1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. 4 EKİM SALI YENİ TUR MÜZAKERELER
4 EKİM SALI YENİ TUR MÜZAKERELER

4 EKİM SALI YENİ TUR MÜZAKERELER

Müzekerelerin ilk aşaması 4 Ekim Salı günü saat 10.00’da liderler görüşmesi ile başlayacak

A+A-

“OLUMLU SENARYOYA YOĞUNLAŞALIM”

“EŞİTLİĞİMİZ, GÜVENLİĞİMİZ VE ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜN GARANTİ ALTINA ALINMAYACAĞI BİR ÇÖZÜM KIBRIS TÜRK HALKININ ONAYLAYABİLECEĞİ BİR ÇÖZÜM OLAMAZ”

“ZAMANA OYNAMANIN ZAMANI ÇOKTAN GEÇTİ”

“TAKVİM ÇIKMADI DİYE SEVİNENLER ÇÖZÜM İSTEMEYENLERDİR”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs sorununun çözümü için gerçekçi ve makul çizgide yürüyeceklerini, Kıbrıs Türk tarafı dışındaki faktörler nedeniyle çözüm olmayacaksa, halkın değerlendirmesini yapıp gerekli adımları atacağını belirterek, “Ama bugün için olumlu gördüğümüz senaryoya yoğunlaşalım. Çünkü elde edilebilir, kaçırılması yazık olacak…” dedi.

Yıl sonuna kadarki 3 aylık sürede pozitif düşünülmesini ve davranılmasını isteyen Cumhurbaşkanı Akıncı, eşitlik, güvenlik ve özgürlüğün garanti altına alınmayacağı bir çözümün Kıbrıs Türk halkının onaylayabileceği bir çözüm olamayacağını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Akıncı, 20 Eylül’de gittiği New York’tan bugün öğleden sonra yurda döndü.

New York’ta yoğun temaslar yaptıklarını kaydeden Akıncı, esas gidiş amaçları olan BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’la üç kez temasları olduğunu hatırlattı.

Akıncı, temas ettikleri herkes ve en başta Ban’ın zaman faktörünün ne kadar önemli olduğunun farkında olduğunu ve görev süresinin tamamlanacağı son üç ay içinde kendilerinin de talebi doğrultusunda sürece daha fazla katkıda bulunmak için kendileriyle sürekli irtibat içinde olacağını; dünkü telefon görüşmelerinde de bunu teyit ettiklerini söyledi.

“Aslında Kıbrıs sorunu bağlamında zamana oynamamın zamanı çoktan geçmiştir. Takvim, yol haritası istemek; çözüm istemek demektir, samimi olmak demektir. Çok net bir takvim olmadı diye, son 3 ayı tarihlerle tanımlamak ‘olamadı’ diye sevinmek, aslında çözüm istememek demektir” diyen Akıncı, Güney Kıbrıs’taki federal çözüm karşıtlarının takvim çıkmamasını başarı gibi gösteren tutumunu eleştirdi.

“KİM NE DERSE DESİN ORTADA BİR TAKVİM VAR”

Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle konuştu:
“Aslında bu son derece yanıltıcıdır. Çünkü kim ne derse desin ortada bir takvim vardır ve bu takvim doğal olarak işlemeye de başlamıştır. Biz önümüzdeki süreci üç aşamalı olarak görüyoruz.

4 EKİM SALI YENİ TUR MÜZAKERELER BAŞLAYACAK

İlk aşaması muhtemelen 4 Ekim Salı sabahı başlayacak. 3 Ekim’de Meclisimizin  açılışı var ilk toplantıyı Cumhurbaşkanı’nın da katılımıyla yapar.

Büyük ihtimal Salı günü liderler görüşmesi yeniden başlayacak. Programımızı yapacağız ve 4 başlıkta geri kalan konuları halletme yönünde bir yoğunluk yaşayacağız.

Bundan sonraki aşama bir kamp formatında olmalı ve toprak konusu ayrıntılı şekilde ancak o formatta ve tercihen Kıbrıs dışında ele alınmalı. Biz hiçbir zaman toprak ve güvenlik-garantiler meselesini 5’li toplantının konusu olarak değerlendirmedik, böyle bir talep, niyet ve önerimiz olmadı.”

Cumhurbaşkanı Akıncı, Güney Kıbrıs’taki basında abartılı ve spekülatif haberlere dikkat çekerek böyle bir ortamda toprak konusunu konuşmanın mümkün olmadığını, o yüzden farklı format istediklerini yineledi.

Bunun hemen ardından güvenlik ve garantiler konularının ele alınacağı bir 5’li toplantıyla bir çözüme ulaşmayı hedeflediklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs’ın, bölgenin, Türk-Yunan ilişkilerinin daha da iyiye gitmesi için adada bir çözüm istediklerini vurguladı.

Akıncı, “Eğer bir çözüme ulaşamıyorsak da nihayetinde bunu toplumlarımıza ve dünya kamuoyuna artık izah etmemiz gerekecek” dedi.

“Eşitliğimizin, güvenliğimizi ve özgürlüğümüzün garanti altına alınmayacağıbir çözüm Kıbrıs Türk halkının onaylayabileceği bir çözüm olamaz” vurgusu yapan Cumhurbaşkanı Akıncı, bunu Kıbrıs’taki tüm toplumlar için istediklerini kaydetti.

Bir tarafın güvenliğinin diğer taraf için tehdit oluşturmamasını da aynı şekilde istediklerini dile getiren Akıncı, şöyle devam etti:

“Bütün bu arzu ettiğimiz yeni ortamın, herkes için iyi ve uygun olmasını eşitlik özgürlük ve güven içinde yaşanacak bir düzen olmasını istediğimizi hep söylüyoruz. Kaygılarımız var mı? Elbette var. Bundan dolayıdır ki Türkiye’nin yeni düzeni bir şekilde garanti etmesini ve Kıbrıs Türklerinin kendini güvence altında hissetmesini çok istiyoruz, bunu halkımızdan aldığımız mesajlarla dile getiriyoruz.

Bu kaygılarımızın asılsız olduğu değerlendirmeleri geçerli olamaz. Çünkü toplumlar kaygılarının yerinde olup olmadığına ancak kendileri karar verirler. O topluma ait olmayan bireylerin o toplumun duyguları hakkında gerçek bir fikre sahip olmaları beklenemez.”

Cumhurbaşkanı Akıncı, Rum lider Nikos Anastasiadis’in Londra’da “asılsız kaygıların dikkate alınmayacağını, Rumların haklarının çiğnenmeyeceğini” söylediğini belirterek “Biz Rumların ve kimsenin haklarının çiğnenmesini istemiyoruz ama bu kaygılar gerçektir. Kıbrıslı Türkler yaşadıklarından dolayı Rum toplumuyla ilgili gelecek açısından kaygılar taşımaktadırlar. Bunun günümüz şartlarında çok yansımaları da olduğu için kaygıların ciddiyetle ele alınması lazım” dedi.

SALDIRILARIN CEZALANDIRILMASI

Küçüktür denilen ELAM gibi grupların saldırılarının geçiştirilemeyeceğini; ELAM’ın artık Rum parlamentosunda temsil edildiğine işaret eden Akıncı, Kıbrıslı Türklere yönelik saldırıların takibinin yapılıp cezalandırıldığını göremediklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıslı Türklerden patates alan Rum tüccara yapılanları görünce kaygılarının meşruluğunun anlaşıldığını belirterek, bu kaygıların pratik yaşam, iş birliği, karşılıklı anlayış, refahın adil paylaşımıyla giderilebileceğini anlattı.

“FIRSAT VERMEK GEREK”

Kaygılar giderildiğinde yeni değerlendirmeler yapılabileceğini belirten Akıncı, iki topluma yeni bir yaşam için fırsat vermek gerektiğini vurguladı; “Ben önümüzdeki 3 ay içinde bu anlayışla hareket ederek her iki toplum için eşitlik, özgürlük ve güvenlik içinde yaşanacak bir federal Kıbrıs için samimiyetle ve iyi niyetle ekibimizle birlikte çalışmalarımı sürdüreceğim” dedi.

New York’ta BM de dahil temas ettikleri herkesin Kıbrıs Türk tarafının oynadığı olumlu rolün farkında olduğunu; Genel Sekreter Ban’ın da “şimdiye kadar eşi görülmemiş ilerleme var” dediğini kaydederek, bunda Kıbrıs Türk tarafının olumlu rolü bulunduğunu anlattı.

Cumhurbaşkanı Akıncı, Rum tarafından da aynı yaklaşımı görme ve iki toplum için mutlu geleceğin önünü açma dileğinde bulundu. Akıncı şöyle konuştu:
“Önümüzdeki zaman dilimi sınırlıdır ancak bu anlayışların yaşam bulabilmesi için bu ilkeleri içerecek bir metni ortaya çıkarabilmemiz için yeterlidir. Teknik ayrıntılar 2017’ye sarkabilir ancak çözümün tüm parametrelerini içerecek bir siyasi uzlaşma metnini bu yıl sonuna dek ortaya çıkarmalıyız.

2017 risklerle doludur. Bu fırsatın heba edilmemesini arzu ediyorum. Bunu umarım ilgili taraflar aynı şekilde değerlendireceklerdir.”

“KANDIRILDIK” İFADESİ…

Basın toplantısında soruları da yanıtlayan Cumhurbaşkanı Akıncı, Eide’ye “kandırıldık” ifadesini içeren bir şey söylemediğini belirtti. New York’a gitmeden önce Genel Sekreter’e ne tür bir mesaj verecekleri konusunda bir anlayış beraberliği olduğunu; Kıbrıs’a dönüp çalışmaları yaptıktan sonra teyit edilmek kaydıyla artık 5’li toplantı hazırlıkları başlatmasını söylemede anlaştıklarını kaydeden Akıncı, Anastasiadis’in Ulusal Konsey’in veya “çok şamata çıkaran ret cephesinin etkisiyle” geri adım attığını ve bunu göremediklerini söyledi.

Akıncı, BM Genel Sekreteri Espen Bart Eide’ye de “bu uzlaşma senin önünde oldu” diyerek bunu ifade ettiklerini ancak “kandırıldık” gibi bir ifade kullanmadığını, sürece çomak sokmak isteyen çevrelerde yer alan Simerini gazetesinin bunu çarpıttığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bu konuda atılan geri adımdan memnun olmadığını vurgulayarak, takvim yok diye sevinenleri anlamanın mümkün olmadığını; çözüm isteyenler de seviniyorsa bunu anlamanın hiç mümkün olmadığını ifade etti.

“BAN’LA TELEFON GÖRÜŞMESİNDEN SONRA BM’NİN KAFASINDA DA YOL HARİTASI”

Akıncı, Genel Sekreter Ban’la telefon görüşmesinden sonra çok net olarak BM’nin kafasında da oluşmuş bir yol haritası bulunduğunu gördüğünü söyleyerek, ancak bunun iki taraf anlaşmadığı için açıklanmadığını belirtti.

Görev süresi yıl sonu dolacak bir BM Genel Sekreteri’nden sürece katkı istediklerini belirten Akıncı, zaten bir kişisel takvim bulunduğunu vurguladı.

11 Şubat 2014 belgesinin tüm başlıkların dönüşümlü görüşülmesini içerdiğini hatırlatan Akıncı, başlıklardaki parçalarda mutabakat sağlanarak ilerlendiğini; bunların tümü üzerinde anlaştık el sıkışabiliriz denmedikçe anlaşma olmayacağını kaydetti.

“DÖNÜŞÜMLÜ BAŞKANLIK MUTLAKA… ASLA GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs’ta bir çözümde dönüşümlü başkanlığı Kıbrıs Türk tarafı olarak mutlaka görmek istediklerini vurgulayarak, bunu  siyasi eşitliğin önemli bir unsuru ve kararlara etkin katılım olarak gördüklerini; bu yoksa çapraz ağırlıklı oyun, ne de referandumun söz konusu olabileceğini söyledi.

Dönüşümlü başkanlıktan asla geri adım atmayacaklarını vurgulayan Akıncı, şu andaki temel görevlerinin 4 başlıktaki yakın pozisyonların halledilmesi olduğunu belirterek,  “Sorunlu konular 2017’ye de sarkabilir ancak önümüzdeki 3 ay, bu anlattığım formata yetecek bir zaman dilimidir, hep beraber yaşayalım görelim” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la New York’ta görüşemediklerini, ancak iki hafta kadar önce iki kez görüştüklerini; acil bir durum olsa yine de görüşebileceklerini, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve müsteşar Feridun Sinirlioğlu’ndan gerekli bilgileri aldıklarını kaydetti.

“KIBRISLI TÜRKLERİN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞUNUN HİSLERİNE TERCÜMAN OLDUM”

Akıncı, “Türkiye’nin sığınılacak tek liman” olduğu sözüyle ilgili soruya karşılık, bunu tamamen garantilerle ilgili kullandığını ve Kıbrıslı Türklerin büyük çoğunluğunun hislerine tercüman olduğuna inandığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, “Bu bir zafiyetin, acizliğin, zavallılığın işareti olarak algılanmışsa bunu kesinlikle reddederim. Sadece garantiler bağlamında kullanılmış bir sözdür. Bu biraz da bize önerilen uluslararası güç modeline karşı söylenmiştir” dedi.

Kıbrıs Türk tarafıyla Türkiye’nin ilk kez “güvenlik ve garantilerin noktası virgülü bile değişmez” demediğini kaydeden Akıncı, Kıbrıslı Türklerin güvenlik talebinin, güneyde tehdit algısı yaratmamasını istediklerini belirtti.

Akıncı, güvenlik ve garantilerin, iki kesimliliğe ve yeni şartlara uygun hale getirilmesi düşüncesini savunduklarını ifade ederek, Rumların da bu konuda bir açılım getirmesini ve Türk-Yunan görüşmelerini ileriye taşımak gerektiğini anlattı. Güvenlik ihtiyacının yeni formüllerle nasıl sağlanabileceğinin düşünülmesi gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, “Yoksa topyekun karşı çıkışlarla bir yere gidilemez” dedi.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, önümüzdeki 3 ayda samimiyet olup olmadığının ortaya çıkacağını ifade ederek, eğer ortaya iyi bir sonuç çıkmazsa bunun sorumlusunun Kıbrıslı Türkler olmayacağını söyledi.

“OLUMLU SENARYOYA YOĞUNLAŞALIM”

Akıncı şunları da ekledi:
“Biz bütün iyi niyetimizle gerçekçi ve makul çizgimizde yürüyeceğiz. Bu bizim dışımızdaki faktörlerle olmayacaksa, günü geldiğinde Kıbrıs Türk halkı olarak değerlendirmemizi yapar, gerekli adımları atarız. Ama bugün için olumlu gördüğümüz senaryoya yoğunlaşalım. Çünkü elde edilebilir, kaçırılması yazık olacak. Belki de bu şans bir daha elimize gelmeyecek. Bir başka bahara kalacak bu iş, o başka baharda da başka şeyler konuşulacak. Bu kadar açık ve nettir. Dolayısıyla bu 3 ayda eşitlik, güvenlik, özgürlük içinde yaşanacak bir alt yapıyı kuralım ve bunun için uğraş verelim pozitif düşünelim, pozitif davranalım. Ve bu sonucu Kıbrıs Türkü ve Rumu olarak elde edelim ve bu bölgeye örnek oluşturalım. Çünkü bu yapıdan tüm kuşaklar daha fazla yarar elde edecek. Bıkmadan usanmadan çalışalım ve neticeyi hep birlikte görelim”.
Özgül Gürkut, tak


__________

New York temaslarını tamamlayarak yurda dönen Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı Ercan Havaalanı’na basın toplantısı düzenledi.

Akıncı’nın açıklamaları özetle söyle:

• Genel Sekreter ile 3 kez temasımız oldu, ikili, üçlü ve bir telefon görüşmemiz oldu.
• Temas ettiğimiz herkes zaman faktörünün ne kadar önemli olduğunun farkında, herkes bunu önemsiyor.
• Genel Sekreter önümüzdeki 3 ay içerisinde sürece daha fazla katılım gösterecek, bizimle sürekli irtibat içerisinde olma niyetindedir.
• Zamana oynamanın zamanı çoktan geçmiştir.
• Takvim istemek, samimi olmak demektir. Takvim olmadı diye sevinmek aslında çözüm istememektir.
• Bu son derece yanıltıcı çünkü ortada doğal bir takvim vardır, önümüzde 3 aşamalı bir süreç bulunuyor.
• İlk aşaması 4 Ekim Salı günü saat 10.00’da liderler görüşmesi ile başlayacak. 3 Ekim meclis açılışı var diye 4 Ekim hazır olabileceğimizi bildirdik. 4 başlıkta geriye kalan konular için yoğun çalışma yapacağız.
• İkinci aşama kamp formatında toprak konusunun ele alınması, bu Kıbrıs dışında olmalı.
• Toprak mevcut formatta konuşmak istememizin nedeni spekülasyonlara yer vermemek için.
• Toprak konusunun ardından 5’li toplantı, güvenlik ve garantiler ile son şeklinin verilmesi.
• Sonuca ulaşmayı arzu ediyoruz, hedefimiz o ama eğer bir çözüme ulaşamıyorsak nihayetine bunu toplumlarımız izah etmemiz gerekecek.
• Eşit güvenlik ve özgürlüğü garanti altına almayan hiçbir çözüm çözüm olamaz. Bunu Kıbrıs’ın iki ana toplumu için talep ediyoruz sadece Kıbrıslı Türkler için değil. Bir tarafın güvenliği öbür taraf için tehdit oluşturmamalı
• Bazı konularda tabii ki kaygılarımızı var onun içindir ki Türkiye’nin bu yeni düzeni bir şekilde teyit etmesini istiyoruz
• Bu kaygılar asılsızdır şeklinde değerlendirmeler geçerli olamaz, o topluma ait olmayan bireyler o toplumların kaygıları hakkında söz edemez.
• Kıbrıs Türk toplumu, Kıbrıs Rum toplumu ile yaşadıklarından dolayı gelecek kaygıları taşıyor, bu kaygıların ciddiyetle ele alınması gerekiyor
• ELAM’ın saldırıları küçümsenecek saldırılar değil, bu saldırılar sonucu ceza alanları görmedik, bu grup şimdi mecliste de temsil ediliyor, kaygılar meşru kaygılardır bunların giderilmesi gerekmektedir
• Önümüzdeki 3 ay içerisinde bu anlayışla hareket edecek yeni güvenli federal Kıbrıs için samimiyetle çalışacağım
• Eğer bu süreç için Genel Sekreter “eşi görülmemiş ilerleme sağlandı” diyorsa bunda Kıbrıs Türk tarafının katkılarının olduğu göz ardı edilemez
• Umarım Rum tarafından da ayni tavrı görürüz ve mutlu sona ulaşırız
• Önümüzdeki dar bir zaman dilimi var ama çözüm esas parametreleri oluşturacak siyasi bir metin çıkarabiliriz, teknik konular 2017 yılına kalabilir.
• 2016 risklerle doludur umarım bu süreç heba edilmez.
• Dönüşümlü başkanlık olmaz ise ne anlaşma ne de referandum olur.
• “Türkiye sığınacak liman” meselesi sadece garantiler için kullandığım bir ifadedir, bunun birçok Kıbrıslı Türkün duygularına tercüme olduğunu düşünüyorum, bunda acizlik yoktur. Güneyden tepki anlarım da kuzeyden gelen tepkileri anlamadım.
 

Bu haber toplam 2277 defa okunmuştur