1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Çevre Platformu uyardı: “Ekonomik Protokol Çevre Felaketi Yaratabilir”
Çevre Platformu uyardı: “Ekonomik Protokol Çevre Felaketi Yaratabilir”

Çevre Platformu uyardı: “Ekonomik Protokol Çevre Felaketi Yaratabilir”

Kuzey Kıbrıs Çevre Platformu, UBP-DP Azınlık Hükümeti tarafından imzalanması beklenen ekonomik pakette çevre felaketine neden olacak maddelerin olduğuna dikkat çekti.

A+A-


Kuzey Kıbrıs Çevre Platformu, yazılı açıklamasında, önümüzdeki günlerde UBP-DP Azınlık Hükümeti tarafından imzalanması beklenen ekonomik pakette çevre felaketine neden olacak maddelerin olduğuna dikkat çekti.

"Bu protokolün mevcut haliyle imzalanması ile ortaya çıkacak daha büyük çevre sorunları ile ileride boğuşmak durumunda kalacağımızı şimdiden öngörmekteyi" ifadelerinin yer aldığı açıklamanın tam metni şöyle:

 

Ülkemizde, plan, proje ve fizibilite olmadan yapılan yatırımlar çevrenin tahribatına yol açmakta çevresel açıdan sürdürülebilir bir kalkınmayı sağlayamamaktadır. Geçmiş hükümetlerin yaptığı hatalardan biri ÇED tüzüğünde değişikliğe gidilerek Geçitköy barajı ÇED kapsamı dışında bırakılmasıydı. 2011 yılında ayni ÇED tüzüğünde yapılan değişiklikle turistik tesislerin artırılması maksadıyla gerçek veya tüzel kişiler lehine rezerve edilen arazilerin turizmden sorumlu bakanlığın uygun görüşü ile Maliye Bakanlığı tarafından kiralanan kamu arazilerinin üzerinde gerçekleştirilecek yatırımlar için Ön proje aşamasında ÇED ve ÖN ÇED istenmesi kaldırılmıştı.

Anayasa ve 18/2012 sayılı Çevre Yasası’na göre, Tüzükler Yasalara aykırı şekilde düzenlenemez. Yapılacak hiç bir protokol anayasaya aykırı olamaz. 2011 yılında yapılan bu düzenlemenin aslında bugün ortaya çıkan ekonomik protokole zemin niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.

Öyle ki, bu gün ekonomik protokolde yer alan “Amaç 3-Eylem 2-  Turizm Sektörü ile ilgili olarak verilen bilgilere göre turizm sektörünün gelişmesi için önerilen rezerv arazilerin belirlenerek ulusal ve uluslararası yatırımcılara duyurulması eylem olarak açıklanmıştır. Ayni madde altında belirtilen mevcut durum analizinde mevcut turistik tesislerin düşük kapasiteyle çalıştığı değerlendirilmektedir.

Bu durumda yeni turistik tesislerin yapılma ihtiyacı olduğunun belirtilmesi bir çelişkidir. Aslında bir ihtiyaç olmamasına rağmen yapılması düşünülen yeni turistik tesislerin sadece mevcut doğal alanlara zarar vereceği ortadır. Bu protokole göre geliştirilmesi düşünülen yeni mevzuatın ve sözde turizm gelişimin önünde engel olarak işaret edilen çevre yasaları gibi diğer yasaların ve mevzuatların değiştirilmesi ve yani ÇED raporlarının geçiştirilerek hazırlanmaması karşısında çevrenin korunmasında aciz kalacağımızı şimdiden ön görmekteyiz.

Hali hazırda, Çevre yasamıza ve ÇED tüzüğüne aykırı bir şekilde ve de Özel Çevre Koruma Bölgeleri (ÖÇKB) içinde yapılan yollar, Geçitköy barajı yapımı için açılan yeni taş ocakları ve ÖÇKB’ler içindeki kaçak inşaatlar bunlara güzel birer örnektir.
Yine, ortaya çıkan bu ekonomik protokolde, “Amaç 3-Eylem 7- Enerji Sektöründe Politika Belirlenmesi ve düzenlenmesi ile ilgili olarak verilen bilgiler içerisinde ülkemizin doğal enerji kaynaklarına sahip olmadığı gerekçesi hangi aklın ürünü olarak ortaya çıkmıştır? Anlamış değiliz. Dünyada birçok ülke rüzgâr ve güneş enerjisine geçerek yenilenebilir enerjiyi kullanırken bizim ülkemizde sanki hiç güneş yokmuş gibi, bunu göz ardı ederek ülkemizde enerji ihtiyacının karşılanmasında yanlış politikaların belirlenmesi çevremiz adına bizi tedirgin etmektedir.

Yukarıda belirttiğimiz gündemdeki protokol maddelerin gerçek dışı gerekçeler ile ve isabetsiz kararlar ile yazıldığını görmekteyiz. Özellikle bu protokolün mevcut haliyle imzalanması ile ortaya çıkacak daha büyük çevre sorunları ile ileride boğuşmak durumunda kalacağımızı şimdiden öngörmekteyiz.

18/2012 sayılı Çevre Yasası, tüm ülkeyi etkileyen büyük ölçekli strateji ve projelerde Stratejik ÇED uygulanmasını emreder. Ayrıca hiçbir plan ve proje 55/1989 sayılı İmar yasası gereğince hazırlanan ülkesel fiziki plana aykırı olamaz.
Yüz ölçümü küçük olan Kıbrıs’ın mevcut doğal değerlerinin tahribatının bu protokol ile artacağı aşikârdır. Çevrenin daha etkin korunabilmesi adına, yukarıda sözünü ettiğimiz maddelerinin değiştirilmesini kamuoyu önünde talep ediyoruz.

 

 

Bu haber toplam 3804 defa okunmuştur