1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Çocuk Suçluluğu, Yargılaması ve Islahına İlişkin Eksiklikler
Çocuk Suçluluğu, Yargılaması ve Islahına İlişkin Eksiklikler

Çocuk Suçluluğu, Yargılaması ve Islahına İlişkin Eksiklikler

Çocuk Suçluluğu, Yargılaması ve Islahına İlişkin Eksiklikler

A+A-

 

Av. Batuhan DOKTOROĞLU
batuhandoktoroglu@gmail.com

Çocuk ve/veya genç kişiler henüz kendilerini koruyabilecek fiziksel ve akli olgunluğa ulaşamamış olarak kabul edildikleri için, risk altında bulunan ve bu sebeple yasal düzenlemeler ile korunma gerekliliği olan kimselerdir. Yasal düzenlemelerin yanında toplumun da çocukların korunması ve suça sürüklenmemesi için duyarlı olmasına ihtiyaç vardır. Medyanın da bu konuda toplumun bilincini ve farkındalığını ileri seviyeye taşıyacak yayınlar yapması faydalı olacaktır fakat basının suça sürüklenen veya suçun mağduru olan çocuk ve/veya genç kişiler konusunda yeterince dikkatli olmaması sonucu deşifre edilmeye varan bu yayımlardan zarar gören maalesef yine çocuk ve genç kişilerdir. 

 Mahkemelerimizin de çocuk ve/veya genç kişilerin yargılanmasında hassas davranmaları gerekmektedir. Keza  çocuk ve genç kişilerin korunmasına yönelik mevzuatımızda ve uygulamada ciddi eksiklikler ve ihlaller bulunmaktadır. Fasıl 154 Ceza Yasasında çocuk ve/veya genç kişiler ile yetişkin kişilerin işleyeceği suçlar ve cezalarının ağırlığı bakımından  herhangi bir farklılık veya buna ilişkin bir ayırım bulunmamaktadır. Bu örnekten de görülebileceği üzere gerek Yasal düzenlememizde gerekse uygulamada mevcut  olan düzenlemeler toplumsal olarak ve vicdani olarak adaletin sağlanması açısından büyük bir eksiklik yaratmaktadır. Genç ve/veya çocukların kendi özel durumları dikkate alındığında bu kişilere pozitif bir ayrımcılık uygulamak demokratik ve insan haklarına saygılı ve toplumun çıkarlarını koruyan bir hukuk sisteminin  kaçınılmaz bir gerekliliğidir. Cenevre Çocuk Hakları Bildirisi Madde 3 : Kamusal ya da özel sosyal yardım kuruluşları, mahkemeler, idari makamlar veya yasama organları tarafından yapılan ve çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde, çocuğun yararı temel düşüncedir.  Bu madde ile mahkeme ve sayılan diğer organların temel düşüncesinin ‘çocuğun yararı’ olması gerektiğine vurgu yapılmıştır.

Çocuk ve/veya genç yargılamasının tarihsel gelişimine bakacak olduğumuz zaman, modern toplum düzenlerinin oluşmaya başlaması sonucu çocuk ve/veya genç suçluların ceza hukukunda diğerlerine göre bir tutulmaması gerektiği, özellikle yaşı küçük olanlarla ilgili olmak üzere, ceza hukuku kapsamında suçtan sorumlu tutulma, cezalandırma ve cezanın infazı ile yargılama kuralları ve bunu uygulayacak olan makamları yönlendirecek özel kural ve kurumların zorunluluk olarak kabul edilmeye başlanmasıyla 19. yüzyılın sonlarında ilk çocuk mahkemeleri kurulmaya başlamıştır. Böylece suça sürüklenen çocuk ve/veya genç suçluların, çocuk mahkemeleri gibi özel yargılama kurallarına ve donanıma sahip makamlarda yargılanması ve topluma kazandırılması amaçlanmıştır.

Çocuk Mahkemelerinin  kurulması ile amaç; suçluluğu tespit edilen çocuğu veya genci ceza evine göndermek yerine çocuk veya genç kişinin kendine özgü şartlarını değerlendirmek sureti ile meydana gelen sapkın fiile neden olan sebepleri ve bununun nasıl rehabilite edileceği konusunda gereken tedbirler alınmaya çalışmaktır. Bu tedbirler ceza verici nitelikten ziyade ıslah etmeye yönelik tedbirlerdir.

Mevzuatımızda yer alan bazı düzenlemelere bakacak olursak, çocuk mahkemesi ile ilgili bir düzenleme olan Fasıl 157 madde 5/1 aynen şöyledir: “Çocuk Mahkemesi, Kaza Mahkemesinin mutat duruşmalarının yapıldığı bina veya odadan başka bir bina veya odada veya mutat duruşmalardan ayrı tarih veya saatlerde duruşma yapar.”
Bu düzenleme oldukça yerinde bir düzenlemedir. Çocuk ve/veya gençlerin yargılanmasında mutat duruşma bina veya odalarından ayrı yerler öngörülmesi ve ayrı tarih veya saatlerin belirlenmesi çocuk ve/veya gençlerin lehine olan bir uygulamadır. Bu maddenin istisnasız olarak uygulanmalıdır fakat uygulamaya baktığımız zaman bu maddenin tam anlamı ile uygulama alanı bulamadığını görmekteyiz. Gerekli görüldüğü zaman farklı tarih veya zaman tayin edildiği görülebilmektedir fakat çocuk mahkemeleri adı altında bir mahkemenin kurularak mekan olarak  da daha farklı bir yerde çocuklara ilişkin duruşmaların yapılmasının çocukları koruyucu nitelikte olacağı inancındayım.

Fasıl 157, 5. maddenin 3 bendinde : “On altı yaşından küçük oldukları görünürde anlaşılan kişilerin Mahkemeye veya mahkemeden nakledilirken veya Mahkemeye alınmadan önce veya Mahkemeden çıktıktan sonra beklerken, müştereken itham veya mahkûm edildikleri suçtan başka bir suçla itham edilen veya suçtan mahkûm olan başka ergin kişilerle ilişki kurmalarını önlemek için, pratikte mümkün olduğu ölçüde önlem alınmalıdır.”

Hem yargılama maksatları bakımından adaletin doğru bir şekilde yerini bulmasını sağlayacak bir madde, hemde çocuk veya genç kişileri manevi olarak koruyan bir madde olarak oldukça yerinde bir düzenleme olduğu kanaatindeyim. Ancak uygulamada yine bu konuda eksiklikler söz konusudur. Çocuk veya genç kişilerin bu yönde korunmasını sağlayacak görevli kişilerin olmaması sonucu uygulama alanı olmayan bir maddedir. Tutuksuz yargılanan bir sanık ile tanık olan bir çocuk veya genç kişilerinin mahkeme dışarısında karşılaşması veya diyaloğa girmesini önleyecek bir mekanizma maalesef yoktur. Görünürde on altı yaşından küçük kriterinin de son derece göreceli olması eleştirilmesi gereken diğer bir konudur.

Çocuk Mahkemeleri; çocuğun kişilik ve gelişim özelliklerini dikkate alan, onun yargılama sürecinden en az düzeyde zarar görmesini amaçlayan ve suçun neden işlendiği üzerine odaklanarak altta yatan sorunları çözmeye çalışan özel mahkemedir. Bu mahkemede hakimler, diğer  mahkemelerden farklı bir tutum içinde olmalıdırlar. Çünkü çocuk mahkemesi hakimlerinin suça sürüklenen çocukların psikolojilerini iyi anlamları, onları çevreleri içinde değerlendirmeleri, onların ıslah ve rehabilite olmalarını sağlayacak bir karara varmaları gerekmektedir. Bu süreçte çocuk mahkemesinde görev alan diğer profesyoneller; sosyal hizmet uzmanları, psikologlar, psikiyatristler, çocuk gelişimi uzmanları, pedagog, savcı ve avukatlardır.

KKTC’de suça sürüklenen genç ve/veya çocuk kimseler için ıslah evi olmaması sebebiyle cezaevine gönderilmektedirler. Bu herkesin bilincinde olduğu ve biran önce giderilmesi gereken bir eksikliktir. Cezaevi yetişkin kişilerin kaldığı ve şartların bu yetişkin kişilere göre belirlendiği yerledir. Şüphesiz bir genç veya çocuğa uygulanacak kurallar ile yetişkin kişilere uygulanacak kurallar ayni olamaz. Bunun ötesinde bu kuralları uygulayıp düzeni sağlayacak kişiler nitelikli, çocuk psikolojisinden anlayan ve onların ıslahında yardımcı rol vazifesini üstlenebilecek kişiler olmalıdır.

Her ne kadar KKTC’deki cezaevlerinde genç ve çocuk kişiler ile yetişkin suçlular aynı koğuşlara konulmaması konusunda dikkat edilmeye çalışılsa bile ortak kullanılan alanların olduğu bilinmektedir. Suçlu kimselerin ıslahına yönelik yerinde ve takdir edilmesi gereken bir uygulama olan atölye çalışmalarında genç ve çocuk kişiler ile yetişkin suçlular bir araya gelebilmektedirler. Ayni şekilde ortak yemek alanlarında yine genç ve çocuk kişiler ile yetişkin tutuklular bir araya gelmektedirler. Ergin suçlularla bir araya gelen suça itilmiş çocuk ve/veya genç kişiler,  yeni suç tiplerini öğrenmekte ve kötü yönde etkilenmeler sonucu ıslah amacından uzaklaşmakla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu koşullar çocuk ve/veya genç kişilerin en sağlıklı şekilde ıslah olmaları amacına ters düşmekte ve bir an önce bu konu ile ilgili önlemler alınması gerekmektedir.

Diğer yandan genç ve çocuk kişiler okul eğitimlerinden yoksun kalmaktadırlar ve cezalarını çekerken mevcut yapı içerisinde devam edebilecekleri eğitime yönelik bir uygulama yoktur. Bunun sebebi mevcut cezaevi uygulamalarının yetişkin suçlulara göre belirlenmiş olmasıdır.

Bu durum Anayasamızda bulunan “Öğrenim ve Eğitim Hakkı”na aykırıdır. Çünkü “Halkın öğrenim ve eğitim gereksinimlerini sağlama Devletin başta gelen ödevlerindendir.” Dolayısıyla, bu ve bunun gibi birçok sakıncalı durumun giderilmesi için Devletimize birçok yükümlülük düşmektedir.

Mevzuatımızda Çocuk Mahkemesi deyiminden Kaza Mahkemesi anlaşılacağı düzenlenmiştir. Özel Yetkili bir çocuk Mahkemesinin olmamasının büyük bir eksiklik olduğu inancındayım. Kurulması gerekmekte olan Çocuk Mahkemesinin esaslı özellikleri arasında; Ceza sisteminin amacı rehabilitasyon olması, çocuk ve genç kişilere yetişkin gibi davranılmaması, çocuk ve genç kişilerin üstün yararı ilkesi ile hareket etme ve kişilik haklarına ilişkin üstün bir koruma gibi özelliklere sahip olmalıdır. Özellikle çocuk ve genç kişiler korunması gereken kişiler olması sebebi ile yargılanmalarında basının olumsuz etkileri ve mağdur veya sanık olanların kişilik haklarını, özel hayatın gizliliğini ihlal eden yayımların önlenmesine ilişkin önlemler alınması gerekmektedir.

Modern toplumun getirmiş olduğu şartlar ışığında çocuk ve genç suçluların yargılanmasında ve ıslah edilmesinde yapıcı ve koruyucu düzenlemelere ihtiyaç vardır. Çocuk ve genç kişilerin cezalandırılmaktan ziyade rehabilite edilmeleri ve topluma sağlıklı bireylerin kazandırılması amaçlanmalıdır. Bir toplumun geleceğine şekil veren en önemli kişiler yani çocuk ve gençler ne kadar korunup, devlet tarafından  gerekli önlemler alınırsa, geleceği umut vaad eden toplumun oluşturulmasına o kadar katkıda bulunulmuş olacaktır. Mevzuatımızda ve uygulamada bulunan eksikliklerin giderilmesi gerekmekle birlikte yargı organına da büyük görev düşmektedir. Unutulmamalıdır ki eşitler arası eşitlik adaleti sağlar fakat eşit olmayanlar arası eşitlik adaletsizliği getirecektir. Bu sebeple fiziksel ve psikolojik olarak  erginliğe erişmemiş çocuk ve genç kişilerin farklı düzenlenmelere, yargılanma sistemine ve infaz kurumlarına ihtiyaçları vardır. Çocuk Mahkemeleri 20. yüzyılın başlarından itibaren günün ihtiyaçlarına istinaden oluşturulamaya ve yaygınlaşmaya başlamıştır. Günümüz modern hukukunda ise Çocuk Mahkemeleri bir gereklilik haline gelmiştir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ile de Çocukların yetiştirilip gelişmesinde Devletlere yükümlülükler yüklenmiştir.

 

Bu haber toplam 5825 defa okunmuştur
Gaile 293. Sayısı

Gaile 293. Sayısı