CTP Mağusa Milletvekili Erkut Şahali, mecliste “Son Yangın ve Düşündürdükleri” ile ilgili söz aldı. Şahali, Güney’deki yangından duyduğu üzüntüyü dile getirerek, bu olayda yaşanan her kayıptan tüm insanların acı duyması gerektiğine işaret etti.

Dünyadaki çölleşme tehditleri varken Güney’de yaşanan yangının bu alanda bir yıkıma gidişi hızlandırdığını ifade eden Şahali, yangının etkilerinin ortadan kaldırılması için hem Güney’in hem Kuzey’in sorumluluğu olduğunu kaydetti.

Dünyanın neresinde bu tip olaylar olursa olsun tüm insanlığın acı duyması ve bunları düzeltmek için hep birlikte hareket edilmesinin önemine işaret eden Şahali, Güney’de yaşanan yangınla birlikte ortaya çıkan siyasi gelişmeleri de değerlendirdi ve yangının siyasete malzeme edildiğini söyledi.

Şahali, barış kültürünün; diğer toplumun acısından sevinmek değil, acısından acı duymayı gerektirdiğine işaret ederek, Kıbrıs’ta uzun yıllardır süren anlaşmazlığın ve çözümü yakalamak için yapılan görüşmelerin, bu gibi olaylarda yapılacak işbirlikleriyle ivme kazanabileceğine dikkat çekti.

Güney’deki yangında krizden fırsat yaratılabilecek aşamaya gelindiğini, Cumhurbaşkanı’nın da çok uğraş sergilediğini, ancak bu fırsatın hem Kuzey hem de Güney tarafından “ıskalandığını” ifade eden Şahali, yangının söndürülmesi için birlikte koordinasyonun çok büyük önem taşıdığını, ancak burada sorunu çözme odaklı değil, siyasi pozisyondan hareket edildiğini kaydetti.

Ülkede “ateşkesin” hüküm sürdüğünü, uluslararası anlaşmalar ve bugünkü durumun da bunu gösterdiğini, bu sorun da ortada dururken doğaya karşı daha insani bakış açısıyla bakılması gerektiğini anlatan Şahali, Güney’deki devletin uluslararası açıdan yasal ve meşru olduğunu, ancak Kuzey’deki örgütlenmenin uluslararası hukuk dışında olduğunu kaydetti.

Yangın öncesinde devam eden olumlu hava ve görüşmelerin bu durumdan sonra geriye düşmemesi temennisinde bulunan Şahali, bugünkü durumun iki halk açısından da sürdürülebilir olmadığına vurgu yaptı. Şahali, 11 Şubat anlaşmasına işaret ederek hükümete, Kıbrıs müzakere süreci ile ilgili düşen görevin; 11 Şubat anlaşmasına sahip çıkması ve günlük sıkıntılar üzerinden siyasi istismar yaparak değil, çözüme olan isteklilikten yola çıkarak samimi bir şekilde hareket etmesi olduğunu vurguladı.

Şahali, yangın olayından ders çıkarılarak iki toplumun da yaşamını etkileyebilecek olaylarda daha hassas davranılması gerektiğine işaret ederek, Güney’de yaşanan yangından Kuzey’in de ders çıkarması ve bu sıcak yaz aylarında gerekli önlemlerin alınmasını istedi.

GÜNDÜZ

Bağımsız Güzelyurt Milletvekili Menteş Gündüz de yerinden söz alarak, Şahali’ye Türkiye’nin şartlar karşısında yangına nasıl müdahale edebileceğini sordu. Şahali de, yangına İsrail ve Avrupa’dan müdahale edildiğini ancak hepsinin kriz masasına göre hareket ettiğini anlattı.

Gündüz de, yangına müdahale konusunda kuralların net olduğunu, burada sıkıntının Güney’den kaynaklandığını, politika yaptığını söyledi.

YANGINA KARŞI ÖNLEMLER…

Turizm Çevre ve Kültür Bakanı Fikri Ataoğlu da, yangından büyük üzüntü duyduklarını, çünkü ormanların herkesin olduğunu kaydetti. Ataoğlu, yangın anında hemen Orman Dairesinin hazırlık yaptığını, Cumhurbaşkanlığı müsteşarı ile görüşüldüğünü, Rumca bilen kişilerin ekibe dahil edildiğini, KKTC olarak “Ormanlar hepimizindir” dediklerini kaydetti.

ANGOLEMLİ

TDP Mağusa Milletvekili Hüseyin Angolemli de, yangına, insani açıdan bakılması gerektiğini ancak son yapılanlara bakıldığında tarafların aynı noktada durduğunun görüldüğünü belirterek, “İnşallah ülkemizde bir gün karşılıklı tutumlar son bulur ve insancıl olaylar öne çıkar” dedi.

Angolemli, “Çalışma Yaşamı” ile ilgili güncel konuşmasında ise, inşaatlarda çalışan işçilerin bu sıcak yaz aylarında ağır şartlarda çalışmasının belli şartlar altında düzenleme altına alınması, denetimin artırılması gerektiğini söyledi.

Özelde teşvik yoluyla sendikalaşmanın önünün açılması gerektiğini, bunun yapılması durumunda sektöre denetimin geleceğini, kayıt dışılığın önüne geçileceğini ve yatırımların sürekliliğinin sağlanacağına vurgu yapan Angolemli, yeni belirlenen asgari ücretin ise her zaman olduğu gibi yine çalışan aleyhine olduğunu kaydetti.

Angolemli, her zaman işçinin hakkının yendiğini ifade ederek, yeni belirlenen asgari ücrette gün başına 3,5 TL artış getirildiğini, bunun çok cüzi bir miktar olduğunu kaydetti ve eleştirdi.

Yeni asgari ücretin yeniden gözden geçirilmesi gerektiği, ayrıca çalışma yaşamında denetimlerin artırılması gerekliliği üzerinde duran Angolemli, ülkede denetimin şart olduğunu, çünkü kayıt dışı iş gücü, göç ve kayıt dışı ekonominin başını alıp gittiğine işaret etti.

SANER, SICAKTA İNŞAATLARDA ÇALIŞANLARA YÖNELİK ÇALIŞMALARINI ANLATTI

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ersan Saner de, Angolemli’ye, sıkıntıları dile getirdiği için teşekkür ederek, ülkede sıcakların hakim olduğunu, inşaatlarda çalışanların da bu sıkıntılardan en çok etkilenen işçi kesimi olduğunu anlattı.

Saner, bu çerçevede bakanlık olarak gerekli araştırmaları başlattıklarını, Sağlık Bakanlığının da koordineli bir şekilde kendilerine destek verdiğini ifade ederek, bu yönde yapılan çalışmaları anlattı, ileriki günlerde bakanlığın gerekli sonuçları ortaya koyacağını söyledi.

İnşaatlarda gerekli tedbirlerin alınmasının müteahhitlerin de görevi olduğunu, ancak yasal düzenlemelerin de şart olduğunu ifade eden Saner, yaşanan iş kazalarının önüne geçilmesi ve gerekli önlemlerin alınması için ihale tüzüğü dahil tüm yasaların üzerine hep birlikte gittiklerini anlattı.

Ülkede 9 bin civarında işsiz bulunduğunu, bunun 12 bin olabileceğini, ancak dışarıdan gelip çalışan 45 bin kişi olduğunu ifade eden Saner, burada öne çıkanın ülke gençlerinin daha çok işine sarılması olduğunu, hükümetin de gerekli açılımları yaparak iş yaşamına gerekli katkıları yapmak için adım atacağını söyledi.

ÖZELDE SENDİKALAŞMA…

Saner, yeni asgari ücretin 10 ay geçmesine rağmen belirlenmediğini, ancak göreve gelir gelmez kararlılıkla hemen belirlediklerini, özelde sendikalaşmanın tek taraflı olamayacağını, bu yüzden hemen gerekli adımları atacaklarını ve diyaloğa açık olduklarını kaydetti.

Konunun sadece asgari ücretin yükseltilmesi olmadığını, işverenin de güçlü olması gerektiğini, çünkü işveren güçlü değilse ödemelerini de yapamayacağını ifade eden Saner, Angolemli’ye katkılarından dolayı teşekkür etti.

Angolemli de yeniden söz alarak, yeni asgari ücretle bir ailenin geçinemediğine işaret ederek, dünyadan veya Avrupa’dan örneklerin kendisi açısından önem taşımadığını, önemli olanın ülke şartları olduğunu söyledi.

Maddi sıkıntıların bazı suçları da beraberinde getirdiğine işaret eden Angolemli, asgari ücrette ülke gerçeklerinin dikkate alınmasını ve bir kez de işçinin düşünülmesini istedi.

ERÇAL

CTP Güzelyurt Milletvekili Hüseyin Erçal da, “Çevre sorunları ve hükümetin bu yöndeki icraatları” konulu güncel konuşmasında, ilk olarak Güney’deki yangından duyduğu üzüntüyü dile getirdi, yangından çıkar sağlama girişimlerini eleştirdi, önemli olanın yangının en hızlı şekilde söndürülmesi için hareket edilmesi olduğuna değindi.

Erçal, yangının ülke doğasına büyük zarar verdiğine işaret ederek, ülke doğasını ve çevresini korumak için birlikte hareket etmenin önemine vurgu yaptı.

Kıbrıs’ın kuzeyinde de çevreye büyük zarar verildiğini, taş ocakları, çevre sorunları, CMC gibi sıkıntıların sürdüğünü, hükümetlerin gerekli önlemleri almak için ne aşamada olduğunu bilmediğini ifade eden Erçal, CMC konusunda devlet ciddiyetinin ortaya konmasını ve bu sıkıntının bir an önce çözümlenmesini istedi. Erçal, hükümetin CMC ile ilgili görüşünü sordu.

Hüseyin Erçal, karayolları ağında ve özellikle Ercan Lefkoşa Girne arasındaki refüjlerin kirliliğine işaret ederek, bu yollarda temizliğin yapılmasının ne kadar zor olabileceğini sorguladı, toplumun da daha duyarlı olması gerektiğini kaydetti ve cezai işlemlerin kaçınılmaz olduğunu söyledi.

Erçal, yol kenarlarındaki ışıklı tabelalarda da gerekli düzenlemelerin yapılmasının kaçınılmaz olduğunu kaydetti.

Yol kenarlarına yapılan inşaatlar, aydınlatma sıkıntıları ve eksik kalan bariyerler gibi sorunların da üzerine hızlı bir şekilde gidilmesi gerektiğini ifade eden Erçal, ülkeyi düzen altına almanın ne kadar zor olabileceğini sordu, hükümetin gerekli adımları atmasını istedi.

Erçal, Güzelyurt bölgesindeki sağlık hizmetleri ağının da güçlendirilmesini isteyerek, bölgeye söz verilen yeni hastane temelinin zaman geçirilmeden atılması gerektiğini söyledi.

Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu da, taş ocakları ve CMC ile ilgili konulara değinerek, yapılan çalışmaları anlattı, bu alanlarda geçmişe bakmadan hükümeti döneminde üzerine düşen görevleri yerine getirmeye çalışacağını kaydetti.

Ataoğlu, refüj aralarındaki çevre kirliliğinin ortadan kaldırılması için gerekli ilgili birimlere yazıların yazıldığını ifade ederek, yol kenarlarının temizlenmesinin turizm açısından çok büyük önem taşıdığını vurguladı.

Ataoğlu, Turizm ve Çevre Bakanlığı olarak Ercan’dan itibaren yolların temizlenmesi için çalışma başlattıklarını, temizlik çalışmalarının sürdüğünü, ağaçların sulamalarının yapıldığını, yol boyunun tellendirilip ağaçlandırılacağını ve çiçeklendirileceğini anlattı.
Cumhuriyet Meclisi Genel Kurul toplantısı tamamlandı. Bir sonraki birleşim 27 Haziran Pazartesi yapılacak.

Genel Kurul’da, milletvekillerinin güncel konuşmalarının ardından Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankası’nın Merkez Şubesi’nden Güzelyurt Şubesi’ne para transferi sırasında meydana gelen soygun olayı hakkındaki Meclis Araştırma Komitesi’nin raporu okundu.

CTP Lefkoşa Milletvekili Özkan Yorgancıoğlu’nun okuduğu rapor üzerine milletvekilleri söz almayınca rapor üzerindeki görüşme tamamlandı.

Genel Kurul’da daha sonra milletvekillerinin yazılı ve sözlü sorularına yer verildi.

TDP Mağusa Milletvekili Hüseyin Angolemli, kürsüden söz alarak, hükümetin sağlık alanında hizmet alma veya sözleşmeli personel alımı yapıp yapmadığını, alındıysa bu hizmetin kimden, hangi yöntemle ve kimlerin alındığını sordu. Angolemli, ayrıca yeni dönemde böyle bir alımın yapılıp yapılmayacağını, yapılacaksa hangi yöntemle yapacağını sordu.

CTP İskele Milletvekili Biray Hamzaoğulları’nın yazılı sorularının okunmasının ardından da Genel Kurul toplantısı sona erdi.

(tak)