1. HABERLER

  2. KÜLTÜR & SANAT

  3. Lütfen beni dinleyebilir misin?
Lütfen beni dinleyebilir misin?

Lütfen beni dinleyebilir misin?

Birkaç ayrıntı dışında aslına senden pek de çok farkım yok benim.

A+A-

Sevgili okur,
Yirmi yaşına adım attığım bu günlerde sanırsam artık kendimi yetişkin bir birey sınıfına koyabilirim. Artık adam olduk demek istesem de, adamlığın toplumda farklı sınıflandırmalardan oluşturulduğundan dolayı oraya hiç girmemek en iyisi. Öyle uzun ve duygu dolu sözlerle seni sıkmak istemiyorum. Konumuz malum Kıbrıs’ta LGBT olmak. Bunu okuduktan hemen sonra yüzünü ekşitip, nefretini kusmadan önce senden bir ricam olacak lütfen beni dinleyebilir misin? Sanırsam beni anlayabilmen için tek yapman gereken empati kurmak olacak. Sadece oku ve kendini benim yerime koymaya çalış, anlayabileceğine inanıyorum, bir bütün ve özgür bir Kıbrıs için birlik olmalıyız. Söz yazımı elimden geldiğince seni sıkmadan kısa bitirmeye çalışacağım.
 

  Birkaç ayrıntı dışında aslına senden pek de çok farkım yok benim. Tek farkım karşı cinse değil de hemcinsime olan ilgim. Başka da bir farkımız yok oysaki. Neden mi beni anlamanı istiyorum çünkü biz bir bütünüz. Fakat tek bu farkım yüzünden yaşadığım o acılarımı, dertlerimi bir görebilseydin beni ne çok sever, korurdun bir bilebilsen. Kendimi keşfetmeye başladığım on dört yaşlarında kendi içimde yaşadığım acıları bir görebilsen. Bu hayatta en zor şeydir insanın kendini olduğu gibi kabullenememesi, değiştirmeye çalışması. Baskıcı ve homofobik toplumda hep tek başınaydım o yaşlarda. Çok zor oldu gerçek bilgiye ulaşmak. Bir düşün aynı sigarayı döndürerek içtiğin en yakın arkadaşlarının aniden bir yerlerden açılan bir konu ile eşcinselliği bir düşüklük, nefret ve alayla anlattığını. Oysa senin bir eşcinsel olduğundan çok habersiz. Ailenin senin önünde eşcinsellikten tiksinti ve ayıpla bahsedişini. Hiçbir şey yapamıyorsun, içine kapanıyorsun ve tek yolu ölümde arıyorsun. Kendi değiştirmeye, olmadığın gibi göstermeye çalışıyorsun ama olmuyor işte sen busun. Değiştirilemezsin ki olay değişme değil, kendini olduğun gibi kabullenmede. İnternetten yardım arıyorsun ama o muazzam büyüklükteki dünyada ne çok doğru ve ne çok yanlış bir bilgi birikimi var bir bilebilsen. Şanslıydım sanırsam tam zamanında doğru insanlar karşıma çıkıyor, bilgi edinmeye ve kendimi yavaş yavaş kabullenmeye çalışıyorum. Kendimi olduğum gibi sevmeyi öğrenmek istiyorum. Ama bir türlü bırakmıyorsunuz. Maç izlerken bile hakeme “ibne” diyorsunuz ve hiç haberiniz yokken oradaki çocuğu yaralıyorsunuz. Bir şekilde ayakta kalmayı başarıyoruz. Lise üç yıllarımda aşkı tadıyorum. Öyle tatlı ve masum bir duygu ki. Ah evet bunu da söyleyeyim biz de aşık olabiliyoruz hemcinsimize. Sizin gördüğünüz gibi sadece cinsel bir yakınlık değil oysa bizimkisi. Sizden hiçbir farkımız yok demiştim ya unutma sen onu. Neyse lise üçteyim demiştim, aşk tüm bedenimi sarıyor. Sahte arkadaşlar sağ olsun bu olay yayılıyor. “Lise üçteki çocuk var ya ibneymiş” gibi küfürlerinize maruz kalıyorum hiç suçum yokken sırf içimde bulunan aşktan dolayı. Tüm bunlar da yetmezmiş gibi olaylar müdürün kulağına ulaşıyor. Müdürün odasına çağrılıyorum, asla unutmayacağım o sözler dökülüyor “ne olduğun beni ilgilendirmez ama okulun adını çıkarmana izin vermeyeceğim, bir daha onun yanında görürsem okuldan atarım seni.” Hiç suçum yokken sırf hemcinsim ile olan yakınlığımdan dolayı okuldan atılma tehditleri ile karşılaşıyorum. Tabi işin bir de aile durumu var. Ailen seni öğrendikten sonra seni ister istemez dışlıyor. Babanın o sevgili oğlu değilsin artık. Kardeşlerine göre ailenin yüz karasısındır. Kısacası kimse önemsemiyor senin iyi karakterini, temiz kalbini ve hep dışa itiliyorsun. Oysa dediğim gibi pek bir farkımız yok, hepimiz insanız ve aynı hayatı paylaşıyoruz. Tek yapman gereken beni anlamaya çalışman ve kabullenmen, gerisi gelir sen dert etme. Tabi hayat o kadar zorluktan sonra şimdiki üniversite yıllarımda güzelleşmeye başlıyor. Ailem ve dostlarım beni olduğum gibi kabulleniyor. Üniversite hocam ile gönül rahatlığı ile yazmış olduğum eşcinsel temalı şiir ve hikâyelerimi paylaşıp, tartışabiliyorum. Fakat geçenlerde tanıştığım on altı yaşındaki eşcinsel bir genç ile konuşmam ile aslında, toplumun bunu herkese yaptığını görüyorum. Öyle korku dolu ve çaresiz ki, bana geçmişimi hatırlatıyor. Yardım etmek istiyorum ama okurum bunu tek balıma yapamam. Toplumdaki bu homofobiyi ancak hep beraber kaldırabiliriz. Yardımın o kadar çok insana yarımda bulunacak ki, bir düşün sadece…

    Sevgili okurum ben daha yazarım ama sana sözüm vardı kısa keseceğim diye. Senden tek dileğim birini dışlamadan, hor görmeden önce onu anlamaya çalışman. Biz insanlar gökkuşağının her bir rengindeniz. Bir o kadar farklıyken bir o kadar da aynıyız aslında. Bir bütün ve yadırgamadan yaşamayı öğrendiğimizde, işte o zaman özgür, hoşgörülü ve mutlu bir Kıbrıs’a sahip olabileceğiz.
Sevgilerimle,
Renklerin daima içinde barınması dileklerimle…   

Yazan. G.M.

Bu haber toplam 2400 defa okunmuştur