1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş YENİDÜZEN’e konuştu
Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş YENİDÜZEN’e konuştu

Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş YENİDÜZEN’e konuştu

DP lideri, Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş YENİDÜZEN’e konuştu

A+A-

Yenidüzen ÖZEL

DP lideri, Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş YENİDÜZEN’e konuştu:

'Ercan’ı geri alma düşüncemden milim geri adım atmadım'
'Özelleştirmeden uzağız, bunu söyleyeyim'
'Satalım, özelleşsin gitsin' görüşü  bende asla hakim olmadı

KAMU REFORMU… '360 derece performans değerlendirmesi olacak'
YENİ YURTTAŞLIK YASASI…  'Bazı konularda biz daha katıyız, görüşlerimizi (İçişleri Bakanlığı'na) ileteceğiz'
HAMİT BAKIRCI KONUSU… 'Haberim Bakırcı’yı olsa engellerdim'
EROĞLU-DP İLİŞKİSİ…  'Eroğlu'nun DP’lilerle sohbeti de, telkini de, talepleri de vardır belki'
ZORLU TÖRE KONUSU 'Zorlu Bey'i dava ettik'

VEKİL TRANSFERİ… 'Tavrımız belli, transfer engellenmeli'
POLİS GENEL MÜDÜRÜ KONUSU… 'Vekaleten yürütülen polis örgütü otorite kaybı yaşadı'

 

ERCAN'I GERİ ALACAK MISINIZ?
 

'Ercan’ı geri alma düşüncemden milim geri adım atmadım'

Cenk MUTLUYAKALI: Ercan konusu size çok hatırlatılır… ‘Ercan’ı geri alacaktınız, bırakın Ercan’ı geri almayı CAS’ı da verdiniz’ söylenen bu… Çok iddialı bir söyleminizdi ‘Ercan’ı geri alacağız’…
Serdar DENKTAŞ:
O düşüncemden milim geri adım atmış değilim. Ancak ortağımın da yaklaşımı gereği bunun koşullarını oluşturmam gerekli. Bu koşulların başında gelen 100 milyon EURO’luk bir rakamı hazır bir şekilde ortada tutabilmekten geçer. Bunun için çeşitli kredi arayışları halen devam ediyor. Elinde 100 milyon EURO’nun olması lazım ki pazarlığa oturabilesin. Sözleşmede değişiklikler yapılması gereği, çok açık ortada… Geri alamayacaksak eğer…
Bir kez görüştük, bu konuyu da kendisine açık açık söyledim, ‘Bugün bulsam 100 milyon EURO’yu, yarın seni pazarlığa çağıracağım oradan çıkarmak için. Ama bulamıyorsam bu şekliyle, daha önce imzalanmış bir sözleşme çerçevesinde bu işi devam ettirtmem’. ‘Hazırım ben’ dedi, gerekli değişiklikleri yapmaya hatta parayı bulursanız da hesaplaşıp çıkmaya. Yani öyle çok kötü niyetli bir adam olarak da görmüyorum.

Mert ÖZDAĞ: Bahsettiğiniz bu değişiklikler nedir?
Serdar DENKTAŞ:
Şimdi dünyanın neresinde vardır, bir havaalanının işletmesi özelleştirilsin, bu havaalanı özelleştirilirken park yeri de, diğer bütün çevresi de birlikte devredilsin… Yoktur böyle özelleştirme… 
Toptan teslimattır, başka bir şey değil. Projenin kendisi, orada işte alt geçitler bilmem neler, ne gerek vardır buna? Ben havaalanına yapacağıma alt geçit üst geçidi, Mağusa yoluna yaparım da kazaları önlerim. Fanteziye gerek yok. Dolayısıyla bütün bunlar halen daha gündemimizdedir. Geri adı attım, sustum da vazgeçtim noktasında değilim.

Cenk MUTLUYAKALI: 100 milyon EURO da bulunabilecek bir para değil…
Serdar DENKTAŞ:
Hayır bulunabilecek bir paradır. Kredi vermeye hazır bir sürü kuruluş vardır, yolunu açmamız gerekir.
CAS’la ilgili çalışanlarla zaten temas halindeyim. Yarın akşama (dün akşam) bazı uçak şirketlerinde cevap bekliyorum. %60’ı hiçbir şirket Pazar patında geçemeyecek, diye bir kararı İstanbul Hava yollarında da duyurduk. Ücretlerine baktım çalışanların, hepsi son derece makul ücretler, hatta düşük diyebileceğim ücretler. Dolayısıyla ‘Çok maaş alırlar da onun için battı’ yok. Burada en büyük uğraşım, eğer devlet isterse bu tür şirketler batmaz, kapanmaz görevine devam eder ve kar da eder, bunu ispat etmektir. Yeni bir ortak aramıyorum. Devlet %100 hissesine sahip olarak CAS’ı işletmeye devam edecek. Ha ilerde rantabl hale getirir o görevi yapma lisansı, başlı başına bir ticari değerdir zaten, dönerim onu ondan sonra satarım, o başka bir durumdur ama ileri için. Şu anda devlet %100’üne sahip olarak bu şirketi yürütecektir. Bu hafta içerisinde de bir sonuca ulaşacağız.

-----------

DP'YE BAĞLI BAKANLIKLAR…

'Özelleştirmeden uzağız, bunu söyleyeyim'

Cenk MUTLUYAKALI: DP’ye bağlı bakanlıklarda bu tür sorunlu yerler daha çok, örneğin  Telefon Dairesi… Çok konuşulan bir şey… Eylem yapılıyor, özelleştirilecek mi diye soruluyor… Bu konuda net bir politikası var mı Hükümet’in?
Serdar DENKTAŞ:
Özelleştirmeden uzağız, bunu söyleyeyim. Bu anlamdaki yaklaşımımız, devleti kendi kurumlarını devretme yerine, yönlendiren, koordine eden, kontrol eden, denetleyen bir konuma çıkartmak.

Cenk MUTLUYAKALI: Türkiye’yle imzalanan protokol özelleştirmeyi işaret ediyor Telefon Dairesi ve KIB-TEK’te…
Serdar DENKTAŞ:
Ediyor, o konuda da yaptığımız görüşmelerde bize bu yıl içerisinde neyi nasıl değiştireceksiniz, nasıl bir yaklaşım ortaya koyacaksınız diye bir mutabakat vardır. Şu anda da yaptığımız odur. O programda var olan bir kısım maddeleri hiçbir şekilde uygulamaya koymadık, koymayacağımızı da belirttik. Örneğin işte donların devri… Turizm Fonu’nu bugün kaldırdınız demek, turizmi kapattınız demektir, bu olacak şey değil. Şu inanç var topluma hep bu empoze edildi. İşte ‘Turizm Fonu ilgili bakanın istediği gibi kullandığı bir fondur da onun için Serdar Denktaş da hep Turizm Fonu’nu ister’. Değil… Bütün fonların, denetiminin, kullanımını yetkisi Maliye Bakanlığı’ndadır. Ben sadece fonun hangi amaçla kullanılacağını işaret ederim, Maliye Bakanlığı onu inceler ve onaylar. O yazar çeki ve çıkar. Hiçbir Turizm Bakanı’nın kendi uhdesinde değildir. Bu bütün fonlar için geçerlidir. Nedir ama fonun getirdiği, örneğin 40 milyonluk bir geliri vardır Turizm Fonu’nun, bunun bir kısmını bu sene devlete aldılar, bize verilen pay 15 milyon… 30 da Türkiye kaynak verir. Ama Türkiye kaynaklı bir şey bulamazsınız ve fonları da akıtırsanız Maliye’nin o kara deliğinin içerisine, size diyebilir ki senin 10 milyondur bütçen, nasıl ki Gençlik Dairesi, Kültür Dairesi’nin bütçeleri binde birin de altındadır, o şekle dönüştürebilir Maliye…  Turizmi yürütmeniz de mümkün olmaz. Turizm bu ülkeye en çok gelir sağlayan sektördür. Gelişebilmesinin önünde mali bir takım şeyler, engellemeler, kısıtlamalar olamaz. 40 milyonluk geliri varsa fonun, 40 milyon harcayabilmeli.

------------

ELEKTRİK KONUSU…

'Gemiden elektrik konusu gündemde'

Cenk MUTLUYAKALI: Hem fonlar, hem de özelleştirme konusunda hükümet ortakları hemfikir mi?
Serdar DENKTAŞ:
Uygulamada devam ettiğine göre hemfikirdir. Özelleştirme konusunda ben tavrımı zaten ta başından beri koyuyorum, o konuda da bir sıkıntı çekmediğimize göre Hükümet’in diğer ortağı tarafından sorun yok demektir.

 Cenk MUTLUYAKALI: KIB-TEK?
 Serdar DENKTAŞ:
Aynı şekilde… Ama KIBT-TEK’te farklı yaklaşımlarımız da var. Örneğin mevcut o iki tane 1991’de kurulmuş istasyonu artık kapatalım ve satışa çıkaralım. Hurda niyetine bile satsanız orası rahatlayacak çünkü esas mali yükü getiren bize o…
Peki ne yapacağız bu esnada, bugün haberini aldım kaç zamandır uğraşıyordum, var mıdır, mümkün müdür, ne kadara olur diye… Bugün (geçtiğimiz gün) geldi, yarın (dün) Bakanlar Kurulu’nda konuşacağız. 140 megawat bize şu anda AKSA’nın verdiği fiyattan daha ucuza elektrik verebilecek, gemiyle, getirip kurma değil, gemiyle kıyıya yanaşıp şimdiki santralin önüne, elektrik verme imkanı var. Ve bir ayın içinde…
Bu esnada ne yapabiliriz, mevcut yerinden ki turistik açıdan, ekonomik açıdan en değerli bölgemizdir Çatalköy, Esentepe bölgesi, gazla çalışan yeni bir santrali başka bir bölgeye, CMC’nin olduğu bölgeye örneğin kurabilirsiniz. Hem daha ucuza, hem temiz elektrik alırsınız. AKSA’yı da gaza döndür diye mecbur bırakabilirsiniz. İşte bütün süreci geçebileceğiniz imkanı sağlar size gemiden elektrik kiralamak. Bunu ilk, santral patladığında, gemiden kiralamayı gündeme getirdiğimde, öyle bir şey yoktur iddiasında bulunulmuştu. Hayır vardır ve o dönemde Mehmet Ali Talat’la birlikte görevlendirildik gittik ve o dönem temas yaptıklarımıza yeniden sorduk var mı böyle bir imkanımız diye, bugün cevap geldi, ‘Evet derseniz 1 ay sonra elektriğiniz santralinizdedir’ diye.
Gemide üretecek, AKSA’nın bize verdiği fiyatın altında bir fiyatla alacağız, şu andaki fiyattan %20 daha ucuza elektrik verebileceğiz kendi insanımıza.

Mert ÖZDAĞ: Bu bir fikir jimnastiği midir yoksa gündeme gelme ihtimali var mıdır?

SERDAR DENKTAŞ: Bunu yarın (dün) Bakanlar Kurulu’na götüreceğim. Daha önce bundan söz etmiştim ve Enerji Bakanı ilgilenmeye başlamıştı. Bana bunu toplam 140 milyara yapabilecekleri söylendi. 

----------

TELEFON NE OLACAK?

'Satalım, özelleşsin gitsin' görüşü bende asla hakim olmadı

CENK MUTLUYAKALI: Telefon Dairesi’ndeki durum nedir? Orada da tartışmalar sürüyor, GSM’ler fiber optik yatırım yapmak ister ama Telefon Dairesi “bunu yaparsanız bizim batışımız demektir” diyor. Telefon Dairesi de yatırım yapmak ister. Orada da bir çıkmaz yaşanıyor. Tabi insanlar da daha iyi hizmet almak ister. Neler söyleyeceksiniz?

SERDAR DENKTAŞ: Telefon Dairesi geliri en yüksek dairelerden biri. Doğru düzgün bir organizasyon yapabilirsek, kendi kendine ayakta durabilecek bir kuruluştur. Kuruma bu imkanın sağlanması gerektiğini düşünüyorum, yaklaşımım da bu yöndedir. GSM firmalarının lisanslarının tamamen devri, bu eski yöntemden vazgeçilmesi bir yanlış başlangıç olur. Bunu nasıl ters çevirebiliriz? Telekomünikasyon Dairesi’nin denetiminde bütün bu işler devam eder, alt yapı yatırımları süratle yapılır ve bunu da hem sendikayla hem uzman arkadaşlarla görüşmeler devam eder. Formül kafamızda tam netleştiği zaman uygulamaya koyabiliriz. Ama ‘satalım, özelleşsin gitsin’ görüşü bende asla hakim olmadı. O siyasi görüşüm hala devam eder.

---------

KAMU REFORMU…
 

'360 derece performans değerlendirmesi olacak'

CENK MUTLUYAKALI: Özellikle insanları eleştirdiği konulardan biri, durmadan müdürler atanır, yeni müşaviriler çıkar da Kamu Reformu Yasası geçecek de bunlar olmayacak şeklinde. Kamu Reformu Yasası gerçekten geçecek mi?

S. DENKTAŞ: İlk 5 ayımız kamu reformunun hazırlanmasıyla geçti. Elimizdeki taslağı sonuçlandırmaya giderken kamu da görev yapan tüm sendikalarla günde 4-5 saat oturup, değerlendirmeler yaptık. Birlikte çok güzel katkılarda bulunduk.  Ve neticede büyük oranla mutabakatla Kamu Reformu’nu Meclis’e gönderdik. Şuanda da Meclis’te görüşülüyor ve yine aynı şekilde sendikaların ek görüşleri, şikayetleri dikkate alınıyor. Kamu Reformu Yasası bu yıl sonunda mutlaka geçecek. Kamu Reformu’nun geçmesiyle birlikte, halkın dikkatin çekecek olan üçlü kararnamenin kalkmasıdır. Üçlü kararnamelerin kalkması şudur; bütün bu mevkiler boşa çıkacak ve münhal ilan edilecek. Şuandaki müdürlerin hepsi de müşavir olacak, bunların da müracaat etme hakkı olacak. Özel Kalem Müdürlüğü dışında tüm müdür ve müsteşarlıklar buna dahildir. Özel Kalem Müdürü’nün ise adını değiştirdik, o kişi bakanla ile birlikte göreve gelecek ve gidecek. Bakanla sadece iki kişi gidecek. Görev sona erdiğinde bakanla birlikte özel kalem müdürü ve siyasi müsteşarı olacağı kişi gitmiş olacak. Ama bu iki kişi, devletten geliyorsa eğer emeklilikten herhangi bir çıkarı olmayacak. Performans değerlendirmesi getiriyoruz. Performans değerlendirmesi en alttan başlayıp, en üste gidecek ve bugünkü müsteşar seviyesindeki genel müdür 360 derece performans değerlendirmesine tabi tutulacak. Yani bakanın o performansı değerlendirdiği kadar, altındaki kişilerde kendi müsteşarına puan verecek. Tüm kamuda uygulanacak olan bu sistemle yukarıdan aşağıya doğru bir denetleme sistemi oluşturulacak. Tabi bu uygulama bazı kişilerin çok hoşuna gitmeyecek.  Şuanda  geçici statüde olan ve kendi asli görevi dışında yetkisi olmadığı başka bölümlerde görevlendirilen kişiler için de kadrolar açılacak. Kadrolara müracaat imkanları olacak, kadrolanarak o görevleri devam ettirecekler. Bu karolara dışarından da müracaat edilebilecek.

Cenk MUTLUYKALI: Bu yasa geçtiği zaman ne kadar müdür varsa yine hepsi gidecek mi?

Serdar DENKTAŞ: Hepsi müşavir olacak. Kadrolar açılacak ve açılacak olan bu kadrolara onlarda müracaat edebilecek. Belirli kıstasları taşıyan dıştan da müracaat edebilecek.

Cenk MUTLUYAKALI: Bir kamu kuruluşundaki kıdem, yeni girenle üstte bulunan kişi aynı yere müracaat edebilecek mi?

Serdar DENKTAŞ: En alttaki de değil. Kıstaslar vardır, bu kıstaslara sahip kişiler müracaat edebilecek.

 Cenk MUTLUYAKALI: Bakan görevden ayrılınca bu kişilere ne olacak? Yeni kadro açıldığı zaman giren kişiler görevden alınacak mı?

Serdar DENKTAŞ: Kadro açıldıktan sonra girenler görevden alınmayacak. Bir müdürü düşünelim; iki yıl performansı üst üste olumsuz çıkarsa yeri değiştirilecek ve başka birime verilecek. Eğer iki yıl daha performansı olumsuz çıkarsa kamunun dışına alınacak (atılacak). Bu uygulama memur içinde geçerlidir.  Neden? Örneğin 6’ıncı ayda bir personelin performansını ölçüldü ve kendisine yazılı olarak; ‘senin görevin bu bardaktaki suyu bir saatte içmekti ama sen bu suyu şuan iki saatte içiyorsun. Sana bunu 6’ıncı ayda söylüyorum, yıl sonuna kadar vaktin var kendini düzelt’ denildi. Yılın sonu geldi ve kişi kendini hala daha düzeltmedi ve suyu hala iki saatte içiyorsa, birinci yıldaki performansı ‘olumsuz’ çıktı…

Cenk MUTLUYAKLI: Bizde o kültür gelene kadar bir süre herkes herkese olumlu rapor verecek, belki ileride olur.

Serdar DENKTAŞ: Veremeyecek…  Çünkü görevini doğru yapmayan kişiye, olumlu raporunu veren amirin bir üstünde onu da denetleyen var. Bu sefer üst kademedeki kişi, o amire ‘bu doğru dürüst iş yapmaz, nasıl olumlu rapor verin’ diyerek onun performansını kıracak.   

Cenk MUTLUYAKALI: Şimdi burada Turizm Müdürü sınava girdi ve kazandı, mülakatı da geçti. O müdür hükümetler gelip geçtiğinde emekli olana kadar hep o görevde mi kalacak?

Serdar DENKTAŞ: Hükümetler ve partiler değişse bile o müdürün performansı tamam olduğu sürece görevinde kalacak. Bu gerçekten çok önemli bir uygulama olacak. 5 ay boyunca bu üzerinde çalışıldı. İki büyük sendikayı önce ayrı ayrı, sonra müşterekten çağırdım. Sonra diğer küçük sendikaları toplu çağırdım ve saatlerce burada tartışarak herkes görüşünü ortaya koydu. AB uzmanları bizlerle birlikte bu toplantılara katıldı.

----------

YENİ YURTTAŞLIK YASASI…

'Bazı konularda biz daha katıyız, görüşlerimizi (İçişleri Bakanlığı'na) ileteceğiz'

Cenk MUTLUYAKALI: Yurttaşlık Yasası ile ilgili İçişleri Bakanlığı bir çalışma yaptı. Bakışınız nedir?
Serdar DENKTAŞ:
  Bize göre eksik olan, düzeltmelerinin yapılması gereken bir yasadır.

Cenk MUTLUYAKALI: Çok radikal farklılıklarınız mı var?
Serdar DENKTAŞ:
Var. Bazı konularda biz daha katıyız, bazı noktalarda da daha esnek mevcut sorunlar ortadan kaldırılması gerekir. İleriye yönelik vatandaşlıklarda daha kısıtlı davranmamız gerekir. Görüşlerimiz hazırlanıyor. Hükümet protokolü esnasında da bu görüşleri ortaya koymuştuk esasında… Çok fazla yer bulduğunu söyleyemem. Düzeltmeler yapılacak ve ondan sonra biran önce geçirelim ve bitirelim.
 

-----------

HAMİT BAKIRCI KONUSU…

'Haberim Bakırcı’yı olsa engellerdim'

 Fayka ARSEVEN: Geçtiğimiz haftanın gündemi Hamit Bakırcı’nın Marsilya ziyaretiydi. Haberiniz var mıydı? Tepkiniz ne oldu?
Serdar DENKTAŞ:
Bilgim yoktu. Olsaydı da kendisine ne yapması gerektiğini söylerdim. Ancak  art niyetli bir gidiş de görmedim ben. Çok abartılı şekilde üstüne saldırdıklarını da gördüm ve üzüldüm. Sanki memlekette ilk defa oldu. Geçmiş hükümetlerde de bu tür davetlere icabet edildi.  Doğru bir yöntem değildir, hiç yapmadığım bir şeydir. Bir şirketten davet alabilirsin, ‘gel bilmem ne fabrikasını gör’. Ona gitmek istiyorsan kes biletini, Bakanlar Kurulu’na ‘gidiyorum’ de, çık git. Davet olarak gidildiğinde sanki sana rüşvet veriliyor. Vereceği rüşvet 2 bilet, konaklama? Biraz abartıldı. Doğru muydu yaklaşımı? Eğer bilgim olsa, ‘kes biletini getir Bakanlar Kurulu’na git’ derdim. Ama bilgim olmadı. Art niyet yok tamamen safça…

Fayka ARSEVEN: Öncesinde de Bakırcı’nın bir Türkiye ziyareti oldu. Bundan da haberiniz olmadığı söylendi ve görevden alınacağına dair böyle bir hamle yaptığına yönelik iddialar konuşuldu…
Serdar DENKTAŞ:
Türkiye ziyaretini biliyordum. Seçimden sonra yaptığımız ilk Merkez Yönetim Kurulu toplantısında çok açık kabine değişikliği olmayacağını arkadaşlara söyledim.
 

----------

HÜKÜMETİN BİR YILI…

Cenk MUTLUYAKALI: Hükümetin 1 yılını gözden geçirip yeni kararlar aldınız mı?
Serdar DENKTAŞ:
Geçen hafta oturduk değerlendirdik. 1 yıl içerisinde neyi yaptık neyi yapamadık çıkaralım bakanlıklar bazında… Yapamadıklarımızı neden yapamadık bakalım ki bunun bir kısmı bütçe yetersizliğidir. Bürokraside geciktirmeden yapılamayan işler varsa da onların önünü açalım.

Cenk MUTLUYAKALI: Çalışma yöntemi belirlediniz mi? Bakanlar, milletvekilleri, bürokratlar  bir araya gelsin kimin ne şikayeti var, bunlar aşılsın…
Serdar DENKTAŞ:
Her şeyden önce, iki grup ortak toplantı yaparak, eteğindeki taşı dökmeli.

Cenk MUTLUYAKALI: Bu yönde karar aldınız mı?
Serdar DENKTAŞ:
Konuştuk ama ne zaman olacağını karara vardırmadık. Uygulamalar açısından geçmişten gelen bir takım yanlışlar var. Örneğin ticaret, ihracat benim sorumluluğumdadır ama narenciye, patates ihracat primi Tarım Bakanlığı’ndadır. Tarım Bakanlığı’nın görevi ürünün maliyetini ayarlamak, ürünün kaliteli çıkmasını sağlamaktır. Ancak pazarlama işi değildir. Biz potansiyel pazar araştırmalarını yaparız ki ona göre, fark varsa teşvik primini ayarlayalım. Ama o taraftan bambaşka bir rakam çıkar, çatışırız. O çatışma zaman kaybettirir. Zaman kaybedilince, pazar --kaybedilir. Bu tür aksaklıkları çözmek için de adımlar var.

-------------


CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ HÜKÜMETİ ETKİLER Mİ?
 

'Etkilemez'

Cenk MUTLUYAKALI: Cumhurbaşkanlığı seçimi hükümeti etkiler mi? Bir de söylenen Sayın Cumhurbaşkanı’nın hükümet konusunda da müdahil olduğu, en azından bir UBP-DP hükümeti yönünde belli yönlendirmeler yaptığı…
Serdar DENKTAŞ:
Diyelim ki Cumhurbaşkanlığı konusunda DP, Eroğlu’nu destekleme kararı aldı ve hükümette CTP-DP… Bu hükümeti olumsuz etkiler mi? Etkilemez. Koalisyondayız diye ben CTP’ye diyebilir miyim ki ‘ben böyle karar verdim, gel aday çıkarma bana destek ver’ ya da o bana diyebilir mi? O ayrı bir şey. 

--------------
 

EROĞLU-DP İLİŞKİSİ…

'Eroğlu'nun DP’lilerle sohbeti de, telkini de, talepleri de vardır belki'

Cenk MUTLUYAKALI: Cumhurbaşkanı’nın DP içindeki hiç kimseye etki etmiyor, söylenenler tümden yalandır,  diyebilir misiniz?
Serdar DENKTAŞ:
Bizim içimizdeki bazı arkadaşlarla sohbeti de, telkini de, talepleri de vardır belki… Günün sonunda bu partiyi bütün olarak etkiler mi ve parti politikalarını o yönde değiştirir mi? Hayır. Örneğin Ahmet Kaşif ile yıllarca beraber çalıştılar, aynı kabinede görev yaptılar. Şimdi Kaşif’i arayıp bir şey isteyemez mi? İster. Hasanla (Taçoy) da… Abiliğini yaptı bu gayet normaldir.
 

-------------

İKİ DP Mİ VAR?

'İki DP söylemi daha fazla kendi içimizde yapılıyor’

Mert ÖZDAĞ: Özkan Yorgancıoğlu’nun 2 DP var görüşüne katılıyor musunuz?
Serdar DENKTAŞ:
Hayır katılmıyorum. İşin ilginci ikimizde ek aldık. Ulusal Güçler ve Birleşik Güçler. CTP çizgi BG’dir, biz Demokrat Parti’de isim değiştirdik. Demokratik Parti Ulusal Güçler tek bir isimdir.  

Cenk MUTLUYAKALI: CTP de yaptı isim değişikliği ama BG’den aday olacak olan üye olmak zorunda değil.
Serdar DENKTAŞ:
Bizde öyle bir şey yok. Aday olmak isteyen DP-UG üyesi olmalıdır.

Mert ÖZDAĞ: Ama dışarıdan bakıldığında DP’ciler, UG’ciler diye algı var.
Serdar DENKTAŞ:
Daha fazla kendi içimizde de yapılıyor. Eskiden de vardı. Her  birleştiğimizde; öz DP’li son DP’li tartışması yapıldı. Ama parti tektir DP-UG’dir. Bunun içinde yeni gelen eskiden gelen bir sürü insan var. Bunun bir kısmı sağ politikaya çok daha yakın, bir kısmı ucundadır, bir kısmı daha sosyal demokrattır. Merkezde olan bir parti olduğu için her kesimden insan var. Ama son UBP’den arkadaşların topluca gelmesi bir kanat olarak algılandı. Ama örgütlere baktığımızda kanat manat yok. Tabanda yok ama yukarıya baktığında geçen dönem UBP’de olan arkadaş şimdi bizdedir düşüncesi var.
 

-----------

UBP-DP BİRLEŞİR Mİ?

'Bu ne UBP ne de DP için mümkün değil'

Mert ÖZDAĞ: 1 yıl önce sağın büyük partisi olma hedefiniz var demiştiniz. UG bunun bir parçasıdır. Önümüzdeki süreçte de bu sürecek mi?
Serdar DENKTAŞ:
Hedefimiz memleketin en büyük partisi haline gelmek. Çok sıkıntı çektik, yıprandık, son seçimlerde istediğimiz neticeyi alamadık ama bunu başaracağımıza inanıyorum.

Cenk MUTLUYAKALI: Yerel seçimlerde DP Mağusa’yı kazandı…
Serdar DENKTAŞ:
Bu çok önemlidir. Beklentimizin altında kaldık yoksa Mağusa 15 belediyeye bedeldir.

Cenk MUTLUYAKALI: Sağın ve ülkenin en büyük partisi olma iddianız devam ederken,  UBP-DP birleşmesi mümkün değil ya da gündemde değil mi?
Serdar DENKTAŞ:
Mantıklı düşünelim 23 senelik bir parti DP, UBP 38 senelik bir parti… Eğer bu iki partiden biri kapanacak ve diğerinin altına geçecek diye bir düşünce varsa, bu ne UBP ne de DP için mümkün değil.  DP kuruluş misyonu çerçevesinde çalışmalarına devam ederse, kendi içinde büyür. İki parti feshedilip, yepyeni bir parti oluşur mu? Buna şimdi kimse evet olur diyemez. Pek de mümkün görülmüyor işin doğrusu.
 

--------------

ZORLU TÖRE KONUSU…
 

'Zorlu Bey'i dava ettik'

Fayka ARSEVEN: Bir de UBP’den DP’ye gelenlere imzalatılan senet meselesi var. Zorlu Töre istifa etti, tekrardan UBP’ye geri döndü. Konu mahkemeye intikal etti mi?
Serdar DENKTAŞ: 
Konu davalık oldu, Zorlu Bey'i dava ettik.

Fayka ARSEVEN: 500 bin TL mi telaffuz edilen rakam?
Serdar DENKTAŞ:
1 yıl geçtiği için 400 bin TL. Dava süreci başladı ancak ne zaman biter bilmem. Ama neticede bu parti çok büyük bir masraf yapmıştır. Sen seçileceksin ondan sonra o veya bu nedenle istifa edeceksin… partililer senin için koşturdu, sana oy verdi, bu parti senin için dünya kadar harcama yaptı bunları unutacağız?

Mert ÖZDAĞ: UBP’den gelirken de öyleydi…
Serdar DENKTAŞ:
Dönemin sonuydu, seçime gidiliyordu.

Cenk MUTLUYAKALI: Bu Siyasi Partiler Yasası ile engellenemez mi?
Serdar DENKTAŞ: 
Siyasi Partiler Yasası ile engellenebilir.

Mert ÖZDAĞ: Zorlu Bey değil miydi buna karşı çıkan?
Serdar DENKTAŞ:
Zorlu Bey ile Ergün (Serdaroğlu) Bey idi komitede.

-----------

VEKİL TRANSFERİ…

'Tavrımız belli, transfer engellenmeli'

Mert ÖZDAĞ: Şimdi tavrınız ne olacak?
Serdar DENKTAŞ
: Bizim tavrımız bellidir. Transferlerin engellenmesi için her türlü değişiklik yapılmalıdır. Önerdiğimiz şuydu; Partisinden istifa eden milletvekilliğinden de istifa etsin, partideki bir alttaki yukarıya çıksın. Belediye meclislerinde olduğu gibi… Böylelikle ara seçim derdinden de kurtulmuş oluruz. Yaklaşımımız buydu. Anayasaya uygun değil vs gibi tartışmalar oldu. Ama şimdi tekrar ele alacağız. Transfer işinin mutlaka ele alınması gerekir.
Bugün Abbas Sınay’ın yaptığı… Gerekçesi ayrı bir tartışma konusu ama ‘partimden değil milletvekilliğinden istifa ediyorum’ demesi hakikaten takdir edilecek bir davranış. Ama şimdi bize çıkaracağı sorun; bunu yapmak bir vekilin hakkı mı? Evet hakkı. Ama gelecek yıl ara seçim yapmak zorundayız. Nisan’da Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Ara seçim yapamayız, 2 ay sonra ara seçim yapacağız. Yasada ve Anayasa’da ara seçimlerin Haziran’da yapılacağı yazılı… O yüzden derim örneğin; CTP’nin kim iseydi, Girne’de seçilemeyen ilk sıradaki isim, istifa edince biri, yeri onunla dolardı. Çünkü o da vatandaştan oy aldı. Sistem nedeniyle birinci sırada dışarıda kaldı.  O girsin yerine süreç devam etsin. Bu tür pratik değişiklikleri zaten bizim yapmamız lazım.
Anayasa değişiklerinde bu tür olaylara bir takım yaklaşımlar vardı. Onu da maalesef yeterince tartıştırmadık gerekçesi var ancak yeterince tartışıldı. Ama kamuoyunun gözü önünde yeterince tartışılmamış olması ters bir sonuç yarattı.

----------

POLİS GENEL MÜDÜRÜ KONUSU…

'Vekaleten yürütülen polis örgütü otorite kaybı yaşadı'

 Mert ÖZDAĞ: Cumhurbaşkanı ile ilişkilere bakıldığı zaman bir de Polis Genel Müdürü’nün atanamaması sorunu var. Bu konuda tavrınız, yaklaşımınız nedir?
Serdar DENKTAŞ:
Polisin sivile bağlanması olması gerekendir diye konuşuruz. Ama bu yaklaşımla polisi sivile bağlamada henüz mantalite olarak hazır olmadığımızın da en büyük göstergesi. Müdür olabilecek olan 9 kişilik bir liste var önümüzde. Kıdem, vs ile en üst noktada Pervin Hanım (Gürler) ve ardından diğerleri geliyor. Eğer biz siyaseten ‘hayır bunu değil, şunu atayalım’… Hiçbir objektif kritere bağlı olarak göstermezsin ki şuanda gösterilen odur, Pervin hanımın yerine atacak kişiyle ilgili bu… Tamam bir yaklaşım değil. Bu kafayla gidip polisi sivile bağlarsak, işimiz zor. Polis büyük, güçlü bir teşkilattır. Siyaseten iktidardaki bir partinin lehine kullanıldığını düşünün bütün demokratik kazanımlarınız da ortadan kalkar. Onun için çok önemlidir. Dolayısıyla şimdi bizim yapmaya çalıştığımız Polis Yasası var Meclis’in gündeminde, bu nasıl düzenlenebilir ki siyaset hiçbir zaman el atamasın. Kendi içerisinde sağlıklı büyüyen ve görev yapan bir teşkilat haline gelsin. Bunun yolunu bulabilirsek, ortak akıl kullanarak, polis sivile bağlanabilir. Mevcut durumda vekaleten yürütülen bir polis örgütü bizim açımızdan çok sakıncalıdır. Otorite kaybı yaşanır. Otoriter kaybı, ittatı ortadan kaldırır.

Mert ÖZDAĞ: Son dönemde bunun yaşandığını mı söylüyorsunuz?
Serdar DENKTAŞ:
Yaşanıyor ve bu tamam bir yaklaşım değil. Biran önce birinci sırada madem Pervin hanım var, Pervin hanımı atamamız lazım. Ondan sonra da yasa ile belirlenmeli ve bir sonraki dönem kim olacak bilinmeli.

Mert ÖZDAĞ: Ama henüz Pervin hanım atanmadı…
Serdar DENKTAŞ:
Çünkü Cumhurbaşkanı ile inatlaşmaya gidildi.  Cumhurbaşkanı ‘birinci sırada budur, bu kalsın’ der, öbürleri ‘hayır’ der. Bu tamam değil. İnatlaşmayla hiçbir şey olmaz. Tavır değişmeli. Parti olarak rahatsız olduğumuz konulardan da biri budur.

Fayka ARSEVEN: Bir de sürekli Rauf Raif Denktaş’ın anıt mezarı gündeme geliyor. Nedir çalışmalar?
Serdar DENKTAŞ:
Kazanan ekibe yeni biz çizim yaptırdık. Daha alçak ve daha mütevazi. Onun şimdi blokesi yapılıyor,  6 aya kadar ihaleye çıkılır noktaya gelir.  İnşaat aşaması da yaklaşık 2 yıl sürer. Dolayısıyla yolunda yürüyor. ‘Gecikti, 3 yıl oldu’ diye şikayetler var. Haklılar ama bir Anıtkabir’in yapılması 15 yıl sürdü.  İlk yapılan proje bize göre çok yüksekti. Cumhuriyet Parkı’na onu yapmakla çok güzel bir görünüm çıkmayacaktı. O nedenle projede değişikliğe gittik. Projenin 200 bin TL gibi bir maliyeti olacak.

Bu haber toplam 3122 defa okunmuştur