1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. 300 MS hastası!
300 MS hastası!

300 MS hastası!

”Kuzey Kıbrıs’ın coğrafik olarak ‘orta riskli bölgede’ yer aldığını aktaran İncirli, “ MS için orta riskli bölgedeyiz. Ancak kapalı bir gen havuzuna sahip olmamız nedeniyle orta riskli bölgeden bir miktar daha fazla görülüyor” şeklinde konuştu.

A+A-

Kıbrıs Türk Nörolojik Bilimler Derneği Sekreteri, Nöroloji Uzmanı Dr. Sıla Usar İncirli, MS konusunda bilinmeyenleri YENİDÜZEN'e anlattı

 

Ayşe GÜLER

Kıbrıs Türk Nörolojik Bilimler Derneği Sekreteri, nöroloji uzmanı Dr. Sıla Usar İncirli, Lefkoşa Dr Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde kayıtlı 230 Multiple Skleroz (MS) hastasının olduğunu, bu sayının ülke genelinde 300’e yaklaştığını kaydetti.

Bu konuda 1989 yılında yapılan epidemiyolojik çalışmaya göre MS hastalarının sayısının 2 kat artığını dile getiren İncirli, nüfus artışına göre MS hastalığının da arttığını söyledi.

Kuzey Kıbrıs’ın coğrafik olarak ‘orta riskli bölgede’ yer aldığını aktaran İncirli, “MS için orta riskli bölgedeyiz. Ancak kapalı bir gen havuzuna sahip olmamız nedeniyle orta riskli bölgeden bir miktar daha fazla görülüyor” şeklinde konuştu.

Öte yandan İncirli, MS hastalarında bazı zamanlarda çok şiddetli spazmlar görüldüğünü dile getirerek, spazmı giderici ilaçların ülkede bulunmadığını, bu durumun ilgili yasadaki eksikliklerden kaynaklandığını belirtti.

MS hastalarının ilaçlarının Sağlık Bakanlığı tarafından karşılandığını, şu anda ilaç eksikliğinin yaşanmadığını dile getiren İncirli, bununla birlikte bazı ilaçların Türk Eczacılar Birliği’nden alındığını, bazen bürokratik işlemlerde sorunların yaşandığını ifade etti.

“Genç nüfusta engelliliğe yol açıyor”

MS hastalığının genç toplumu etkilediğini dile getiren İncirli,  hastalığın genç nüfusta engelliliğe yol açtığını söyledi.

İncirli, “MS iş yaşamını ve aile hayatını etkiliyor. O yüzden bu hastalık önemli bir nüfusu etkiliyor” diye konuşarak, “İnsanların aklında MS ve tekerlekli sandalyeler birliktedir. Bunu artık yıkmamız gerekiyor” dedi.

“Farkındalık artmalı”

Öte yandan toplumda farkındalığın artırılması gerektiğini savunan İncirli, “kişiler, bu hastalığı ne kadar iyi tanırlarsa, kime başvurmaları gerektiğini bilirlerse tanı koymak daha kolay olur” şeklinde konuştu.

İncirli şöyle devam etti: “Hastanın gözü bulanır, geçer. Hasta bunun üzerinde durmaz. Dengesi bozulur, kendiliğinden geçer ve birçok kişi doktora gitmez. Böyle olduğunda hastalığın başını kaçırabiliriz.”

“Tedavi, kesintiye uğramamalı”

Hastalığın tedavisinin kesintiye uğramadan, sürekli bir şekilde devam etmesinin oldukça önemli olduğuna değinen İncirli, ilaçların kesintisiz olarak verilmesi için Sağlık Bakanlığı’nın çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi.

İncirli, bazı ilaçların Türk Eczacılar Birliği’nden alındığını, bazen bürokratik işlemlerde sorunların yaşandığını ifade etti.

MS hastalığında fizik tedavisinin, pilates ve yoganın çok önemli olduğunu dile getiren İncirli, alternatif ilaçları güvenli olmadığını, bu yüzden tavsiye etmediklerini kaydetti.

Hastalığın belirtileri…

Hastalığın belirtilerinin tutulduğu yere göre ortaya çıktığını anlatan İncirli, hastalarda tek taraflı veya puslu görme, görmede kayıp,  renkli görmede kayıp, gözde ağrı yaşanabileceğini kaydetti.

İncirli, bunun yanı sıra hastalarda çift görme, dengesizlik, kol ve bacakta güçsüzlükle beraber his kaybı veya karıncalanma yaşanabileceğini söyledi.
Öte yandan hasta başını eğdiğinde vücutta bir elektriklenme hissedebileceğini belirten İncirli, idrarda tutukluluk, idrar kaçırma veya kabızlık belirtilerinin de boy gösterebileceğini dile getirdi.

İncirli, unutkanlık ve dalgınlığın da hastalığın belirtileri arasında yer aldığını dile getirdi.

En sık 20-40 yaş aralarında…

MS’in en sık kadınlarda ve 20 ile 40 yaş aralığında görüldüğünü ifade eden İncirli, çocuk hasta grubunda da görülebileceğini kaydetti.

İncirli, “10 yaşında da 50 yaşında da MS olduğunu görebildiğimiz hastalar var” dedi.

MS’in tipleri…

Hastalığın farklı tipleri olduğunu anlatan İncirli, bu konuda bilgi verdi.

İncirli, MS’in en sık rastlanan tipinin ‘Atak ve İyileştirmelerle Giden MS’ (Relapsing-Remitting MS) olduğunu , hastaların yüzde 90’ının bu tip olduğunu ifade etti.

hastaların bir kısmının geçen süre içerisinde Sekonder Progresif MS denilen İkincil İlerleyici MS grubuna girebildiğinden bahseden İncirli şöyle devam etti: “hastalıkla ilgili son grup Birincil İlerleyici MS (Primer Progresif MS)’dir. Bu tip baştan itibaren ilerleyicidir. Hastaların yüzde 10’unda bu görülür”

“MS’de genetik yatkınlık söz konusu”

Hastalığın nedenleri ile ilgili uzun yıllar araştırma yapıldığını, şu anda da çalışmaların devam ettiğini dile getiren İncirli, henüz net bir sonuç elde edilemediğini belirtti.

İncirli, MS’de genetik yatkınlığın söz konusu olduğundan bahsederek, “Bir hastaya MS tanısı koyulduğunda ailesinden birisinin de MS olma ihtimali yüzde 15’dir. Bu hastalık anne veya babada varsa, çocuğa da geçecek diye bir şey yoktur” şeklinde konuştu.

“Epstein –barr virüsü ve sigara kullanımı risk”

Öte yandan İncirli, ‘öpücük hastalığına’ da yol açan ‘epstein –barr’ virüsü ile çocukluk yaşta veya gençlik döneminde karşılaşmış olmanın MS için bir risk olduğunu vurguladı.

Bunun yanı sıra sigara kullanmanın da ‘risk faktörü’ arasında yer aldığına değinen İncirli, “sigara kullanan hastaların seyri hızlı ilerler, atakları tetikler” dedi.

“Vitamin D eksikliği MS’e neden olabilir”

İncirli, vitamin D eksikliğinin MS’e neden olan çevresel faktörler arasında yer aldığını ifade ederek, “Güneşli bir ülkede yaşıyoruz ama güneşten kaça eğilimindeyiz” şeklinde konuştu.

Öte yandan MS hastalarında bağışıklık sistemi ile ilgili başka hastalıkların da sıklıkla görüldüğünü dile getiren İncirli,  tiroit, sedef hastalığı, alerjinin çoğunlukla bu hastalığa eşlik ettiğini ifade etti.

“Hızlı ve doğru tanı koyma önemli”

İncirli, MS’de hızlı ve doğru tanı koymanın önemli olduğunu vurguladı.

MS’i ‘taklit eden’ başka hastalıkların da bulunduğundan da bahseden İncirli, “Hastanın kesin MS olduğunu doğru teşhisi koymalıyız. Kan, idrar, beyin omurilik sıvısı testi yapılır. Bazı belirtileri ararız. Beyin ve omurilik MR’ları çekiyoruz. Tanı, takip ve tedavide yardımcıdır” şeklinde konuştu.

Tanı yöntemleri…

Kan testleri, uyarılmış potansiyeller ile beyin ve omurilik sıvısı incelemelerini hastanede yapıldığını dile getiren İncirli, buna rağmen beyin ve omurilik sıvısındaki bazı belirteçlerle ilgili incelemelerin Türkiye’de beyaz başka merkezlerde yapıldığını kaydetti.

İncirli, “beyin omurilik sıvısı bizim için çok önemlidir. Bunu yapan merkezlere gönderiyoruz. Bu durum tedavide zaman kaybına yol açmaz. Test sonuçlarını almak kabul edilebilir sınırdadır” dedi.

“MRG’de çekilmesi için beklenen süre uzun”

Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) bazı sıkıntıların yaşandığından bahseden İncirli, MRG konusunda hastanelerde yığılmaların olduğunu vurguladı.

İncirli, MRG çekilmesi için beklenen sürenin ‘kabul edilebilir’ zamanı geçtiğine dikkat çekerek, şöyle devam etti: “ Hastalar yalnız tanı da değil, periyodik olarak belirli olarak bu testleri yapıyor. 3 ayda, 6 ayda veya senede bir MRG çektiren hastalarımız var”

“MS, İskandinav ülkelerinde sıklıkla görülüyor”

İncirli, MS’de coğrafik dağılımın söz konusu olduğundan bahsetti.

Ekvator çizgisinin üzerindeki ülkelerde MS oranının oldukça düşük olduğunu dile getiren İncirli, güneş ışınlarının en az olduğu bölge olan kutuplara doğru bu sayının arttığını kaydetti.

İncirli, MS’in İskandinav ülkelerinde sıklıkla görüldüğünü ifade etti.

Kullanılan ilaçlar…

MS hastalarının ilaçlarının Sağlık Bakanlığı tarafından karşılandığını söyleyerek, şu anda ilaç eksikliğinin yaşanmadığını kaydetti.
İncirli, hastalığın seyrini değiştiren ilaçlarla ilgili de bilgi verdi.

Birinci sırada kullanılan ilaçların 10 yıla aşkın süredir tedavilerde uygulandığını belirterek, bu ilaçların oldukça güvenli olduklarını dile getirdi.

“İlaçlarla ilgili tüm dünyadaki doktorların tecrübesi birikmiştir. Bu yüzden ilaçları çok rahatlıkla önerebiliyoruz” diye konuşarak, söz konusu ilaçlara zaman içerisinde yanıtsızlık olabileceğinden bahsetti.

İkinci sıradaki ilaçlar…

Birinci sıradaki ilaçlara cevap vermeyen veya daha hızlı seyreden hastalara daha ikinci sıradaki ilaçların verildiğini ifade ederek, bu ilaçların daha kuvvetli olduğunu kaydetti.

İncirli, bu ilaçların yan etkileri olmasına rağmen daha etkili olduğunu ve atakları büyük oranda engellediğini dile getirdi.

Üçüncü sıradaki ilaçlar…

Tüm bunların yanı sıra tedavide kullanılan üçüncü sıradaki ilaçlardan da bahseden İncirli, bu ilaçların yan etkilerinin olduğu gibi, etkisinin de yüksek olduğunu söyledi.

İncirli, tüm ilaçların ülkede bulunduğunu ve tedavilerin hastalara uygulandığını dile getirdi.

Atak tedavisi…

Atak geçirmesi durumunda hastalara damardan yüksek dozda kortizon tedavisi uygulandığını aktaran İncirli, bu tedavinin 5 ile 7 gün arasında değiştiğini söyledi.

İncirli, tedaviye olumlu yanıt vermeyen hastaların kanlarının değiştirildiğini dile getirerek, bu uygulamanın Lefkoşa Dr Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde yapıldığını belirtti.

Atak tedavisi için gelen ve yüksek dozda kortizon alan hastaların, hastanenin Nöroloji Servisi’nde ayrı bir oda içerisinde ayakta tedavi olduklarını aktaran İncirli, “bu hastaları hastaneye yatırmıyoruz. Ayrı bir oda içerisinde tedavilerini oluyorlar. Böylelikle onlara kolaylık sağlıyoruz” şeklinde konuştu.

İncirli, ülkede MS tanısını koyabilecek ve tedavisini sürdürebilecek yeterli doktorun bulunduğunu ifade ederek, bununla birlikte tetkik cihazlarında ciddi eksiklerin bulunmadığını söyledi.

 

 

Bu haber toplam 9627 defa okunmuştur