1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. AKINCI'NIN TÜM AÇIKLAMASI
AKINCININ TÜM AÇIKLAMASI

AKINCI'NIN TÜM AÇIKLAMASI

Çok önemli bir sürece gidiyoruz, halkımız bu sürece sahip çıkmalıdır. Halkımız yetki verdiği Cumhurbaşkanı’na kulak vermelidir, çünkü Cumhurbaşkanı kendisine gerçeklerin dışında hiçbir şey söylememiştir, bundan sonra da söyleyecek değildir.

A+A-

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Meclis’te temsil edilen siyasi parti başkanlarından oluşan Meclis Platformu ile bugünkü 2 saatlik toplantının ardından basına açıklama yaptı.

“Henüz halkımıza evet yönünde tavsiyede bulunacağım bir belge ortada yoktur. Daha bunu oluşturmanın çabası içerisindeyim. Bunu sağlamanın gayreti içerisindeyim. Böyle bir noktaya gelindiğinde de tereddütsüz tabii ki halkıma ‘evet artık uluslararası hukuk içerisine giriyoruz, gelecek kuşakların belirsizliğini bitiriyoruz, artık Türk koçanlı mal, Türk koçanlı olmayan mal gibi ayrımlardan kurtuluyoruz, herkes malına mal diyecek bir noktaya geliyor. Endişe edecek bir şey kalmamıştır. Avrupa Birliği’nin şerefli bir parçası olarak siz de çünkü bu sadece Rumların hakkı değildir, sizler de AB içerisindeki yerinizi alıyorsunuz’ diyebileceğim. Halkımıza, eşitliğimizin, güvenliğimizin ve özgürlüğümüzün garanti altına alınacağı bir yeni bir yapıyı oluşturduğumuzu gördüğüm anda, elbette bu tavsiyeyi yapacağım.

Ama bunu oluşturma çabası içerisindeyiz şuanda, bunu oluşturma sürecini yaşıyoruz. Daha bu sürecin böyle bir safhasında, şimdiden bölünmeye, ikiye ayrılmaya ve ‘ya bizim temsilcimizi alırsınız ya da biz şimdiden başlarız bu iş için dinamit koymaya’ demek doğru bir yaklaşım değildir. Ve bu yaklaşımı bu şekilde gördüğüm için üzüntü duymaktayım. Kaldı ki şunu da söylemek doğru olur; şu anda bizim teknik komitelerimizde çok sayıda devlette çalışan kamu görevlisi vardır. Müzakere heyetinin geniş kısmında Dışişleri Bakanlığı’ndan iki tane kamu görevlisi üyemiz vardır. Bunlarla birlikte, on tane teknik komitede, daha önce 68 olan ve şimdi 78’e çıkan üyelerin pek çoğu kamu görevlileridir. Hatta bu kişilerin arasında müsteşar ve müdür gibi görevlerdeki üst düzey kamu görevlilerinden teknik komitelerin başkanlığını yapanlar da vardır. Müzakere heyetlerinin temelinde böyle bir yapılanma bulunmaktadır. Ama ‘yok bunlar olmaz, illa benim istediğimi biri de gelecek, orada oturacak’ hiçbir dönemde olmadı, hiçbir dönemde bunlar konuşulmadı, şimdi bu dönemde illa ki bunlar yapılıyor. Ben artık bu noktadan sonra hele bu konuşmaları dinledikten sonra maalesef üzülerek halkıma şunu söylemek istiyorum ki; hükümet bu konuda iyi niyetli değildir, hükümet bu talebinde art niyetlidir maalesef.

Hükümet mensuplarına, içerideki toplantıda hiçbir endişesini veyahut yanıt bulmamış hiçbir endişesini ifade etmezken toplantıdan sonra buraya çıkıp da halkın kafasında kuşkular yaratacak şekilde konuşmak kesinlikle yakışmaz. İçeride Politis Gazetesi kaynaklı bir takım yanlış bilgileri söyleyip orada düzeltildiği halde yine buraya gelip bu şekilde halkın kafasını bulandırmaya çalışmak son derece yanlıştır ve mahsurludur.


Bir hükümet eğer bir şekilde bu yola girdiyse, onun niyetinden kuşku duymaktan başka ne yapılabilir? Halkımıza çağrıda bulunuyorum: Çok önemli bir sürece gidiyoruz, halkımız bu sürece sahip çıkmalıdır. Halkımız yetki verdiği Cumhurbaşkanı’na kulak vermelidir, çünkü Cumhurbaşkanı kendisine gerçeklerin dışında hiçbir şey söylememiştir, bundan sonra da söyleyecek değildir. Bugüne kadar gerçek ne ise onu paylaştım, gerçekleri paylaşmaya da devam edeceğim”.

Soru: 
Özellikle hükümetin veya en azından bir kanadının hayır kampanyası yaptığı düşüncesinde olduğunuz mu anlaşılmalıdır? 



CB AKINCI:
“Siz nasıl anlıyorsunuz, burada beraber dinlediniz, siz sordunuz, onlar cevap verdiler. İçeride böyle bir hava yoktu, bir hafta evvel Sn. Başbakan burada ne dedi? ‘Cumhurbaşkanı bizi bilgilendirdi, memnunuz’ dedi, öyle değil mi? Bugün ne dedi? ‘Endişeliyiz, endişelerimiz daha artıyor’ şeklinde ifadelerde bulundu. Böyle bir şey olabilir mi? Bir başbakan halkı bu şekilde kuşkuya düşürecek, halkı yanlışa sevk ettirecek bir tavır sergileyebilir mi?

İçeride bunlar bu şekilde söylenmedi, kendi endişeleri yanıtlandı, izah edildi, Politis Gazetesi’nden okudukları şeyi de söyledi ve onun öyle olmadığı da kendisine izah edildi, orada tatmin oldu. Şimdi dışarı çıkıp da gene bu şekilde davranışın bir anlamı olabilir mi? Bunun nasıl değerlendirebilirim ki?

Daha şimdiden, daha bugünden, bir ‘hayır’ kampanyasının altyapısını yapma çabası değildir de nedir bu? Bunun adını ben bulamıyorum, başka türlü izah edemiyorum çünkü bakınız bu bir hafta içerisinde iki kez Cumhurbaşkanlığı’nda saatlerce toplantı yaptık, dün 4.5 saat Rum lideri ve BM ile toplantı yaptık, yarın kaç saat daha toplantı yapacağız. Bütün bu sürecin içerisinde zaman ayırıyorum ve Meclis Platformu’nu bilgilendiriyorum, onlardan görüş istiyorum, endişeleriniz varsa söyleyin diyorum. Tutanaklar konusu, 2biz tutanakları okumak mecburiyetinde değiliz’, e biz yıllarca okuduk, muhalefette iken, muhalefet başkanı iken yıllarca okuduk, kısa bir süre hükümette olduk yine okuduk.

Okumadan bir şey öğrenmek mümkün mü? Politis Gazetesi’ni okuyacaksınız tutanakları okumayacaksınız, böyle bir şey olabilir mi? Bunun izahı nedir? Ve Politis’in yazdıklarına inanacaksınız, tutanakları okumadığınız için işin gerçeğini bilemeyeceksiniz. Kusura bakmasınlar, böyle şey olmaz. 



SORU:
Peki bundan sonraki bilgilendirme sürecine ilişkin bir tavır değişikliğiniz olacak mı?


CB AKINCI:
“Hayır, kesinlikle olmayacaktır. Bizimle temas etmek, bilgi almak isteyene kapımız her zaman açıktır ve söyledim belki 14 Eylül’e kadar olan süreçte benimle olması zor olabilir ama zaten geçmişte Müzakereci Özdil Nami, her vesile ile her toplantıdan sonra Meclis’teki partilerin yetkililerine bilgi veriyordu, şimdi sıklaştırabilir. Müzakerecimizden ne zaman isterlerse bilgileri alabilirler. Ama sadece bilgi almakla olmaz, okumaları lazım. Hatta okuyup görüş getirmeleri lazım. Bu yapılmıyor ve yapılmayınca bu sıkıntılar doğuyor. O zaman Rum basınından haberleri alırsınız. Böyle şey olmaz”.

SORU:
Bir uzlaşınız var, 14 Eylül’e kadar açıklama yapmayacağınız yönünde. Ama şunu söylemeniz mümkün mü? Olumlu gidiyor mu, hava olumlu mudur?


CB AKINCI:
“14 Eylül’e kadarki toplantıları bir dizi toplantı olarak algılıyoruz, o toplantı bu toplantı değil tümünü masaya yatırıp değerlendireceğimiz gün 14 Eylül’dür. O gün zaten ortak açıklama yapacağız. Olumlu olup olmadığını bu 5 toplantının sonunda 14 Eylül’de göreceğiz.”

 

Bu haber toplam 7905 defa okunmuştur