1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. "Şüpheli" ölüme protesto... Başhekim neler söyledi?
Şüpheli ölüme protesto... Başhekim neler söyledi?

"Şüpheli" ölüme protesto... Başhekim neler söyledi?

Fikri Orakcıoğlu’nun ailesi ve sevenlerinden oluşan grup, hastane önüne siyah çelenk bıraktı.

A+A-

Bir grup vatandaş Lefkoşa Başkent Hastanesi önünde protesto eylemi düzenledi.

Bir süre önce hayatını kaybeden Fikri Orakcıoğlu’nun ailesi ve sevenlerinden oluşan grup,  hastane önüne siyah çelenk bıraktı.

Orakcıoğlu’nun ölümü ile ilgili doktor ihmali olduğunu savunan eylemciler, “Başka Fikrolar ölmesin”,  “İnsan hayatı bu kadar ucuz mu” pankartları taşıdı.

Aile, Sağlık Bakanlığı’na çağrı yaparak, geçtiğimiz günlere geçirdiği operasyon sonrasında yaşamını yitiren Orakçıoğlu’nun ölüm sebebinin  soruşturulmasını talep etti.

 

---------------------------------------------------

BAŞHEKİM AÇIKLAMA YAPTI

 

Başkent Hastanesi Başhekimi Dr. Ahmet Tandoğdu, Fikri Orakcıoğlu’nun ölümü ile ilgili basın açıklaması yaptı.

Tandoğdu şunları kaydetti:

"Bir hastanın ameliyat veya tedaviye alınırken ölmesi üzücü. Biz de üzüldük.

Ailenin hastanenin önünde toplantı yapması ve  siyah çelenk bırakması  bizleri uzdu.

1995’ten beri Başkent Hastanesi olarak sağlık hizmeti veriyoruz,  ilk defa böyle bir olayla karşılaşıyoruz.

Sağlık hizmetlerinin verildiği  her yerde kritik hastalar olacak, hayatını kaybedecek.

Hasta buraya gelip,ameliyatı yapan doktorla anlaşır, biz sadece hastane hizmeti veriyoruz.

Bu hastada olayların bu şekilde olması hastanın geçirdiği ameliyattan önce tansiyon,  şeker ve bypass olmasından kaynaklandı.

Hastalar ameliyata alınmadan önce tetkikler yapılır, izin forumları alınır.

Ancak onay alındıktan sonra ameliyata alınır. Bu hasta ile de bu sistem uygulandı.

Hasta, ameliyattan sonra, uyanmakta güçlük çekti, solunum yetersizliğinden dolayı doktoru tarafından önce maskeyle oksijen takviyesi yapıldı ama bunun yeterli olmadığı görüldü.

Hasta uyutuldu, ameliyatı 30 dakika surdu. Hasta uyandırılmasına rağmen kendine yetecek oksijen alamıyordu.

Maskeyle oksijen verildi, tekrar uyutup hastaya yüksek basınçla yine oksijen verildi, tekrar uyandırıldı ancak yine yeterli oksijeni alamayacağı anlaşıldı.

Devlet hastanesinin acil ambulansı çağrıldı, anestezi doktor kontrolünde, ambulansa alındı, oksijene devam edilerek yoğun bakım ünitesine sevk edildi.

Ortaya atılan iddialar doğru değildir. 

Hastaya yapılan müdahalede hastanemizin ihmali yoktur. Tüm tıbbı tedaviler uygulandı."

 

----------------------------------------------------

TABİPLER BİRLİĞİ: "ÖZEL HASTANELERDE DENETİM YOKTUR"

 

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı  Dr. Filiz Besim,  Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Yönetimi adına Fikri Orakçıoğlu’nun ölümü ile ilgili basın açıklaması yaptı.

Orakçıoğlu’nun ölümü ile ilgili taraflarına gelen herhangi bir şikayeti değerlendireceğini açıklayan birlik, sonuca göre gereğinin yapılacağını da ekledi.

Açıklamanın tam metni şöyle:

Geçtiğimiz hafta Özel Başkent Hastanesinde Sakral Bölgede Enfekte Kist teşhisi ile ameliyat edilen 59 yaşındaki Fikri Orakçıoğlu maalesef ameliyat sonrasında kaybedilmiştir. Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği olarak ölen hastanın ailesine başsağlığı ve sabırlar diliyoruz.

Fikri Orakçıoğlu adlı hastanın ölümünü takiben Kıbrıs Ada Haber ve Evrensel Gazete ve facebook’ta ‘doktor ihmali’ adı altında çıkan haberleri baz alarak hastanın doktorlarından bilgi aldık.

Öncelikle belirtmek zorundayız ki hiçbir doktor hastasının ölmesini istemez. Biz hekimler insan sağlığı için varız.

Ancak eğer tedavi sonrası hasta kaybedilmişse ve bu konu ile ilgili herhangi bir şüphe varsa bunun yolu da asla hekimleri basın ve facebook yoluyla linç etmek ya da hastane önünde protesto yapmak olmamalıdır.

Protestonun yapılması gereken yer sistemi kuramayan sağlık bakanlığı ve hükümetlerdir.

Eğer yapılan müdahalelerde herhangi bir ihmal veya hatalı uygulama varsa Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği gelen şikayetler doğrultusunda organlarında konuyu bilimsel yönden ekipler kurarak araştırır ve Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği yasasına göre gereğini yapar.

Yine bu konularda da yargı yolu her zaman açıktır ve yargı da konuyu araştırırken Kıbrıs Türk Tabipleri Birliğinden görüş alır.

Hal böyle iken hastanın ölüm nedeni detaylı araştırılmadan hekimlere onur kırıcı hakaretler etmek, basın ve facebook yoluyla linç girişimleri başlatmak toplumu birbirine düşürmekten başka işe yaramaz.

Unutmayalım ki adalet hepimize gereklidir.

Yine ülkemizdeki sağlık sisteminin artık sürdürülemez olduğunu da sürekli vurgulayan kesim Hekim Örgütleri ve Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’dir. Bu sistemde hepimiz de biliyoruz ki ne hekim, ne de hasta mutlu değildir.

Ve yine biliyoruz ki bu sistemin gerçek kurbanları da biz hekimler ve hastalarımızdır.

Öyle ise biz Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği olarak halka bu vesile ile bir kez daha çağrı yapmak istiyoruz. Gelin hekimler ve halk olarak gücümüzü birleştirelim ve sağlıkta çağdaş bir sistem için gerekli yasaların çıkması için hükümete baskı yapalım.

Hep söylüyoruz sistemin reçetesi çoktan yazılmıştır, gerekli olan şey siyasi ve toplumsal iradedir.

Önceliğimiz de sağlığımız olmak zorundadır. Gelin işini yapmayan, hekimleri ve hastaları sürekli oyalayan, bizimle dalga geçen siyasilere gerçek görevlerini en sert şekilde hatırlatalım.

Sağlık sistemi çökmüştür. Maalesef hepimiz de bu enkazın altında ezilmekteyiz. Devlet sağlık kurumlarımız denetimsiz ve disiplinsizdir.

Hekimler karın tokluğuna her gün biraz daha çok ezilmekte ve sonuçta da sistemi terk etmeye zorlanmaktadır. Özel hastanelerimiz ve kliniklerimizde de de maalesef hiç bir denetim ve disiplin yoktur.

Biz Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği olarak bu düşünce ve duygularla bir kez daha vefat eden hastanın ailesine başsağlığı dilerken konu ile ilgili olarak bize gelecek olan herhangi bir şikayeti de detaylı araştıracağımızın ve araştırma sonucuna göre gereğini yapacağımızın altını bir kez daha çiziyoruz.

 

----------------------------------------------------------------

TIP-İŞ: "HEKİMLER GÜNAH KEÇİSİ YAPILIYOR"

Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası (Tıp-İş) Başkanı Dr. Sıla Usar, cerrahi bir operasyonda hayatını kaybeden Fikri Orakcıoğlu ile ilgili basın açıklaması yaptı. Usar açıklamasında, bazı medya kuruluşuları tarafından, hekimlere karşı linç kampanyası başlatıldığına dikkat çekti.

 

Açıklamanın tam metni şöyle:

“Tıp fakültesinden aldığım bu diplomanın bana kazandırdığı hak ve yetkileri kötüye kullanmayacağıma, hayatımı insanlık hizmetlerine adayacağıma, insan hayatına mutlak surette saygı göstereceğime ve bilgilerimi insanlık aleyhinde kullanmayacağıma, mesleğim dolayısıyla öğrendiğim sırları saklayacağıma, hocalarıma ve meslektaşlarıma saygı göstereceğime din, milliyet, cinsiyet, ırk ve parti farklarının görevimle vicdanım arasına girmesine izin vermeyeceğime, mesleğimi dürüstlük ve onurla yapacağıma, namusum ve şerefim üzerine yemin ederim.”

Yukarda okuduğunuz metin her hekimin meslek yaşamına başlarken ettiği Hipokrat Yeminidir.

Biz hekimler her hastaya kendi anne-babamız, kardeşimiz, çocuğumuz gibi bakarız. Her hastanın iyileşmesini hastanın kendi kadar çok isteriz. İşimizi yaparken tek düşmanımız hastalarımıza zarar veren hastalıklardır.

Hastalarımızı iyileştirmek, acılarını dindirmek, onların hayatta kalmasını sağlamak için mücadele ederiz.

Ülkemizde Kıbrıs sorunu kadar uzun bir süredir devam eden sağlıktaki sistem sorunu hem hekimlere ve diğer sağlık çalışanlarına hem de hastalara zarar vermektedir.

Devlet eliyle itibarsızlaştırılan hekimler sıklıkla sağlıktaki sorunların sorumlusu gibi gösterilmekte, günah keçisi yapılmaktadır. 

Bunun sonucu olarak da medya hekimleri hedef gösteren bir dil kullanmakta, yanlı yayınlar yapmakta, sağlık çalışanlarına karşı halkı kışkırtmaktadır.

Medyadaki dezenformasyon sonucu hata ile komplikasyon karıştırılmaktadır.

Komplikasyon, hastanın ya da doktorun elinde olmadan gelişen, istenmeyen gelişmedir.

İstenmeyen gelişmenin sebebi bir hata ise eğer, bunun kararını  adli soruşturma sırasında ortaya çıkan tıp sorularına yanıt arayan adli tıp ve hukuk verir.

Komplikasyon ve hata ayrımını yapmak ne medyanın ne de halkın görevi değildir.

Halk bilimsel olarak bilmediği konuya duygusal olarak yaklaşarak yanlış değerlendirmeler yapabilmektedir.

Adalet duygusunun sağlanması için hatalı olanların cezalandırılması, suçsuz olanların ise aklanması gerekmektedir.

Devlet denetimlerini ve soruşturmalarını eksiksiz olarak yerine getirmelidir.

Yakın zamanda  cerrahi bir operasyon sonucunda bir yurttaşımızın hayatını kaybetmesi hepimizi derinden üzmüştür. Yaslı ailesine sabır dileriz.

Hasta ailesinin duygusal tepkilerini anlamakla beraber hekimlere karşı medyada başlatılan linç kampanyasını  anlamamız ve hoş görmemiz mümkün değildir.

Bu tür davranışlar hasta-hekim barışını bozmakta,  hekimlerin mesleklerini yapmalarına engel olmaktadır.

Dahası medyada kullanılan bu tür nefret söylemleri toplumda şiddetin önünü açmaktadır.

Tavsiyemiz her medya kuruluşunun tıbbi danışmanlar bulundurması, haber yapmadan önce bu danışmanlara konuyu danışmasıdır.

Uyarıyoruz: Hekimlere karşı nefret söylemlerinin medyada yer alması hekimlerin ülkemizde hizmet verme isteğini ortadan kaldırmaktadır.

Bunun sonucunda bu ülkede hastaları tedavi edecek iyi hekimler bulmakta zorluk çekileceği aşikardır.

Unutulmamalıdır ki hiç bir medya mensubu veya hekim olmayan her hangi bir yurttaş  cerrahi tedavi gerektiren bir hastayı ameliyat edemez, onu sağlığına kavuşturamaz.  Halkımızı ve medyayı bu sorumlulukla davranmaya çağırır, hekim düşmanlığı yapan medya kuruluşlarına karşı tavır alacağımızı saygıyla duyururuz.

Bu haber toplam 8275 defa okunmuştur