. Özgür, yeni bir bağımlılık yaratmadan, ülkedeki elektrik üretim kaynaklarını yedek tutmak gerektiğine işaret etti.

Kablo ile elektrik meselesini çözüm ve Avrupa Birliği vizyonuna göre ele aldıklarını kaydeden Özgür, protokolde onunla ilgili de bir değişiklik olmadığını belirtti.

 

“Bu hükümet 1-2 kişinin desteğiyle ayakta durabilen, AZINLIK HÜKÜMETİ’dir”

“Bu hükümet bir AZINLIK HÜKÜMETİ’dir” diyen Birikim Özgür şunları söyledi:
“Bir iki kişinin desteği ile ayakta durabilen, bu desteğin şartlarının ne olduğu konusunda kamuoyunun şeffaf bir şekilde bilgilendirilmediği koşullardayız. Nihayetinde Hakan Dinçyürek kafası sıkar, ‘Ben artık desteklemiyorum’ der, bir anda Hükümet düşer. Sağcı siyasetin zaaflarını da göz önünde bulundurursak ben bu hükümetin siyasi istikrar yönünden ciddi zayıflıkları olduğunu görüyorum. Kapasite anlamında, hele de seçime iki yıl kalmışken, bu hükümetin yeterli düzeyde bir kapasite ortaya koyabileceği düşüncesinde de değilim. Elektrikte öyle dağıtımı özelleştirmek falan kolay işler değildir. Çok ciddi hazırlıklar yapmaları gerekir. Bu programda toplamda 100’e yakın faaliyet var baktığınız zaman. Bu hükümet ne elektrikte, ne de diğer alanlarda programa uygun hareket edecek.”

“Türkiye ne derse mutlaka o olacak” mantığı

UBP’nin perde önünde ‘CTP Mızıkçılık çıkardı’ gibi bir algı yaratmaya çalıştığını ifade eden Birikim Özgür, “Evet, bazı konularda biz mızıkçıyız. Bazı konularda bu ülkenin koşullarına uygun bir takım hedeflerin yer alması konusunda çok net bir duruş sergiledik” dedi.

Perde gerisinde olanları da açıklayan Özgür’ün ifadeleri devamla şöyle:
“Örneğin eğitim alanı… Eğitim Bakanlığı’nın bürokratlarını çağırıp hedefler ne olacak, konuşalım dedik. ‘Şu olsun mu, aman ha sakın olmasın, bu olsun mu olmasın, yazarsak sendikalar bize tepki gösterecek…’ Günün sonunda bizim sendikalarla görüşülebilir diye addettiğimiz önerilerimizi ‘aman ha tepki görürüz’ diye reddeden anlayış, Türkiye ile masaya oturduğunda ‘Türkiye ne derse, mutlaka o olacak’ mantığı ile bu işlere bakıyor.”

“Popülist yaklaşım ile karşı karşıya kaldık”

Birikim Özgür UBP’yi sert bir dille eleştirdi:
“UBP’de ülkenin geleceğine dair bir sıkıntı aşılsın da ülkenin önü açılsın gibi bir zihniyet kesinlikle söz konusu değil. Kapasite yok derken bunu kastediyorum. Yani bu insanlar siyaseti geleceği kurmak için değil günübirlik maksatlarla yapıyorlar. Bunu çok yakından biz gözlemledik. Türkiye ile ilişkilere de bu şekilde bakıyorlar, ‘Türkiye ne derse doğrudur, Anavatan bizi uyumlu görsün’ diyorlar, ama içte de herhangi bir sorunu aşmak için kıllarını bile kıpırdatmıyorlar. Bakanlar Kurulu’nda gündeme gelen yapısal tedbir diye nitelendirebileceğimiz her konuda UBP’nin popülist yaklaşımı ile karşı karşıya kaldık. Şimdi ortaya çıkan ekonomik programa bizim itirazlarımız var. Ayrıca UBP zaten bu işleri kotaramaz, Ercan gibi yüzüne gözüne bulaştırır…”

“Yerel gelirler müthiş arttı”

“6 ay Maliye Bakanlığı yaptım, Türkiye’den sadece 30 milyon TL aldık” diyen Birikim Özgür, yerel gelirlerde çok önemli artış sağladıklarına dikkat çekti.

Ekonomik programın imzalanması ile ülkeye para yağmayacağını da anlatan Özgür, hibeler ve bütçe açığının yarısı için 200 milyon TL’lik bir kaynağın bu ay Maliye’nin kasasına yatacağını, 60 milyon TL’nin de hemen kısa vadeli borcun kapanması için kullanılacağını belirtti.

Hükümet’in program imzalanana kadar geçen süreçte herkesi memnun etme çabası içerisinde olduğunu söyleyen Birikim Özgür, bunun da bütçe disiplinini ortadan kaldırdığını iddia etti.

Özgür, “Hükümet’e çağrımdır, popülizm yapacaksanız, dar kesimlere bir takım avantajlar sağlayacağınıza 47/2010’u (Göç Yasası) düşününün… Eşitsizlikleri düzeltin. Aynı işi yapanların maaşlarında %40’a yakın farklılık vardı, biz bunu %20-25’lere çekmeyi başardık” şeklinde konuştu.

FONLARIN TASFİYESİ!..
“Serdar Denktaş Maliye Bakanı iken fonların tasfiye edilmesini mümkün görmüyorum”

Bütün fonların tasfiye edilmesine ilişkin soruya “Serdar Denktaş Maliye Bakanı iken ben bunu mümkün görmüyorum” diyen Özgür,  fon uygulamalarının dünyada 1970’li yıllarda hızlı harcama yapabilmek için üretilmiş bir yöntem olduğuna işaret etti, dünyada artık kalmadığına vurgu yaptı.

Fonların tasfiyesine ilişkin 14-15 yasa tasarısı olduğunu, bunlardan 8’ini geçirdiklerini kaydeden Özgür, diğerlerinin ise Serdar Denktaş’ın itirazları nedeniyle yasalaştırılamadığını belirtti.

“Serdar Denktaş ve DP bugüne kadar Turizm’i hiç kimseye vermediler, niye? Çünkü orada 30-40 milyonluk bir kaynak var… Neredeyse hesap bile vermeden harcıyorsunuz onu” diyen Özgür, Maliye Bakanı’ndan kat be kat fazla miktardaki harcamaları, bu gibi fonlara sahip bakanların yaptığını ifade etti.

“UBP hiçbir düşünce, fikir üretmeksizin Türkiye’nin ağzını içine bakan bir parti”

Türkiye yetkililerinin sık sık ‘CTP-UBP Koalisyon Hükümeti’nin önemi’ne vurgu yaptıklarına rastladığını kaydeden Maliye eski Bakanı Birikim Özgür, “UBP çekildi, biz bitsin istemedik” şeklinde konuştu.

“UBP hiçbir düşünce, fikir üretmeksizin Türkiye’nin ağzını içine bakan, Türkiye’den gelen yönlendirmelere göre hareket eden bir parti” diyen Özgür, Türkiye yetkililerinin ‘CTP-UBP Koalisyon Hükümeti önemlidir’ derken UBP’nin bir anda Hükümet’ten çekildiğine işaret etti. Özgür, “Bir telkin mi var acaba diye insan ister istemez düşünür” şeklinde konuştu.

“Yazıklar olsun UBP’ye diyorum, bizi arkamızdan bıçakladılar”

Birikim Özgür şunları söyledi:
“Benim görüşüm, biz bu ekonomik programları deve kuşu mantığı ile göz ardı ederek bir yere varamayız, Türkiye ile de kişilikli bir duruşla sağlıklı iletişim kurmak önemlidir. Bana göre CTP için hükümetteyken de en önemli şey, bizim neye karşı olduğumuzu değil, ne yapacağımızı temcit pilavı gibi ortaya koymamız gerekiyor. UBP’nin telkinlere açık olması nedeniyle maalesef bir darbe olsa dahi Türkiye’nin değil UBP’nin suçlanması gerektiğini düşünüyorum ben. Yazıklar olsun UBP’ye diyorum. Bizi arkamızdan bıçakladılar diyorum. En kritik noktada, tam böyle elektriği konuşurken, halkın hassasiyetlerine uygun ve sahiplenme sorunu yaşanmayacak bir program ortaya çıkarılıyorken, UBP ülkeye 3 yıl kaybettirdi”.

“Elçilik Mensupları Koordinasyon Ofisi ile ilgili resmen propaganda yapıyor

Koordinasyon Ofisi ile ilgili Elçilik Mensupları’nın resmen “propaganda” yaptıklarını ifade eden Maliye Eski Bakanı, CTP Milletvekili Birikim Özgür, “Bu demokrasiye müdahaledir. Tavla oynamıyoruz. Siz tavla oynayanların yanında ‘şunu şöyle oyna, bunu böyle oyna’ diye UBP’yi destekleyeceksiniz, telkinde bulunacaksınız, hatta elinizi uzatıp siz zar atacaksınız… Böyle şey olmaz” şeklinde konuştu.

Özgür, Türkiye’nin bütçe disiplinine uyulup uyulmadığı konusunda denetleme bakımından ülkeye yakın durmasını, ‘hırsızlara geçit vermemesini’ ancak iç siyasetten de demokrasimize saygı anlamında alabildiğine uzak durmasını istediklerini kaydetti.
“Karışmasın bizim işimize Türkiye… Hükümet eğer Meclis’e bir yasa göndermişse, Türkiye yetkililerinin haddine değildir gezip dolaşıp bütün federasyonlara, belediye başkanlarına, muhtarlara bunun propagandasını yapmak. Hem mavi boncuk dağıtma hem de demokrasinin bu şekilde darmadağın edilmesi, ülkenin geleceğini kurma adına konuşulması gerekenlerin konuşulmasını ötelemiş oluyorsunuz.”

“Yardım Heyeti’nin ‘tabelasının dâhil’ her şeyi değişti”

TC Yardım Heyeti’nin ‘tabelası dâhil’ her şeyinin değiştiğini ifade eden Birikim Özgür, şu anda Yardım Heyeti diye bir ofisin olmadığını, bunun “Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği Ofisi”ne dönüştüğünü belirtti.

Şu anda resmen “heyet” değil “ofis” olarak çalışıldığını da kaydeden Özgür, ofiste çok değerli arkadaşları da olduğunu ve bütçe disiplinini denetleyebileceklerine inandığını belirtti, “Ancak bu arkadaşların hiçbir şekilde, iç siyasette ne bizim ne de başkalarının lehine karışmasına da müsaade edemeyiz” dedi.

Özgür, “Benim korkum kadükleşmesidir. Hırsızlara geçit verecek şekilde o ofis ikinci plana itilirse, bu zarar verir. Denetim fonksiyonu güçlü kalacak şeklide o ofisin orada durması gerekir. Böyle bir düzenleme beklerdik biz, yani erkin Lefkoşa’ya getirilmesini beklerken, yaşadığımız süreçte erkin Ankara’ya havale edilmesi ve buradaki ofisin pasifleştirilmesi riski oluştu. Projelere bile Ankara’da karar verilecekse ve biz buna ‘Yardım Heyeti kaldırıldı’ diye sevineceksek vay halimize…” şeklinde konuştu. 

 

| YENİDÜZEN/Kanal SİM |

Bu haber toplam 3671 defa okunmuştur