1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. ŞİDDETE KARŞI DAYANIŞMA
ŞİDDETE KARŞI DAYANIŞMA

ŞİDDETE KARŞI DAYANIŞMA

Sürekli birlikte çalışan örgütlerin ‘kurumsal bir ismi’ olmadığını belirten Balman, ülkede daha kurumsal anlamda birlikte bir şeyler yapabilme adına bir ihtiyaç doğduğunu ve platformunun oluşturulduğunu ifade etti…

A+A-

Şiddete, ayrımcılığa karşı, eşitlik için;
‘Kurumsal Mücadele!

Sürekli birlikte çalışan örgütlerin ‘kurumsal bir ismi’ olmadığını belirten Balman, ülkede daha kurumsal anlamda birlikte bir şeyler yapabilme adına bir ihtiyaç doğduğunu ve platformunun oluşturulduğunu ifade etti…

Aslı Murat: Platform, tüm kesimlerin, LGBT bireylerin, engelliler, kadınlar, yani toplumun bir şekilde ötelediği, erkek egemen yapının ikincil kıldığı grupların eşitlik ve adaletten yararlanması için mücadele edecek”

Platform’da sendikaların da olduğuna işaret eden Semen Saygun, hedeflerden birinin de kadınlar artık karar alma mekanizmalarında görmek olduğuna değindi ve platformun bu farkındalığı yaratacağına olan inancını belirtti.

Meltem SONAY
Cinsiyeti, cinsel yönelimi, cinsiyet kimliği, yaşı, fiziksel durumu, sınıfı, dolayısı ile bir kişiye, ya da gruba karşı yapılan her türlü ayrımcılığa karşı mücadele etme ilkesi ile bir araya gelen 18 örgüt,  birlikteliğini somutlaştırdı, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu’nu oluşturdu.
Platform üyelerinden Mine Balman, Aslı Murat ve Semen Saygun’la Platform’un oluşumu, hedefler ve mücadele alanlarını konuştuk.

Balman: “Birlikte bir şeyler yapmak için kurumsallaşma ihtiyacı doğdu…”

Platformu oluşturan örgütlerinin pek çoğunun zaten 8 Mart’larda, 25 Kasım’larda eylemlilik için bir arada olduğuna işaret eden Mine Balman, daha sonra Ceza Yasası geçirilirken yine bir arada olan örgütlerin, Aile Yasası sürecinde de birlikte olduğunu ifade etti.
 

Murat: “TOCED, Sığınma Evi… Barış Mücadelesi…”

Platform’un ilkelerini kamuoyu ile paylaştığını anımsatan Aslı Murat, ilke etapta 25 Kasım’da düzenlenecek yürüyüş gündemiyle hareket ettiklerini kaydetti.
Yaklaşık bir yıl önce oluşturulan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi’nin (TOCED) işlevsel hale getirilmesi ve buna bağlı olarak söz verilen ama bir türlü yerine getirilmeyen Sığınma Evi’nin açılmasında somut adımlar atılmasını beklediklerini ifade eden Murat, ilkeler içerisinde de ‘şiddetle mücadele ve eşitliğin sağlanması’nın en temel kaygılar arasında olduğunun altını çizdi.
Bunlara bağlı olarak ülkede devam eden ‘Barış Mücadelesi’ ile de paralel bir mücadeleleri olacağına vurgu yapan Aslı Murat, bunun Platform’un ilkeleri arasında da yer aldığına işaret etti. Aslı Murat, “Özellikle görüşme masasında kadınların sözünün olması ve barış sürecinin toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bir şekilde yürütülmesi noktasında da bir takım önerilerimiz ve taleplerimiz olacak” şeklinde konuştu.

“Sanki kadınların öldürülmesini bekliyorlar…”

Aslı Murat, somut ve işlevsel çalışmalar gerekliliğine vurgu yaptı.
Murat’ın ifadeleri devamla şöyle:
“Bize hep söylenen Kıbrıs’ın Kuzeyinde şiddet olmadığıydı… O nedenle de hep hasıraltı edilen bir meseledir. Bunun için sanki kadınların öldürülmesini bekliyorlar… Halbuki çok çeşitli şiddet türü var. Sadece fiziksel şiddet olduğunda kadına yönelik şiddet var demek imkansızdır. Bu tip veriler olduğu takdirde, böyle bir sorun olduğu da ortaya çıkar. İnsanlar görmek istemiyorsa, veriler olunca görmek zorunda kalırlar. Devlet de adım atmak zorunda kalacak. Aksi halde yok sayılan bir alan zaten şu anda… Kadına yönelik şiddet sembolik yapılabilecek bir şey değildir”.

Saygun: “Kadınlar kadın alma mekanizmalarında…”

Platform’da sendikaların da olduğuna işaret eden Semen Saygun, hedeflerden birinin de kadınlar artık karar alma mekanizmalarında görmek olduğuna değindi ve platformun bu farkındalığı yaratacağına olan inancını belirtti.
Saygun, platforma katılan, görev alan kadınların yanı sıra, oluşturulması hedeflenen farkındalıkla birlikte kadınların, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve sendikaların karar alma mekanizmalarında yer alacağı görüşünü belirtti.

Murat: “Derdimiz sadece Kıbrıslı Türk Kadınların uğradıkları şiddet değil”

Şiddete uğrayan, yardıma ihtiyacı olan kadınların ulaşması için oluşturulan hatta kaç kadın ulaştığına yönelik dair bir bilgi verilmediğini, ilgililer tarafından herhangi bir açıklama yapılmadığını ifade eden platform üyeleri, bunun devletin aslında bunu önemsemediğin ortaya koyduğuna da dikkat çekti.
Bir ara gece kulüplerinde çalışan kadınlara yönelik de bir hat kurulmasının gündeme geldiğini anımsatan Murat, “Bizim mücadele alanlarımız içersinde değerlendirdiğimizde, bu da bizim için çok önemli bir şey” dedi.
Kıbrıs Kuzeyinde, gece kulüplerinde yaşanan insan hakkı ihlalleri ile de devletin mücadele etmesi gerekliliğine işaret eden Murat, devletin orayı da yok saydığını, insan hakları ihlali yaşanan bir yer olarak görmediğini ifade etti.
Orada çalışan kadınların yabancı olması nedeniyle Kıbrıs Türk Toplumu’nun da oralarda yaşananları çok fazla önemsemediğini düşüncesini belirten Aslı Murat, orada kadınların her gün istem dışı cinsel ilişkiye zorlandığına, kölelik koşullarında çalışmaya zorlandıklarına vurgu yaptı. Aslı Murat, “Derdimiz sadece Kıbrıslı Türk Kadınların uğradıkları şiddet değil” şeklinde konuştu.

Siyasi Partilerin Kadın Örgütleri de var…

Sendikaların yanı sıra siyasi partilerin kadın örgütlerinin de Platform üyesi olmasının ‘stratejik’ olarak önemine işaret eden Aslı Murat, sivil toplum örgütlerinin toplum için bir itici güç olurken, icra aşamasında ise siyasi partilerin vazgeçilmez bir unsur olduğuna değindi.
Murat, bu sebeple icrada olan bir yapı ile birlikte mücadele etmek ve belki partilerinde bir baskı uygulamalarının, somut adımlar atılmasını sağlamaları açısından önemli olduğunu kaydetti.

Murat: “Erkek egemen yapının ikincil kıldığı grupların eşitlik ve adaletten yararlanması için mücadele…”

Kadın Örgütleri’nin seslerinin, LGBT Örgütlere göre daha güçlü çıktığına da işaret eden Semen Saygun, toplumda LGBT bireylerin ses vermesinin zorluğuna değinirken, platformda ‘hep birlikte ses verilmesi’nin önemine vurgu yaptı.
Platform’da LGBT Örgütleri’nin de olduğuna ve ilkeler arasında transfobi, homofobi ile ilgili mücadelenin de bulunduğuna işaret eden Aslı Murat, Ceza Yasası’nın değişmesinin somut olarak bir kazanım sağlasa, erkekler arasında eşcinsel ilişki suç sayılmaktan çıksa da, gerçek anlamda eşitlik ve adaleti beraberinde getirmediğine değindi. Bunun için toplumsal çalışmaların da yapılması gerekliliğine vurgu yapan Murat, bu noktada Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu’nda, tüm kesimlerin, LGBT bireyler, engelliler, kadınlar, yani toplumun bir şekilde ötelediği, erkek egemen yapının ikincil kıldığı grupların eşitlik ve adaletten yararlanması için mücadele edileceğine işaret etti.
Murat platformun, yok sayılan gruplardan biri olan LGBT bireylerin eşitlik mücadelesini, onlarla birlikte yürüteceğine vurgu yaptı.

RÖPORTAJIN TÜMÜ YENİDÜZEN gazetesinde

Bu haber toplam 2601 defa okunmuştur