1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. KTÖS kolej sınavlarını eleştirdi
KTÖS kolej sınavlarını eleştirdi

KTÖS kolej sınavlarını eleştirdi

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), kolej sınavlarını eleştirerek, “eğitimin siyasete alet edildiğini, çocukların yarış atına dönüştürüldüğünü, öğretmenin öğretmene rakip yapıldığını, çocukların en güzel zamanının yok edildiğini” savundu.

A+A-

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), kolej sınavlarını eleştirerek, “eğitimin siyasete alet edildiğini, çocukların yarış atına dönüştürüldüğünü, öğretmenin öğretmene rakip yapıldığını, çocukların en güzel zamanının yok edildiğini” savundu.

KTÖS Eğitim Sekreteri Hikmet Olgaçer yazılı açıklamasında, “KTÖS, sistemden mutlu değildir” dedi.

KTÖS olarak var güçleriyle siyasi ve ekonomik rejimin açtığı yaralar ve saldırılara karşı direnmeye çalıştıklarını ifade eden Olgaçer, diğer taraftan da özellikle kamusal eğitimdeki “yozlaşma ve gerilemenin” gözle görülür bir şekilde devam ettiğini kaydetti.

Olgaçer, geçen yıldan devam eden; “öğretmen eksikliklerinin, inşaatların, yükselme sınavlarındaki belirsizliklerin, okullardaki mefruşat ve alt yapı eksikliklerinin, müfredat ve kitap uyumsuzluklarının” ve benzeri tüm sorunların siyasetle doğrudan ilgisi olduğunu ileri sürerek, “eğitimin siyasete alet edilmesinin en güzel örneklerinden birisinin kolej sınavlarının geri getirilmesi olduğunu” öne sürdü.

Kolej sınavlarını geri getirmek ve devam ettirmekle suçladığı siyasi partiler UBP ile CTP-BG ve DP-UG’yi ve hükümetlerini eleştiren Olgaçer, şöyle devam etti:

“Bu sınavlarla okullarımız arasında derin nüfus farklılıkları ortaya çıktığı gözlenmektedir. Arz talep baskısı ile okullarımız rekabete zorlanmakta, okullarımız yaratılan bu sistem tarafından ‘başarılı okul – başarısız okul’ diye bir yapıya sürüklenmektedir.

Öğretmenler arasında ise aynı şekilde bir anlayış hortlatılarak rekabetçi sistem derinlemesine eğitime nüfuz etmiş durumdadır. Özel dersler ve dershanecilik almış başını gitmekte, bir taraftan çocuklarımız ve ebeveynleri yarış atı gibi koşuştururken, diğer taraftan da milyonlarca Türk Lirası içindeki bir piyasa gitgide büyümektedir.

Özel ders ve test tipi eğitim tüm okullarda egemen kılınmış eğitim öğretim sistemi iki basamaklı bir sınava endekslenerek neredeyse yok edilmiştir. İlkokulun ilk devresinden başlayarak çocuklarımız sınav hazırlığı içine sokularak, çocukluklarını tam anlamıyla yaşamalarının önüne geçilmiştir.

Kolej sınavları çocuklarımızın sağlıklı bireyler olarak yetişmesinin önündeki en büyük engeldir. Kolej sınavları rekabetçidir ve çocuğumuzu arkadaşına, aileyi diğer aileye, okulu diğer okula ve öğretmeni öğretmene rakip yapmıştır.”

Olgaçer, artık çocukların öğrenmek yerine ezberlediğini, bilgiyi kullanmak ve dönüştürmek yerine depoladığını ifade ederek, “eğitim-öğretim sisteminin büyük bir yozlaşma içerisinde dört seçenek arasına sıkıştırılmış bir çoktan seçmeli sınav psikozuna mahkum edildiğini” savundu.

“Öğretmenlerin birer öğretmen olmaktan çıkmış tıpkı bir antrenör veya teknisyen şeklinde sınıflara girip test çözme yöntemleri üzerine antrenmanlar yaptırdığını” ifade eden Olgaçer, en çok oyun oynayıp hayal gücü kullanacak yaşlarda çocukların deneme sınavlarına mahkum edilmesi ve bunun öğretmenler tarafından yapılmasını eleştirdi.

Olgaçer, kolej sınavlarının bilim dışı ve toplumsal yapıyı ileriye taşımak yerine geriye doğru götüren en önemli uygulama olduğunu savunarak, şunları dile getirdi:

“Kolej sınavlarının çocuklarımız üzerinde yarattığı psikolojik-sosyal olumsuzlukları ortadan kaldırmak yerine, devlet eliyle piyasacı eğitim anlayışı bir sektör olarak topluma dayatılmaktadır. Artık eğitimi toplumsal ve bireysel ihtiyaç gelişim ekseninde değil, girdi ve çıktı gibi ekonomik rant ve kar kavramları üzerinde bir bakış açısıyla düşünen bir toplum ve ebeveynler yaratılmaktadır.

Bu anlayışa göre başarı harcanan paranın miktarıyla doğru orantılı olarak velilerin bu sistem içerisinde yer almasını zorlamaktadır. Şu anda bu sınav nedeniyle ilkokul 1. sınıftan itibaren toplumun cebinden çıkan para miktarı azımsanamayacak miktardadır. Bu sınava çocuklarını hazırlamak isteyen veliler çok küçük yaşlardan itibaren yaratılan dershane ve özel ders sistemi içine mahkum edilerek her bir çocuk başına aylık 500 TL gibi bir miktarı ödemek zorunda kalmakta ve sektörün ayakta kalmasına destek olmaktadır. Bu sistemin sürdürülmesi, bu çarkın döndürülmesi adına aylık milyonu bulan miktarlar harcanarak, ülke kaynakları israf edilmektedir.”

KTÖS, aileler, öğretmenler, toplum aydınları ve hükümete de şöyle seslendi:

“Kolej sınavları adı altında çocuklarımızı, öğretmenlerimizi, okullarımızı rekabet sistemi ile birbirine kırdırarak, başarılı-başarısız diye etiketlemekten mutlu muyuz?

Kolej sınavları adı altında çocuklarımızın hayata dair eğitimden vazgeçirtilerek, ezberci, test odaklı eğitim ile hayata hazırlanmasından mutlu muyuz?

Kolej sınavlarına hazırlama adı altında cebimizden milyonlarca liranın çıkıp heba olmasından mutlu muyuz?

Kolej sınavları adı altında çocuklarımızın yarıştırılıp, arkadaşları ile rekabet ettirilmesinden, çocuklarımızın psikolojik baskı ile duygularının tahrip edilmesinden mutlu muyuz?

Oyun çağında çocuklarımızın arkadaşları ile oyun oynayarak eğlenmesi yerine, dört duvar arasında test çözme yöntemlerini ezberleyerek en güzel çağını harcamasından mutlu muyuz?

KTÖS, Kolej sınavları ile eğitimin siyasete alet edildiği, Çocuklarımızın yarış atına dönüştürüldüğü, Arz talep baskısı ile öğretmenimizin emeğinin, zamanının sömürüldüğü, Ailelerimizin daha iyi eğitim masalı ile bütçesinin heba edildiği, Öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin, okullarımızın sınav sonuçlarına göre başarılı-başarısız olarak etiketlendiği, Çocuklarımızın en güzel zamanının yok edildiği bu sistemden mutlu değildir.

KTÖS, çocuklarımızın özgürlüğünü elinden alan Kolej sınavlarından mutlu değildir. KTÖS, Kolej sınavlarının geri gelmesi ile yaşanan tüm bu olumsuz süreçlerden mutlu değildir.”

KTÖS Eğitim Sekreteri Olgaçer, eğitimin anayasal bir hak olduğunu, devletin güvencesi ve kontrolü altında çocuklara eşit ve adaletli bir şekilde sağlanması gerektiğini ifade ederek, devletin, daha iyi ve nitelikli bir eğitim görevi olduğunu vurguladı ve sendikanın toplumsal yararı gözeterek “Parasız, Bilimsel ve Demokratik Eğitim” mücadelesini yükselteceğini bildirdi.(

Bu haber toplam 1711 defa okunmuştur