1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. 'Akkuyu'ya karşı ortak mücadele
Akkuyuya karşı ortak mücadele

'Akkuyu'ya karşı ortak mücadele

Platform, Mersin-Akkuyu’da yapılması planlanan nükleer santralin, “halkın ve gelecek nesillerin yaşamını tehlikeye soktuğu ve doğayı önemli ölçüde tehdit ettiği” gerekçesiyle hemen durdurulmasını istedi.

A+A-

Çevre örgütleri öncülüğünde, Türkiye’nin Mersin-Akkuyu bölgesinde kurulacak Nükleer Santrale karşı sürdürülen mücadele çerçevesinde konuya duyarlı tüm örgütlerle birlikte “Nükleere Hayır Platformu” oluşturuldu.

Nükleere Hayır Platformu, bugün Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Merkez Binasında düzenlediği basın toplantısında, platformu oluşturan örgüt temsilcilerinin imza koyduğu “Nükleer Santrallere Karşı Mücadelede - Ortak Deklarasyonu” açıkladı.

Platform, Mersin-Akkuyu’da yapılması planlanan nükleer santralin, “halkın ve gelecek nesillerin yaşamını tehlikeye soktuğu ve doğayı önemli ölçüde tehdit ettiği” gerekçesiyle hemen durdurulmasını istedi.

Bu ortak amaç doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin “Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesini” derhal iptal etmesini talep eden platform, bu konudaki yol haritalarının; “taleplerinin Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP hükümetine iletmek üzere Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği'ne uyarı ve eylem gerçekleştirmek, gerekli karşı duruş göstermemeleri halinde KKTC hükümeti ve yetkili makamlarına karşı da eylemliliğimizi sergilemek” olduğunu bildirdi.

Platform eylem sürecine, yarın saat 10.00’da Başbakan Özkan Yorgancıoğlu ile yapacağı görüşmenin ardından karar verecek.

Platform, konuyla ilgili kamuoyuna ve milletvekillerine yönelik iki farklı imza kampanyası başlatıldığını da belirterek, yeni yılın ilk günlerinde “nükleer santralin zararları” konusunda uluslararası katılımlı geniş bir konferans düzenlemek için girişimlerin devam ettiğini de kaydetti.

ORTAK DEKLERASYON

Platformu oluşturan örgütlerin ortak deklarasyonunu Biyologlar Derneği Genel Sekreteri Hasan Sarpten okudu.

Sarpten, Türkiye’nin Mersin ilinin Gülnar ilçesinin Akkuyu mevkiine yapılacak “nükleer güç santralinin” KKTC’ye mesafesinin Mersin il merkezine olan mesafeden bile daha yakın konumda olduğuna dikkat çekerek, KKTC’nin olası bir kaza durumunda ilk sırada ve azami ölçekte etkileneceğinin açık olduğunu kaydetti.

Türkiye Jeoloji Mühendisleri Odası'nın raporuna göre santralin yeri ile ilgili bilimsel verilerin, nükleer reaktör kurulmasına elverecek olumluluk ve netlikte olmadığı açıklamasına bakarak, kaza olasılığının da yüksek olduğunun söylenebileceğine dikkat çeken Sarpten, buna göre, santralin kurulacağı yerin yakınından geçen “Ecemiş Fayının” sismik karakteri konusunda ciddi kaygılar yaratacak bilimsel araştırmalar olduğunu ve bu fayın 300 km uzunluğunda olup, Akkuyu’nun 20-25 km yakınından geçerek denizde devam ettiğini dile getirdi.

Sarpten, buna karşın hazırlanan ÇED raporunun olası bir kazada ortaya çıkacak zararın sorumlusunun kim olacağı sorusuna cevap veremediğini, raporda tüm hukuki sorumluluğun adresi olarak TC hükümeti değil Akkuyu NGS şirketi olarak gösterildiğini ifade ederek, bunun gelecekte olacaklardan “sıyrılma çabası” olduğunun anlaşıldığını, çünkü Akkuyu NGS şirketinin sermayesi ile sınırlı bir şirket olduğu için Akkuyu’da gerçekleşmesi olası bir kaza sonrası şirketin hukuki sorumluluğu üzerine alma kabiliyeti olmayacağını anlattı.

Bir kaza olmasa dahi nükleer santrallerden kaynaklanan atıklar ve bertaraf yöntemlerinin zorluğu dikkate alınarak, komşu ülkede nükleer santral yapılmasının bölgede var olan ve gelecekte var olacak kuşakları doğrudan ve sonu olmayan bir radyasyon tehdidine mahkum etmek anlamında olduğunu ifade eden Sarpten, şöyle devam etti:

“Nükleer atıkların etkileri yüzyıllar sürer ve sızıntılar da sürekli olabileceğinden ekolojik facia yaşanması kaçınılmazdır. Henüz dünyanın hiçbir bölgesinde nükleer atıkların saklanması ve imhası için nihai bir çözüm ve depolanma alanı bulunamadığı unutulmamalıdır.

Tüm bu bilgiler ve veriler ışığında Mersin-Akkuyu’da yapılması planlanan nükleer santralin, bizlerin ve gelecek nesillerin yaşamını tehlikeye soktuğu ve doğayı önemli ölçüde tehdit ettiği gerekçesiyle hemen durdurulmasını istiyoruz. Bu ortak amaç doğrultusunda da Nükleere Hayır Platformu adı altında iş, güç ve eylem birlikteliği yapmaya karar veren bizler, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin, Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesini derhal iptal etmesini artan bir şekilde talep etmeye devam edeceğiz.

Bunu gerçekleştirmek için yol haritamız ise bellidir. Sayın Erdoğan ve AKP hükümetine talebimizi iletmek üzere Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği'ne uyarı ve eylem gerçekleştirmek, gerekli karşı duruş göstermemeleri halinde KKTC hükümeti ve yetkili makamlarına karşı da eylemliliğimizi sergilemek kaçınılmazdır. Bununla birlikte, kamuoyuna ve milletvekillerine yönelik de iki farklı imza kampanyamız başlatılmıştır. Ayrıca, yeni yılın ilk günlerinde nükleer santralin zararları konusunda uluslararası katılımlı geniş bir konferans düzenlemek için girişimlerimiz de devam etmektedir.

Bilinmelidir ki, nükleer santrale karşı bizler elimizden gelen mücadelenin fazlasını ortaya koyacağız. Çünkü, inanıyoruz ki bu mücadele Kıbrıs'ın doğa ve geleceğine dair belki de son mücadeledir. Ve, bu mücadele ancak tüm halk olarak topyekün bir karşı duruş sergilenirse başarıya ulaşacaktır. Şimdi hep birlikte ve daha güçlü bir şekilde ‘Nükleere Hayır’ deme vaktidir.”

Nükleere Hayır Platformu’nu oluşturan örgütler şöyle:

“Biyologlar Derneği, Tabipler Birliği, Çevre Mühendisleri Odası, Peyzaj Mimarlar Odası, Yeşil Barış Hareketi, Karpaz Dostları, Diyetisyenler Birliği, MS Derneği, Kanser Hastalarına Yardım Derneği, Evrensel Hasta Hakları Derneği, Baraka Kültür Derneği, Diabet Derneği, Sanatçı ve Yazarlar Birliği, Feminist Atölye, Bağımsızlık Yolu, Kuskor, Güç-Sen, KAMU-SEN, Çam-Sev, BKP, YKP, TDP.”
(tak)

Bu haber toplam 2052 defa okunmuştur