1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Altınkumsal'daki ‘izinsiz yapı’ davası sonuçlandı
Altınkumsaldaki ‘izinsiz yapı’ davası sonuçlandı

Altınkumsal'daki ‘izinsiz yapı’ davası sonuçlandı

Dipkarpaz’da Altınkumsal sahillerindeki ‘izinsiz yapı’ davası sonuçlandı. Mahkeme, kumsalın içindeki iki işletme sahibi Burhan Kalın ve Gültekin’i “suçlu” buldu. “İzinsiz yapıların” ne olacağı 10 Temmuz Cuma günü açıklanacak.

A+A-

 

İZİN ALMADILAR

• Yargıç, sanıkların Doğal ve Arkeolojik Sit Alanı’nı olarak ilan edilen,  2004 yılında Karpaz Emirnamesi kapsamına alınan, 2007’de ise Özel Çevre Koruma Alanı olarak ilan edilen bölgeye “müdahale” ettiklerine karar verdi. Yargıç, sanıkların koruma alanı altında olan Altınkumsal için ne Eski Eselerler Dairesi ne Çevre Dairesi ne de İskele Kaymakamlığı’ndan izin almadıklarına vurgu yaptı.

YARGIÇ: “BAKAN BİLGİSİZCE CEVAP VERDİ

• Yargıç, Mayıs 2013’de dönemin Turizm, Çevre ve Kültür Bakanı olan Ünal Üstel’in bu iki davada tanıklık ettiğini ve her iki davada farklı cevaplar verdiğini söyledi. Üstel’in bir bakan olarak Altınkumsal gibi bir bölgenin ‘özel çevre koruma alanı’, ‘sit alanı’ ve ‘Karpaz emirnamesi’ içerisinde olup olmadığı konusunda ‘bilgisizce’ cevap verdiğine değinerek, bu durumu hayret ve üzüntüyle izlediğinin altını çizdi.

SİYASİ AMAÇLAR İÇİN

• Yargıç ayrıca, dönemin İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Ali Çetin Amcaoğlu’nun ve Ünal Üstel’in bu izinsiz yapıların başka alana taşınması için bir protokol imzalandığını hatırlatarak, 3 bakanın bir protokol altında bu izinsiz yapıları finanse etmesinin hiçbir açıklaması olamayacağını ve bu kadar basit bir şekilde siyasi amaçlar için Karpaz Emirnamesi’nin değiştirilmesini doğru bulmadığına vurgu yaptı


Didem MENTEŞ

Dipkarpaz’da Altınkumsal sahilinde özel sit alanında bulunan 'izinsiz yapılarla' ilgili yargı süreci tamamlandı. Mahkeme, Altınkumsal içerisinde işletmeleri bulunan Burhan Kalın  ve Gültekin Erdoğan’ı,‘yetkili makamlardan izin almadan sit alana müdahale etme’ ve ‘izinsiz inşaat yapmak’ davalarından suçlu bularak mahkum etti.

Mahkeme, davalarla ilgili olgular ışığında tüm değerlendirmeleri yaparak sanıklarla ilgili kararını açıkladı. Her iki sanığı da suçlu bulunan Mahkeme, 10 Temmuz Cuma günü sanıklar Burhan Kalın  ve Gültekin Erdoğan ile ilgili ceza takdirini açıklayacak.

Sanıklardan Burhan Kalın,  cezaevine gönderilirken, sanık Gültekin Erdoğan ise 15 bin TL kefalet senedi imzaladı.

Davalar sonuçlandı

Orman Dairesi’nden “tarımsal faaliyetler için veya büfe ve duş/tuvalet amaçlı” kiralanan arazilere zamanla  “izinsiz konaklama tesisleri” inşa eden 9 işletmeci hakkında açılan davalardan ikisi dün sonuçlandı. Yargıç Cankay İnan’ın baktığı dünkü davada, davacı taraf olan Çevre Dairesi ve Eski Eserler Dairesi’ni temsil eden Başsavcılık adına Savcı Serhan Bundak ve sanık konumundaki davalı taraflar Gültekin Erdoğan ve Burhan Kalın adına Avukat Ömer Şerifoğlu mahkemede hazır bulundu.
Her iki sanığın ayrı ayrı görüldüğü davaların kararı yaklaşık 6 saat sürdü. İlk olarak 4 davadan yargılanan sanık Burhan Kalın ile ilgili karar okundu.

Bir davadan beraat

Sanık Burhan Kalın; ‘Eski Eserler Yasası’na aykırı olarak Doğal ve Arkeolojik Sit Alanı’na izinsiz müdahale etme’, ‘Sahilleri Koruma Yasasına göre inşaat ve benzeri izinsiz yapılar yapmaya aykırı davranma’ ‘Doğal ve Arkeolojik Sit Alanı’na 22 bunglow, 2 adet restoran, duş, tuvalet’ inşaatı yapma’, ‘Özel Çevre Koruma Alanı’na olumlu görüş olmaksızın inşaat yapma’ suçlarından yargılandı.

Sanık Gültekin Erdoğan ise Eski Eserler Yasası’na aykırı olarak Doğal ve Arkeolojik Sit Alanı’na izinsiz müdahale etme’, ‘Sahilleri Koruma Yasasına göre inşaat ve benzeri izinsiz yapılar yapmaya aykırı davranma’ ve ‘Çevre Yasası’na aykırı Özel Çevre Koruma Alanı’na olumlu görüş olmaksızın inşaat yapma’ suçlarından yargılandı.

Özel alana müdahale edildi, inşaat yapıldı

Yargıç Cankay İnan, her iki davayla ilgili hukuki prensiplere değinerek, yasal mevzuatla ilgili bulgularını açıkladı. İnan, avukatın, sanıkların 2005 yılına kadar Orman Dairesi tarafından izin alarak sözleşme gereği kiracı statüsünde bulunduklarını belirterek, izin makamının Anıtlar Yüksek Kurulu olmadığını ve bu tesislerin uzun yıllar denetlenmediğini söylediğini hatırlattı. Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 6 Kasım 1995’de bölgeyi Doğal ve Arkeolojik Sit Alanı’nı olarak ilan ettiğini, 2004 yılında Karpaz Emirnamesi kapsamında olduğunu, 2007 yılında ise Özel Çevre Koruma Alanı ilan edildiğini savcının kendisine söylediğini hatırlatan Yargıç, bu olguların doğruluğuna kanaat getirerek sanıkların bu kapsamdaki alana müdahale ettiklerine vurgu yaptı.

Hiçbir makamdan izin alınmadı

Sanıkların koruma alanı altında olan yer için Eski Eseler Dairesi, Çevre Dairesi ve de İskele Kaymakamlığı’ndan hiçbir şekilde izin almadıklarının tanıkların ifadesi ve deliler ışığında ortada olduğuna kanaat getiren Yargıç, ‘özel koruma alanı’ ve ‘sit alanına’ olumlu görüş olmaksızın inşaat yaptıklarına da bulgu yaptı. İddia makamının, ‘sanıkların çevreye yaptığı tüm müdahaleler ve kirliliğin ortada olduğunu ve geri dönüşümü yüzyılları alan müdahalelerin söz konusu olduğunu söylediğini hatırlatan Yargıç İnan, bu tesislerin deniz kaplumbağaları, deniz canlıları, kum zambakları gibi ekolojik ve arkeolojik tahribat yaratarak zarar verdiklerine vurgu yaptı.

Üstel’in ifadesi şaşırttı

Yargıç Cankay İnan, kararında tanıkların ifadelerine de değinerek, önemli noktalara dikkat çekti.
Yargıç, Mayıs 2013’de Turizm, Çevre ve Kültür Bakanı olan Ünal Üstel’in bu iki davada Avukatın tanığı olarak dinletildiğini ve Üstel’in her iki davada farklı cevaplar verdiğinin altını çizdi. Yargıç, Üstel’in bir bakan olarak Altınkumsal gibi bir bölgenin ‘özel çevre koruma alanı’, ‘sit alanı’ ve ‘Karpaz emirnamesi’ içerisinde olup olmadığı konusunda ‘bilgisizce’ cevap verdiğine değinerek, bu durumu hayretler ve üzücü bir şekilde izlediğini vurguladı. Ayrıca dönemin İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı Nazım Çavuşoğlu ve Ünal Üstel’in Karpaz Emirnamesi’ni tadilat ederek, bu izinsiz yapıları ‘izinli bir alana’ kaydırmak için 26 Mayıs 2013’de üç bakanlık arasında bir protokol imzalandığını ve iktidara gelmeleri durumunda bu protokolün hayata geçireceklerini mahkemede söylediklerini hatırlattı. Yargıç İnan, 3 bakanın bir protokol altında bu izinsiz yapıları finansal etmesinin hiçbir açıklaması olamayacağını ve bu kadar basit bir şekilde siyasi amaçlar için emirnameyi değiştirmesini doğru bulmadığına dikkat çekti.

Suçlu bulundular

Yasallaşmamış bir protokolün Eski Eserler ve Çevre Dairesi’nin şikayetini ortadan kaldırmayacağına vurgu yaparak, bu protokolün Mayıs 2013 içerisinde tamamlanması gerektiğine dikkat çekti.
Yargıç İnan, tüm olgular ve deliler ışığında sanıkların hiçbir makamdan izin almadan inşaat yaptıklarını, yasal olmayan bu yapılarla açıkça suç işlediklerini dile getirdi.
Savcılığın sanıklar aleyhine getirilen ‘Sahilleri Koruma Yasasına göre izinsiz ahşap yapıların sahilden 100 metre içeride olduğuna kanaat getiren Yargıç Cankay İnan, sanıklar Burhan Kalın ve Gültekin Erdoğan’ı sadece bu davadan beraat ettirildiklerini açıkladı.
Yargıç İnan, her iki sanığın ‘özel koruma alanı ve sit alanına müdahale etme’ ve ‘izinsiz yapılar’ yapmaktan dolayı suçlu bulduğunu açıklayarak, Anayasa’nın 40. Maddesi uyarınca çevrenin korunması altında yasal işlem başlatarak, Polis Genel Müdürlüğü’ne yetki verildiğini açıkladı.
Yargıç, her iki sanıkla ilgili ceza kararını açıklamadan önce iddia ve savunma makamlarına son kez söz hakkı verdi.

Avukat: “Anayasaya havale edilmeli”

Avukat Öner Şerifoğlu, Mahkemenin kararının sürpriz olmadığını belirterek, Eski Eserlere Yasası ve Çevre Yasası’na aykırı hareket etmekten dolayı sanıklara verilecek cezaların Anayasa üzerinden tartışılması gerektiğini vurguladı. Şerifoğlu, ‘sit alanına müdahale etme’ suçunun 8 yıla kadar hapislik ve şimdiki parayla günlük 250 TL para cezasına denk geldiğini, ‘özel koruma alanına izinsiz  inşaat yapma’ suçunun ise 4 yıla kadar hapislik ve asgari ücretin 10 katına kadar para cezası içerdiğini söyledi. Bu cezaların Anayasa’nın 1,5,7 ve 18. Maddelerine aykırı olduğunu savunan Avukat, verilecek cezanın suçla orantılı olmadığını bu nedenle Anayasa’nın 148 maddesine göre Anayasa Mahkemesi’ne havale edilmesini talep etti.

Savcı ‘ibret verici ceza’ istedi

Savcı Serhan Bundak ise Avukatın bu talebine itiraz ederek, Anayasa’nın 148. Maddesinin incelenmesi gerektiğini vurguladı. Bununla ilgili hukuki gerekçeleri açıklayan Savcı, kararın ret edilmesini talep etti. Savcı, sanıklara kamu yararı prensipleri ön planda tutularak caydırıcı ve ibret verici cezalar verilmesini talep etti.
Yargıç Cankay İnan, tarafların beyanlarını değerlendirdikten sonra sanıklar Burhan Kalın ve Gültekin Erdoğan ile ilgili ceza kararını 10 Temmuz Cuma günü açıklayacağını dile getirdi.

Bu haber toplam 8088 defa okunmuştur