1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. 2017 KKTC’nin son yılı olabilir mi?
2017 KKTC’nin son yılı olabilir mi?

2017 KKTC’nin son yılı olabilir mi?

“Atatürk Hatay’ı Türkiye’ye kattı. Erdoğan da Kıbrıs’ı ilhak eden lider olmak istiyor,” diye konuştu, Erdoğan’ın bu konuda ne düşündüğünü bilen bir kaynak.

A+A-

Kıbrıslı Türk gazeteci Metin Münir, bugünkü köşesinde, Kıbrıs müzakereleri ile ilgili Türkiye'nın tutumunu yazdı. Kıbrıslı liderlerin Cenevre'den sonuç almadan dönmeleri haline Türkiye'ye ilhakın bir kaç sene içerisinde gerçekleşeceğini iddia etti.

Münir'in T24'deki yazısı şöyle:

 

Kıbrıs görüşmelerine dair bir küçük, bir de büyük bilinmeyen var.

Küçük bilinmeyen Mustafa Akıncı ile Nikos Anastasiades arasındaki pazarlığın  çözümle sonuçlanıp sonuçlanmayacağıdır.

Akıncı, mümkün olduğu kadar az toprak ve mülk verip Türk toplumu için Kıbrıs Cumhuriyeti’nden mümkün olduğu kadar büyük bir hisse almak istiyor.

Anastasiades, Kıbrıs Cumhuriyeti’nden mümkün olduğu kadar küçük bir hisse verip Rum halkı için  KKTC’den  mümkün olduğu kadar çok toprak ve mülk koparmak istiyor.

Kıbrıs’ın şimdiye kadar çıkardığı en çözüm istekli iki lideri olan bu ikili, 18 aydır bir uzlaşmaya varamadı.

Birkaç gün sonra Cenevre’de yapılması planlanan zirvede, maratonun sonuna yaklaşmış iki yarışçı gibi, bütün güçlerini toplayıp sonuca varmaya çalışacaklar.

Büyük bilinmeyen, varılacak veya varılamayacak bu uzlaşma konusunda Türkiye’nin, daha doğrusu Erdoğan’ın tutumunun ne olacağıdır.

Erdoğan’ın tercih ettiği (ama açıktan konuşulmayan) çözüm, Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs Cumhuriyeti’ni 82.  il olarak TC topraklarına katmasıdır.

Bu isteğini özel görüşmelerde bazı Kıbrıslı Türk liderlere söylediği biliniyor.

“Atatürk Hatay’ı Türkiye’ye kattı. Erdoğan da Kıbrıs’ı ilhak eden lider olmak istiyor,” diye konuştu, Erdoğan’ın bu konuda ne düşündüğünü bilen bir kaynak.

Erdoğan’ın  birinci önceliği, başkanlık sistemi kuracak anayasa değişikliğini Meclis’ten ve referandumdan geçirmektir. Bunu başarmak için, Kıbrıs konusunda en şahin parti olan MHP’ye ihtiyacı var.

MHP’nin Kıbrıs’ta Türk bayrağının indirilmesi ve Türk askerlerinin adayı terk etmesi anlamına gelecek bir çözümü sempati ile karşılaması söz konusu değildir.

Türkiye halkının belirli bir bölümü, belki çoğunluğu, bu konuda muhtemelen MHP ile aynı kafadadır.

Halk arasında popüler olmayacak bir çözüm bu günlerde Erdoğan’ın göze alabileceği bir gelişme değildir.

Önde gelen AKP’liler kamuoyu yoklamalarının başkanlık için yüzde altmışın üzerinde bir evet oyu gösterdiğini söylüyor. Bu aşırı iyimser bir tahmin olabilir.

Doğru tahminleri ile tanınan Gezici Araştırma Şirketi’nin kısa bir zaman önce tamamladığı bir kamuoyu yoklamasına göre, Türkiye halkının yaklaşık yüzde 57- 59’u  başkanlık sistemini desteklemiyor.

Erdoğan anayasa değişikliğini yeni yılın ilk çeyreğinde halk oyuna sunmak istiyor.

Kendisi için hayati olan bu oylamanın arifesinde Kıbrıs’ın bir yarısında var olan de facto Türk egemenliğine son vermeyi kabul etmesi çok uzak bir olasılıktır.

Erdoğan için en iyi politika, ilhak veya sonunda ilhak gelecek adımlardır.

Bu, onu Türk halkının büyük bir çoğunluğunun gözünde kahramanlaştırır. Referandumda kazanma şansını artırır.

Bazı Kıbrıslı gözlemciler ilhakın olanaksız olduğunu söylüyor. Argümanlarına göre bunun iki nedeni var: (1) Uluslararası koşullar uygun değil, (2) Kıbrıslı Türkler ilhaka karşı çıkar.

Kıbrıslı Türkler ilhaka karşı çıkar ama hepsi değil. Kıbrıslı Türklerin arasında ilhakı Rumlarla birleşmeye tercih eden büyük ve güçlü bir çıkar çevresi var.

Ayrıca Kıbrıslı Türkler artık sadece Kıbrıslı Türklerden ibaret değil. Aralarında on binlerce – hatta belki de çoğunluğu teşkil eden sayıda – KKTC uyruğu almış Anadolulular var.

Gelecek yılın ortalarına kadar otuz bine yakın yeni TC vatandaşına KKTC vatandaşlığı verilecek. O kadar çok başvuru var ki Lefkoşa’daki İçişleri Bakanlığı’nın vatandaşlık dilekçelerini inceleyen dairenin koridorlarında yürümek mümkün değil.

Bütün bunlara ek olarak, Ankara’nın Kıbrıs Türk toplumunu etkilemek için, başta para olmak üzere, birçok silahı var. İktidardaki sağcı-milliyetçi partiler de AKP’nin her buyruğunu yerine getirmek için hazırda bekliyor.

Uluslararası konjonktüre gelince, ne Erdoğan uluslararası konjonktürü fazla umursayan bir liderdir ne de bu konjonktür o kadar aleyhtedir.

Rusya’nın Kırım’ı ilhakı gibi hiçbir devlet KKTC’nin ilhakını tanımayacak. Ama aynen Kırım’da olduğu gibi hiçbir devlet durumu zorla değiştirmeye kalkışmayacak.

Batı, Türkiye’ye karşı ambargo uygular mı? Bu da pek olası değil. Avrupa Birliği için Türkiye’nin mülteciler konusundaki işbirliği Kıbrıs’tan önemlidir. Benzer hesaplar ABD için de geçerlidir. 

Rusya? Rumların ve Ortodoksların hamisi olan Rusya’nın tutumu ne olur? Sanırım Putin de Türkiye’nin  batıdan daha fazla kopmasına hizmet edecek olan bir hareketi protesto etmekten ileri gitmez.

İlhak olmak istemeyenler çözüm için dualarını hazırlasın. Akıncı ile Anastasiades Cenevre’den gene elleri boş dönerse 2017, KKTC’nin son veya sondan bir-iki önceki yılı olabilir.

Bu haber toplam 4791 defa okunmuştur