1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Arabacıoğlu basın toplantısı
Arabacıoğlu basın toplantısı

Arabacıoğlu basın toplantısı

Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, Eğitim Bakanı Mustafa Arabacıoğlu’nun istifasını kabul ettiğini açıkladı.

A+A-

Milli Eğitim Bakanı Mustafa Arabacıoğlu, siyasi yaşamı boyunca hiçbir görevden ve sorumluluktan kaçmadığı söyleyerek, “En zor dönemlerde bile en zor görevleri almaktan geri durmadım. Şimdi istifa ederek bu bahsetmiş olduğum zor görevlerden bir tanesini üstlenmiş oluyorum” dedi.

İstifasının eğitime katkı olacağı inancını dile getiren Arabacıoğlu, sistemin tıkandığını, sorunların çoğunluğunun sistemden kaynaklandığını ifade etti.

Arabacıoğlu, “Bakanlık olarak öngördüğümüz sayıda kadroyu almış olsaydık, belki de eğitim sistemindeki sorunları konuşuyor olmazdık. Maalesef bakanlık yöneten değil, yönetilen duruma getirilmiştir” ifadelerini kullandı.

Görevinden Salı günü istifa ettiğini açıklayan Milli Eğitim Bakanı Mustafa Arabacıoğlu, bugün Demokrat Parti Ulusal Güçler (DP-UG) Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı, Ekonomi, Turizm, Kültür ve Spor Bakanı Serdar Denktaş ile birlikte DP-UG Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenleyerek, bakanlıktan istifa kararının nedenlerini açıkladı. Toplantıya DP-UG Genel Sekreteri Hasan Taçoy da katıldı.

Arabacıoğlu’nun istifasından üzüntü duyduğunu belirten Serdar Denktaş, devlet kadrolarının, yeni kamu reformuyla belli bir süre içinde verimli hale geleceğini, bu nedenle kamu reformunun çok önemli olduğunu vurguladı. Sistemsizliğin sistem olarak kalmaması gerektiğinin altını çizen Denktaş, seferberlik ruhu içinde hareket edilmesi gerektiğini ifade etti.

İSTİFA GEREKÇELERİNİN BAŞLIKLARI

Arabacıoğlu, istifasına yol açan nedenleri; “kadrolar”, “sistemdeki çarpık yapının, yapılan manipülasyonlardan dolayı asıl tartışılması ve üzerine gidilmesi gereken hastalığın gizlenmesine sebep olması”, “eğitim modelinin sorgulanması”, “sendikal yaklaşım”, “çocukların eğitim değil eylem aracı olarak kullanılması”, “kazanılmış hak kavramı”, “Hala Sultan İlahiyat Koleji ve yurtlarla ilgili sorunlar”, “taşımacılık”, “hademe eksikliği ile ilgili dıştan hizmet alımı”, “kamudaki hantal yapıdan kaynaklanan ihale sistemindeki aksamalar” başlıkları altında açıkladı.

“SORUNLAR SİSTEMDEN KAYNAKLANIYOR”

İstifasının eğitime katkı koyacağına inandığını belirten Arabacıoğlu, sistemin tıkandığını, sorunların çoğunluğunun sistemden kaynaklandığını ifade etti.

Arabacıoğlu, “Bakanlık olarak öngördüğümüz sayıda kadroyu almış olsaydık, belki de eğitim sistemindeki sorunları konuşuyor olmazdık. Maalesef bakanlık yöneten değil, yönetilen duruma getirilmiştir” diye konuştu.

“KADROLARIN DOLDURULMASI İÇİN GEREKLİ GİRİŞİMİ YAPTIK”

Arabacıoğlu, kadrolar konusunda bakanlığın gerekli girişimleri yaptığını kaydetti.

Girişimlerle ilgili bilgi veren Arabacıoğlu, 2014-15 Eğitim Yılı için bakanlığın 117 öğretmen kadrosuyla ilgili talebinin Başbakanlık aracılığıyla 18 Temmuz’da Maliye Bakanlığı’na iletildiğini, 11 Ağustos’ta 50 kadro olarak yanıtın geldiğini, 12 Ağustos’ta Orta Eğitim ve Mesleki Teknik ile ilgili kadroların doldurulması ile ilgili yazının Kamu Hizmeti Komisyonu’na gönderildiğini anlattı. Sınavların Eylül başında yapıldığını ancak bugüne kadar görevlendirme olmadığını söyleyen Arabacıoğlu, “Burada benim sorumluluğum varsa ben sorumluluğu almaya hazırım” dedi.

“LEFKOŞA’DAN GÖNYELİ’YE ÖĞRETMEN AKTARAMAM”

Kadro açığı bulunduğunu, Mesleki Teknik ve Orta Eğitimle ilgili 14, İlköğretimle ilgili 17 kadroya ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Arabacıoğlu, bunun ülkede öğretmen açığı olduğu anlamına gelmediğini vurguladı. Bazı okullarda öğretmen fazlalığı bazılarında ise açığı olduğunu belirten Arabacıoğlu, bunun sistemin hatası olduğunu söyledi. Arabacıoğlu, “Sistem çarpıktır. Gönyeli’de bir öğretmen açığı varsa, ben buradaki boş kadroya Lefkoşa’dan bir öğretmen aktaramam. Mevzuat öğretmen, öğrenci, okul lehine düzeltilmelidir” dedi.

“AKSAKLIKLARI GİZLEMEYE YÖNELİK HABERLER YAYINLANIYOR”

Eğitim yılı başlayacağı dönemde, sistemdeki aksaklıkları gizlemeye yönelik haberler yayınlandığını, ‘öğretmen kadrolarının boş, okulların darmadağın olduğu’ yönünde yayınlar yapıldığını söyleyen Arabacıoğlu, bunların asıl tartışılması gereken ana konuların gündemden uzaklaştırılıp üzerinin örtülmesine yol açtığını belirtti.

Arabacıoğlu, 15 Haziran ile 15 Eylül arasında geçen süreçte, okullardaki tadilat, tamirat ve ek derslikleri tamamlamaları gerektiğini belirterek, bunun ihale süreci sonrasında yapılabildiğini, bu yıl bu süreçte sorunlar yaşandığını söyledi.

İhale tüzüğünde düzenleme yapıldığını, müteahhitlerin tüzüğe karşı olmalarından dolayı ihalelere katılmadıklarını, yeniden tüzük değiştirilerek, yeniden müracaat alındığını anlatan Arabacıoğlu, yaşanan aksaklıkların bu durumdan kaynaklandığını belirtti. Arabacıoğlu, buna karşın, eğitimi aksatacak bir olay yaşanmadığını ancak bazı basın kuruluşlarının bu yönde yayınlar yaptığını ifade etti.

Mustafa Arabacıoğlu, okullarda güzellikler de yaşandığını ancak bunların ön plana çıkarılmadığını kaydederek, kötü yönlerin ortaya çıkarılarak siyasilerin eleştirildiğini, bazı kesimlerin bundan prim elde etmeye çalıştıklarını belirtti.

“BAZI LİSELER MERKEZİLEŞTİRİLMELİ”

Kolejlerin sorgulanması gerektiğine değinen Arabacıoğlu, kolejlerin Ulusal Birlik Partisi (UBP) döneminde açıldığını, buna karşı olmadıklarını söyledi. Arabacıoğlu, “Kolejler açılırken, 5-10 yıl sonra nelere ihtiyacı olacağının da bilinmesi gerekirdi” dedi.

KOLEJLERDEKİ SORUNLARI BEYAZ TAHTADA ANLATTI

Arabacıoğlu daha sonra beyaz tahta üzerinde örneklerle kolejlerde yaşanan sorunları detaylı bir şekilde anlattı.

Liselerle ilgili sorunlar bulunduğunu söyleyen Arabacıoğlu, “Beş öğrencisi olan sınıflar var. Bunlarla ilgili düzenleme yapmak gerekir. Gerekirse bazı liseleri merkezileştirelim. Bunu gündeme getirdiğiniz zaman, ben bakanlık koltuğunda otursaydım, benim üzerime çok baskı gelecekti” diye konuştu.

“SENDİKALARLA İYİ DİLAYOG KURMAYA ÇALIŞTIM”

Sendikalarla iyi diyalog kurmaya çalıştığını anlatan Arabacıoğlu, sendikalardan yeterli desteği görmediğini belirtti.

Arabacıoğlu, Arabahmet İlkokulu, Gelibolu İlkokulu, Şht. Ertuğrul İlkokulu gibi konularda atmak istediği adımlara, sendikaların destek vermediğini ifade etti. Arabahmet İlkokulu’nda binanın sağlıklı olmaması dolayısıyla öğrencilerin Atatürk İlkokulu ile Şehit Tuncer İlkokulu’na aktarılması yönündeki projenin, sendikacılar tarafından “Arabahmet İlkokulu’nun peşkeş çekileceği” şeklinde yansıtıldığını söyleyen Arabacıoğlu, peşkeş çekmeyi değil, binayı köy kadın kursu ürünlerinin sergileneceği bir yer olarak düşündüklerini kaydetti. Arabacıoğlu, bu olayda sendikalardan destek görmediğini belirtti.

Arabacıoğlu, eğitime yönelik alınacak sağlıklı kararlarda sendikacıların bakanlığa yardımcı olması gerektiğini ancak bu desteği göremediğini kaydetti.

“ÇOCUKLAR EYLEM ARACI OLARAK KULLANILIYOR”

Öğrencilerin eğitim amaçlı değil, eylem amaçlı kullanılmaya çalışılmasından üzüntü duyduğunu söyleyen Arabacıoğlu, öğrencinin yerinin sınıf olduğunu vurguladı.

Arabacıoğlu, “Bazı okullarda bileşik sınıf uygulaması ve bazı okullarda da dersliklerin birleştirilmesi halinde çocukların okullara gönderilmemesi ile ilgili açıklamalar öğrencilerin araç olarak kullanıldığının kanıtıdır” dedi.

“EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET”

“Eşit işe eşit ücret” söylemine katıldığını belirten Arabacıoğlu, 2011 yılında yürürlüğe giren yasa kapsamında işe alınan öğretmenlerle, öncesinde işe alınan öğretmenler arasında motivasyon farklılığı olduğunu söyledi.

Arabacıoğlu, şöyle devam etti:

“Burada yapılması gereken 2011 yılından sonra yürürlüğe giren yasa ile birlikte 2011 yılından önce yürürlüğe giren ve öğretmenlerin çalışma ve özlük haklarını düzenleyen öğretmenler arasında A öğretmen, B öğretmen ve branş öğretmenliği gibi sınıflandırmaya neden olan yasanın ele alınması durumunda, ‘eşit işe eşit ücret’ tartışmasında var olacağımı belirtmeme rağmen bu konuda sendikalardan olumlu bir yaklaşım görmedim."

“Bazı öğretmenler 30 kişilik sınıflarda ders verirken, bazı okullarda sınıf şubelerinin birleştirilerek bu denkliğin sağlanmasına karşı gösterilen direnç de bu eşitsizliğe bir örnektir” diyen Arabacıoğlu, dengeyi sağlamanın sadece bakanlığın görevi olmadığını, öğretmene düşen öğrenci sayısıyla ilgili dengenin sağlanmasında okul müdürlükleri ve öğretmen sendikalarına da sorumluluk düştüğünü ifade etti.

“BASKI OLMADI”

İlahiyat Koleji’ne atanacak öğretmenlerin Türkiye’den getirilmesi fikrine olumlu bakmadığı, bunun üzerine bazı çevrelerden baskıya maruz kaldığı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyleyen Arabacıoğlu, böyle bir baskı ve söylem olmadığını vurguladı.

“TAŞIMACILIK CİDDİ SORUN”

Öğrenci taşımacılığının büyük bir sorun olduğunu ve olmaya devam edeceğini belirten Arabacıoğlu, tüzükte değişiklik yaparak bir komisyon oluşturduklarını ancak buna rağmen sistemden kaynaklanan sorunların yaşanacağını söyledi.

“HADEME EKSİKLİĞİ”

Mustafa Arabacıoğlu, hademe eksikliğinden dolayı eylem yapılacağından bahsedildiğini söyleyerek, bazı okullarda kadrolarında hademe görülmesine rağmen aktif olarak iş yapan hademe sayısının az olduğunu vurguladı.

Bazı okullarda hademelerin, çeşitli dönemlerde bakanlar tarafından idari kadroya görevlendirildiğini söyleyen Arabacıoğlu, belli okullarda temizlik için hizmet satın alınması konusunda çalışma yaptıklarını kaydetti.

Arabacıoğlu, bugün Vakıf Anaokulu’nda yaşananlarla ilgili bir haber yayınlandığını belirterek, şunları kaydetti:

“Orada okul müdiresi, yardımcı öğretmen için sınav yapıp öğretmen almak istediğini belirten bir yazı yazdı. Biz de böyle bir hakkı olmadığını söyledik. Ama gazeteye ilan verdi, koşul koydu ve Okul Aile Birliği adına duyuru yaptı. Tekrar onu arayarak, yaptığının yanlış olduğunu Okul Aile Birliği Tüzüğü’nde böyle bir yetki olmadığını söyledim. Bana ‘evet’ demedi. Bir müdüre bir bakan ‘bunu yapın’ der, o da ‘bakarız’ der. En sonunda sınav yapma konusunda bizim bir okulu tercih ederek sınav yapacağını söyledi. Ben de ona iznimiz olmadan sınav yapma yetkisi olmadığını anlattım. Bunun üzerine sınavı sendikada yaptı. Devletin geldiği konumdur bu. Ona hukuksal süreçte sorumlu olacağını bir yazı ile bildirdim almadı, faks çektim. Evrakları yanımda tutuyorum.”

Arabacıoğlu, “Bazı öğretmenler; okulun, sonra sendikanın, en son da bakanlığın öğretmeni olduğunu zanneder, esasında bütün öğretmenler bakanlığın öğretmenidir. İdare eden mi biziz, yoksa idare edilen mi biziz? Ülkede geldiğimiz sistem bu. Bu hale gelmesinde hepimizin katkısı oldu ” diye konuştu.

SORULAR

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Arabacıoğlu, Öğretmenler Yasası’nın ele alınması, eşit işe eşit ücret uygulanması, sınıflandırmaların kaldırılması, belli liselerde merkezileştirmeye gidilmesi gerektiğini kaydetti.

Arabacıoğlu, 2011’den sonra işe girenlerin maaşlarının düzeltilmesi gerektiği düşüncesinde olduğunu söyledi.

Arabacıoğlu, istifa etmeden önce bu açıklamaları yapsa, bunun küçük bir haber olacağını, ses getirmeyeceğini belirtti.

“ÖĞRETMENLER NAKİLE TABİ TUTULMALI”

Bir soru üzerine, bu boyutta sorunlarla karşılaşacağını düşünmediğini belirten Arabacıoğlu, daha önce görev yapmış eğitim bakanlarının vermek istediği mesajları almamasından üzüntü duyduğunu kaydetti.

Arabacıoğlu, öğretmenlerin belli zamanlarda zorunlu nakile tabi tutulması gerektiğini vurguladı.

“DERİN ÜZÜNTÜ DUYDUM”

Recep Tayyip Erdoğan Okulu’nda yaşanan öğretmen açığı sorunundan derin üzüntü duyduğunu söyleyen Arabacıoğlu, “Bu benim eksiğim olmasa dahi benim sorumluluğumdur” dedi. Arabacıoğlu, işi hızlandırmak için elinden geleni yaptığını ancak bir türlü öğretmen atanamadığını söyleyerek, “İnşallah bu tavrım bu 360 çemberini kırar” dedi.

Arabacıoğlu, eğitim, sağlık ve poliste ihtiyaç duyulması halinde eleman alınması gerektiğini ifade etti.

DENKTAŞ: “AKSAKLIKLAR BASKILAR NEDENİYLE DÜZELTİLEMİYOR”

Demokrat Parti Ulusal Güçler (DP-UG) Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı, Ekonomi, Turizm, Kültür ve Spor Bakanı Serdar Denktaş da gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Denktaş, “yasa, sendikaların, ailelerin ve basının duruşunun” yapılması gerekenleri yapmaya çalışan bakanları sıkıntıya soktuğunu söyledi. Denktaş, “Yapılabilecekleri yapabilsek, verilen kadrolar doğru yerde doğru şekilde kullanılabilir. Bu aksaklıklar siyasilere yapılan baskılar nedeniyle düzeltilemiyor” dedi.

Sağlık, eğitim ve polis için eleman alımının zorunlu ihtiyaç olduğuna değinen Denktaş, “İşte bir protokol imzaladınız, ‘her iki emekliye bir kişi alabilirsiniz’ diye bir kural var. Ama bu üç yer; eğitim, polis, sağlık, bu kuralın içinde kalamaz. Bu sistemi biraz daha deşmemiz lazım” diye konuştu.

Denktaş, ihtiyaç duyulan yerlerde öğretmenlerin kullanılabilmesi yetkisinin sendikada değil, bakanlıkta olması gerektiğini, bu şekilde öğretmenlerin dağıtılabileceğini, açıkların önlenebileceğini belirtti.

“ELİMİZİ AYAĞIMIZI BAĞLAYAN BİR ÖNCEKİ HÜKÜMET VE ONDAN ÖNCE YAPILAN GİRİŞİMLERDİR”

Denktaş, sözlerine şöyle devam etti:

“Düzenleme ve organizasyon yapamazsın, sendikaya verilmiş yetkiler var. Baskılar var ailelerden gelen basın vasıtasıyla. Açık olacak, yeni istihdam yaparak kapatamayacaksın. Bu eli ayağı bağlanmış bir hükümet demektir. Elimizi ayağımızı bağlayan bir önceki hükümet ve ondan önce yapılan girişimledir. Biz şimdi bunları çözmeye çalışıyoruz”

“KAMU REFORMU ÇOK ÖNEMLİ”

Denktaş, devlet kadrolarının, yeni kamu reformuyla belli bir süre içinde verimli hale geleceğini, bu nedenle kamu reformunun çok önemli olduğunu vurguladı.

Sistemsizliğin sistem olarak kalmaması gerektiğinin altını çizen Denktaş, seferberlik ruhu içinde hareket edilmesi gerektiğini ifade etti.

“ATAMA PAZARTESİ”

Denktaş, gazetecilerin sorusu üzerine Milli Eğitim Bakanlığı’na atanacak kişinin hafta sonu yapılacak değerlendirmenin ardından Pazartesi günü açıklanacağını belirtti.

Toplantının tamamlanmasının ardından Arabacıoğlu ile Denktaş, el sıkışarak, teşekkürlerini iletti.

(TAK)

Bu haber toplam 2720 defa okunmuştur