1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Erhürman, KOP'a katılım tartışmalarını değerlendirdi
Erhürman, KOPa katılım tartışmalarını değerlendirdi

Erhürman, KOP'a katılım tartışmalarını değerlendirdi

“Siz gidiyorsunuz, ortak açıklama (11 Şubat 2014- ortak metin) yapıyorsunuz bütün dünyaya, mevcut durum kabul edilemez diyorsunuz. Nedir mevcut durum, mevcut durum ortada KKTC… Mevcut durum Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nun mevcut durumu…”

A+A-

CTP-BG Lefkoşa Milletvekili, Hukukçu Tufan Erhürman: “Ortak olduğumuz bir şeyin nasıl altına giriyoruz, bunu açıklasınlar”

YENİDÜZEN (ÖZEL)

CTP-BG Lefkoşa Milletvekili, Hukukçu Tufan Erhürman, dün Ada TV’de katıldığı Günaydın Ada Programı’nda KTFF’nin KOP’la ilgili girişimi ve süreci değerlendirdi.
Erhürman, tartışmaların ‘üç kelime’ üzerinden yapıldığını ifade ederken, “Çıksınlar lütfen buradaki hata hangi kelimelerden, hangi cümlelerden kaynaklanıyor, hangi ilişki biçiminden kaynaklanıyor, bunu söylesinler” şeklinde konuştu.
Erhürman, KOP tartışmaları sırasında, net bir şekilde ‘Protokolde şu ibare vardır, o ibare olduğu için siyasi eşitliğimizden ödün verilmiştir’ demediğine de vurgu yaparken, “Ortak olduğumuz bir şeyin neyinin altına giriyoruz, bunu açıklasınlar” şeklinde konuştu.

“Ortak açıklamada ‘Mevcut durum kabul edilemez’ diyorsunuz”

11 Şubat 2014 tarihli ‘ortak metni’ anımsatan ve orada ‘Mevcut durum kabul edilemez. Sürdürülmesinin Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler için olumsuz sonuçları olacaktır’ dendiğine işaret eden Tufan Erhürman, şöyle devam etti:
“Siz gidiyorsunuz, ortak açıklama yapıyorsunuz bütün dünyaya, mevcut durum kabul edilemez diyorsunuz. Nedir mevcut durum, mevcut durum ortada KKTC… Mevcut durum Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nun mevcut durumu…
Bu insanlar, KTFF ‘Biz artık mevcut durumu kabul edemeyiz’ diyorlar. Çünkü bu mevcut durum bizi uluslar arası alanda görünmez kılıyor. Bizim nesillerimizin daha fazla kaybedilmeye tahammülü yoktur.
Ben çok uzun bir aradan sonra geçen gün bir futbol maçına gittim, çocukluğumda futbol da oynadığım için her hafta 2-3 maça giderdim. Gerçekten o kadar üzüldüm ki anlatamam size. 30 sene evvelinin futbolu ile bugünün futbolunu karşılaştırdığımızda, o zamanların lehine dağlar kadar fark var. Niye bu böyle oldu, çünkü o zamanlar futbol oynayan insanlar Türk Milli Takımı ile maç yapıyordu. Fatih Terim ile Kıbrıslı Türk Milli Takımı’nın kaptanının beraber çekilmiş fotoğrafları vardı. Hiç olmazsa böyle bir motivasyon vardı. Şu anda hiçbir motivasyon yok ki. Bizim liglerimizde oynayan çocuklarımız, Türkiye’deki amatör kümeye transfer oldular diye mutlu oluyorlar.
Mete Adanır hayatını kaybetmeseydi Galatasaray’a gidecekti. Biz nereden nereye geliyoruz. Bu nesilleri kaybederek aslında hangi noktalara geliyoruz bunu futbolla ilgilenen insanlar içleri cız ederek görüyor ama dışarıdan ahkam kesmek kolay.”

“‘Altına girme üstüne çıkma’, e altına girme, üstüne çıkma da niye o zaman 11 Şubat’ta ortak açıklamada mevcut durum kabul edilemez diyorsun”

“‘Altına girme üstüne çıkma’, e altına girme, üstüne çıkma da niye o zaman 11 Şubat’ta ortak açıklamada mevcut durum kabul edilemez diyorsun, sonra dönüyorsun tek egemenlik vardır diyorsun. Arkasından dönüyorsun Kıbrıslı Türklerden ve Kıbrıslı Rumlarda neşet ediyorum diyorsun. Sonra Annan Planı’na karşı çıkıyorsun. Annan Planı’na karşı çıktığı zaman özellikle bu kesim tarafından en çok söylenen laf şuydu, “Annan Planı’na bir cümle eklesinler, desinler ki eğer bu iş yürümezse biz ayrılacağız Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti’nden ve bu defa bizi tanıyacaksınız. Bu cümleyi eklerseniz tamamdır”.
Bakın ben size bir cümle ekleyeyim, Ortak Metin ne diyor, 4. Madde “Bir bütün olarak ya da kısmen başka bir ülkeyle birleşme veya her türkü taksim ve ayrılma veya düzende herhangi başka bir tek yanlı değişiklik yasaklanacaktır” diyor.
Yani ne olacakmış Sayın Eroğlu’nun imzaladığı metne göre, yeni bir Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti kurulduğunda hiçbir şekilde ne Kıbrıslı Türkler, ne de Kıbrıslı Rumların hakkı olacaktır oradan ayrılmaya, hatta herhangi bir değişiklik yapmaya. Peki nasıl bir mantıktır bu. Siz bir taraftan diyeceksiniz ki ‘Biz KKTC’yi sonsuza kadar yaşatacağız, sonra dönüp diyeceksiniz ki ‘Hayır ama biz federasyonu kuracağız’, sonra diyeceksiniz ki ‘Egemenliğimiz sonsuza kadar yaşayacak’, ama sonra da dönüp diyeceksiniz ki ‘Tek egemenlik olacak, da federasyonda olacak’. Sonra da dönüp diyeceksiniz ‘Bir sorun olursa biz oradan çıkarız, bu defa da KKTC sonsuza kadar yaşatırız’, sonra hüküm ekleyeceksiniz ‘Hayır Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu mu ayrılma hakkı yasaklanacak’.
Sokakta kahvede oturup başka bir şey söyleyeceksiniz, masada başka bir şey…”

“Hiç ‘Protokolde şu ibare vardır, o ibare olduğu için siyasi eşitliğimizden ödün verilmiştir’ dendiğini duydunuz mu?”

“Nasıl şimdi KOP’la iki egemen halkın egemenliklerinin birleşmesi sonucunda, siyasi eşitlik temelinde bir yapının ortaya çıkması konusunda tartışma üretiyorsunuz... Hiç KOP tartışmaları sırasında, net bir şekilde ‘Protokolde şu ibare vardır, o ibare olduğu için siyasi eşitliğimizden ödün verilmiştir’ dendiğini duydunuz mu? Ben böyle bir tartışma beklerim. Ben bu memlekette hamasetten gerçekten o kadar yıldım ki, o kadar usandım ki…
Siz bir tane şablon kelime seçeceksiniz… ‘Rumcu’ kelimesini kullanacaksınız, ya da ‘altına girme’ diyeceksiniz ve memlekette tüm siyasi tartışma bu üş kelimeyle gidecek.”

“Memleketin siyasetçileri 3 kelime ile konuşuyorsa, memleketin içinde bile görünür olmamız mümkün değil”

“Bir memleketin siyasetçileri önlerindeki protokolleri okumadan 3 kelime ile konuşuyorsa, medyada bütün bu tartışmaları bu üç kelimenin o tarafından, ya da bu tarafından yürütmeye kalkarsa bu memlekette bizim ne görünür olmamız mümkündür, memleketin içinde bile görünür olmamız mümkün değil, ne de bizim nesillerimizi gerçek anlamda dünyaya açabilmemiz mümkündür. Bugün dünyada, öyle yerlere gelmiş, öyle insanlarımız var ki ama bir bakıyorsunuz,  ya Amerikan vatandaşıdır, ya İngiliz vatandaşıdır, ya da en iyi ihtimalle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. KKTC vatandaşı olduğu müddetçe futbol, satranç bile oynayamayacak, atletizm yapmak istiyorsa Türkiye’nin milli takımına girecek biz de oturup sevgili  Meliz Redif’i Türkiye forması ile izleyeceğiz. Gurur duyacağız ama bir de düşünün onun orada Kıbrıslı Türkleri temsilen yarıştığını, uluslar arası alanlarda söylendiğini… Bu insanlar bunun için uğraşıyor, bu kadar kolay mı insanları harcamak.
Protokol ortaya çıksın, imzalama aşamasına gelmeden hukuki statü ne olacak görelim o zaman hakikaten siyasi eşitliğimize halel getirecek bir şey varsa, söz veriyorum ilk ben karşı çıkarım. Bu kadar yıl biz mücadele ettikten sonra, bu hakkımız uluslar arası alanda tanındıktan sonra bu hakkımızdan ödün verilmesine tabi ki karşıyım ama lütfen birilerini eleştirirken somut konuşalım.”

“Ortak olduğumuz bir şeyin neyinin altına giriyoruz, bunu açıklasınlar”

“Ortak olduğumuz bir şeyin neyinin altına giriyoruz, bunu açıklasınlar. Kimse bizden, yani şu anki Hasan Sertoğlu başkanlığındaki federasyon destekleniyor diyenlerden açıklama beklemesin, çıksınlar lütfen buradaki hata hangi kelimelerden, hangi cümlelerden kaynaklanıyor, hangi ilişki biçiminden kaynaklanıyor, bunu söylesinler.
Bir de lütfen madem ki biz siyasi eşitliğimize bu kadar önem veriyoruz, ki vermeliyiz, neden Türkiye Cumhuriyeti Futbol Federasyonu’yla bir biçimde kurulmuş olan çarpık ilişki üzerinden niye değerlendirmiyoruz.”

“Anavatan ne eylerse güzel eyler demeye devam mı edilecek”

“Anavatan’dan bize zarar gelmeyeceğinden ben de eminim, ama bu başka bir şeydir, Anavatan’la ilişkini kurarken nasıl kuracağın başka bir şeydir. Sen bir taraftan egemenlik diye bağıracaksın, üstüne üstlük egemenliği bize karşı, yani solda olanlara karşı egemenliği savunduğunu, egemenlik neyi gerektirir, bir coğrafya üzerinde değil midir egemenlik her şeyden önce… Peki KKTC üzerinde ben egemensem, burada kurulacak bir ofisin kurulmasıyla ilgili bana bilgi dahi verilmiyorsa ve ben bu bilgiyi FİFA’da, ki beni tanıyan bir uluslar arası kuruluş değil, alıyorsam, FIFA benim o coğrafya üzerindeki egemenliğimi tanırken, beni devlet olarak tanıyan ve çok sevdiğim devlet benim o egemenliğimi saygı göstermiyorsa, ‘ne eylerse güzel eyler’ demeye devam mı edilecek. Böyle şey olur mu… Bu kadar çocukça bu kadar, ilkel midir bizim bakışımız.”

Bu haber toplam 5323 defa okunmuştur