1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. ‘Kadının Soyadı Yok’
‘Kadının Soyadı Yok’

‘Kadının Soyadı Yok’

Evlendikten sonra, devlet eliyle soyadlarını değiştirmek zorunda bırakılan kadınlar ‘deneyimlerini’ anlatıyor…

A+A-

Evlendikten sonra, devlet eliyle soyadlarını değiştirmek zorunda bırakılan kadınların ‘deneyimlerini’ anlattığı ‘Kadının Soyadı Yok’ filmi, 3 Haziran Çarşamba akşamı, Lefkoşa AKM’de gösterilecek…


Meltem SONAY

Evlendikten sonra, devlet eliyle soyadlarını değiştirmek zorunda bırakılan kadınların ‘deneyimlerini’ anlattığı ‘Kadının Soyadı Yok’ filmi, 3 Haziran Çarşamba akşamı, saat 20:00’de Lefkoşa AKM’de gösterilecek.
Filmin hem yönetmeni, hem de deneyimleriyle filmde yer alan ismi Mine Balman, filmi, filmin doğuş sürecini ve verilmek istenen mesajı aktardı.

Kadınların maruz kaldığı ayrımcılıklardan bir tanesi…

Balman, 2007 yılında evlendiğini ve o zamandan beri, kadınların evlendikten sonra devlet eliyle, yasa yoluyla soyadlarını değiştirmek zorunda bırakılmalarına hassasiyeti olduğuna değindi.

Çevresinde de bu konuda hassas insanlar olduğunu ve sürekli de konuştuklarını ifade eden Balman, “Bu ülkede kadınların ayrımcılığa maruz kalması ve bu konunun da bunlardan bir tanesi olması benim için önemliydi’ şeklinde konuştu.

Mine Balman, “İnsanların artık yaşam şekli değişiyor, dünya gelişip değişiyor ve talep de değişiyor, soyadı ile ilgili talep aslında çok uzun yıllardır olan bir talep ama KKTC Devleti maalesef kendini değiştirip geliştiremediği için, pek çok alandaki pek çok talebi karşılayamadığı gibi, bu alandaki talebi de karşılayamadı” şeklinde konuştu.

“Kadınlar hep kendi aralarında konuşurlar, şikayet ederler… Belgelemek istedik”

Geçtiğimiz yıl Ekim ayı içerisinde Doğuş Derya’nın Aile Yasası ile ilgili çalışması olduğunu duyduğunu ve bu yasa ile ilgili o dönemdeki çalışmaya da katıldığını aktaran Balman, yasa çalışmasındaki birçok madde ve düzenlemenin yanı sıra, kendi ilgili alanına giren soyadı ile ilgili bir düzenleme olduğuna da işaret etti.

Mine Balman, amatör filme ilgisi olduğunu ve pek çok kadının da deneyimi olduğu soyadı süreciyle ilgili bir film yapma fikri doğduğunu aktardı.

Deneyimleri toparlama, belgeleme fikrinin, hem Aile Yasası’nın kampanya sürecinde de kullanılması, hem de belgeleme hedefiyle büyüdüğünü ifade eden Balman, “Kadınlar hep kendi aralarında konuşurlar, şikayet ederler, anlatırlar ama hiç derli toplu bir şekilde bunları belgeleme fırsatı bulamamıştı kimse” şeklinde konuştu.

“Film tamamen deneyimler üzerine kuruldu…”

Filmin tamamen deneyimler üzerine kurulduğunu ifade eden Mine Balman, deneyimler arasında, kimlik kartının halen ortaokul yıllarında çekilmiş fotoğrafları ile olan kadınlar bulunduğuna işaret eden Balman şöyle devam etti:
“Bu kadınlar evlendikten sonra kimlik kartlarını değiştirmiyorlar çünkü değiştirmeye giderse soyadını da değiştirmek zorunda kalacak. Gerek güneye geçerken sınır kapılarında, gerekse de yurt dışına çıkarken sınır kapılarında bu nedenle zorluk çeken kadınlar var.

Bunun dışında, evlenmiş kimlik kartını değişme ihtiyacı hissetmemiş ve kendi soyadını kullanmaya devem etmiş kadınların, çocuk sahibi olduğu zaman, gayet keyfi bir şekilde nüfus kayıt dairesi ve kaymakamlığın, ‘çocuğu kaydetmeme’ uygulaması ile karşı karşıya kalması var.

Bazı örnekler var ki, kadınlara ‘git önce kendi kimliği al öyle gel’ deniyor, bazılarına sadece söz alarak işlem yapılıyor…”

“Çocuk sahibi olduktan sonra kadınlara kendi soyadları kullandırtılmıyor”

“Çocuk sahibi olduktan sonra kadına tamamen artık kendi soyadı kullandırtılmıyor… Çocuğun doğun belgesinde de mutlaka kadının ismi, eşinin soyadı ile yazılıyor… Ben de bu kadınlardan biriyim.

Filmde eşiyle Viyana’da evlenmiş, eşiyle soyadına ilişkin bir deklarasyon imzalamış arkadaşımızın deneyimleri de var… Orada evlenmiş ve eşiyle de deklarasyon imzalamasına karşın, burada çocuğunun doğum belgesinde adı eşinin soyadı ile yazılmış… Bu arkadaşımızın Kasım 2014’te Anayasa Mahkemesi’nde açtığı bir dava var, ancak halen mahkeme görüşülmedi”.

“Çok ayrımcı muamelelerle karşılaştık…”

Bu konudaki kendi deneyimini de aktaran Mine Balman, 2007 yılında evlendiği dönemdeki daire müdürünün bir uygulaması olduğunu, o uygulamaya göre de eşinin kadın için, ‘Ben eşimin üzerindeki soyadı haklarımdan feragat ediyorum’ şeklinde bir imza ve yemin durumunda, kadının kendi soyadını kullanabileceğini aktardı.

“Biz eşimle bunu yapmıştık, tabi benim pratik olarak işimi çözse de gerçekten çok aşağılayıcı bir uygulamaydı. 18 yaşını geçmişim, kiminle beraber olacağıma, kiminle evleneceğime karar vermişim, kendi ayaklarım üzerinde duruyorum ama kendi soyadımı kullanabilmem için eşimin gidip de yemin vermesi gerekiyor…

Dairede de çok ayrımcı muamele ile karşılaştık. Memurların hiç üzerine vazife olmadığı halde kendi soyadımı kullanmamam konusunda yaptıkları uyarılar vardı, eşimle dalga geçme gibi tavırlar oldu. Bu konuda hassasiyeti olan erkeklere de uygulanan bir tavır var nüfus kayıt dairesindeki memurlarda”.

3 Haziran Çarşamba, saat 20:00’de!..

Deneyimler arasında, 3 farklı kadının, 3 farklı boyutuna değindiği boşanma sürecinde kadının soyadını geri kazanmasına ilişkin anlatımlar olduğunu da ifade eden Balman, kendisiyle birlikte, Sezi Sıdal, Selma Eylem, Nuray Özgeçen, Ruzen Atakan, Mine Atlı, Emine Çolak, Hatice Cabacaba, Ziliha Uluboy,Doğuş Derya ve Çiçek Göçkün Bayramoğlu’nun deneyimlerini anlattığı filmde, eşi Besim Baysal’ın da bulunduğunu belirtti.
Biletsiz olan film gösterimi, 3 Haziran Çarşamba akşamı, saat 20:00’de Lefkoşa AKM’de, herkesin katılımına açık.

----------------------------------------

Kadınlar anlatıyor…
Filme birçok kadının ‘soyadı’ nedeniyle yaşadığı sıkıntıları anlattığı, kendi öykülerini barındırıyor…

Ziliha Uluboy:
- “Yasa geçene kadar kimliğimi değişmemekte direneceğim”

“Kimliğim çok eski, çok kötü durumda, sınır kapılarından geçerken çok büyük sıkıntılar yaşarım ama ta ki bu yasa değişsin, kimliğimi değişmemekte ben de direneceğim.”

Selma Eylem:
-“Kızım her zaman ‘var olmayan birinin adı yazar benim kimliğimin anne adı bölümünde’ diye dalga geçer”

“2003 yılında kızımı doğurdum, doğum belgesi çıkarmak için eşimin soyadını almış olmam gerekirdi. Dolayısıyla kızımın doğum belgesinde, eşimin soyadı ile ismim yer alıyor. Doğum belgesi öyle olduğu için de kimlik kartı çıkartmaya gittiğimizde de tabi ki anne adı yerinde eşimin soyadı ile benim adım yazmaktadır. Kızım her zaman ‘var olmayan birinin adı yazar benim kimliğimin anne adı bölümünde’ diye dalga geçer… Ben de üzülüyorum.”

Ruzen Atakan:
-“Dediler ki bu çocuğu biz kaydedemeyiz… Sorun soyadınız”

“Dediler ki bu çocuğu biz kaydedemeyiz veya ‘babası yok’ şeklinde kaydedebiliriz… Çok komik geldi bana, gerçekten komik geldi. Sorun olacağını hiç düşünmedim, ‘Nasıl olur ben evliyim, eşim var ve bir çocuğumuz var ve bu çocuğu kaydetmek için buraya geldik biz, sorun ne’ diye sordum, ‘sizin soyadınız’ dediler…”

Mine Balman:
-“KKTC’ye geldiğimizde ise çocuğun iki soyadını kaydetmediler”

“Çocuğumuz Kıbrıs’ın güneyinde dünyaya geldi ve orada yasalara göre biz çocuğun soyadı hanesine her iki soyadını birden yazdırabildik. Yani hem annesinin, hem de babasının soyaydı, soyadı hanesine yazıldı. KKTC’ye geldiğimizde ise çocuğun iki soyadını kaydetmediler. Adam bana ‘sizde aslında Mine Balman yazdınız ama Balman değilsiniz. Biraz gerildim tabi, dedim ki, ‘sizin dairenizin 2007 yılında bir uygulaması vardı benim eşim gelip gerekli formaliteleri yaptı ve ben kendi soyadımı o şekilde, yasal olarak kullanabiliyorum. O da bana, o uygulamanın artık kalktığını, zaten yakın gelecekte KKTC’nin çipli kimlik kartlarına geçeceğini, dolayısıyla benim de artık kendi soyadımı değil, eşimin soyadını kullanmak zorunda olduğumu söyledi.”

Sezi Sıdal:
-“Eşimle deklarasyon imzaladık… Anayasa Mahkemesi’ne başvurduk”

“Eşimle bir anlaşma yaparak her ikimizde kendi soyadlarımızı evlendikten sonra kullanacağız şeklinde bir deklarasyon imzaladık. Ne o bana sadece izin verdi, ne ben ona sadece izin verdim, her ikimiz de izin verdik. Bu Viyana’daki Avusturya yasalarına göre yapılan bir deklarasyondu. Oğlumuz doğduktan sonra Ağustos ayı içerisinde Lefkoşa Kaymakamlığı’na doğum kayıt işlemlerini tamamlamak üzere gittiğimde, orada bana ilk aşamada verilen doğum belgesi üzerinde benim soyadım yerine, eşimin soyadı vardı.
En son Anayasa’nın 148. Maddesi altında bunu mahkemeye havale ettik, Anayasa Mahkemesi’nin bunu 148. Madde’ye uygunluğu açısından denetlemesini talep ettik. ”

Bu haber toplam 5285 defa okunmuştur