1. HABERLER

  2. DÜNYA

  3. “Güçlü ülkelerin sabrı tükeniyor”
“Güçlü ülkelerin sabrı tükeniyor”

“Güçlü ülkelerin sabrı tükeniyor”

Güney Kıbrıs’taki haftalık yayınlanan Kathimerini gazetesi: “Tarafların niyetlerinde ne kadar ciddi olduğu masada belli olacak”

A+A-

Güney Kıbrıs’taki haftalık Kathimerini gazetesi, Kıbrıs sorunuyla halen ilgilenmekte olan güçlü ülkelerin sabrının tükenmekte olduğunu; yakın zamana kadar müzakere prosedüründe usul üzerinde bile uzlaşıya varılamamasının, iki tarafın gerçek niyetleri konusunda ciddi kuşku yarattığını yazdı.

Gazete BM Genel Sekreteri’nin, Espen Barth Eide’yi Kıbrıs Özel Danışmanı atamasının ve üçüncü aşamanın başlaması anlaşmasının, uluslararası unsura, liderlerin ilerleme kaydedeceği konusunda ümit veren bir ikinci şans olduğu vurgusunu yaptığı haberini, “Kıbrıs Sorunundaki Ara Bitiyor... Müzakerelerin 3’üncü Aşamayla İlgili Tavsiyeler, Kaçınılmaz Takvimler ve Yeni Muhtemel Başarısızlığın Etkileri” başlığıyla aktardı.

Kıbrıs Türk tarafının Nisan 2015’te yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri için kampanya dönemine girmekte olduğunu, Rum tarafında ise çeşitli Kıbrıs sorununda politika oluşturma merkezleri saptandığını yazan gazete takvimin kendiliğinden ortaya çıktığını, Kuzey Kıbrıs ve TC’deki seçimlerin tamamlanacağı 2015 Haziranı’na kadar masada anlaşmazlıkların üzerine köprü kurulup görüş birlikleri sağlanacağını savundu, özetle şöyle devam etti:
“Gazetemizin konuştuğu diplomatik kaynaklar iki tarafın niyetlerinin ne kadar ciddi olduğunun müzakerelerin 3’üncü aşamasının başlamasıyla belli olacağını 17 Eylül’de Eide’nin huzurunda varılan usule ilişkin anlaşmanın, müzakere gruplarının doğrudan, henüz belirlenmemiş ‘askıdaki’ meselelerle ilgilenmelerini öngördüğünü söylediler. Muhataplarımız, taraflar müzakere masasına hemen toprak ve garantileri koyarsa, niyetlerinin ciddi olduğunun anlaşılacağını vurguladılar. Yine tali meselelerden, daha da kötüsü Talat-Hristofyas döneminde neredeyse tüketilen meselelerden başlarlarsa, o zaman sorumluluklar yüklenecek ve uluslararası unsurun kendi çözüm planını gündeme getirmesinin yolu açılacak. Bu da elbette yurtdışında istenmeyen ve iç cephenin, özellikle de Kıbrıs Rum tarafının ikna edilmesi zor bir gelişme olacak.

Kıbrıs sorununu görüşmekte olan diplomatik çevrede; Özersay ve Mavroyannis’in, liderlerinin emriyle, temel konulardan başlaması gerektiği algısı hâkimdir. Beklenti, tarafların müzakerelerin üçüncü aşamasında şu konularla ilgilenmesidir:

Toprak: derhal müzakere edilmesi gereken üç ana konu var. İade edilecek toprak oranı, oluşturucu devletçikleri ayıracak hattın nereden geçeceği ve iade edilecek topraktaki statünün ne olacağı. Bunlar, Kıbrıs sorunu tarihi boyunca müzakere masasında görüşülmemiş meselelerdir.

“Rumların mal takaslarındaki olumsuz tavrı aşırı bulunuyor”

Mülkiyet: Bu zor meselede uzlaşılmış asgari noktalardan biri; mülkiyette üç tedavi şekli (iade-takas-tazminat) olacağıdır. Taraflar toprağın ele alınmasıyla ilintili kriterleri; yani yasal sahiplerine iade edilmeyecek mülklerin ne olacağını derhal görüşmelidir. Sürtüşme noktalarından biri, iade edilmeyecek bir mülk üzerindeki ilk söz sahibinin kim (yasal sahibi mi bugünkü kullanıcısı mı) olacağıdır. Bu, neredeyse efsane boyutlarına varan ancak mülklerin verilmesi kriterleri dikkatle incelenirse birçok vakanın kolaylıkla halledileceği bir konudur. Kıbrıslı Rumların mal takaslarındaki olumsuz tavrı da aşırı bulunuyor. Çünkü -diplomatik kaynakların vurguladığı ve hükümetin perde gerisinde söylediği üzere- çoğu Kıbrıslı Rum göçmen iade ve geri dönüş yerine takası tercih edecek.

Garantiler: Gerçekten ilerlenmek isteniyorsa, burada da olgular gayet basittir. İlk başta, Türk askeriyle ilgili ne olacağının ve geniş anlamda da Ada’daki askeri varlığın ele alınması gerekiyor. Halen, Kıbrıs’ın askersizleştirilmesi mi gerektiği yoksa daha sonraki aşamada AB ve NATO savunma kollarına katılım amacıyla az sayıda asker kalmasının mı daha iyi olduğu tartışılıyor.

Müzakerelerin 3’üncü aşamasında yönetim konusu da kaçınılmaz olarak ele alınacak. Gazetemizin görüştüğü çevrelerin söylediğine göre Anayasal konuların büyük bölümü daha önceki aşamada kapanmış görünse de resim halen bulanıktır.”

“Müdahiller ve uluslararası başrol oyuncuları savaş pozisyonu alıyor”

Gazete “John Kerry’nin Müdahiliyetini Ekim Belirleyecek” başlıklı haberinde Genel Sekreter’in Özel Danışmanı Eide’nin, Ekim ayında başlatması beklenen Kıbrıs’taki müzakereler ışığı altında, bütün müdahil tarafların ve uluslararası başrol oyuncularının “savaş pozisyonu almakta olduğunu” yazdı.
Gazete bunun, Amerikan unsurunun hareketlerinin, Eide’in yeni dinamik yaratmak kaygısıyla sunmaya başlayacağı köprü kurucu önerileri ile sağlanacak ilerlemeye bağlı olacak olmasından kaynaklandığına işaret etti.

Gazete BM Genel Kurulu çerçevesinde New York’ta bulunan Güney Kıbrıs Başkanı Nikos Anastasiadis, Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis ve Sözcü Nikos Hristodulidis’in temaslarından; ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın Ada’da ve Amerika Başpiskoposluğu Ruhban Meclisi’nde yaptığı açıklamaların “Biden’ın şahsi tezleri değil Amerikan hükümetinin politikası olduğu” sonucunun çıktığını yazdı.

Kıbrıslı Rum yetkililerin Amerikalılara ısrarla, “Ankara’nın olumlu söylem ve açıklamalarını ne zaman müzakere masasında pratiğe, somut ve olumlu tezlere dönüştüreceğini” sorduğunu, Amerikalıların Rum tarafının çekincelerini paylaşıyor göründüklerini yazan gazete “Amerikalılar Başbakan Davutoğlu’na ve yeni Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na çok yatırım yapıyor” dedi. (TAK)

Bu haber toplam 1489 defa okunmuştur