1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “21 bin öğrenci bekliyoruz”
“21 bin öğrenci bekliyoruz”

“21 bin öğrenci bekliyoruz”

Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğrenim ve Dış İlişkiler Dairesi Müdürü Ziya Öztürkler, 2019-2020 öğretim yılında üniversitelere 21 bin öğrencinin kayıt yapmasını beklediklerini ifade etti.

A+A-

Fayka ARSEVEN KİŞİ

Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğrenim ve Dış İlişkiler Dairesi Müdürü Ziya Öztürkler, 2019-2020 öğretim yılında üniversitelere 21 bin öğrencinin kayıt yapmasını beklediklerini ifade etti.

Öztürkler, “Şuan üniversitelerimize 20 binlerin üzerinde kayıt alabilecek noktadayız. TC’den 8 bin öğrenci geldi, ek yerleştirmelerle 2 bin, özel yetenek, yatay ve dikey geçişle günün sonunda 13-14 bin civarında Türkiye’den öğrenci gelecek. 6 bin civarında 3’ncü ülkeden, en az 1500 civarında da KKTC vatandaşı, üniversitelere kayıt yaptığında 21 bin civarında öğrenci olacak” dedi.

Geçen yılın verilerine göre ise 102 bin kayıtlı öğrenci, aktif öğrenci sayısının 86 bin olduğunu kaydeden Öztürkler, YÖKAS ile tüm öğrencilerin kayıt altına alındığını dile getirdi.

 Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğrenim ve Dış İlişkiler Dairesi Müdürü Ziya Öztürkler ile bu hafta yükseköğrenimdeki öğrenci beklentilerini ve yükseköğretimde yaşananları konuştuk.

 

  • YENİDÜZEN: Bu yılın değerlendirmesini yaptığınızda üniversitelerimizin tercih edilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
  • ÖZTÜRKLER: Geçen yıl YÖK ile yaşanılan bazı noktalardan dolayı çok iyi geçmemişti. Özellikle Ocak ayında KKTC üniversiteleri ile ilgili yayınlamış olduğu genelge bize bayağı tedirginliğe yol açtı. Yine KKTC üniversitelerindeki denklik, kontenjan ve yatay geçişlerle ilgili de birçok sıkıntı yaşandı, netleşmeyen durumlar vardı. Bundan dolayı açıkçası yükseköğrenim camiasındaki otoriterlerle yapmış olduğumuz toplantılarda bunun tedirginliğini yaşadık. Ama son üç ay içerisinde YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç ve ekibiyle yakalanan uyumlu bir çalışma ortamı, bunun sonucunda özellikle tercihlerin başlamasına iki gün kala YÖK Başkanı ile Eğitim Bakanımızın bu çalışmaları sonlandırıp bir protokole dökmeleri, açıkçası ülke yükseköğrenimine yansıdığını ifade edebiliriz.
    Sonuçlar, bir önceki yıla göre ilk yerleştirme sonuçlarında Türkiye’den 8 bin öğrenci gelmişti, bu yıl da bu rakamlarda öğrenci gelmesine rağmen yükseköğrenim otoriteleri tarafından olumlu karşılandı. Çünkü beklentimiz aslında 8 binin çok altında öğrenci gelmesiydi. Son aylarda atılan olumlu adımların sonucunda denge sağlandı. Bu dengeyi de dönüm noktası olarak yorumladım. Çünkü bir düşüş gerçekleştiğinde o düşüşü toparlamak çok zor oluyor. Ama bu kadar sıkıntılı geçen yılın ardından atılan adımlar sonucu dengede kalması ve daha düzenli, sistematik çalışırsak aslında bir sonraki yılın verilerinin çok daha da olumlu olacağına inanıyorum.
     
  • YENİDÜZEN: Protokol ne açıdan bu kadar önem arz ediyordu?
  • ÖZTÜRKLER: Denklik, yatay geçiş ve kontenjanlardaki belirsizliğin ortadan kalkması açısından önemliydi. Çünkü bizim ana noktamız Türkiye’den gelen öğrenci. Türkiye’den gelen öğrencinin de denklik, yatay geçiş ve kontenjan konusunda kafası belirsizliğe gittiğinde bu tercihlerimizi ciddi anlamda olumsuz etkiler. Protokolün aslında bizim ülkedeki üniversitelerde belirsizliklerin kalkması anlamında ciddi olumlu yansıması oldu.

 

“Bizim toplum olarak yapmamız gerekenler var. Ulaşımdan, alt yapıya kadar…”

 

  • YENİDÜZEN: Kafalardaki soru sadece denklik, yatay geçiş miydi? Yoksa ülke üzerinde yaratılan veya var olan olumsuz imaj da etkili miydi?
  • ÖZTÜRKLER: KKTC üniversitelerinin denklik, yatay geçişte sorunlu olduğu bir yıl boyunca lanse edilmesi aslında ülke imajını, üniversitelere güvenirliliği sarsan bir nokta oldu. Hem protokolün imzalanması hem de YÖK Denklik Birimi, belirsizliklerin ortadan kalktığını 2019-2020 yılına artık temiz, sorunlardan arınmış bir şekilde gireceğimizi duyurdu. O açıdan bunlar memnuniyet verici adımlar oldu. Bunlar ama yeterli değildir. Bizim toplum olarak yapmamız gerekenler var. Ulaşımdan, alt yapıya kadar…

 “Bet ofislerine ve gece kulüplerine giriş noktasında devlet önlemini aldı, buralara giriş yasaktır. Bunun daha ciddi denetim ve kontrolle üstüne gidilmesi gerekir. Bugün hiçbir devlet makamı bet ofis ve gece kulübüyle özdeşleşen bir yükseköğrenim öğrencisini talep etmez veya ülke olarak bundan dolayı tercih ediliyor olmamızı istemez.”

 

  • YENİDÜZEN: Evet imaj derken aslında öğrencilerin sosyal yaşantılarından, bet ofis alışkanlıklarına, kiralardan, havayolu ulaşımlarına kadar birçok sorundan bahsetmiştim.
  • ÖZTÜRKLER: Bet ofislerine ve gece kulüplerine giriş noktasında devlet önlemini aldı, buralara giriş yasaktır. Bunun daha ciddi denetim ve kontrolle üstüne gidilmesi gerekir. Bugün hiçbir devlet makamı bet ofis ve gece kulübüyle özdeşleşen bir yükseköğrenim öğrencisini talep etmez veya ülke olarak bundan dolayı tercih ediliyor olmamızı istemez. Güvenli bir ülkeyiz, iyi teknik odalarımız var, kaliteli eğitimi önemsiyoruz, sosyal ve kültür seviyesi yüksek bir toplumumuz, demokratik değerlerin olduğu bir toplum içerisinde öğrencileri kucaklayan bir yapı olmamızdan dolayı tercih ediliyoruz. Bunun devam etmesi için de yapmamız gerekenler halen var. Özellikle uçak biletlerinin yüksek olması öğrenci ve öğrenci ailelerini ciddi anlamda etkiliyor. Bunların önlemini devletin bütün mekanizmaları alması gerekir.

 “Biz toplum olarak ülkemizdeki üniversiteler ‘kalitesizdir’ yaklaşımı çıkardık. Bu çok yanlıştır.”

Bazen de ülkemizin yaptıkları ve başardıklarını aslında tam olarak sahiplenmiyoruz. Bugün bu ülke 142 ülkeden insan barındırıyoruz. Tanınmamış ülke içerisinde 142 ülkeden öğrenci eğitim alıyor. Buradan diploma alıyor, iş hayatlarına atılıyorlar. Üniversitelerimizden kazanmış oldukları nitelik ve donanımlarla yaşadıkları yerlerde bir hayat modeli oluşturuyorlar. Buna sahip çıkmalıdır. Son 3-4 yılda ülkenin kazanımı nedir? Sayıdan fazla niteliği ön plana çıkarma. Bu vizyon devam etmeli kesinlikle kaliteyi daha da artırmak gerekir.
Ama bir noktada da bir çekincem var; biz toplum olarak ülkemizdeki üniversiteler ‘kalitesizdir’ yaklaşımı çıkardık. Bu çok yanlıştır. Gerçekten bugün baktığımızda 5 bine yakın akademisyen ülkede görev alıyor. Öğrenci başına düşen akademisyen sayısında iyi noktalardayız. Gerçekten son yıllarda hem bilimsel yayın, makale noktasında da üniversitelerimizin ciddi atılım içerisinde olduğunu gözlemliyoruz. Dünyanın çeşitli yerlerinde bizden çok iyi okullar var ama bizim üniversitelerimizin teknik donanım ve eğitim açısından iyi noktada olduğu hatta bazılarından daha iyi bir noktada olduğunu gördüm. Ülkemizde kalitesiz bir eğitim verildiğine kesinlikle katılmıyorum. Kaliteli bir eğitim vardır. Ama bu vizyondan, varolan kalite ve teknik donanımı daha da artırmak ve öğrenci memnuniyeti yaratmak zorundayız. Eğer kaliteyi artırır ve öğrenci memnuniyetine yatırım yaparsak ülkedeki yükseköğrenim çok daha iyi noktaya gelir.

  • YENİDÜZEN: Ardı adına açılan üniversiteler, kalite ve güven bakımından soru işaretlerine neden olmuş olabilir mi?
  • ÖZTÜRKLER: Geçen yıla baktığımızda 19 üniversite eğitim veriyordu. Özellikle 5 yılın içerisinde açılması gerekenin üzerinde bir üniversiteleşmeye gidildi. Aslında daha dikkatli davranılması gereken, bu dereceye gelinmemesi gerekirdi. Ama şunu da gözden kaçırmamak gerekir; 2017 yılında yayımlanan Yüksek Öğrenim Yasası’ndan sonra hiçbir üniversite izni Meclis’ten geçmedi. Aslında hızlı üniversiteleşme sayısı ile karşı karşıya kalındı ama bu karşılaştığımız sorunun en azından çözümünü devlet üretti. 2017’den sonra da hükümette yer alan hiçbir yetkili de var olan izinleri de Meclis’ten geçirip bu sayının artması yönünde tavır sergilemedi. 2017 öncesinde üniversite kurmak çok kolaydı, sadece bir üniversite izni bakanın iki dudağının arasındaydı. İşte üniversite yasal dosyasını hazırlıyordu, bakanın takdirine kalıyordu. Ama 2017 yılından sonra Ön Değerlendirme Kurulu kuruldu. Kampüs, mali konularla ilgili ciddi şartlar konuldu. En önemlisi bakanlıktaki ön değerlendirmesinden bu izin geçse bile son sözü akademik yeterlilik anlamında YÖDAK söylüyor. Ama YÖDAK’a gitmeden bir engel daha konuldu, ‘bütün toplum üniversite izninden haberdar olsun, tartışsın ve Meclis’e taşınıp yasayla kurulsun’ denildi.

“Şunu en azından bütün toplumun bilmesi gerekir; yükseköğrenimde başıboşluk yoktur. Hem kayıt hem de diğer alanlarda aslında bazı öğrenciler kriminal olaylara karışırken bazı tedirginlikler çıktı ama devlet bununla ilgili adımlarını attı. Onun için her yıl biz daha kontrollü ve daha iyiye gideceğiz.”

 “YÖKAS’a dört elle sarılmalıyız”

  • YENİDÜZEN: Hep oteller için kullanıyoruz bu ifadeyi ama üniversitelerdeki ‘doluluk oranı’ nedir?
  • ÖZTÜRKLER: Toplum net olarak üniversite öğrenci sayılarına bakamıyor. Bunun nedenlerinden biri sistemin tüm dinamiklerini çok iyi bilmiyor. Yükseköğrenim öğrenci sayısı ortaya çıkarken bunun üç bacağı vardır. Biri Türkiye’den, ikincisi 3’ncü ülkeden, üçüncüsü KKTC öğrencilerdir. Bütün bu etkenler bir araya geldiğinde yükseköğretimdeki öğrenci sayısı ortaya çıkar. Medya da bazen Türkiye’den gelen öğrenciye bakıp yorumlar yapıyor. Bu sağlıklı yaklaşım değildir. Bugün artık yükseköğrenim kayıt sistemi (YÖKAS) var. YÖKAS’a dört elle sarılmalıyız. Eskiden biz aktif ve pasif öğrencinin ne olduğunu bilmiyorduk. Artık YÖKAS adada sadece kayıtlı olup öğrenimine devam etmeyen öğrenciyi de, kimlik bilgilerini de sistem bize verebiliyor. Sistem aslında ülke güvenliği içinde atılmış önemli bir adımdır. Yani bugün inşaat alanında kayıtlı, kayıt dışı gibi cümleler kullanılıyor ama bunu yükseköğrenimde kullanmamamız gerekir. Çünkü şuan biz aktif öğrencimizi de pasif öğrencimizi de görebiliyoruz. Adamızda geçen yılın verilerine göre 102 bin kayıtlı öğrenci vardı ama aktif öğrenci sayısı 86 bin.
    Yine öğrenci izinleri var. İlk çıktığında eleştirildik. Bu izin için pasaport, devam ettiğine dair öğrenci belgesi ve sağlık raporu sunuyor. Bunlar da ülkenin sağlığını, güvenliğini hem de kayıt altına alınmasını sağlıyor.

“Şu an üniversitelerimize 20 binin üzerinde kayıt alabilecek noktadayız. TC’den 8 bin öğrenci geldi, ek yerleştirmelerle 2 bin, özel yetenek, yatay ve dikey geçişle günün sonunda 13-14 bin civarında Türkiye’den öğrenci gelecek. 6 bin civarında 3’ncü ülkeden, en az 1500 civarında da KKTC vatandaşı, üniversitelere kayıt yaptığında 21 bin civarında öğrenci olacak.”

Şunu en azından bütün toplumun bilmesi gerekir; yükseköğrenimde başıboşluk yoktur. Hem kayıt hem de diğer alanlarda aslında bazı öğrenciler kriminal olaylara karışırken bazı tedirginlikler çıktı ama devlet bununla ilgili adımlarını attı. Onun için her yıl biz daha kontrollü ve daha iyiye gideceğiz.
Son 4-5 yılın istatiksellerine baktığımızda öğrenci sayımızın düşmemesi için bizim yaklaşık 20 bin civarında öğrenci almamız gerekir. Şuan 20 binlerin üzerinde kayıt alabilecek noktadayız. Bu yıl da bundan geri olmayacaktır. TC’den 8 bin öğrenci geldi, ek yerleştirmelerle 2 bin öğrenci gelmesini de bekliyoruz. Böylece 14 bin kontenjanın 10 bini doldurmuş olacağız. Bu da bize yüzde 70’e yakın bir kontenjanlarda doluluk yaşatacak. Bence gayet iyi. İkincisi Türkiye’den sadece YSK yoluyla gelmez. Özel yetenekle de geliyor. Şuan üniversitelerimizde yetenek sınavları var. Bu sınavlarla da öğrenci alıyoruz. Yatay ve dikey geçişle de öğrenci alıyoruz. Bütün bu etkenler bir araya geldiğinde benim en az günün sonunda 13-14 bin civarında Türkiye’den öğrenci gelecek.
Şuan verileri dikkate aldığımızda en az 6 bin civarında 3’ncü ülkeden de öğrenci alacağız. En az 1500 civarında da KKTC vatandaşı üniversitelere kayıt yaptığında zaten veriler bizim ortalama yine 21 bin civarında öğrenci olacak. Bu da şunu gösteriyor;  yapılan ve ortaya konulanlarla yükseköğrenimin dengede gittiğini, bir kaybın olmadığını ifade edebiliriz.

  • YENİDÜZEN: Geçtiğimiz hafta YENİDÜZEN’de Kıbrıs’ın güney ve kuzeyindeki üniversiteler ve öğrenci sayıları gündeme getirildi. Bu verileri nasıl yorumladınız?
  • ÖZTÜRKLER: Bizim bakanlık Haziran kayıtlarına göre güneyde 48 bin 172, sizin verilerinize göre 51 bin civarında  kayıtlı öğrenci var. Bizde ise 101 bin kayıtlı olduğunu ifade ettiniz. Ama aktif öğrenci sayımız 86 bin. Güneydeki üniversite sistemi kuzeydekinden farklıdır. Bizde kampüs ağırlıklı üniversiteler ön planda ve küçük küçük meslek okullarının kurulmasını önlemek amacıyla da Yüksek Öğrenim Yasası’nda bir üniversitenin olabilmesi için en az 3 fakülte 6 bölüm şartı var. Güneyde kampüs üniversiteleri dışında birçok yüksekokul var. Güneyde 3 devlet üniversitesi, 5 devlete kayıtlı yüksekokul 5 kayıtlı özel kampüs üniversitesi, 40 özel yüksekokul var. Bunlar çok bilinmiyor. Kampüs üniversitelerinde okuyan 36 bin 922 üniversite öğrencisi var. Yüksekokullarda da 11 bin 150 öğrencisi var. Aslında siz 51 bin öğrenci dediğinizde sadece kampüs üniversitesinde değil, bütün yüksek öğrenim okulları da buna dahildir.
    Bizim güneyden iyi olduğumuz nokta şudur; 48 bin rakamının yüzde 50’si Kıbrıslı öğrencidir. AB sınırları dışından gelen öğrenci yüzde 18, Avrupalı öğrenci sayıları yüzde 32. Onların bize göre avantajlı olduğu nokta AB’ye üye oldukları için Avrupalı öğrenci gelmesi. Ama uluslararası tanıtım faaliyetlerinde kuzeydeki üniversiteler daha iyi bir noktadadır. 142 ülkeden öğrenci geliyor. Bizim yüzde 50 öğrenci Türkiye’den geliyor.
  • YENİDÜZEN: Bizim öğrencilerimizin 1500’ünün Kuzey’deki üniversitelere kayıt yaptırmasını bekliyorsunuz. Peki yurtdışında okuyacak olan öğrenci sayımız nedir?
  • ÖZTÜRKLER: 2800’e yakın liseden mezun oldu. Eylül ayının sonunda bu yılın sonuçları elimizde olacak. Ama 5 yılın ortalamasına bakacak olursak 1400 civarındaki öğrenci Kuzey Kıbrıs üniversitelerine gidiyor, 400 civarı öğrenci Türkiye’yi, 170 civarında öğrenci de KKTC ve Türkiye dışını ağırlıklı olarak İngiltere’yi tercih ediyor.    
    Marifet üniversiteli olmak değildir, bilimsel veriler incelendiğinde ülkenin doğru yapılanması için üniversiteleşmede yüzde 50-55 mezuniyet olması gerekir ama bizim yüzde 75-80 arasında gerçekleşiyor. En büyük sıkıntı öğrencilerimizi teknik alanda da yönlendirmemiz gerekir. Bugün 50 bine yakın yabancı iş gücü adamızda çalışıyor. Eğer biz buradaki üniversite yapılaşmasını yüzde 80’lerden 60’lara düşürürsek diğer alanları da doğru bir şekilde teknik ve mesleki alanlara yönlendirirsek hem işsizlik rakamını düşürmüş olacağız hem de daha sağlıklı bir yapıya gideceğiz.

 

yeniduzen-satin-aliniz-20190819115230.jpg

 

 

 

 

Bu haber toplam 4269 defa okunmuştur