Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı, Kıbrıslı Rum Lider Nikos Anastasiadis ile bugünkü toplantıda 14 Eylül’de tamamlanacak yoğunlaştırılmış müzakerelerin ikinci turunun gündemini ele aldıklarını ve ayrılıkların hangi noktalarda hala mevcut olduğuna ilişkin genel bir değerlendirme yaptıklarını açıkladı.

Akıncı, “Hedefimiz var olan ayrılıkları minimuma indirmektir” dedi.

Kıbrıs sorunundaki gelişmeleri ciddi şekilde etkileyecek yeni bir döneme girildiğini ifade eden Akıncı, “Önümüzdeki 3 haftanın çok önemli olduğunu değerlendiriyorum. Bu toplantılarda varacağımız uzlaşılara bağlı olarak büyük ihtimalle New York’ta BM Genel Sekreteri ile bir araya gelmek ve bunun da ötesinde bizi beşli toplantıya götürecek süreci açabilmeyi hedefliyoruz” dedi.

Bunun bir olasılık olduğunu, bu konuda henüz kesin bir karara varılmadığını vurgulayan Mustafa Akıncı, “Bu olasılığı, önümüzdeki 6 toplantıda varacağımız sonuçlara bağlı olarak iki taraf da paylaşmaktadır” dedi.

 Akıncı, 14 Eylül’de tamamlanacak olan yoğunlaştırılmış müzakerelerin ikinci turu sonunda ortak bir açıklamanın söz konusu olabileceğini söyledi.

“Önümüzde zorlu bir süreç bizi bekliyor. Bu konuda iki tarafın da anlayışla hareket etmesi, birbirine yardımcı olması son derece önemli. Kıbrıs Türk tarafı olarak bu anlayışla hareket edeceğiz ve açık olan fırsat penceresini kapatmadan, kapanmasına başkalarının da umarım yol açmayacağı bir sürecin sonunda, Kıbrıs’ta her iki toplum için daha mutlu,  daha huzurlu, barış içinde bir geleceği inşa edebilelim” diyen Kıbrıslı Türk lider  Akıncı, yoğunlaştırılmış ikinci turundaki toplantılardan sonra, iki tarafın da zorunlu olmadıkça açıklama yapmamayı kararlaştırdığını belirtti ve şöyle devam etti:

“Dolayısıyla 14 Eylül’de genel bir değerlendirme, muhtemelen ortak bir açıklama da söz konusu olabilir” dedi.

Akıncı, bir gazetecinin sorusu üzerine, Kıbrıs Cumhurşiyeti ile Mısır arasında doğal gaz konusunda bir anlaşma yapılacağı yönündeki haberler üzerine Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü’nün açıklamasıyla, bunun yanlış olduğunu ifade ettiklerini, bu gibi girişimlerden kaçınılmasının sürece o kadar yararlı olacağını ifade etti ve “Ümidimiz bu zenginliklerden iki tarafın da yararlanabileceği koşulları yaratmaktır o da bir çözümle mümkün hale gelecektir. Kazı çalışmalarına başlanmamalıdır. O konuda yakın gelecekte olasılık olmadığı söyleniyor, onu da takip etmekteyiz” şeklinde konuştu.