1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Adli yılın açılışında hükümete mesaj
Adli yılın açılışında hükümete mesaj

Adli yılın açılışında hükümete mesaj

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Adli Yılın açılışında yaptığı konuşmada, hukukun ve adaletin insanlık için hayati öneme sahip olduğunu vurguladı.

A+A-

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs müzakerelerinde vardıkları mutabakatlar kapsamında; “federal yargıda tam bir eşitlik olacağını ve eşit sayıda yargıçların yanı sıra Yüksek Federal Mahkeme Başkanlığı’nda da eşit dönüşüm olacağını” söyledi.
Akıncı, “toplumsal eşitliğimizin temin edilmesinde ve hem toplumsal hem bireysel haklarımızın güvence altına alınmasında, yargıdaki eşit varlığımız önemli bir teminat sağlayacaktır. Bu vesileyle hukuk kadrolarının her bakımdan çözümden sonraya şimdiden hazır hale gelmesinin önemini bir kez daha anımsatmakta yarar görüyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs sorununu çözmek için yoğun bir çaba içinde olduklarına ve bu sorunu çözmeleri durumunda toplum olarak hem dünyayla ilişki konusunda maruz kaldıkları haksızlığı ortadan kaldıracaklarına hem de içte daha çağdaş ve daha adil, yeni bir yapının kurulması için önemli bir fırsat yaratacaklarına vurgu yaptı.

Akıncı, “fakat partizanlık ve adam kayırma gibi hastalıklardan kurtulmak için Kıbrıs sorununun çözülmesini beklememek gerektiği aşikardır. Birbirimize karşı adil ve dürüst olmak için yarını beklemeye gerek yoktur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin her bir yurttaşı yasalar önünde eşit olmalı; aynı zamanda olanaklardan eşit olarak yararlanabilmelidir” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Adli Yılın açılışında yaptığı konuşmada, hukukun ve adaletin insanlık için hayati öneme sahip olduğunu vurguladı.

“SORUNLAR VAR”

Akıncı, en az üç asırdır temel ilke olarak yüceltilen “hukukun üstünlüğünün” bugün dünyanın pek çok yerinde ne yazık ki henüz erişilememiş bir hayalden ibaret olduğuna işaret ederek, “Bu yıl da Adli Yılı; hak, hukuk ve adalet kavramlarının vazgeçilmezliğini en derinden hissederek açıyoruz. Bu dönemin, ülkemizi çağdaş hukuk devleti normlarına biraz daha fazla yaklaştıracak gelişmeleri beraberinde getirmesini dilerim” dedi.

Her yıl dile getirildiği üzere ülkede yargının işini zorlaştıran çeşitli sorunlar olduğuna işaret eden Akıncı, birikmiş davalar, yetersiz binalar, personel azlığı ve güncellenmeyi bekleyen yasaların ciddi birer sorun olarak çözülmeyi beklediğine işaret etti.

“ADALET DUYGUSUNU CANLI TUTUMAK ÖNEMLİ”

Akıncı, ülkede hukuku hakim kılmak için bütün bu sorunları teker teker ortadan kaldırmak gerektiğine vurgu yaparak, “Fakat bu türden sorunlarla mücadele edilirken esas olarak ‘adalet’ duygusunu canlı tutmak önemlidir. Toplumsal alanla kamu erki bir bütün olarak “adalet” kavramına sonsuz bir sadakat ve inanç içinde olmalıdır” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Akıncı, Çinli filozof Konfüçyüs’ün bundan 2500 yıl önce yaptığı saptamanın bugün halen geçerliliğini koruduğunu ifade ederek, Konfüçyüs’ün “Adalet kutup yıldızı gibi yerinde durur ve geri kalan her şey onun çevresinde döner” sözüne dikkat çekti ve şunları söyledi:

“Gerçekten de adalet duygusunu yitirmiş bir toplumun yönünü kaybetmesi kaçınılmazdır. Adaletini kaybetmiş insanlık, kutup yıldızını gözden kaybeden okyanus ortasındaki bir gemi gibi çaresizce savrulur durur.
Kıbrıslı Türkler adil bir yaşam konusunda kendilerini pek şanslı saymazlar. Böyle düşünmelerini haklı çıkaracak koşullar da yok değildir. Bir yandan dünya ile ilişkilerini sınırlayan, her türlü küresel girişimlerinde önlerine engeller çıkaran Kıbrıs sorunuyla yaşamak zorunda bırakılmışlardır. Diğer yandansa eşitsizliği neredeyse bir karakter özelliği haline getirmiş olan iç siyasal düzenin gayrı adil uygulamalarına maruz kalmışlardır.
Kabul etmeliyiz ki toplumsal düzenimizin temelleri atılırken pek çok haksızlığın da temelleri atıldı. Savaşın acısını birlikte yaşayan toplum, savaştan sonra ortaya çıkan imkânlardan eşit olarak yararlanamadı.
Ne yazık ki siyasal yapımız halen adam kayırma ve partizanlık türü adil olmayan uygulamalardan arınmış sayılmaz. Yurttaşların kendilerini devlet otoritesi karşısında eşit hissetmemeleri, belki de bu ülkedeki en ciddi adalet sorunu olarak karşımızda durmaktadır. Albert Camus’nun dediği gibi ‘Adalet olmadan düzen olmaz...’

“PARTİZANLIK VE ADAM KAYIRMA HASTALIĞI…”

Hepinizin bildiği gibi Kıbrıs sorununu çözmek için yoğun bir çaba içindeyiz. Bu sorunu çözebilirsek toplum olarak hem dünyayla ilişki konusunda maruz kaldığımız haksızlığı ortadan kaldırmış hem de içte daha çağdaş ve daha adil, yeni bir yapının kurulması için önemli bir fırsat yaratmış olacağız.
Fakat partizanlık ve adam kayırma gibi hastalıklardan kurtulmak için Kıbrıs sorununun çözülmesini beklememek gerektiği aşikardır.
Birbirimize karşı adil ve dürüst olmak için yarını beklemeye gerek yoktur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin her bir yurttaşı yasalar önünde eşit olmalı; aynı zamanda olanaklardan eşit olarak yararlanabilmelidir.”

“CUMHURBAŞKANLIĞI EN ÇOK GÜVEN DUYULAN KURUMLARIN BAŞINDA”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, medyada yayınlanan kamuoyu araştırmalarına göre Cumhurbaşkanlığı’nın son bir yılda “KKTC’de en çok güven duyulan kurumların” başında yer aldığını belirterek, halkın güven duygusunu kazanmalarını sağlayan şeylerin başında, tarafsızlık ilkesine olan sıkı bağlılıklarının geldiğini belirtti.
Akıncı, “Çünkü insanlar siyasal kurumların kendilerine eşit yaklaştığını görmek ve hissetmek isterler. Bizim gibi görevleri olan kişilerin, halkın bu ihtiyacını görmezden gelmemeleri gerekir” dedi.

“SADECE BAĞIMSIZ YARGI ADİL OLABİLİR”

Kamuoyu araştırmalarında “KKTC’de halkın en çok güvendiği kurumlar” arasında yargının da başlarda yer aldığının görüldüğünü ifade eden Akıncı, şöyle devam etti:

“Her yıl burada da dile getirilen onca soruna rağmen yargının güven duyulan bir kurum olma özelliğini kaybetmemesi son derece önemlidir. Hakim, savcı ve avukat camiasıyla yargının diğer unsurlarının fedakar çalışmalarının bunda büyük bir katkısı olduğu muhakkaktır.
Fakat yargıya duyulan güveni aynı zamanda halkın bu kurumdan beklentisi olarak da yorumlamak mümkündür. Hayatın değişik alanlarında haksızlığa uğradığını düşünen insanların, sığınacakları güvenli bir liman aramalarından daha doğal bir şey olamaz.
Bu durum yargı mensuplarımızın sorumluluğunu daha da artırmaktadır. Verdikleri her kararla toplumsal vicdana seslenmeleri, ‘hak’ kavramının hakkını vermeleri ve adalet terazisini şaşmaz bir ustalıkla kullanmaları gerekmektedir. Bu sayede adalet duygusunun hep canlı kalmasını da sağlamış olacaklardır.
Öyle inanıyorum ki bir yandan kendi gelenekleri içinde gelişip olgunlaşan yargı organlarımız; diğer yandan modern dünyadan edindikleri yeni bakış açılarıyla ufuklarını genişletmektedirler. Ülkemizde ‘yargı bağımsızlığı’ konusunda yakalanan düzeyi korumak hepimizin görevidir. Sadece bağımsız bir yargının gerçek anlamda adil olabileceği akıllardan çıkarılmamalıdır.”

“SADECE YARGININ İŞİ DEĞİL”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bir ülkede hukuku sağlamanın sadece yargının işi olmadığına da işaret ederek, devletin bütün birimlerinin, atacakları her adımda “hukukun üstünlüğü” ilkesini kendilerine rehber edinmeleri gerektiğine vurgu yaptı.
Hukukla birlikte anılmayan “devletin”, yurttaşına hayatı dar eden soğuk bir aygıttan başka bir şey olmadığına inanç belirten Akıncı, “Devletin uygulamaları, içselleştirilmiş bir hukuk inancından beslenmelidir. Devlet, gücünü, keyfi uygulamalardan uzak durmasını sağlayacak normlara bağlı kalarak tatbik etmelidir. Hep söylendiği gibi ‘adaletsiz kuvvet de en az kuvvetsiz adalet kadar felakettir” diye konuştu.

Akıncı, ülkede zaman zaman “hukuk devleti” tanımına ters bazı adımların atıldığına şahit olabildiklerini belirterek, uygulamada olan kimi kuralların, bazen toplumsal hiçbir fayda gözetilmeden apar topar yürürlükten kaldırıldığını ya da değişikliğe uğratıldığını ifade ederek, bu konuda şunları söyledi:

“GİRNE’DEKİ YANLIŞTAN EN KISA SÜREDE DÖNÜLMESİNİ ÜMİT EDERİM”

“Güncel bir örnek olarak Girne Emirnamesinde yapılan değişiklikten söz edilebilir. Hukuk, genel kamu yararını sağlamaya yöneliktir. Normlar, hiç kuşkusuz toplumsal ortak yararı sağlamaya dönük olmalıdır.
Şimdi sorulması gereken soru şu; ‘Emirname değişikliğiyle bütün Girne ve bütün ülke mi kazanacaktır?’ Eğer bu soruya kimse gönül rahatlığı içinde ‘evet’ yanıtını veremiyorsa, yapılan işte bir yanlışlık var demektir.
Girne’yi dikine büyüyen binaların koyu siluetine hapsetmek, uzun vadede herkese zarar verecektir. Bu yanlıştan en kısa sürede dönülmesini umut ederim.”

“POLİTİK KARARLAR DA ÜRETİLMELİ”

Cumhurbaşkanı Akıncı, son yıllarda Adli Yıl açılış törenleri başta olmak üzere her platformda suç istatistiklerinde belirgin bir artış gözlendiğinin vurgulandığını belirterek, bu durumun çok yönlü çalışmaların gündeme getirilmesini gerekli kıldığını kaydetti.

“Suç, toplumsal sorunların bir tezahürü olarak algılanabileceğine göre, suçla mücadelede de sosyoloji biliminin yol göstericiliğine ihtiyaç var demektir” diyen Akıncı, bilimsel çalışmaların yanı sıra politik kararların da üretilmesi gerektiğine işaret etti.

Akıncı, toplumsal suç dağılımının işaret ettiği sorunlara yönelik sosyal ve ekonomik politikalar geliştirmenin, eğitim çalışmalarına yönelmek ve böylece suçla mücadeleyi polisiye tedbirlerin ötesine de taşımak gerektiğini ifade etti.
Akıncı, suçla bu şekilde bütünlüklü bir mücadele yürütülmesi halinde de, mahkemelerdeki yığılmaların azalacağına inanç belirtti.

NEW YORK ZİYARETİ

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, konuşmasının son bölümünde New York ziyareti ve Kıbrıs müzakerelerine değindi. Akıncı, şunları kaydetti:

“Kıbrıs sorununa çözüm bulmak amacıyla yürütmekte olduğumuz müzakerelere ilişkin çok kısa olarak birkaç hususu belirtmek isterim. Bildiğiniz gibi yarın bir dizi temaslar yapmak üzere Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun gerçekleştirileceği New York’a gidiyorum.
Orada yapacağım ikili temasların yanı sıra 25 Eylül günü Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ve Sayın Anastasiadis ile üçlü bir görüşmeyi gerçekleştireceğiz. Temel amacımız her zaman vurguladığımız gibi kapsamlı bir çözümü bir an önce gerçekleştirmektir. Bugüne kadar müzakerelerde vardığımız mutabakatlar arasında federal yargının nasıl şekilleneceği konusu da vardır. Buna göre federal yargıda tam bir eşitlik söz konusu olacaktır. Eşit sayıda yargıçların yanı sıra Yüksek Federal Mahkeme Başkanlığı’nda da eşit dönüşüm olacaktır.
Toplumsal eşitliğimizin temin edilmesinde ve hem toplumsal hem bireysel haklarımızın güvence altına alınmasında, yargıdaki eşit varlığımız önemli bir teminat sağlayacaktır. Bu vesileyle hukuk kadrolarının her bakımdan çözümden sonraya şimdiden hazır hale gelmesinin önemini bir kez daha anımsatmakta yarar görüyorum.”

Cumhurbaşkanı Akıncı, Adli Yılda hukuk camiasına başarılar ve kolaylıklar dileyerek, yeni dönemin ülkeye ve halka hayırlı olmasını temenni etti.

 

(tak)

Bu haber toplam 3995 defa okunmuştur