1. HABERLER

  2. DÜNYA

  3. Çözümün ardından ‘Mülkiyet Komisyonu’
Çözümün ardından ‘Mülkiyet Komisyonu’

Çözümün ardından ‘Mülkiyet Komisyonu’

Fileleftheros ve Politis’in haberine göre, mülkiyette kullanıcı üzerine yoğunlaşılıyor

A+A-

Kıbrıs müzakerelerinin en zor konusu ‘mülkiyet’ yeniden gündemde

Kıbrıs’ın güneyinde yayınlanan adanın en yüksek tirajlı gazetesi Fileleftheros, çözüm sonrası mülkiyet rejiminin 1974 öncesine dönmeyeceğini yazdı.

Fileleftheros’un haberine göre, mülkiyette kullanıcı üzerine yoğunlaşılıyor.

Fileleftheros “Mülkiyete Yapışıp Kaldılar... Kullanıcının Hakkı Tanınıyor, Görüşme Kullanıcı Üzerinde Yoğunlaşıyor” başlıklı manşet haberinde, müzakerelerde ilerleme olduğunu ancak ‘dikenli’ diye tabir edilen özlü konularda sıkıntılar yaşandığını belirtti.

Gazete “daha çok Kıbrıs Türk tarafının ilgi alanı” diye nitelediği “Yönetim” başlığı dışında diğer önemli başlıklarda henüz ilerleme kaydedilmediğini ancak dikkatlerin, hayati öneme sahip zorluklar bulunan mülkiyet üzerinde odaklandığını belirtti.

Fileleftheros’a göre şu ana kadarki görüşmelerde elde edilen sonuçları şu şekilde özetledi:

Çözümden sonra mülkiyet komisyonu kurulacak

“1- Mülkiyette mal sahibinin hakları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Dimopulos kararına atıfta bulunularak tanınıyor. Ancak bunun paralelinde görüşmeler, kullanıcıyla ilgili konular üzerinde yoğunlaşıyor ve tazmin, takas ve iade tedavilerinin uygulanabilmesi için kategoriler oluşturulmaya çalışılıyor.

Kıbrıs sorununda çözüm anlaşması yapıldıktan sonra, mülkiyette ortaya çıkacak konuları ele almak üzere bir Kıbrıslı Türk, bir Kıbrıslı Rum ve bir de yabancı üyeden oluşan bir komisyon kurulacak.

‘Toprakta esas görüşülmedi’

2-Toprakta esas görüşülmedi. Kıbrıs Türk oluşturucu devletçiğine kalacak toprak alanının Annan planı haritasından çok da uzak olmayacağı konuşuluyor. Kıbrıslı Türk liderliğinde henüz resmen ortaya konulmayan; ne kadar çok Kıbrıslı Rum dönerse Kıbrıs Türk devletçiğinin alanının o kadar büyük olacağı tezi var.

3-Kıbrıs Türk tarafı bu aşamada garantilerin görüşülmemesinde ısrar ediyor ancak Kıbrıslı Rumların, bir şeyler değişecek beklentilerini muhtemelen taktik icabı koruyor.

4- Yönetim başlığında anlaşmazlıklar başkanlık konusunda yoğunlaşıyor. Yabancı bir diplomatik kaynak, her iki tarafı ta tatmin edebilecek bir formülle Yönetim başlığının halledilebileceğini söyledi. Türk tarafı bu konuda geri adım atmıyor.

5- “Dönüşümlü başkanlık” için Kıbrıs Rum tarafının arayışı var. Başkan Kıbrıslı Türk de Kıbrıslı Rum da olsa kararların yüzde 90’ı Avrupa talimatlarına uygun olacak”

------------------------------------------------------------------

Politis’e göre; ‘Mülkiyet kriterlerinde iki düşünce”

• “Kriterler temelinde, mal sahibi ve bugünkü kullanıcının 3 ana seçeneği- yani iade, takas ve tazmin- olacak”

Politis “İki Görüşecek... Mülkiyette İki Düşünce Akımı” başlıklı haberinde Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı ve Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis’in bugün yeniden bir araya geleceğini, görüşmeye, Ada’ya gelecek olan BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin de katılacağını hatırlattı.

Gazete güvenilir kaynaklara dayanarak, mülkiyetle ilgili kriterler listesinin tamamlanmasında, detaylı mı olması yoksa genel bir çerçeve mi belirlenmesi gerektiğinin düşünülmekte olduğunu yazdı.

Habere göre kriterler listesi detaylı olacaksa, ortaya çıkabilecek bütün durumların öngörülmesi için çok kapsamlı olması gerek. Genel çerçevede olacaksa, kurulacak Mülkiyet Komisyonu mal sahibi ve bugünkü kullanıcıyla iletişime geçerek anlaşma imkânı olup olmadığına bakacak ve bütün konuların halli için normlar oluşturacak.

Çözümden sonra mülkiyet rejimi...

“Şu ana kadarki müzakereler tahtında kesin olan şudur ki, çözümden sonra mülkiyet rejiminin 1974 öncesine döneceği ilkesinde uzlaşıldı” ifadesine yer veren gazeteye göre, bu noktada kriterler temelinde, mal sahibi ve bugünkü kullanıcının 3 ana seçeneği- yani iade, takas ve tazmin- olacak, bir dizi istisna başlayacak. Gazete, özetle şunları yazdı:
“Kıbrıs Türk tarafı artık bütün göçmenlerin geri dönmesine itiraz etmiyor ancak şöyle bir ana istisna istiyor: Kıbrıs Türk federal devletinin siyasi eşitliğinin ihlal edilmemesi için Üst Meclis dışında bütün makamlar için seçme hakkına sahip olsunlar. Tam da bu nedenle özellikle mülkiyet ve seçim prosedürü başta olmak üzere bazı düzenlemeler için anlaşmanın AB’nin birincil hukuku haline gelmesini istiyor çünkü göçmenlerin AİHM’e toplu başvuruda bulunmasından ve zaman içerisinde çözümün işlevselliğini kaybetmesinden korkuyor.

“Birincil hukuk değil federal yasa”

Kıbrıs Rum tarafı ise buna çok ciddi bir argüanla karşılık veriyor: ‘Kıbrıslı Türklerin korkusu bu ise birincil hukuk kendilerini hiç korumayacak çünkü AİHM AB kurumu değildir. Kıbrıslı Türklerin sahip olduğu tek koruma, federal yasa haline gelecek olan mülkiyet çözümünün kalitesine dayanacak. Federal yasa haline geldiğinde Kıbrıslı Türk olsun, Rum olsun herhangi bir başvuru yaptığında karşısında, Türkiye ile değil Federal Kıbrıs Cumhuriyeti’ni bulacak.’

“Avrupa talimatlarına uygun kararlar”

Yürütme erkine gelince: Kıbrıs Türk tarafı dönüşümlü başkanlık, çapraz ve ağırlıklı oyda ısrar ediyor. Rum tarafı bunu dışarıda bırakmıyor ancak sistemin, başbakanın da olacağı parlamenter sistemle zenginleştirilmesini öneriyor. Edindiğimiz bilgilere göre bu konu zannedildiği kadar yakıcı değildir çünkü şu anda herkes, federal düzeyde uygulanacak kararların yüzde 90’ının –başkan Kıbrıslı Türk de Kıbrıslı Rum da olsa- Avrupa talimatlarına uygun olacağını, Avrupa müktesebatından sapma olamayacağını biliyor.”

Gazete tarafların garantilerle ilgili tezlerinin değişmediğini, Espen Barth Eide’nin Türk, Yunan ve İngiliz dışişleri bakanları ile çok önemli görüşmeler yaptığını, NATO ve AB’de de üst düzey temaslarda bulunduğunu belirterek “Türkiye dâhil, taraflardan hiçbiri kesin görünmüyor. Mustafa Akıncı’nın Sözcüsü Barış Burcu’nun; garantilerin Kıbrıslı Türkler için tabu olmadığını söylemesi de tesadüf değildir” ifadesini kullandı. TAK

Bu haber toplam 3127 defa okunmuştur