1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. ‘DEĞERLERİMİZ TEHDİT ALTINDA: % 72.3’
‘DEĞERLERİMİZ TEHDİT ALTINDA: % 72.3’

‘DEĞERLERİMİZ TEHDİT ALTINDA: % 72.3’

Uluslararası anket çalışması kapsamında “Koordinasyon Ofisi” konusunda Kıbrıs’ın kuzeyinde anket

A+A-

Mert ÖZDAĞ


İngiltere’den Exeter ve Sheffield Üniversiteleri, Brezilya’dan ABC Sao Paulo Üniversitesi, Silide Universidad del Desarrollo-Concepcion, Hindistan ve Keşmir'den Shree Guru Gobind Üniversitesi ile Keşmir Tip Fakültesi tarafından yürütülmekte olan bir projenin “Kıbrıs ayağı” olarak Kıbrıs'ın kuzeyinde de bir ANKET ÇALIŞMASI yapıldı.

Proje genel amacı söz konusu ülkelerde çeşitli nedenlerden dolayı gerçekleştirilen protestoların hem protestolara katılanları hem de gelişmeleri uzaktan izleyenleri nasıl etkilediğini anlamak...

Projenin Koordinatörlüğünü yürüten Kıbrıslı Türk Sosyal Psikolog  HÜSEYİN ÇAKAL “Örneğin Brezilya'da eski Baskan Dilmah Rouseffein yargılanmasını önlemek için çok geniş katılımlı gerçekleştirilen protestolara incelerken, Keşmir'de daha fazla özerklik hedefi ile Hindistan hükümetine karşı yapılan gösterileri araştırıyoruz” diye konuşuyor.

Hüseyin Çakal, Oxford Üniversitesi Deneysel Psikoloji bölümünde sosyal psikoloji alanında doktora yapmış, Exeter Üniversitesi’nde bağlı olarak dünyanın çeşitli ülkelerinde protesto ve gruplar arası ilişkiler konularında araştırmalar yapıyor.

Proje kapsamında Kıbrıs’ın kuzeyinde 343 kişinin katıldığı bir anket çalışması yaparak çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. 

Kuzey Kıbrıs’ta yapılan esas amacı Koordinasyon Ofisi’ne karşı yürütülen eylemleri ve bu eylemlerin etkisini araştırmak…

İŞTE ANKETİN ÖZETLE DETAYLARI:

“Hem KIBRISLI, HEM KIBRISLI TÜRK”

• Ankete göre katılımcıların % 67’si (301 kişi) kendisini “tamamıyla Kıbrıslı” olarak görüyor. Kendisini “kesinlikle Kıbrıslı” olarak görenlerin oranı % 1.7

• “Kendimi kesinlikle Kıbrıslı Türk olarak görmüyorum” diyenlerin oranı ise % 11.

• “Tamamıyla Kıbrıslı Türk olarak görüyorum” diyenler % 38.5

Bu sonuçlara göre katılımcılar kendilerini hem “Kıbrıslı” hem de “Kıbrıslı Türk” olarak görüyorlar.
Bu iki tanımın örtüşme oranı “.76” (korelasyon)
Bu örtüşme 1 olduğunda iki kimlik arasında hiçbir fark yok demektir.
Anketi yapan Hüseyin Çakan “Biz burada ‘.76’ bulduk. Yani bu çok yüksek bir oran ve katılımcılar kendilerini her iki şekilde de tanımlıyor demek” diye konuşuyor.

“KIBRISLILARIN HAKLARINI SAVUNAN” BİR SİYASİ OLUŞUM”

Anketin “Politizasyon” başlıklı bölümünde ise amaç katılımcıların Koordinasyon Ofisi’ne karışı kampanya yürüten hareketi ve Koordinasyon Ofisi’ne karşı olan tutumlarının belli bir politik görüşten kaynaklanıp kaynaklanmadığını görmekti.

• Bu bölümde “Kendimi Kıbrıslı Türklerin çıkarlarını savunan bir politik oluşumun üyesi olarak görmüyorum” diyenlerin oranı % 19.5.
• “Kendimi Kıbrıslı Türklerin çıkarlarını savunan bir politik oluşumun üyesi olarak görüyorum” diyenler % 39.1
• “Kendimi Kıbrıslıların çıkarlarını savunan bir politik oluşumun üyesi olarak görmüyorum” diyenler % 12.5
• “Kendimi Kıbrıslıların çıkarlarını savunan bir politik oluşumun üyesi olarak görüyorum” diyenler % 52.5.

Sonuçlara baktığımızda yine kimlikteki kadar olmasa da yüksek oranda bir örtüşme görüyoruz.
Yalnız burada çok daha ilginç bir ayrıntı daha var.
Kendilerini bütün “Kıbrıslıların haklarını savunan” bir siyasi oluşumun üyesi olarak görenler kendilerini “Kıbrıslı Türklerin haklarını savunan” bir siyasi oluşumun üyesi olarak görenlerden daha fazla…

EYLEME KATILIM FAZLA

Bir diğer önemli nokta katılımcıların kaçta kaçı Koordinasyon Ofisi’nin kurulmasına karşı  herhangi bir eyleme katılmış?

• “Hiçbir eylemine KESİNLİKLE katılmadım” diyenler % 3.5.
• “Eylemlere KATILMADIM” diyenler % 17.2.
• “Eylemlere katılıp katılmama konusunda EMİN DEĞİLİM” diyenler % 19.2
• “Eylemlere KATILDIM” diyenler % 19.8
• “Eylemlere KESİNLİKLE KATILDIM” diyenler % 30.9

Sonuçlara baktığımızda katılımcılar arasında sadece 12 kişinin (%3.5) hiçbir eyleme katılmamış olduğunu görüyoruz. Yani en azından anket yapılanlar arasında katılım oranı çok yüksek…

HÜKÜMET ADİL VE ŞEFFAF DEĞİL: % 67.6

Peki katılımcılar Koordinasyon Ofisi konusunda Hükümetin yaklaşımını nasıl değerlendiriyorlar?

• “Hükümet KESİNLİKLE adil ve şeffaf bir tavır takınmadı” diyenlerin oranı % 67.6.
• Hükümeti bu konuda “şeffaf ve adil” bulanlar % 0.6

Görüldüğü gibi ezici bir çoğunluk hükümetin bu konudaki yaklaşımının adil ve şeffaf olmadığını düşünüyor.

“BU TÜR UYGULAMALAR DEĞERLERİMİZİ TEHDİT EDİYOR: % 72.3”

Ankette “Koordinasyon Ofisi” gibi uygulamaların Kıbrıslı Türklerin “politik çıkarlarını ve değerlerini tehdit edip etmediği de soruldu.
Yine ezici bir çoğunluk bu tür uygulamaların Kıbrıslı Türklerin politik çıkarlarını ve değerlerini tehdit ettiğini düşünüyor.

• Ankete katılanların % 72.3’ü bu tür uygulamaların Kıbrıslı Türklerin politik  çıkarlarını ve değerlerini TEHDİT ETTİĞİNİ düşünüyor.
• “Bu tür uygulamalar Kıbrıslı Türklerin politik  çıkarlarını ve değerlerini tehdit etmiyor” diyenler % 0.3.
• “Bu tür uygulamalar Kıbrıslı Türklerin politik  çıkarlarını ve değerlerini tehdit edebilir” diyenler % 0.3.
• “Tehdit ediyor” diyenler % 0.9.
• “Kesinlikle tehdit etmiyor” diyenler ise % 1.5.
 

YARIDAN FAZLASI ŞİDDETİ GÖZE ALDI!

Ankette katılımcılara bir de bu noktadan sonra Koordinasyon Ofisi’nin kurulmasını engellemek için neler yapmaya niyetli olduklarını soruldu.
Sadece % 31’i şiddet içeren eylemlere katılmama eğiliminde.
Öte yandan nerdeyse yarıdan fazlası bu konuda her şeyi göze almış görünüyor!

• “Şiddet içeren hiçbir eyleme KESİNLİKLE katılmam” diyenler % 11.9.
• “Şiddet içeren hiçbir eyleme katılmam” diyenler % 19.2.
• “Şiddet içeren bir eyleme katılabilirim” diyenler % 31.
• “Şiddet içeren eyleme katılırım” diyenlerin oranı % 14.6
• “Şiddet içeren eyleme KESİNLİKLE  katılırım” diyenlerin oranı ise % 22.6

EYLEMLER ETKİLİ OLDU: % 50’NİN ÜZERİNDE

                                                              
Peki katılımcılar eylemlerinin bir işe yaradığını düşünüyorlar mı?

• Seslerinin duyulduğuna ve bu konudaki politikaları KESİNLİKLE etkilediğine inananlar % 49.6.
• Seslerinin duyulduğuna ve bu konudaki politikaları etkilediğine inananlar % 8.3.
• “Sesimiz duyuldu ve bu konudaki politikaları etkilenmiş olabilir” diyenler % 26.4.
• “Eylemlerin etkisi olmadı” diyenler % 12.7.
• “Eylemleri kesinlikle etkisi olmadı” diyenler ise % 2.9

Evet! Sonuçlara bakıldığında yarıdan fazla katılımcının Koordinasyon Ofisi konusundaki eylemlerin gerek bu konudaki politikaları etkileme konusunda, gerekse seslerinin duyulması konusunda başarıya ulaştıklarını düşünüyorlar.

“BELLİ ORANDA PSİKOLOJİK BASKI ALTINDAYIZ”: % 70
                                       
Ankette son olarak katılımcılara Koordinasyon Ofisi’nin tartışılmaya başlandığı dönemden itibaren psikolojik olarak kendilerini nasıl hissettikleri soruldu.
Bu konuda yine ilginç bulgulara ulaşıldı.

• Katılımcıların sadece % 25 kendisini psikolojik olarak tamamıyla rahat hissederken katılımcıların %70’e yakını kendisini “belli oranda psikolojik baskı altında” hissediyor veya çeşitli psikolojik sıkıntıları var.

Tabii bunu sadece Koordinasyon Ofisi ile açıklamak doğru olmaz…
Ya da toplum bütünü bu şekilde hissediyor şeklinde genelleme yapamayız ama bu sürecin toplumun ruh sağlığı üzerinde çok da olumlu bir etkisi olduğunu söyleyemeyiz.

(Araştırmanın bütün bulguları içeren kapsamlı sonuçlarını projenin tamamlanmasından sonra yine gazetemizde yayınlayacağız)

Bu haber toplam 5674 defa okunmuştur