1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. ‘EKONOMİ AĞIRLIKLI HÜKÜMET PROGRAMI’
‘EKONOMİ AĞIRLIKLI HÜKÜMET PROGRAMI’

‘EKONOMİ AĞIRLIKLI HÜKÜMET PROGRAMI’

YENİDÜZEN’e konuşan CTP Merkez Yönetim Kurulu’nun en genç üyesi Ürün Solyalı yeni döneme ilişkin ipuçları verdi.

A+A-

Ödül Aşık ÜLKER

CTP Merkez Yönetim Kurulu’nun en genç üyesi Ürün Solyalı, son dönemde CTP’nin dıştan yanlış algılanma, içte de disiplin sorunu yaşadığını söyleyerek, “CTP büyük hatalar yaptı diye bu algı veya önyargı yaratıldı demiyorum ama belki de bazı şeyleri, belirli ilkesel duruşları yeterince öne çıkaramadı, içine dönük çalışmaları ve belirli birliktelikleri özlediği gibi ileriye götüremedi” diye konuştu. Solyalı, hükümette olmanın da CTP için dezavantaj olduğunu belirterek, “Toplumda UBP zihniyetinin getirdiği kültürle toplumsal bir ‘karakter aşınması’ var. Belirli kuralsızlıkların kanıksanmış oluşu var. Alışkanlıkların, sadece bireysel taleplerle memleketin yönetilme halinin maalesef yok olmadığını, hükümette olan CTP’nin de bunlarla karşı karşıya kaldığını söylüyorum ve bu da CTP’nin algılanışında sıkıntı yarattı” dedi.
CTP’nin sol kimlikli bir parti olmadığı tartışmasının yersiz olduğunu da kaydeden Solyalı,
CTP’nin sosyal politikaların vurgusunu her daim yaptığını ve çalışmalarını pratiğe dökmeye çalıştığını anlattı.

“CTP, Kıbrıslı Türk toplumunun varoluş mücadelesinin anahtarı, gücü ve lokomotifi” diyen Solyalı, CTP’nin pek çok iş yaptığını ancak bunların pazarlanmasında her zamanki gibi sıkıntı yaşadığını belirtti. Solyalı, “CTP kendini pazarlayabilen bir parti değil. Reklam olsun diye işleri yürüten bir parti de değil” dedi.

Önümüzdeki dönemde CTP içinde yapılacak işleri de anlatan Solyalı, “Burası bir ailedir, ailenin de belli kuralları vardır. Eğer bu kuralların dışına ciddi anlamda çıkılıyorsa, belirli uyarılarla bunlar telafi ve tedavi edilemiyorsa bunun bir müeyyidesi olmak zorundadır. Tekrar belirtmeliyim ki, parti içi barış ve birlikte üretim kültürünü tekrardan tesis etmek en temel hedefimiz” diye konuştu.

“CTP kendini pazarlayabilen bir parti değil”

Soru: MYK üyeliğiniz hayırlı olsun. Parti içinde farklı noktalarda görev almış birisiniz. Genel bir değerlendirme yaparsak, son kurultayda ne değişti?

Solyalı: Belirli bir iddia ile kurultaya gidildi. Kurultay tartışması Cumhurbaşkanlığı seçimi ile, seçim sonuçlarıyla birlikte gündeme geldi. Parti içi tartışmaların, seçim sonucunun özeleştirisinin sadece Parti başkanının görevden düşerek yerine yeni bir liderin getirilmesiyle işin çözümlenebileceği, yapılabileceği fikri vardı. Ancak özellikle gençlik örgütü ve buna yakın olan arkadaşlar sadece parti başkanının bu özeleştiriyi yapıp değişmesi değil, siyasi sorumluluğu olan parti meclisinin ve süreçte de ilçe örgütlerinin, ocak örgütlerinin, delege yapısının, üye yapısının tümünün tekrardan gözden geçirilerek, özeleştiri yapılarak yenilenmesi ve CTP’nin toplum nezdinde bozulan algısının değiştirilmesi, tekrardan CTP’nin ne olduğu, ne için çalıştığı ve disiplinli ilkesel duruş vurgusunun yapılması hedefiyle bir yola çıktı. CTP bu vizyonla kurultayı yaşadı. Bana göre delegeden gelen talep, başkanın, parti meclisinin, partinin tüm organların siyasi özeleştiriyi yapıp tarihsel mirasına saygı duyarak, yenilenme ve üretime dönük projeler ortaya koymaktı. 

CTP son dönemde dıştan yanlış algılanma, içte de disiplin sorunu yaşadı. Bunlar elbettte kendimizin yarattığı sıkıntılarla da gelişti. CTP büyük hatalar yaptı diye bu algı veya önyargı yaratıldı demiyorum ama belki de bazı şeyleri, belirli ilkesel duruşları yeterince öne çıkaramadı, içine dönük çalışmaları ve belirli birliktelikleri özlediği gibi ileriye götüremedi. Tabi ki hükümette olmanın da dezavantajı oldu çünkü toplumdan gelen ciddi bir talep var ve kabul edelim ya da etmeyelim, toplumda UBP zihniyetinin getirdiği kültürle toplumsal bir “karakter aşınması” var. Belirli kuralsızlıkların kanıksanmış oluşu var. Alışkanlıkların, sadece bireysel taleplerle memleketin yönetilme halinin maalesef yok olmadığını, hükümette olan CTP’nin de bunlarla karşı karşıya kaldığını söylüyorum ve bu da CTP’nin algılanışında sıkıntı yarattı. Bunlara uymamakla direndiği için bazen çok aşırı tepki ile karşılaştığını düşünüyorum. Kanıksanmış kültür, sistemi değiştirmek değil, insanların günlük işlerini halletmek üzerinden hükümeti algılatıyor.

CTP erken seçimde hükümete gelirken, “benim kitapçığım budur, ben sistemi değiştirmek için adayım ve bunun için oy istiyorum. Hedefim ortak oluşturduğum projelerimle, ortak aklı yaratmaktır” dedi, oy aldı ve hükümete geldi. Ancak tabi ki hem toplumsal alışkanlıklar belirli noktada bunların ileri götürülmesine engel oldu, hem de koalisyon hükümeti olunca ortağın uygun bulmadığı sisteme dönük değişiklikleri yalnız başınıza ileri götüremez durumda olundu. Bu algı da CTP’nin üzerine yapıştı, CTP ileri adım atamayan durumunda görüldü. Bu doğru değil. CTP kanadı aslında pek çok iş yaptı ancak bunun pazarlanmasında, her zamanki gibi sıkıntı yaşadık. CTP kendini pazarlayabilen bir parti değil. Reklam olsun diye işleri yürüten bir parti de değil. Dolayısıyla CTP kurultaya giderken bunları dikkate alarak, “CTP artık özeleştirisini yapacak, kendi içine dönük çalışmalarını, üretimlerini yapacak” dedi. Zaten Sayın Talat bir de manifesto yayınlayarak geldi ve “CTP’nin ilkeli duruşuna, tarihsel misyonuna ve ileri dönük yüzüne dair iç örgütlenmeyi tamamlayacağız, aynı zamanda CTP toplumdaki adaleti, barışı ve ilerlemeyi simgeleyen, dışa dönük, topluma dönük yüz olacak” dedi. Kurultay da bunun üstüne şekil almaya başladı.

Soru: Siz geçmiş dönemi başarılı ama yaptıklarını gösteremeyen, pazarlayamayan bir hükümet olarak mı değerlendiriyorsunuz?
Solyalı:
Elbette. Biraz daha geriye baktığımızda, toplum UBP hükümeti dönemini yaşamıştı. Dolayısıyla onun ortaya koyduğu ciddi sıkıntıları CTP elbette bir günde düzeltemezdi ama bunun için ilk günden çok ciddi projeler ortaya koydu. Sn. Başbakan bunları çeşitli defalar basın toplantıları ile paylaştı. Meclisi hiç çalışmadığı kadar çalıştırdı, birçok yasa ortaya koydu, Bakanlar Kurulu artık bürokrasiden, uzmanlardan daha fazla yardım alarak ortaya birşeyler koydu ve birşeyleri başardı. Siyasetin hayata dokunan işler yapabileceğini birçok alanda gözterdi. Yeterli mi, elbette değil.

“Kapitalizm kültürü etkiliyor”

Soru: Hep CTP’nin dıştan algılanışından, yapıp da gösteremediklerinden, koalisyon olduğu için yapamadıklarından bahsettiniz. Ancak bu dönemde parti içi yaşanan tartışmalar da çok dikkat çekti, sosyal medyada çok yer aldı. Bunların nedeni neydi? Bunları neye bağlıyorsunuz?
Solyalı:
Beni partide en çok şaşırtan ve kabul edemediğim, etmeyeceğim şey birçok zaman omuz omuza yıllarca herşeye rağmen mücadele eden insanların, birkaç zaman önceden başlayan birbirlerine karşı olumsuz duruşlarıdır. Bunları, kurultay kürsüsünden konuşmacıların tümü vurguladı. Parti, başlattığı bazı süreçleri geçmiş dönemde durdurdu, bunlar önümüzdeki dönemde hem gündeme gelecek ve hem bize ödev olacak. Kapitalizm kültürü tabi ki bizi ve kişilerimizi bir şekilde etkiliyor. Bireyselcilik, ajandalar öne çıkarıyor. Artık herkes sosyal medyada kendi özgür ortamında olduğunu varsayarak sınırsız bir şekilde ortaya fikir ve eleştiri koyuyor. Kim daha fazla gündemde kalma ihtimalini ve imkanını görürse daha da sertleşiyor, daha fazla birşey söylüyor ve etrafta ne olup bittiğini, kime zarar verdiğini çok fazla da düşünmüyor. Dolayısıyla insan olmamızdan, bu psikolojiden etkilenmemizden dolayı bunlar bizim insanlarımızın da davranışlarına bir şekilde yansıdı. Kimimizde küçük etkiler yarattı, kimimizde daha büyük etkiler yarattı. Dolayısıyla belirli sorunlar yaşadık. Bu sorunlar işleri belirli boyutlarda kişiselleştirmeye kadar götürdü ve kişiselleştirmelerin önü alınamadı ve belki de bunlara gelip geçici olarak bakıldığı için önlem almakta gecikildi. Bu iş büyüdü, birbirimizle olan atışmamız, daha önde olma ajandası bizi biraz yıprattı. Parti çeşitli tartışmaları seçim dönemlerinde de yaşadı. Seçim dönemlerinde birbirleriyle tartışan gruplar, adaylar, kişiler oldu, oluşturuldu, araştırma komiteleri kuruldu, raporlamalar yapıldı ancak bunlar ileri götürülemedi. Durdurulan süreçlerden bahsim budur. Bizde ceza vermekten korkulmaz, ama elbette ceza son takdirdir. Bizim kültürümüzde öncelikle uzlaşı, barış kültürü, ortak akıl, ilkesel duruş, birlikte üretim vardır. Zaten CTP’nin mirası, devam eden kültürü budur. Bunları başarabildiğimiz oranda ufak tefek aksaklıklara elbette ki göz yumabiliriz. Ama eğer ciddi boyutlara varıyorsa, partiyi hedef haline getirmek, belirli kademelerdeki insanları hedef haline getirmek ve politika değil, kişileri konuşturmak bu parti disipliniyle bağdaşmaz. Bunların örgüt disiplini içerisinde bir cezası olması gerekiyor. Burası bir ailedir, ailenin de belli kuralları vardır. Eğer bu kuralların dışına ciddi anlamda çıkılıyorsa, belirli uyarılarla bunlar telafi ve tedavi edilemiyorsa bunun bir müeyyidesi olmak zorundadır. Tekrar belirtmeliyim ki, parti içi barış ve birlikte üretim kültürünü tekrardan tesis etmek en temel hedefimiz.

“Üretimin parti içinde kurgulanması önemli”

Soru: Bundan sonra nasıl bir yol izlenecek?
Solyalı:
Partinin hükümet gibi, müzakereler gibi belirli öncelikleri var. Parti bunlar üzerinde çalışmaya başladı bile. Ancak bu yolda giderken birlikteliğin sağlanması, üretimin tekrardan parti içinde kurgulanması bizim için çok önemlidir. Bu yolları aynı anda yürümeye başlıyoruz.  İddia ediyorum, CTP en fazla üreten, en fazla envantere sahip olan, yüzü dünyaya dönük olan partidir. Dolayısıyla bu mukayeseleri yaparak iç ve dış politikaya ciddi katkılar koymakla misyonlandırılmış bir partidir. O yüzden bizler bu üretimin bir disiplin içinde tesis edilmesi gerektiği hedefini önümüze koyduk. Artık partiye bu algıyla bakılması gerekir. Bu parti kavga edilen bir yer değil, toplumla birlikte ortak ve bilimsel politika üretimi yapılacak, hayata dokunan işleri başaracak bir partidir. Amacımız bu olacak. Eforu kişisel kavgalar üstünden değil, birlikte üretim üstünden kurgulayacağız.

“CTP; delegelerinden şikayetçi değildir”

Soru: Tüzük çalışmaları da gündemde. CTP’de bu konuda çalışmalar var, delegeden çok üye sistemine geçişe vurgu yapılıyor. CTP’ye üyelik nasıl olacak?
Solyalı:
CTP’ye üye olmak birçok insan için, bizler için de gurur kaynağı. Partinin tarihinde çok zor günler yaşamış insanlarımız var. İnsanlar geliyor, partinin ilkelerini kabul ederek üye oluyor. Ancak bunun her dönemde  uygulanabildiğini de söyleyemem. Bugünkü tüzüğe göre üyelik ilçe tarafından onaylanır ve üye olunur. Parti son 2-3 yıldır çok ciddi bir tüzük çalışması yaptı. Dünyadaki başka sol örgütlenmelerin, partilerin tüzükleri incelenerek, Türkiye’den profesörlerden, ülkemizdeki uzmanlardan fikir aldı ve  her ilçede geniş katılımlarla tüzük tartışıldı. Üyelik ve delegelik konusunda da çeşitli tartışmalar yaptık. Ortaya çıkan belli standardlar var ama henüz sonuçlanmadı, çalışmalar sürüyor.

Delege sistemi tartışılıyor ama toplumda delege sisteminin tartışılması UBP kurultayında gündeme geldi. CTP; delegelerinden şikayetçi değildir, partide delegelerin delege olmasının sebebinin birşeyler elde etmek olmadığını söylüyoruz. Ama artık üye yapımızın daha donanımlı, daha nitelikli bir üye yapısına evrilmesi için de bir çalışma başlatmalıyız. O da tüzüğe koyacağımız bazı sübaplarla olacak. Bir insan istediği partiye üye olmakta serbesttir. Ancak o partinin belirli ilkelerini, politikalarını, düşüncelerini öğrenmekle, paylaşmakla ve katkı koymakla da mükelleftir. Dolayısıyla belli standardlarımızı tekrardan gözden geçirmemiz gerekecek. Aidat yeniden gündeme gelecek bir zorunluluk olacak çünkü partilerin ayakta kalması için üyelerinin desteği hem bağı kurma anlamında önemlidir, hem de partiye olan desteği gösterme anlamında önemlidir.

Partimizde şu anda üye olunca seçme hakkınız 6 ay durur ama seçilme hakkınızı ilk günden itibaren kullanabilirsiniz. Üye olduğunuz ilk günden itibaren aktif üye durumuna gelirsiniz, bir makama aday olabilirsiniz ama oy kullanamazsınız. Bu bir paradokstur. Şu anki tüzük tartışmalarında parti, aktif üyelik sürecinde eğitim çalışmalarını, belli sosyal sorumluluk projelerini, kurgulamalarını üyesi ile paylaşacak. Üye bunlara katkı koyduğu oranda üyeliği aktif hale gelecek.

Kurultayda parti meclisi, merkez yönetim kurulu ve başkan yenilendi. Önümüzdeki dönemde üyelikler gözden geçirilecek, delegelikler ocak, bucak ve ilçe seçimlerine giderken gözden geçirilecek. Bu arada disipline sevkedilmesi gerekenler disipline sevk edilecek, geriye kalanlarla ilgili de yeni üyelik formları gözden geçirilecek. Parti artık yelkeni tam dolu rüzgarla yol almaya devam edecek.

“CTP, Kıbrıslı Türk toplumunun varoluş mücadelesinin anahtarıdır”

Soru: CTP nasıl bir parti? CTP artık sol olmamakla suçlanıyor, bunun büyümeden kaynaklandığı da konuşuluyor. CTP artık sol değil mi? BG konusuna nasıl bakıyorsunuz?
Solyalı:
CTP tartışmasız sol bir parti. Bu gücünü tüzüğünden, tezlerinden, uluslararası alanda örgütlü olduğu sosyalist enternasyonelden, PES’ten alıyor. Dolayısıyla CTP’nin sol kimlikli bir parti olmadığı tartışması yersiz bir tartışma. CTP tabi ki Kuzey Kıbrıs şartlarında sol felsefenin öngördüğü politikaları ne kadar fazla ortaya koyabiliyor? Bu noktadan bakışla CTP eleştiriliyor. Ancak CTP sosyal politikaların vurgusunu her daim yapıyor, tezlerini ortaya koyuyor, çalışmalarını pratiğe dökmeye çalışıyor. Kıbrıs’ta barışı, fedarasyonu savunmaya ve bunun için ciddi katkı koymaya devam ediyor, Ortadoğu’daki barışa katkı koymayı, dünya sorunlarına sessiz kalmamayı uluslararası ortakları ile geliştiriyor. Bu mücadeleyi yükseltiyor. Türkiye ile olan ilişkilerin saygın ve eşit seviyede olması gerektiğine ve olacağına vurgu yapıyor. Dolayısıyla CTP, Kıbrıslı Türk toplumunun varoluş mücadelesinin anahtarı, gücü ve lokomotifi.

Bunun yanında hükümet programında ve icraatlarında sola dönük projelendirmeleri var. CTP’nin sendikalarla olan ilişkileri bugün toplumun algısında tarışmalı bir pozisyonda olsa da Sendikal Taleplerin önemli bir kısmının elde edildiği diğer bir gerçek. Sendikalar haklı olarak birşeyler talep ediyor, ancak imkanlar doğrultusunda bunların yaratılıp yaratılamayacağı bir tartışma ortamı doğuruyor. CTP Hükümeti’nden beklentinin çok yüksek olması neticesinde bunlar gündeme geliyor. Ancak CTP iktidarda tek başına değil. CTP sosyal politikalar için çalışıyor, dolayısıyla CTP’nin büyümesinden veya “BG konseptinden kaynaklı sol duruşunu sağa ibreledi” tezi yanlıştır. Bizler aksine sol mücadeleyi daha çok nasıl besleyebiliriz, insanlara solun politikasını nasıl daha fazla sunabilirizi tartışıyoruz, üretiyoruz. CTP’nin sıkıntısının üretmekten uzaklaşması olduğunu söyledim, kendi iç komitelerini, komisyonlarını çalıştırmayı belli bir süre ihmal etti. Ülkemizde çok sık seçim dönemleri yaşıyoruz. Belki de bazı şeyler bunlardan da kaynaklanıyor. Hükümete de güç aktarımı yaptık, içteki üretim biraz durdu. Bu noktada bazı sıkıntılar yaşadık ama önceliğimiz sol politikaların tekrardan toplumda savunulması, sendikalarla daha fazla işbirliği, özel sektörün sendikalaşma isteğinin derhal yerine getirilmesi, belirli yasaklamaların, kısıtlamaların derhal CTP tarafından kaldırılması, belirli yasaların derhal çalışmasıdır. Tabi ki bunlar ülkenin gerçekleri ve imkanları çerçevesinde olacak, elimizde sınırsız imkanlar yok. Ama şunu da vurgulamak lazım ki CTP son dönemde birçok şeye dokundu, örneğin çalışma hayatına, askerlik yasasına dokundu, asgari ücrete, sağlıkta, İçişlerinde önemli adımlar attı. Çıkan yasaları hatırlamakta fayda görüyorum. “CTP sol politikalar gütmüyor” eleştirisi önyargılı ve sadece yıpratmaya dönüktür. Doğru olmayan bir genellemedir.

“BG bir seçim konseptidir”

BG konseptine gelince, BG konsepti bir seçim konseptidir. CTP seçime girerken bunu kullanır. Kişisel düşünceme göre, belki de önümüzdeki dönemde politik üretime dönük başka konseptler de gündeme gelecek. BG konseptinde de partiye çok katkı koyanlar vardır. Bu insanlar partiye yakın hissetmemiş, ilkelerini benimsememiş olsaydı bu partiye gelmezlerdi. Bu insanlar bu partiyle ilkesel bir bağ kurmuşlardır ki hala bu partiye hizmet veriyorlar ve partinin politikalarını tekrardan topluma kazandırmaya çalışıyorlar.

“Toplumun günlük konuşmalarla kaybedecek zamanı kalmadı”

Soru: Bir yandan içte toparlanma çalışmaları yapılırken, diğer yandan hükümet programı hazırlanıyor. Zaten Başkan Talat, kurultay öncesinde bu çalışmalara bir ekiple başladığını söylemişti. Hükümet programı ne aşamadadır? Koalisyon görüşmeleri ne zaman başlayabilir?
Solyalı:
Sayın Başkan ve Genel Sekreter ciddi bir şekilde ödevlerine çalışıp geldiler. Bu heyecan verici bir durum. CTP kendi hükümet programını tekrardan hazırlıyor ve bu, çok kısa bir sürede tamamlanacak. Henüz bitmediği için net birşey söylemek doğru olmaz ama ciddi bir ekonomik kısmı olacak, federal Kıbrıs, sivilleşme gibi CTP’nin bugüne kadar ortaya koyduğu tezler mutlaka olacak. Hedef toplumun hayatına dokunabilecek siyaseti topluma kazandırmak. Bu belirli politikalar çerçevesinde olacak. Herşeyden önemlisi bunlar bir takvime bağlanacak. Bu toplumun artık günlük konuşmalarla, “yapacağız”, “halledeceğiz”le kaybedecek zamanı kalmadı. Dolayısıyla masaya oturacaklarımız da bu ilkeleri, takvimleri bilecek.

Hazırladığımız programı muhataplarımızla konuşacağız. CTP bugün itibariyla bu ülkenin birinci partisi, hükümetin büyük ortağı olacak. Belirli ilkeleri ortaya koyarak bu işi yürütmek kaçınılmaz. Eğer CTP, belli bir duruşu, belli bir tutumu, topluma neleri ne kadar zamanda kazandıracağını bilemeyecekse, CTP’nin hükümette olma zorunluluğu veya öyle bir aşkı da yoktur. CTP istediklerini yapabilecekse bu yolu yürüyecek. Koalisyon görüşmeleri henüz başlamadı, öncelikle metnin ortaya çıkması gerekiyor. Metin titizlikle hazırlanıyor, ince elenip sık dokunuyor çünkü toplumsal faydaya hizmet etmesi gerekiyor.

“Hedefimiz içte ve toplumda olumlu algı yaratan bir CTP”

Soru: Son olarak ne mesaj vermek istiyorsunuz? Bundan sonra nasıl bir CTP ve nasıl bir hükümet olacak?
Solyalı:
Hedefimiz içte ve toplumda olumlu algı yaratan bir CTP’dir. CTP’ye karşı, hükümet olması nedeniyle, belirli kesimler tarafından bir ön yargı yaratıldı. Bu önyargının asılsız olduğu, kırılacağı ve bunun aksine bir düşünce yapısının çok kısa bir zamanda ortaya çıkacağı iddiasındayız. Sayın Başkan’ın da dediği gibi, CTP artık yenilenecek, gençleşecek ve toplumdaki önyargıyı kıracak, umut olduğunu, Kıbrıs Türk toplumunda birşeyler olacaksa CTP sayesinde olacağı algısını tekrardan tesis edecek. Dolayısıyla hedefimiz bu. Bunun için pek çok projelendirme yapmak niyetindeyiz. Herkes yeni bir heyecanla, yeni bir umutla ekiplerini oluşturuyor, bilimsel çalışmalarını başlatıyor, yarım kalanları tamamlıyor. Toplum önümüzdeki dönemde farklı bir CTP görecek, bu hükümete de, partinin içine de, topluma da olumlu yansıyacak.

Bu haber toplam 4656 defa okunmuştur