“Tek aday, yapılanma, bütünleşmiş bir CTP.”

“Anketler ve konjektür de böyle olması gerektiğini söylüyor”
“Tüm eski başkanlar, vekiller yeni başkana destek verecek”
“CTP'liler çok fazla konuşur. Bu huyumuz var. Sorun yaratıyor.”
“Yıllar önce AKP’ye oy veririm, demişim. Şimdi deli miyim?”
“Başkanlığı bıraksam da torun bakacak değiliz, siyasette olacağız.”
“Tüm ırkçı parti ya da dernekler yasaklanmalı, kapatılmalı.”
“Su bu fiyata olmaz. Belki büyük şehirlerde olur, köylerde olmaz.”

Cenk Mutluyakalı

Karpaz'da 0.50 TL'den satılıyor su!
- "Satılıyor" diyorum.
Yani belediyenin "alış" rakamı değil bu.
Satış rakamı!
CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat söylüyor.
Şimdi diyorlar ki, "Belediyelerin deposuna su 2.30 TL'ye teslim edilecek..."
Tamam da...
0.50'ye sattığı suyun parasını toplayamayan bir belediye...
2.30'a alacağı suyu nasıl satacak?
Yani sadece 0.30 kuruş işletme maliyeti olsa ve 3'e satsa, ki dağıtım sırasında şebeke kaybı da olacak.
- “0.50'ye satıyor, yurttaştan parayı geri toplayamıyor” diyor, CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat.
Bu rakam aşağıya çekilmeli.
Nasıl?
- “2.30 maliyetin nasıl hesaplandığını kimse söylemiyor ki….”
- “Sizin hesabınız ne?”
- “0.55 olabilir, en fazla 1 lira olsun. 48 kuruş enerji maliyeti…”

Hep iyileştirdik
-------------

“CTP’nin hükümet dönemlerinde çözüm üretme süreci ya da pratiğinde, biraz da muhalefet kültürüyle sıkıntı mı var” diyorum…
- “Evet, bu yönde sıkıntılarımız olabilir. Ancak su meselesi öyle olmadı” diyor.
- Nasıl?
- “Su için her görüşmede toplumumuz yararına iyileştirmeler yaptık. Belki idealimizdeki noktaya ulaşamadık ancak hep iyileştirdik, belediyelerimiz ve halkımız yararına süreci hep daha ileriye taşıdık.”
- Peki şimdi ne olacak?
- Bu fiyata olmaz. Belki büyük şehirlerde olur, herkes, tankerlere para ödüyor, su alamıyor, tamam. Ama köylerde? Karpaz’da? Daha küçük yerlerde? Olmaz yani!
- CTP hükümet dönemine SU konusunda tam anlaşılamadı mı?
- CTP'liler çok fazla konuşur. Bu huyumuz var. İşin aslı bu huyumuz sorun yaratıyor.

“Irkçı örgütler kapatılmalı” ELAM… Peki Ülkü Ocakları?
-------------------------------------------------------------------------

CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, güneyde Meclis’e giren ELAM’a yönelik görüşlerinde ısrarcı:
- Irkçı örgütler yasaklanmalı, kapatılmalı, Kıbrıs’ın birleşmesine ve geleceğine zarar veriyorlar.
Şu soru geliyor gündeme:
- Peki Ülkü Ocakları?
Talat, “aşırı sağ görüşlü” dediği Ülkü Ocakları’na “ırkçı” değerlendirmesini açık açık yapmıyor.
Ancak “Tüm ırkçı parti ya da derneklerin yasaklanması, kapatılması gerektiğine inanıyorum, Avrupa’da bunun örnekleri var” diyor.
Talat, güneydeki konferansı sırasında uğradığı korkunç saldırıyı anlatıyor ve henüz kimsenin ceza almadığını ısrarla vurguluyor.
Kıbrıslı Rum genci Tasos İsak’ın 1997’de “sınır olayları” sırasında “demir sopalarla dövülerek” öldürülmesi hatırlatılıyor.
“Elbette çok korkunç bir olaydı. Üstelik polislerin gözü önünde her şey yaşanmıştı. İstifa etmiş hükümetin başbakan yardımcısıydım. Dünyaya rezil olmuştuk. Böylesi oyların tekrarlanmaması için tedbir, yargılama şarttır…”

“Tüm başkanlar destek verecek”

CTP Kurultayı, Kasım’da…
(Kulisler, kurultayın eylül ya da ekim aylarına da alınabileceğini de söylüyor.)
Talat “tek aday, yapılanma, bütünleşmiş bir CTP; anketler ve konjektür de böyle olması gerektiğini söylüyor” diyor.
Birkaç ipucu veriyor:
- “Tufan Erhürman, Erkut Şahali, Asım Akansoy ile görüştüm…”
- “Daha pek çok görüşme yapıldı…”
- “Tüm eski başkanlar, vekillerimiz, eski bakanlarımız, önde gelen isimler yeni başkana destek vermek konusunda kararlı.”
- “Genel Sekreter Erhürman görüşmeleri sürdürüyor, adaylık açıklaması olmadan benim isim vermem doğru olmaz.”
- “Başkanlıktan ayrılıyorum ancak torun bakmaya gitmiyorum, aktif siyasete devam edeceğim, ancak milletvekili adayı olmayacağım.”
- “Tüm parti üyeleri elbette kurultayda aday olabilir, ancak bu münferit bir adaylık olur… Bizim uzlaşıya ve bütünleşmeye ihtiyacımız var.”
- “Parti Meclisi seçilmeden Genel Sekreter ya da MYK konuşmak anlamlı değil, üye seçecek, 75 kişilik bir Parti Meclisi olacak, yönlendirme yapmak doğru olmaz.”
- “Çok doğaldır ki bizim yeni yapılanmaya imkan yaratmamız gerekiyor. Çünkü çok uzun yıllardır siyasetteyiz ve 20 sene önce söylediğimiz söz, o günün koşulları değil, bugünün şartlarında karşımıza çıkarılıyor.”
- “Kıbrıs sorununa çözümü zorlayan koşullarda, oyum olsa AKP’ye veririm, demişim.  O zaman farklı. Bugün olsa deli miyim? Ayrıca benim Türkiye’de oyum yok ki!”
- “Bir mutabakatımız yok ancak bizim kuşak arkadaşlar görevi devretme gerekçelerimi anladılar, deneyimlerimizi aktarmak elbette önemli ancak fazla da önde olmamak gerekiyor.”
- "Çok ciddi deneyimler var, bu deneyimler ortadan kalkmayacak, aktarılacak..."