1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. AİLE YASASI’NDA YENİ DÜZENLEME
AİLE YASASI’NDA YENİ DÜZENLEME

AİLE YASASI’NDA YENİ DÜZENLEME

Şiddetin önlenmesi, çocuk haklarının korunması, boşanmada tarafların yaşadığı mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla Aile (Evlenme-Boşanma) (Değişiklik) Yasa Önerisi hazırlayan CTP-BG Milletvekili Doğuş Derya, çalışmasını ilgili kesimlerde de paylaşmaya ba

A+A-

‘İnsan ve Çocuk Hakları’nı gözeten değişiklikler…

 

NELER VAR!

• Tazminat ile nafaka ödemeleri için asgari ücrete bağlanan bir alt sınır
• Kadınların bekarlık soyadlarını kullanmalarına kolaylık
• Velayet verilirken Pedagog ve Sosyal Hizmetler Dairesi’nden görüş…
• KORUMA EMRİNE yeni düzenleme ve geliştirme
• ‘Hamilelik testi’ şartıyla kadınların 302 gün evlenemez hükmünün kaldırılması…


Meltem SONAY

Şiddetin önlenmesi, çocuk haklarının korunması, boşanmada tarafların yaşadığı mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla Aile (Evlenme-Boşanma) (Değişiklik) Yasa Önerisi hazırlayan CTP-BG Milletvekili Doğuş Derya, çalışmasını da parti kadın örgütünün yanı sıra, konuyla ilgili sivil toplum örgütleri, avukatlar ve ilgili kesimlerde de paylaşmaya başladı.

Toplumsal cinsiyet eşitliği ve çocuk hakları ile ilgili mücadele veren sivil toplum örgütleri ile de ilgili değişiklik önerilerini paylaşmaya başladığını ifade eden Derya, CTP-BG Kadın Örgütü ve bunun yanında konuyu iyi bilen, boşanma ve velayet davalarına bakan avukatlarla da görüşmelerin sürdüğünü kaydetti.
Derya, ilerleyen günlerde, Kıbrıs sathında bu konuyla ilgili çalışan insanların tümünün davet edileceği bir toplantıyla da yasa çalışmasını tamamlamayı hedeflediğini belirtti.

Uluslararası sözleşmeler ışığında…

KKTC Meclisi tarafından kabul edilmiş önemli uluslararası sözleşmeler olduğuna ve bu sözleşmelerin de gereği olarak birçok yasada düzenlemeler yapılması gerektiğine işaret eden Derya, uluslararası sözleşmelerin de bugüne kadar çok fazla dikkate alınmadığını belirtti.

Normal koşullarda bir uluslararası sözleşme kabul edildiği zaman iç hukukun da bir parçası olduğunu ancak, KKTC’nin tanınmamış bir ülke olması nedeniyle, sözleşmelerin çok da fazla dikkate alınmadığına işaret eden Derya, o nedenle yasalarda bir takım değişiklikler yapmanın öneminin de altını çizdi.

Derya, 1996 yılında kabul edilen ‘BM Kadınlara Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Önlenmesi’ ve ‘BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin yanı sıra, 2011 yılında ‘Avrupa Konseyi’nin Kadına Karşı Şiddet’i ve Ev içi Şiddeti önleyeme dair sözleşmelerinden hareketle Aile Yasası’nda bir takım değişikliklerin yapıldığını;, insan ve çocuk halkalarını gözeten bu değişikliklerle yaşanan mağduriyetleri gidermeyi amaçladıklarını belirtti.

Aile Yasası’nda en son 1998 yılında bir değişiklik yapıldığına işaret eden Doğuş Derya, aradan geçen 16 yılda toplumsal ihtiyaçlarla birlikte, toplumsal sorunların da büyüdüğüne değindi, Aile Yasası’nda insan ve özellikle de çocuk haklarını gözetecek değişiklikler yapılması gerekliliğine işaret etti.

Erkek çocukların hakları

Mevcut Aile Yasası’nda kız çocuklarını gözeten ama erkek çocuklarının gözetilmesinde eksik düzenlemeler bulunduğunu belirten Derya, değişiklik önerisiyle, bu eksikliğin gidermesini öngörüldüğünü belirtti.

Mevcut yasanın 6’ıncı maddesinde “On sekiz yaşını bitirmemiş erkek ve kadın evlenemez. Ancak mahkeme, özel hallerde ve iyi nedenlerle ana ve babayı veya vasiyi dinledikten sonra, on altı yaşını bitirmiş kadının evlenmesine izin verebilir” hükmünde,  ‘kadın ve erkek’ ifadelerinin ‘KİŞİ’ ifadesiyle değiştirilmesinin öngörüldüğünü belirten Derya, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin kişilerin haklarının korunmasının amaçlandığını, böylelikle kız çocukları gibi erkek çocuklarının da haklarının göz önünde bulundurulduğunu belirtti.
Derya, Birleşmiş Milletler gibi birçok uluslar arası organizasyonun toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak amacıyla hazırladığı kılavuz ve metinlerde cinsiyetsiz (gender-neutral) bir dil kullanılmasının tavsiye edildiğini de hatırlattı.

Terminoloji’de düzeltme…

Mevcut yasada geçen, “akli dengesi bozuk”, “akıl hastası” gibi tanımlamaların ayrımcı tanımlamalar olduğunu söyleyen Derya, bu tanımlar yerine, “Doktor raporu ile cezai ehliyeti bulunmadığı ispatlanan ve/veya tedavisi mümkün olmayan psikolojik bir rahatsızlığa yakalanmış” ifadelerinin koyulmasının öngörüldüğünü belirtti.

Boşanma sürecini zorlaştıran hükümler çıkarıldı

Derya, mevcut yasadaki “Bazı hallerde süre Kısıtlaması”na ilişkin düzenlemenin boşanma sürecini zorlaştıran, dolayısı ile de taraflar arasında süregelen gerginlik ve çatışmayı artıran bir madde olduğu gerekçesiyle kaldırılmasının öngörüldüğünü de kaydetti.

Velayet verilirken Uzman Pedagog ve Sosyal Hizmetler Dairesi’nden görüş…

Mevcut yasaya eklenmesi öngörülen yeni bir madde ile boşanma durumunda tarafların çocukların velayeti ile ilgili yaşadıkları ve yaşabilecekleri sorunların azaltılmasının öngörüldüğünü belirten Doğuş Derya, çocukların boşanma sonrasında huzurlu ve sağlıklı bir ortamda yaşayabilmesi sağlama adına bu düzenlemenin düşünüldüğünü de ifade etti.

Öneri, mahkemenin çocuğun velayetini taraflardan birine verirken çocuk psikolojisi, gelişimi ve eğitimi konusunda uzmanlaşmış bir pedagogtan aldığı görüşü göz önünde bulundurmasını öngörüyor.

Bunun yanı sıra öneride, çocuğun velayetini taraflardan birine vermeden önce mahkemenin çocuğun yaşayacağı ev ortamı ve sosyal çevre ile eğitim göreceği okul hakkında da Sosyal Hizmetler Dairesi’nden aldığı görüşünü de göz önünde bulundurması düzenleniyor.


---------------------------------------------------------------


Tazminat ve Nafakada
‘ALT SINIR’…

Önerinin, tazminat ile nafaka ödemeleri için asgari ücrete bağlanan bir alt sınır belirlemek yanında, ödemelerin yapılıp yapılmadığını takip etmeyi kolaylaştırmak ve bu konuda şimdiye dek ortaya çıkan haksızlık ve mağduriyetleri gidermek amacıyla banka hesabı uygulaması getirilmesini de öngördüğünü belirten Derya, bu konuda Aile Mahkemeleri’nde görev yapan Yargıçlardan ve uygulamaları iyi bilen avukatlardan da görüş alacaklarını söyledi.

AİHM Kararları ve Kadınların SOYADI

Bugüne dek kadınların kendi soyadlarını kullanabilmeleri konusunda önemli bir mücadele verdiklerini anlatan Derya, kendi soyadını kullanabilmek için kadınların açtıkları davalar olduğunu söyledi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde bu konuda verilmiş kararlar olduğunu hatırlatan Derya, hazırlanan Öneri ile kadınların bekarlık soyadlarını kullanabilmelerinin kolaylaşacağını belirtti.

Çocukların yurt dışına çıkışında YAZILI ONAY

Doğuş Derya, hem evlilik süresince, hem de boşanma sonrasında çocukların yurt dışına çıkışlarını düzenleyen kurallarla,  velayeti alan tarafın mağduriyetini minimize edecek biçimde düzenlenmenin de yapıldığını belirtti.

Öneri, evlilik birliğinin devamı süresince veya boşanma durumunda boşanan taraflardan velayeti alan tarafın, çocukları yurt dışına çıkarırken karşı tarafın yazılı onayını almak zorunda olmasını öngörüyor.

Önerideki ilgili düzenlemeye göre, çocukların yurt dışına çıkabilmesi için karşı tarafın yazılı onay vermemesi durumunda diğer taraf veya boşanma durumunda velayeti olan taraf gerekli izin için mahkemeye başvurabilecek.

KORUMA EMRİ düzenlendi, geliştirildi…

Derya, “Koruma Emri” ile ilgili kuralların da şiddet vakalarını minimize edecek biçimde ve uluslararası uygulamalar göz önünde bulundurularak yeniden düzenlenip geliştirildiğini ifade etti.

Öneri,  evli ve boşanmış oluğuna bakılmaksızın taraflardan birinin diğerine fiziki şiddet,  evlilik içi tecavüz dâhil cinsel şiddet, maddi veya manevi şiddet ve baskı, sosyal medya, internet yollu rahatsızları da kapsayacak KORUMA EMRİ kararının alınabilmesini öngörüyor.

Düzenleme, koruma emri gereklerini yerine getirmeyen kişilerin suç işlediğini ve bu suçlara ilişkin cezalarını da içeriyor.

‘Hamilelik testi’ şartıyla kadınların 302 gün evlenemez hükmünün kaldırılması…

Öneri, esas yasada yapılacak değişiklikle, ‘kadın 302 gün evlenemez’ hükmü yerine, evlenecek olan çiftlerin Thalasemia testi yanı sıra, Cinsel Yolla Bulaşan Hastalık (CYBH) ve hamilelik testi de yapılmasını öngörüyor.

Boşanma veya ölüm veya daha önce yapılan evliliğin hükümsüz kabul edilmesinin üzerinden 302 gün geçmeden evlenen kadının hamile olmadığından emin olmak için yapılacak “Hamilelik testi” şartı, kadının hamile olması durumunda doğacak olan çocuğun nesebinin sahih addolunmasını sağlamak ve ileriki süreçlerde hem anne ve çocuğun hem de kadının evleneceği erkeğin mağdur olmasını engellemek amacıyla öngörüldü

Bu haber toplam 12688 defa okunmuştur